İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
FURTHER DISCUSSIONS WITH RODAN
RODAN ILE İLAVE SÖYLEŞILER
1955 161:0.1 ON SUNDAY, September 25, A.D. 29, the apostles and the evangelists assembled at Magadan. After a long conference that evening with his associates, Jesus surprised all by announcing that early the next day he and the twelve apostles would start for Jerusalem to attend the feast of tabernacles. He directed that the evangelists visit the believers in Galilee, and that the women’s corps return for a while to Bethsaida.
2021 161:0.1 PAZAR günü, M.S. 29’da, Eylül’ün 25’i, havariler ve öğreti-yayıcıları Mecdel ile bir araya geldi. Birliktelikleri ile olan uzunca bir söyleşinden sonra, İsa herkesi, bir sonraki günün erken saatleri kendisi ve on iki havarinin Mişkan şölenine katılmak için Kudüs’ün yolunu tutacak oluşlarını duyurarak şaşırtmıştı. O, öğreti-yayıcılarından Celile’deki inananları ziyaret etmelerini ve kadın birliğinden bir süreliğine Bethsayda’ya geri dönmelerini istemişti.
1955 161:0.2 When the hour came to leave for Jerusalem, Nathaniel and Thomas were still in the midst of their discussions with Rodan of Alexandria, and they secured the Master’s permission to remain at Magadan for a few days. And so, while Jesus and the ten were on their way to Jerusalem, Nathaniel and Thomas were engaged in earnest debate with Rodan. The week prior, in which Rodan had expounded his philosophy, Thomas and Nathaniel had alternated in presenting the gospel of the kingdom to the Greek philosopher. Rodan discovered that he had been well instructed in Jesus’ teachings by one of the former apostles of John the Baptist who had been his teacher at Alexandria.
2021 161:0.2 Kudüs için ayrılma vakti geldiğinde, Nathanyel ve Tomas hala İskenderiyeli Rodan ile olan söyleşilerinin ortasındaydılar; ve, onlar, Mecdel’de birkaç gün daha kalmak için Üstün’ün iznini elde ettiler. Ve, böylece, İsa ve onlu Kudüs’e olan yollarına başlarken, Nathanyel ve Tomas Rodan ile içten bir söyleşiyle katılmıştı. Rodan’ın kendi felsefesini detaylandırarak anlatmış olduğu, bir önceki hafta, Tomas ve Nathanyel krallığın müjdesini Yunanlı filozofa değişmeceli bir biçimde sunmuşlardı. Rodan, İskenderiye’de kendisinin öğretmeni olan Vaftizci Yahya’nın eski havarilerinden bir tanesi tarafından İsa’nın öğretileri içinde oldukça iyi bir eğitim almış olduğunu fark etti.
1. THE PERSONALITY OF GOD
1. TANRI’NIN KIŞILIĞI
1955 161:1.1 There was one matter on which Rodan and the two apostles did not see alike, and that was the personality of God. Rodan readily accepted all that was presented to him regarding the attributes of God, but he contended that the Father in heaven is not, cannot be, a person as man conceives personality. While the apostles found themselves in difficulty trying to prove that God is a person, Rodan found it still more difficult to prove he is not a person.
2021 161:1.1 Orada, Rodan ve iki havarinin aynı şekilde görmediği bir husus bulunmaktaydı ve, bu, Tanrı’nın kişiliğiydi. Rodan Tanrı’nın niteliğine dair kendisine sunulmuş olan her şeyi hazır bir biçimde kabul etmişti; ancak, o, cennet içindeki Baba’nın, insanın kişiliği düşündüğü haliyle bir kişi olmadığını, ve olamayacağını, öne sürmekteydi. Her ne kadar havarileri, Tanrı’nın bir kişi olduğunu ispat etmek için ellerinden gelen gayreti göstermiş olsalar da, Rodan onlardan daha da güçlü bir biçimde Tanrı’nın bir kişi olmadığını ispat etmeye çalışmıştı.
1955 161:1.2 Rodan contended that the fact of personality consists in the coexistent fact of full and mutual communication between beings of equality, beings who are capable of sympathetic understanding. Said Rodan: “In order to be a person, God must have symbols of spirit communication which would enable him to become fully understood by those who make contact with him. But since God is infinite and eternal, the Creator of all other beings, it follows that, as regards beings of equality, God is alone in the universe. There are none equal to him; there are none with whom he can communicate as an equal. God indeed may be the source of all personality, but as such he is transcendent to personality, even as the Creator is above and beyond the creature.”
