İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
THE TRIAL BEFORE PILATE
PILATUS KARŞISINDAKI MAHKEME
1955 185:0.1 SHORTLY after six o’clock on this Friday morning, April 7, A.D. 30, Jesus was brought before Pilate, the Roman procurator who governed Judea, Samaria, and Idumea under the immediate supervision of the legatus of Syria. The Master was taken into the presence of the Roman governor by the temple guards, bound, and was accompanied by about fifty of his accusers, including the Sanhedrist court (principally Sadduceans), Judas Iscariot, and the high priest, Caiaphas, and by the Apostle John. Annas did not appear before Pilate.
2021 185:0.1 BU CUMA sabahı, M.S. 30 yılının 7 Nisan’ında, saat altıdan biraz daha sonra, İsa, Suriye temsilciliğinin doğrudan gözetimi altında bulunan Yudea’yı, Samarya’yı ve İdumea’yı yönetmekte olan Roma hâkimi olarak Pilatus’un önüne getirilmişti. Üstün, mabet muhafızları tarafından Roma valisinin huzuruna bağlı hale getirilmiş olup, ona, Sanhedrin üyeleri (başta Saddukiler olmak üzere), Yudas İskariot ve yüksek din-adamı Kaiaphas ve Havari Yahya’ya ek olarak, elli kişiden meydana gelen suçlayıcıları eşlik etmekteydi. Annas Pilatus’un karşısına çıkmamıştı.
1955 185:0.2 Pilate was up and ready to receive this group of early morning callers, having been informed by those who had secured his consent, the previous evening, to employ the Roman soldiers in arresting the Son of Man, that Jesus would be early brought before him. This trial was arranged to take place in front of the praetorium, an addition to the fortress of Antonia, where Pilate and his wife made their headquarters when stopping in Jerusalem.
2021 185:0.2 Pilatus uyanık olup, önceki gece İnsan Evladı’nı tutuklamak için Romalı askerleri kullanmak amacıyla rızasını elde etmiş olanlar tarafından İsa’nın erken vakitlerde huzuruna getirilecek oluşu karşısında bilgilendirilmiş bir biçimde, kendisine sabahın erken saatlerinde başvurmakta olan bu kafileyi almaya hazırdı. Bu mahkemenin, Pilatus ve eşinin Kudüs’te konakladıkları zaman ana merkezlerini oluşturdukları Antonya kalesine eklenmiş haldeki, praetoryumun önünde gerçekleştirilmesi tasarlanmıştı.
1955 185:0.3 Though Pilate conducted much of Jesus’ examination within the praetorium halls, the public trial was held outside on the steps leading up to the main entrance. This was a concession to the Jews, who refused to enter any gentile building where leaven might be used on this day of preparation for the Passover. Such conduct would not only render them ceremonially unclean and thereby debar them from partaking of the afternoon feast of thanksgiving but would also necessitate their subjection to purification ceremonies after sundown, before they would be eligible to partake of the Passover supper.
2021 185:0.3 Her ne kadar Pilatus praetoryum koridorları içinde İsa’nın ifadesinin büyük bir kısmını gerçekleştirmişse de, kamu mahkemesi, ana girişe uzanan basamakların önünde gerçekleştirilmişti[1]. Bu; içinde, Hamursuz’a hazırlanışın bu gününde herhangi bir mayanın kullanılabileceği bir gentile binasına girmeyi reddetmekte olan Musevilere verilmiş bir tavizdi. Bu türden bir davranış yalnızca kendilerini törensel olarak kirlenmiş kılmayacaktı bu aynı zamanda öğleden sonraki şükran şölenine katılmaktan kendilerini alı koyacak olup, hem de, Hamursuz akşam yemeğini yemek için tekrar kabul edilebilir hale gelmeden önce, havanın kararması ardından arınma törenlerine katılmalarını zorunlu kılacaktı.
1955 185:0.4 Although these Jews were not at all bothered in conscience as they intrigued to effect the judicial murder of Jesus, they were nonetheless scrupulous regarding all these matters of ceremonial cleanness and traditional regularity. And these Jews have not been the only ones to fail in the recognition of high and holy obligations of a divine nature while giving meticulous attention to things of trifling importance to human welfare in both time and eternity.
2021 185:0.4 Her ne kadar bu Museviler, İsa’nın yargısal öldürülüşünü yerine getirme ilgisine sahip bir biçimde vicdani açıdan kendilerini hiçbir biçimde kötü hissetmemişlerse de, yine de törensel temizliğin ve geleneksel düzenin tüm bu hususlarında titizlik göstermektelerdi. Ve, bu Museviler, hem zaman ve hem de ebediyet içindeki insan refahı için bu çok küçük öneme sahip olan şeylere çok detaylı önemi verirken, kutsal bir doğanın yüksek ve kutsal sorumluluklarının tanınmasında başarısız olan toplulukta yalnız değillerdi.
