1 Baska bir gün ilahi varliklar RAB'bin huzuruna çikmak için geldiklerinde Seytan da RAB'bin huzuruna çikmak için onlarla gelmisti. [1] [2]
2 RAB Seytan'a, "Nereden geliyorsun?" dedi. Seytan, "Dünyada gezip dolasmaktan" diye yanitladi.
3 RAB, "Kulum Eyüp'e bakip da düsündün mü?" dedi, "Çünkü dünyada onun gibisi yoktur. Kusursuz, dogru bir adamdir. Tanri'dan korkar, kötülükten kaçinir. Onu bos yere yok etmek için beni kiskirttin, ama o dogrulugunu hâlâ sürdürüyor."
4 "Cana can!" diye yanitladi Seytan, "Insan cani için her seyini verir.
5 Elini uzat da, onun etine, kemigine dokun, yüzüne karsi sövecektir."
6 RAB, "Peki" dedi, "Onu senin eline birakiyorum. Yalniz canina dokunma."
7 Böylece Seytan RAB'bin huzurundan ayrildi. Eyüp'ün bedeninde tepeden tirnaga kadar kötü çibanlar çikardi.
8 Eyüp çibanlarini kasimak için bir çömlek parçasi aldi. Kül içinde oturuyordu.
9 Karisi, "Hâlâ dogrulugunu sürdürüyor musun?" dedi, "Tanri'ya söv de öl bari!"
10 Eyüp, "Aptal kadinlar gibi konusuyorsun" diye karsilik verdi, "Nasil olur? Tanri'dan gelen iyiligi kabul edelim de kötülügü kabul etmeyelim mi?" Bütün bu olaylara karsin Eyüp'ün agzindan günah sayilabilecek bir söz çikmadi.
11 Eyüp'ün üç dostu -Temanli Elifaz, Suahli Bildat, Naamali Sofar- Eyüp'ün basina gelen bunca kötülügü duyunca kalkip bir araya geldiler. Acisini paylasmak, onu avutmak için yanina gitmek üzere anlastilar.
12 Uzaktan onu taniyamadilar; yüksek sesle aglayip kaftanlarini yirtarak baslarina toprak saçtilar.
13 Yedi gün yedi gece onunla birlikte yere oturdular. Kimse agzini açmadi, çünkü ne denli aci çektigini görüyorlardi.