2021 161:1.2 Rodan; kişiliğin gerçekliğini, duygudaş anlayışa yetkin kişiler olarak, eşit düzeydeki varlıklar arasındaki bütüncül ve ortak iletişimin ortak mevcudiyetinden aldığını savunmaktaydı. Rodan şunu söylemişti: “Bir kişi olabilmesi için, Tanrı’nın, kendisi ile iletişime geçecekler tarafından kendisinin bütünüyle anlaşılmasını yetkin kılacak ruhaniyet iletişiminin simgelerine sahip olmak zorundadır. Ancak, Tanrı, tüm diğer varlıkların Yaratanı olarak, sonsuz ve ebedi olduğu için, eşitliğin varlıkları düşünüldüğünde, Tanrı’nın evrende yalnız bir konumda bulunduğu sonucu çıkmaktadır. Orada kendisine eşit hiçbir kimse bulunmamaktadır; orada, bir eşit olarak kendisinin iletişimde bulunabileceği hiç kimse bulunmamaktadır. Tanrı, gerçekten de, kişiliğin tümünün kaynağı olabilir; ancak, böyleyken bile o kişiliğin ötesindedir, tıpkı Yaratan’ın yaratılmışın üstünde ve ötesinde olduğu gibi.”
1955 161:1.3 This contention greatly troubled Thomas and Nathaniel, and they had asked Jesus to come to their rescue, but the Master refused to enter into their discussions. He did say to Thomas: “It matters little what idea of the Father you may entertain as long as you are spiritually acquainted with the ideal of his infinite and eternal nature.”
2021 161:1.3 Bu anlaşmazlık Tomas ve Nathanyel’i fazlasıyla rahatsız etmiş olup, onlar İsa’dan yardımlarına gelmesini talep etmişti; ancak, Üstün, konuşmalarının arasına girmeyi reddetmişti. Ama O Tomas’a şunu söylemişti: “Baba’nın sonsuz ve ebedi doğasının ideali ile ruhsal bir biçimde tanıştığınız müddetçe ona dair hangi düşünceye sahip oluşunuzun çok az önemi bulunmaktadır.”
1955 161:1.4 Thomas contended that God does communicate with man, and therefore that the Father is a person, even within the definition of Rodan. This the Greek rejected on the ground that God does not reveal himself personally; that he is still a mystery. Then Nathaniel appealed to his own personal experience with God, and that Rodan allowed, affirming that he had recently had similar experiences, but these experiences, he contended, proved only the reality of God, not his personality.
2021 161:1.4 Tomas, Tanrı’nın insan ile iletişimde bulunduğunu ve bu nedenle Baba’nın, Rodan’ın tanımı içinde bile, bir kişi olduğunu savunmuştu. Bunu Yunanlı, Tanrı’nın kendisini kişisel olarak açığa çıkarmayışı nedeniyle reddetmişti; kendisinin tamamiyle bir gizemli bir bilinmez oluşu. Bunun sonrasında Nathanyel, Tanrı ile olan kendi kişisel deneyimine başvurmuştu; ve, Rodan, kendisinin de yakın bir süre içerisinde benzer deneyimlerde bulunmuş olduğunu olumlar halde, bunu kabul etmişti; ancak, bu deneyimlerin, yalnızca Tanrı’nın gerçekliğini ispat ettiğini, onun kişiliğini ispat etmediğini savunmuştu.
1955 161:1.5 By Monday night Thomas gave up. But by Tuesday night Nathaniel had won Rodan to believe in the personality of the Father, and he effected this change in the Greek’s views by the following steps of reasoning:
2021 161:1.5 Pazartesi akşamı Tomas amacından vazgeçmişti. Ancak, Salı gecesi, Nathanyel, Baba’nın kişiliğine inanmada Rodan’ı kazanmış olup, o Yunanlı’nın görüşleri içerisindeki bu değişikliği, nedenselliğin şu takip eden aşamaları ile gerçekleştirmişti:
1955 161:1.6 1. The Father in Paradise does enjoy equality of communication with at least two other beings who are fully equal to himself and wholly like himself—the Eternal Son and the Infinite Spirit. In view of the doctrine of the Trinity, the Greek was compelled to concede the personality possibility of the Universal Father. (It was the later consideration of these discussions which led to the enlarged conception of the Trinity in the minds of the twelve apostles. Of course, it was the general belief that Jesus was the Eternal Son.)
2021 161:1.6 1. Cennet içindeki Baba; Ebedi Evlat ve Sonsuz Ruhaniyet olarak — kendisine bütünüyle eşit ve tamamiyle kendisi gibi olan en azından iki diğer varlık ile eşit düzeydeki iletişimi memnuniyetle deneyimlemektedir. Kutsal Üçleme’nin inanç-savı bakımından, Yunanlı, Kâinatsal Baba’nın kişilik olasılığını kabul etmek durumunda kalmıştı. (On iki havarinin akıllarda Kutsal Üçleme’nin gelişmiş kavramsallaşmasına götüren, bu söyleşiler üzerine gerçekleşmiş daha sonraki düşünceler olmuştu. Tabii ki, İsa’nın Ebedi Evlat olduğu yaygın inanıştı.)
1955 161:1.7 2. Since Jesus was equal with the Father, and since this Son had achieved the manifestation of personality to his earth children, such a phenomenon constituted proof of the fact, and demonstration of the possibility, of the possession of personality by all three of the Godheads and forever settled the question regarding the ability of God to communicate with man and the possibility of man’s communicating with God.