1. PONTIUS PILATE
1. PONTIUS PILATUS
1955 185:1.1 If Pontius Pilate had not been a reasonably good governor of the minor provinces, Tiberius would hardly have suffered him to remain as procurator of Judea for ten years. Although he was a fairly good administrator, he was a moral coward. He was not a big enough man to comprehend the nature of his task as governor of the Jews. He failed to grasp the fact that these Hebrews had a real religion, a faith for which they were willing to die, and that millions upon millions of them, scattered here and there throughout the empire, looked to Jerusalem as the shrine of their faith and held the Sanhedrin in respect as the highest tribunal on earth.
2021 185:1.1 Eğer Pontius Pilatus küçük vilayetlerin kabul edilebilir bir biçimde iyi valisi olmasaydı, Tiberyus, on yıllık bir süre boyunca Yudea’nın hâkimi olarak ona neredeyse hiçbir biçimde katlanmazdı. Her ne kadar Pilatus oldukça iyi bir yönetici olsa da, o ahlaki olarak bir korkaktı. O, Musevilerin valisi olarak görevinin doğasını kavrayacak yeteri kadar derin bir kişi değildi. O, bu İbranilerin, gerçek bir dine sahip oldukları gerçeğini kavramada başarısız olmuştu; ölmeye gönüllü, imparatorluk boyunca etrafa dağılmış milyonlarca kişinin Kudüs’ü inançlarının mabedi ve Sanhedrin'i yeryüzü üzerindeki en yüksek mahkeme olarak gördükleri bir inanış olarak.
1955 185:1.2 Pilate did not love the Jews, and this deep-seated hatred early began to manifest itself. Of all the Roman provinces, none was more difficult to govern than Judea. Pilate never really understood the problems involved in the management of the Jews and, therefore, very early in his experience as governor, made a series of almost fatal and well-nigh suicidal blunders. And it was these blunders that gave the Jews such power over him. When they wanted to influence his decisions, all they had to do was to threaten an uprising, and Pilate would speedily capitulate. And this apparent vacillation, or lack of moral courage, of the procurator was chiefly due to the memory of a number of controversies he had had with the Jews and because in each instance they had worsted him. The Jews knew that Pilate was afraid of them, that he feared for his position before Tiberius, and they employed this knowledge to the great disadvantage of the governor on numerous occasions.
2021 185:1.2 Pilatus Musevileri sevmemişti, ve bu derinde yatmakta olan nefret kendisini erkenden dışa vurmaya başlamıştı. Roma vilayetlerinin tümü içinde hiçbiri Yudea’yı yönetmekten daha zor değildi. Pilatus hiçbir zaman, Musevilerin idaresiyle ilişkin sorunları gerçek anlamıyla anlamamıştı ve, bu nedenle, vali olarak deneyiminin en başında neredeyse ölümcül ve intihara yaklaşmış olan bir dizi büyük hatada bulunmuştu. Ve, Musevilere onun üzerinde bu kadar gücü veren şey bu büyük hatalar olmuştu. Onlar Pilatus’un kararlarını etkilemek istediklerinde, tek yapmaları gereken şey onu bir isyan ile tehdit etmekti; bunun ardından Pilatus derhal tavizde bulunurdu. Ve, hâkimin bu bariz dirayetsizliği, veya diğer bir değişle onun cesaret yoksunluğu, Museviler ile deneyimlemiş olduğu fazla sayıdaki anlaşmazlığın geçmişi ve her seferinde de onların kendisi üzerinde üstün gelmesi nedeniyleydi. Museviler Pilatus’un kendilerinden korkmakta olduğunu bilmekteydi; Tiberyus karşısında onun makamını kaybetme korkusunda oluşunu; ve, onlar, sayısız sefer bu bilgiyi valiye fazlasıyla zarar veren bir biçimde kullanmışlardı.
