1 Bu sirada Yerusalim'den bazi Ferisiler ve din bilginleri Isa'ya gelip, "Ögrencilerin neden atalarimizin töresini çigniyor?" diye sordular, "Yemekten önce ellerini yikamiyorlar." [1] [2]
2 (#15:1)
3 Isa onlara su karsiligi verdi: "Ya siz, neden töreniz ugruna Tanri buyrugunu çigniyorsunuz?
4 Çünkü Tanri söyle buyurdu: 'Annene babana saygi göstereceksin'; 'Annesine ya da babasina söven kesinlikle öldürülecektir.'
5 Ama siz, 'Her kim anne ya da babasina, benden alacagin bütün yardim Tanri'ya adanmistir derse, artik babasina saygi göstermek zorunda degildir' diyorsunuz. Böylelikle, töreniz ugruna Tanri'nin sözünü geçersiz kilmis oluyorsunuz.
6 (#15:5)
7 Ey ikiyüzlüler! Yesaya'nin sizinle ilgili su peygamberlik sözü ne kadar yerindedir: 'Bu halk dudaklariyla beni sayar, Ama yürekleri benden uzak.
8 (#15:7)
9 Bana bosuna taparlar. Çünkü ögrettikleri, sadece insan buyruklaridir.'"
10 Isa, halki yanina çagirip onlara, "Dinleyin ve sunu belleyin" dedi. [3]
11 "Agizdan giren sey insani kirletmez. Insani kirleten agizdan çikandir."
12 Bu sirada ögrencileri O'na gelip, "Biliyor musun?" dediler, "Ferisiler bu sözü duyunca gücendiler."
13 Isa su karsiligi verdi: "Göksel Babam'in dikmedigi her fidan kökünden sökülecektir. [4]
14 Birakin onlari; onlar körlerin kör kilavuzlaridir. Eger kör köre kilavuzluk ederse, ikisi de çukura düser." [5] [6]
15 Petrus, "Bu benzetmeyi bize açikla" dedi.
16 "Siz de mi hâlâ anlamiyorsunuz?" diye sordu Isa.
17 "Agza giren her seyin mideye indigini, oradan da helaya atildigini bilmiyor musunuz?
18 Ne var ki agizdan çikan, yürekten kaynaklanir. Insani kirleten de budur.
19 Çünkü kötü düsünceler, cinayet, zina, fuhus, hirsizlik, yalan yere taniklik ve iftira hep yürekten kaynaklanir.
20 Insani kirleten bunlardir. Yikanmamis ellerle yemek yemek insani kirletmez."
21 Isa oradan ayrilip Sur ve Sayda bölgesine geçti. [7]
22 O yöreden Kenanli bir kadin Isa'ya gelip, "Ya Rab, ey Davut Oglu, halime aci! Kizim cine tutuldu, çok kötü durumda" diye feryat etti. [8] [9] [10] [11]
23 Isa kadina hiçbir karsilik vermedi. Ögrencileri yaklasip, "Sal sunu, gitsin!" diye rica ettiler. "Arkamizdan bagirip duruyor."
24 Isa, "Ben yalniz Israil halkinin kaybolmus koyunlarina gönderildim" diye yanitladi. [12]
25 Kadin ise yaklasip, "Ya Rab, bana yardim et!" diyerek O'nun önünde yere kapandi.
26 Isa ona, "Çocuklarin ekmegini alip köpeklere atmak dogru degildir" dedi. [13]
27 Kadin, "Haklisin, ya Rab" dedi. "Ama köpekler de efendilerinin sofrasindan düsen kirintilari yer."
28 O zaman Isa ona su karsiligi verdi: "Ey kadin, imanin büyük! Diledigin gibi olsun." Ve kadinin kizi o saatte iyilesti. [14]
29 Isa oradan ayrildi, Celile Gölü'nün kiyisindan geçerek daga çikip oturdu.
30 Yanina büyük bir kalabalik geldi. Beraberlerinde kötürüm, kör, çolak, dilsiz ve daha birçok hasta getirdiler. Hastalari O'nun ayaklarinin dibine biraktilar. O da onlari iyilestirdi.
31 Halk, dilsizlerin konustugunu, çolaklarin iyilestigini, körlerin gördügünü, kötürümlerin yürüdügünü görünce sasti ve Israil'in Tanrisi'ni yüceltti.
32 Isa ögrencilerini yanina çagirip, "Halka aciyorum" dedi. "Üç gündür yanimdalar, yiyecek hiçbir seyleri yok. Onlari aç aç evlerine göndermek istemiyorum, yolda bayilabilirler." [15]
33 Ögrenciler kendisine, "Böyle issiz bir yerde bu kadar kalabaligi doyuracak ekmegi nereden bulalim?" dediler.
34 Isa, "Kaç ekmeginiz var?" diye sordu. "Yedi ekmekle birkaç küçük baligimiz var" dediler.
35 Bunun üzerine Isa, halka yere oturmalarini buyurdu.
36 Yedi ekmekle baliklari aldi, sükredip bunlari böldü, ögrencilerine verdi. Onlar da halka dagittilar.
37 Herkes yiyip doydu. Artakalan parçalardan yedi küfe dolusu topladilar.
38 Yemek yiyenlerin sayisi, kadin ve çocuklar hariç, dört bin erkekti.
39 Isa, halki evlerine gönderdikten sonra tekneye binip Magadan bölgesine geçti.