2021 161:1.7 2. İsa Baba ile eşit düzeyde olduğu için, ve bu Evlat yeryüzü çocuklarına olan kişilik dışavurumunu elde etmiş bulunduğu için, bu türden bir olgu; gerçekliğin kanıtını ve, Baş Tanrıların üçü tarafından da kişiliğin iyeliğine ait olasılığın bu türden sergilenişini oluşturmuş olup, Tanrı’nın insan ile iletişimde bulunabilme yetisine ve insanın Tanrı ile iletişime geçebilme olasılığına dair soruyu sonsuza kadar cevaplandırmış oldu.
1955 161:1.8 3. That Jesus was on terms of mutual association and perfect communication with man; that Jesus was the Son of God. That the relation of Son and Father presupposes equality of communication and mutuality of sympathetic understanding; that Jesus and the Father were one. That Jesus maintained at one and the same time understanding communication with both God and man, and that, since both God and man comprehended the meaning of the symbols of Jesus’ communication, both God and man possessed the attributes of personality in so far as the requirements of the ability of intercommunication were concerned. That the personality of Jesus demonstrated the personality of God, while it proved conclusively the presence of God in man. That two things which are related to the same thing are related to each other.
2021 161:1.8 3. İsa’nın, insan ile olan karşılıklı ilişkilemin ve kusursuz iletişimin amacı içinde hareket etmekte olduğu; İsa’nın Tanrı’nın Evladı olduğu. Evlat ve Baba’nın ilişkisinin, iletişimin eşitliğini ve duygudaş anlayışın karşılıklı niteliğini varsaymakta olduğunu; İsa ve Baba’nın bir olduğunu[1]. İsa’nın aynı anda hem Tanrı hem de insan ile anlayış dolu iletişimde bulunduğunu, ve hem Tanrı hem de insan İsa’nın iletişimine ait simgelerin anlamlarını kavradığı için, hem Tanrı’nın hem de insanın, karşılıklı-iletişimin gereklilikleri bakımından kişilik niteliklerine sahip olduğunu. İsa’nın kişiliğinin Tanrı’nın kişiliğini sergilediğini, bu gerçekleşirken de, Tanrı’nın insan içindeki mevcudiyetini sonuçsal olarak ispat ettiğini. Aynı şey ile bağlantısı olan iki şeyin birbirleri ile ilişki içinde bulunduğunu.
1955 161:1.9 4. That personality represents man’s highest concept of human reality and divine values; that God also represents man’s highest concept of divine reality and infinite values; therefore, that God must be a divine and infinite personality, a personality in reality although infinitely and eternally transcending man’s concept and definition of personality, but nevertheless always and universally a personality.
2021 161:1.9 4. Kişiliğin, insan gerçekliğine ve kutsal değerlere dair insanın en yüksek kavramsallaşmasını temsil ettiğine; Tanrı’nın aynı zamanda, kutsal gerçekliğe ve sonsuz değerlere dair insanın en yüksek kavramsallaşmasını temsil ettiğine; bu nedenle, her ne kadar insanın kişiliğe dair sahip olduğu kavramsallaşmanın ve tanımın sonsuz ve ebedi bir biçimde ötesinde niteliğe ait olsa da, yine de her koşulda ve evrensel olarak bir kişilik olduğu biçiminde, kutsal ve sonsuz bir kişilik olması zorunluluğunu.
1955 161:1.10 5. That God must be a personality since he is the Creator of all personality and the destiny of all personality. Rodan had been tremendously influenced by the teaching of Jesus, “Be you therefore perfect, even as your Father in heaven is perfect.”
1955 161:1.11 When Rodan heard these arguments, he said: “I am convinced. I will confess God as a person if you will permit me to qualify my confession of such a belief by attaching to the meaning of personality a group of extended values, such as superhuman, transcendent, supreme, infinite, eternal, final, and universal. I am now convinced that, while God must be infinitely more than a personality, he cannot be anything less. I am satisfied to end the argument and to accept Jesus as the personal revelation of the Father and the satisfaction of all unsatisfied factors in logic, reason, and philosophy.”
2021 161:1.11 Rodan bu savunmaları duyduğunda, şunu söylemişti: “İkna oldum. Eğer sen; benim senin kişilik inanışını kabul edişime, insan-ötesi, aşkın, yüce, sonsuz, ebedi, nihai ve kâinatsal gibi daha kapsamlı değerlerden meydana gelen bir anlam topluluğunu eklememe izin vermeye gönüllü olursan, Tanrı’nın bir kişi olduğunu itiraf edeceğim. Ben şimdi; her ne kadar Tanrı’nın sonsuzca bir biçimde bir kişilikten daha da fazlası olması zorunluluğu bulurken, onun bir kişilikten daha azı olamayacağına ikna oldum. Tartışmayı artık gönül rahatlığıyla sonlandırıp, İsa’yı, Baba’nın kişisel açığa çıkarılışı ve mantık, neden ve felsefedeki tüm eksik görünen tartışmaların tamamlayıcısı olarak kabul edebilirim.
2. THE DIVINE NATURE OF JESUS
2. İSA’NIN KUTSAL DOĞASI
1955 161:2.1 Since Nathaniel and Thomas had so fully approved Rodan’s views of the gospel of the kingdom, there remained only one more point to consider, the teaching dealing with the divine nature of Jesus, a doctrine only so recently publicly announced. Nathaniel and Thomas jointly presented their views of the divine nature of the Master, and the following narrative is a condensed, rearranged, and restated presentation of their teaching:
2021 161:2.1 Nathanyel ve Tomas öncesinden, Rodan’ın krallığın müjdesine dair görüşlerini o kadar bütüncül bir biçimde onaylamışlardı ki, orada yalnızca düşünülmesi gerek bir konu kalmıştı bu, daha çok kısa zaman öncesinde ancak kamuya açık bir biçimde duyurulmuş bulunan bir inanış-savı olarak, İsa’nın kutsal doğasın ile ilgili öğretiydi. Nathanyel ve Tomas ortak bir biçimde, Üstün’ün kutsal doğasına dair görüşlerini sunmuşlardı ve, şu anlatım, onların öğretisinin özetlenmiş, tekrar düzenlenmiş ve yeniden ifade edilmiş sunumudur:
1955 161:2.2 1. Jesus has admitted his divinity, and we believe him. Many remarkable things have happened in connection with his ministry which we can understand only by believing that he is the Son of God as well as the Son of Man.
2021 161:2.2 1. İsa kutsallığını kabul etmiş olup, bizler kendisine inanmaktayız. Onun hizmeti ile ilgili, bizlerin yalnız, kendisinin İnsan Evladı’na ek olarak Tanrı Evladı oluşuna inanmamız ile anlayabildiğimiz birçok dikkate değer şey yaşanmıştır.
1955 161:2.3 2. His life association with us exemplifies the ideal of human friendship; only a divine being could possibly be such a human friend. He is the most truly unselfish person we have ever known. He is the friend even of sinners; he dares to love his enemies. He is very loyal to us. While he does not hesitate to reprove us, it is plain to all that he truly loves us. The better you know him, the more you will love him. You will be charmed by his unswerving devotion. Through all these years of our failure to comprehend his mission, he has been a faithful friend. While he makes no use of flattery, he does treat us all with equal kindness; he is invariably tender and compassionate. He has shared his life and everything else with us. We are a happy community; we share all things in common. We do not believe that a mere human could live such a blameless life under such trying circumstances.
2021 161:2.3 2. Onun yaşamının bizler ile olan ilişkilemi, insan arkadaşlığının idealine örnek oluşturmaktadır; yalnızca kutsal bir varlık muhtemel bir biçimde bu türden bir insan arkadaşı olabilirdi. O bizlerin şimdiye kadar tanımış olduğu olabilecek en gerçek fedakâr kişidir. O, günahkârların bile arkadaşıdır; o, düşmanlarını derinden sevme cüreti göstermektedir. O bizlere oldukça sadıktır. Her ne kadar bizleri uyarmakta tereddüt etmese de, kendisinin bizleri gerçek anlamıyla derinden sevmesi hepimiz için aşikâr niteliktedir. Kendisini daha iyi tanıdıkça, onu daha fazla derinden seveceksin. Onun şaşmaz sadakati karşısında büyülenirsin. Görevini kavramadaki başarısızlığımızın tüm bu yılları boyunca o, bizlerin sadık bir arkadaşı olagelmiştir. O bizlere hiçbir şekilde içi boş övgülerde bulunmazken, kesinlikle o, hepimize eşit bir sıcaklıkla davranır; o her zaman nazik ve merhamet sahibidir. Bizler mutlu bir cemiyetiz; her şeyi ortak bir biçimde paylaşmaktayız. Bizler, bu türden zorlayıcı koşullar altında tek bir insanın bile suçlamasız bir yaşama sahip olabileceğine inanmamaktayız.
1955 161:2.4 3. We think Jesus is divine because he never does wrong; he makes no mistakes. His wisdom is extraordinary; his piety superb. He lives day by day in perfect accord with the Father’s will. He never repents of misdeeds because he transgresses none of the Father’s laws. He prays for us and with us, but he never asks us to pray for him. We believe that he is consistently sinless. We do not think that one who is only human ever professed to live such a life. He claims to live a perfect life, and we acknowledge that he does. Our piety springs from repentance, but his piety springs from righteousness. He even professes to forgive sins and does heal diseases. No mere man would sanely profess to forgive sin; that is a divine prerogative. And he has seemed to be thus perfect in his righteousness from the times of our first contact with him. We grow in grace and in the knowledge of the truth, but our Master exhibits maturity of righteousness to start with. All men, good and evil, recognize these elements of goodness in Jesus. And yet never is his piety obtrusive or ostentatious. He is both meek and fearless. He seems to approve of our belief in his divinity. He is either what he professes to be, or else he is the greatest hypocrite and fraud the world has ever known. We are persuaded that he is just what he claims to be.
2021 161:2.4 3. Bizler, hiçbir zaman yanlış yapmadığı için İsa’nın kutsal nitelikte bulunduğunu düşünmekteyiz; o hiçbir hatada bulunmamaktadır. Onun bilgeliği görülmemiş niteliktedir; dindarlığı muhteşemdir. O gün be gün, Baba’nın iradesinin kusursuz uyumluluğu içinde yaşamaktadır. O hiçbir zaman yapmış olduğu yanlış şeylere dair tövbede bulunmamaktadır çünkü Baba’nın yasalarının bir tanesine bile karşı gelmemektedir. O bizler için ve bizlerle birlikte dua etmektedir; ancak, o hiçbir zaman bizlerden kendisi için dua etmemizi istememektedir. Bizler kendisinin tutarlı bir biçimde günahsız olduğuna inanmaktayız. Tek bir insan varlığının bile bu türden bir yaşama sahip olduğunu duyurabileceğine inanmamaktayız. O kusursuz bir yaşamı yaşadığını duyurmakta olup, bizler onun bu gerçekleştirdiğine şahidiz. Bizlerin dindarlığı tövbekârlıktan gelmektedir; ancak, onun ki doğruluktan kaynağını almaktadır. O günahları bağışladığını bile duyurmakta olup, hastalıkları iyileştirmektedir. Bir kişi bile akıl sağlığı yerinde bir halde günahları bağışladığını duyurmayacaktır; o, kutsal bir ayrıcalıktır. Ve, o, kendisi ile olan ilk iletişimde bulunduğumuz andan beri doğruluğu içinde bu şekilde kusursuz bir görünüm sergileyegelmiştir. Bizler şükranlık ve gerçekliğin bilgisi içinde geliştik; ancak, Üstünümüz, en başından beri doğruluğun olgunluğunu sergilemektedir. İyi veya kötü, insanların tümü İsa’nın içinde iyiliğin bu etkenlerini tanımaktadır. Ama yine de, onun dindarlığı hiçbir zaman, müdahale edici veya gösterimsel nitelikte değildir. O hem ağır başlı hem de korkusuzdur. O, kendisinin kutsallığına dair inanışımızı kabul eder görünmektedir. O ya ifade ettiği kişidir, yoksa da dünyanın bu anına kadar tanınagelmiş en büyük ikiyüzlü ve sahtekâr insanıdır. Bizler onun tam da söylediği kişi olduğuna kani olduk.
1955 161:2.5 4. The uniqueness of his character and the perfection of his emotional control convince us that he is a combination of humanity and divinity. He unfailingly responds to the spectacle of human need; suffering never fails to appeal to him. His compassion is moved alike by physical suffering, mental anguish, or spiritual sorrow. He is quick to recognize and generous to acknowledge the presence of faith or any other grace in his fellow men. He is so just and fair and at the same time so merciful and considerate. He grieves over the spiritual obstinacy of the people and rejoices when they consent to see the light of truth.
2021 161:2.5 4. Onun karakterinin benzersizliği ve duygusal denetiminin kusursuzluğu, bizleri; kendisinin insanlık ve kutsallığın bir bileşimi oluşuna ikna etmektedir. O şaşmaz bir biçimde, insanların ihtiyaç duyduğu bir sahneye karşılık vermektedir; acılar, kendisinin ilgisini çekmede hiçbir zaman başarısız olmaz. Onun merhameti; fiziksel acılar, zihinsel sıkıntılar veya ruhsal kederler karşısında eşit düzeyde harekete geçer. O, akran insanları içinde inancın mevcudiyetini veya şükranlığın başka herhangi bir düzeyini tanımada hızlı olup, bunların takdirinde cömerttir. O oldukça adil ve hakkaniyet gözetir nitelikte olup, aynı zamanda bağışlayıcı ve düşüncelidir. O, insanların ruhsal inadı karşısında büyük üzüntü duyup, gerçekliğin ışığını görmeye razı olduğunda büyük mutluluk duyar.
1955 161:2.6 5. He seems to know the thoughts of men’s minds and to understand the longings of their hearts. And he is always sympathetic with our troubled spirits. He seems to possess all our human emotions, but they are magnificently glorified. He strongly loves goodness and equally hates sin. He possesses a superhuman consciousness of the presence of Deity. He prays like a man but performs like a God. He seems to foreknow things; he even now dares to speak about his death, some mystic reference to his future glorification. While he is kind, he is also brave and courageous. He never falters in doing his duty.
2021 161:2.6 5. O, insanların akıllarındaki düşünceleri bilen ve kalplerindeki arzuları anlayan bir görünüme sahiptir. Ve, o her zaman, sıkıntı içindeki ruhaniyetlere anlayış sergilemektedir. O, insani duygularımızın tümüne sahip olur görünmektedir; ancak, onlar kendisinde muhteşem bir biçimde yüceltilmiş haldedir. O, güçlü bir biçimde iyiliği sevmekte ve eşit bir düzeyde günahtan nefret duymaktadır. O, İlahiyat’ın mevcudiyetine dair insan-ötesi bir bilince sahiptir. O, bir insan gibi dua etmekte olup, bir Tanrı gibi hareket etmektedir. O, olacak şeyleri önceden bilir görünüme sahiptir; o şimdiden bile, gelecekteki yüceltilişine olan gizemli bir atıf halinde, ölümü hakkında konuşmaya cüret etmektedir. O iyi kalpli iken, aynı zamanda cesur ve gözü pektir. O hiçbir zaman görevini gerektiği gibi yerine getirmede başarısız olmaz.
1955 161:2.7 6. We are constantly impressed by the phenomenon of his superhuman knowledge. Hardly does a day pass but something transpires to disclose that the Master knows what is going on away from his immediate presence. He also seems to know about the thoughts of his associates. He undoubtedly has communion with celestial personalities; he unquestionably lives on a spiritual plane far above the rest of us. Everything seems to be open to his unique understanding. He asks us questions to draw us out, not to gain information.
2021 161:2.7 6. Bizler sürekli bir biçimde, onun insan-ötesi bilgisinden etkilenmekteyiz. Üstün’ün kendisinden uzakta neyin yaşanmakta olduğunu bilmediğini gösteren bir yaşanmışlığın gerçekleştiği bir gün bile olmamıştır. O aynı zamanda, kendi birlikteliklerinin sahip olduğu düşünceleri bilen bir görünüm sergilemektedir. O kuşkusuz bir biçimde, göksel kişilikler ile birliktelik içindedir; o sorgulanamaz bir biçimde, hepimizin çok üstünde bulunan ruhsal bir düzlemde yaşamaktadır. Her şeyin, kendisinin benzersiz anlayışına açık halde bulunduğu görünmektedir. O, ifadelerimizi dile getirebilmemiz için bizlere soru sormaktadır, bilgi elde etmek için.
1955 161:2.8 7. Recently the Master does not hesitate to assert his superhumanity. From the day of our ordination as apostles right on down to recent times, he has never denied that he came from the Father above. He speaks with the authority of a divine teacher. The Master does not hesitate to refute the religious teachings of today and to declare the new gospel with positive authority. He is assertive, positive, and authoritative. Even John the Baptist, when he heard Jesus speak, declared that he was the Son of God. He seems to be so sufficient within himself. He craves not the support of the multitude; he is indifferent to the opinions of men. He is brave and yet so free from pride.
2021 161:2.8 7. Yakın bir zaman içinde Üstün, kendisinin sahip olduğu insan-ötesi niteliği açık bir biçimde ifade etmede çekince göstermemiştir. Havariler olarak görevlendirilişimizden bu yakın zamana kadar, kendisi bir kez olsun, yukarıdaki Baba’dan gelmiş olduğunu reddetmemiştir. O kutsal bir öğretmenin otoritesiyle konuşmaktadır. Üstün; bugünün dini öğretilerini reddetmekten çekinmemekte, olumlu otorite ile yeni müjdeyi duyurmaktadır. O ne söylediğini bilen, olumlu ve yetki sahibi biridir. Vaftizci Yahya bile, İsa’nın konuştuğunu duyduğu zaman kendisinin Tanrı Evladı olduğunu duyurmuştur[3]. O kendisine tamamiyle yetebilen bir görünüm sergilemektedir. O, kalabalıkların desteği peşine arzulu halde düşmemektedir; o, insanların kendisi ile ilgili görüşlerini önemsememektedir; O cesur olup, buna rağmen gururdan tamamiyle uzaktır.
1955 161:2.9 8. He constantly talks about God as an ever-present associate in all that he does. He goes about doing good, for God seems to be in him. He makes the most astounding assertions about himself and his mission on earth, statements which would be absurd if he were not divine. He once declared, “Before Abraham was, I am.” He has definitely claimed divinity; he professes to be in partnership with God. He well-nigh exhausts the possibilities of language in the reiteration of his claims of intimate association with the heavenly Father. He even dares to assert that he and the Father are one. He says that anyone who has seen him has seen the Father. And he says and does all these tremendous things with such childlike naturalness. He alludes to his association with the Father in the same manner that he refers to his association with us. He seems to be so sure about God and speaks of these relations in such a matter-of-fact way.
2021 161:2.9 8. O sürekli bir biçimde Tanrı’dan, yaptığı her şeyde her daim hazır bir birlikteliği olarak bahsetmektedir. O başlıca, iyi şeyleri yapmak amacıyla hareket etmektedir; zira, Tanrı’nın kendisi içinde olduğu bir görünüm gözlenmektedir[4][5]. O, eğer kendisi kutsal olmasa tamamiyle saçma kaçacak haldeki ifadeler olarak, kendisi ve yeryüzü üzerindeki görevi hakkında olabilecek en şaşırtıcı söylemlerde bulunmaktadır. O bir seferinde, “İbrahim’den önce ben var haldeydim” ifadesini duyurmuştur[6]. O kesin bir biçimde kutsallığını duyurmuştur; o, Tanrı ile ortaklık içinde bulunduğunu ilan etmiştir. O, cennetsel Baba ile olan içten ilişkilemine dair ifadeleri tekrar etmede dilin tüm olasılıklarını neredeyse tamamen kullanmıştır. O, kendisi ve Baba’nın bir olduğunu öne sürmeye cüret etmektedir[7]. O, kendisini görmüş olan herhangi bir kişinin Baba’yı görmüş olduğunu söylemektedir[8]. Ve, o, tüm bu şaşırtıcı şeyleri inanılmaz bir çocuksu doğallıkla söylemekte ve yapmaktadır. O Baba ile olan ilişkilemine, bizler ile olan ilişkilemine nasıl atıfta bulunuyorsa aynı şekilde bahsetmektedir[9]. O Tanrı hakkında o kadar emin bir görümüm sergilemekte olup, bu ilişkilerden inanılmaz bir mevcudiyetsel kesinlikte bahsetmektedir.
1955 161:2.10 9. In his prayer life he appears to communicate directly with his Father. We have heard few of his prayers, but these few would indicate that he talks with God, as it were, face to face. He seems to know the future as well as the past. He simply could not be all of this and do all of these extraordinary things unless he were something more than human. We know he is human, we are sure of that, but we are almost equally sure that he is also divine. We believe that he is divine. We are convinced that he is the Son of Man and the Son of God.
2021 161:2.10 9. Dua yaşamında o doğrudan bir biçimde Babası ile iletişimde bulunur biçimde görülmektedir. Bizler onun duasının çok azını duymuş bulunmaktayız; ancak, bu çok az sayıdaki dua, kendisinin Tanrı ile, tıpkı yüz yüze görüşürmüş gibi konuştuğuna işaret etmektedir. O, geçmişe ek olarak geleceği bilir görünmektedir. O, yalın bir değişle, insandan daha fazlası bir konumda bulunması, tüm bu niteliklere ait kişi olamaz, bu olağanüstü şeylerin hiçbirini gerçekleştirmezdi. Bizler onun insan olduğunu biliyoruz, bizler bundan eminiz; ancak, bizler, onun aynı zamanda kutsal olduğundan neredeyse eşit bir biçimde eminiz. Bizler onun kutsal olduğuna inanıyoruz. Onun, İnsan Evladı ve Tanrı Evladı olduğuna ikna olmuş haldeyiz.
1955 161:2.11 When Nathaniel and Thomas had concluded their conferences with Rodan, they hurried on toward Jerusalem to join their fellow apostles, arriving on Friday of that week. This had been a great experience in the lives of all three of these believers, and the other apostles learned much from the recounting of these experiences by Nathaniel and Thomas.
2021 161:2.11 Nathanyel ve Tomas, Rodan ile gerçekleştirmiş oldukları konuşmalarını tamamladıklarında, aynı hafta Cuma günü ulaşan bir biçimde, akran havarilerine katılmak için Jerusem yoluna bir önce çıkmışlardı. Bu, bu inanların üçünün de yaşamlarında büyük bir deneyim olmuştu; ve, diğer havariler, Nathanyel ve Tomas tarafından bu deneyimlerin yeniden anlatılışından fazlasıyla şey öğrenmişlerdi.
1955 161:2.12 Rodan made his way back to Alexandria, where he long taught his philosophy in the school of Meganta. He became a mighty man in the later affairs of the kingdom of heaven; he was a faithful believer to the end of his earth days, yielding up his life in Greece with others when the persecutions were at their height.
2021 161:2.12 Rodan, Meganta okulunda felsefesini uzunca bir süredir öğretmiş olduğu yer olan, İskenderiye’ye olan geri dönüş yolunu tutmuştu. O, cennetin krallığına ait daha sonraki olaylarda kudretli bir kişi haline gelmişti; o, idamlar doruk noktasında iken, diğerleri ile birlikte yaşamını Yunanistan’da teslim eden bir biçimde, yeryüzü günlerinin sonuna kadar inançlı bir inanan olarak kalmıştı.
3. JESUS’ HUMAN AND DIVINE MINDS
3. İSA’NIN İNSAN VE KUTSAL AKILLARI
1955 161:3.1 Consciousness of divinity was a gradual growth in the mind of Jesus up to the occasion of his baptism. After he became fully self-conscious of his divine nature, prehuman existence, and universe prerogatives, he seems to have possessed the power of variously limiting his human consciousness of his divinity. It appears to us that from his baptism until the crucifixion it was entirely optional with Jesus whether to depend only on the human mind or to utilize the knowledge of both the human and the divine minds. At times he appeared to avail himself of only that information which was resident in the human intellect. On other occasions he appeared to act with such fullness of knowledge and wisdom as could be afforded only by the utilization of the superhuman content of his divine consciousness.
2021 161:3.1 Kutsallığın bilinci, vaftizi olayına kadar İsa’nın aklında kademeli bir büyümeydi. Kutsal doğasının, insan-öncesi mevcudiyetinin ve evren ayrıcalıklarının öz bilincine bütünüyle vardıktan sonra, kutsallığına ait insan bilincini çeşitli biçimlerde sınırlama gücüne sahip bir görünüm sergilemiştir. Bizler tarafından görüldüğü kadarıyla; vaftizinden çarmığa gerilişine kadar, yalnızca insan aklına bağlı kalmak veya hem insan ve hem de kutsal akılların her ikisinin de bilgisini kullanmak İsa için tamamiyle tercihsel bir nitelikte bulunmaktaydı. Zaman zaman onun, yalnızca insan usu içinde ikamet eden bilgiye kendisini bağlı kılmayı tercih etmiş olduğu görünmüştür. Başka hususlarda onun, yalnızca kendi kutsal bilincine ait insan-ötesi içeriğin kullanımı tarafından sağlanabilecek olan bilgi ve bilgeliğin inanılmaz bütüncüllüğü ile hareket ettiği görünmüştür.
1955 161:3.2 We can understand his unique performances only by accepting the theory that he could, at will, self-limit his divinity consciousness. We are fully cognizant that he frequently withheld from his associates his foreknowledge of events, and that he was aware of the nature of their thinking and planning. We understand that he did not wish his followers to know too fully that he was able to discern their thoughts and to penetrate their plans. He did not desire too far to transcend the concept of the human as it was held in the minds of his apostles and disciples.
2021 161:3.2 Bizler, onun benzersiz dışavurumlarını yalnızca, kendisinin irade gösterdiği zamanlarda kutsal bilincini kendi kendine kısıtlayabilme yetisine dair kuramı kabul ederek anlayabilmekteyiz. Bizler, yaşanacaklara dair öncül bilgisini birlikteliklerinden sıklıkla saklamış olduğunu ve bu kişilerin sahip olduğu düşüncelerin ve planların içeriğinden haberdar bulunduğunu bütünüyle bilmekteyiz. Bizler İsa’nın, sahip olduğu takipçilerin, düşüncelerini sezip planlarına erişmeye yetisi bulunduğunu bütünüyle bilmelerini arzu etmemiş olduğunu anlamaktayız. O, havarileri ve takipçilerinin akıllarında barındırıldığı biçimiyle insana dair kavramsallaşmayı haddinden fazla aşmayı arzulamamaktaydı.
1955 161:3.3 We are utterly at a loss to differentiate between his practice of self-limiting his divine consciousness and his technique of concealing his preknowledge and thought discernment from his human associates. We are convinced that he used both of these techniques, but we are not always able, in a given instance, to specify which method he may have employed. We frequently observed him acting with only the human content of consciousness; then would we behold him in conference with the directors of the celestial hosts of the universe and discern the undoubted functioning of the divine mind. And then on almost numberless occasions did we witness the working of this combined personality of man and God as it was activated by the apparent perfect union of the human and the divine minds. This is the limit of our knowledge of such phenomena; we really do not actually know the full truth about this mystery.
2021 161:3.3 Bizler, kutsal bilincini kendi kendisine olan kısıtlayış uygulamasını, önceden bilişini ve düşünce sezişini insan birlikteliklerinden saklama yönetiminden nasıl bütünüyle ayırt edeceğimizi bilmemekteyiz. Bizler, kendisinin bu iki yöntemi de kullanmış olduğuna ikna olmuş haldeyiz; ancak, herhangi özel bir durum içerisinde kendisinin hangi yöntemi kullanmış olduğunu belirtmeye her zaman yetkin halde bulunmamaktayız. Bizler kendisini sürekli olarak, bilincin yalnızca insani içeriği ile hareket etmiş olduğunu gözlemledik; ancak, bir yandan da, kendisinin evrenin göksel birliklerine ait yöneticiler ile görüşmelerde bulunduğunu gördük ve kendisi içinde kutsal aklın kuşku duyulmaz faaliyetini algıladık. Ve, bunlara ek olarak neredeyse sayısız birçok sefer, insan ve kutsal akılların kusursuz olarak görülen birliği tarafından etkinleştirilir haldeki, insan ve Tanrı’nın bu birleşik kişiliğinin işlevine şahit olduk. Bu, bu türden olgulara dair bizlerin bilgisinin sahip olduğu sınırdır; bizler gerçekten de, bu gizem hakkındaki bütüncül gerçekliğin bilgisine mevcut bir biçimde sahip bulunmamaktayız.