1955 185:1.3 Pilate’s disfavor with the Jews came about as a result of a number of unfortunate encounters. First, he failed to take seriously their deep-seated prejudice against all images as symbols of idol worship. Therefore he permitted his soldiers to enter Jerusalem without removing the images of Caesar from their banners, as had been the practice of the Roman soldiers under his predecessor. A large deputation of Jews waited upon Pilate for five days, imploring him to have these images removed from the military standards. He flatly refused to grant their petition and threatened them with instant death. Pilate, himself being a skeptic, did not understand that men of strong religious feelings will not hesitate to die for their religious convictions; and therefore was he dismayed when these Jews drew themselves up defiantly before his palace, bowed their faces to the ground, and sent word that they were ready to die. Pilate then realized that he had made a threat which he was unwilling to carry out. He surrendered, ordered the images removed from the standards of his soldiers in Jerusalem, and found himself from that day on to a large extent subject to the whims of the Jewish leaders, who had in this way discovered his weakness in making threats which he feared to execute.
2021 185:1.3 Pilatus’un Musevilere olan olumsuz bakışı, fazla sayıdaki talihsiz yüzleşmenin bir sonucu olarak gerçekleşmişti. İlk olarak, o, puta tapmanın simgeleri olarak kendilerinin imgelerin her türlüsüne karşı sahip oldukları ön yargıyı ciddiye almada başarısız olmuştu. Bu nedenle, o askerlerinin, selefi altındaki Romalı askerlerinin uygulaması olarak, nişanlarından Sezar’ın imgelerini kaldırmadan Kudüs’e girmelerine izin vermişti. Musevilerinin büyük bir temsilci topluluğu, kendisinden askeri ölçütlere uymayan bir biçimde bu imgelerin kaldırılmasını ister halde, Pilatus için beş gün beklemişti. O kesin bir biçimde, onların talebini reddetmiş olup, kendilerini anlık gerçekleşecek bir ölümle tehdit etmişti. Bir kuşkucu olarak Pilatus, güçlü dini hislere sahip olan insanların dini yargıları için ölmede tereddüt etmeyeceklerini anlamamıştı ve, bu nedenle o, Museviler inatla sarayı üzerine gelip, başlarını yere gömen bir biçimde, kendilerinin ölmeye hazır oldukları haberini gönderdiklerinde endişeye kapılmıştı. Pilatus, Kudüs’te bulunan askerlerin olağan kıyafetlerinden imgelerin kaldırılmasını emreden bir halde, teslim olmuş ve kendisini bu günden itibaren büyük bir biçimde, yerine getirmeye korktuğu tehditleri gerçekleştirmedeki zafiyetini bu şekilde keşfetmiş olan Musevi önderlerinin tahmin edilemez arzularına tabi halde bulmuştu.
1955 185:1.4 Pilate subsequently determined to regain this lost prestige and accordingly had the shields of the emperor, such as were commonly used in Caesar worship, put up on the walls of Herod’s palace in Jerusalem. When the Jews protested, he was adamant. When he refused to listen to their protests, they promptly appealed to Rome, and the emperor as promptly ordered the offending shields removed. And then was Pilate held in even lower esteem than before.
2021 185:1.4 Pilatus daha sonrasında, kaybolmuş olan itibarını tekrar kazanmaya kararlılık göstermişti, ve o bunun uyarınca, Sezar ibadetinde sıklıkça kullanmakta olan imparatorun kalkanlarını Kudüs içindeki Hirodes’in saray duvarlarına yerleştirmişti. Museviler buna karşı durduklarında, o kararlıydı. O kendilerinin itirazların dinlemeyi reddettiğinde, onlar derhal Roma’ya başvurmuştu; ve, imparator derhal gücendiren kalkanların kaldırılmasına emretmişti. Ve, bunun ardından Pilatus, öncesinden daha da alt bir düzeyde görülmüştü.
1955 185:1.5 Another thing which brought him into great disfavor with the Jews was that he dared to take money from the temple treasury to pay for the construction of a new aqueduct to provide increased water supply for the millions of visitors to Jerusalem at the times of the great religious feasts. The Jews held that only the Sanhedrin could disburse the temple funds, and they never ceased to inveigh against Pilate for this presumptuous ruling. No less than a score of riots and much bloodshed resulted from this decision. The last of these serious outbreaks had to do with the slaughter of a large company of Galileans even as they worshiped at the altar.
2021 185:1.5 Musevilere karşı kendisini büyük bir hoşnutsuzluğa getirilen başka bir şey, büyük dini şölenler döneminde Kudüs’e olan milyonlarca ziyaretçi için artan su tedarikinde bulunmak için yeni bir su kemerinin yapılması amacıyla mabet hazinesinden para alama cesareti gösterişiydi. Museviler, yalnızca Sanhedrin heyetinin mabet kaynaklarını harcayabileceğini düşünmekteydi; ve, onlar hiçbir zaman, bu cüretkâr idare için Pilatus’u eleştirel gözlerle bakmayı sonlandırmadılar. Düzinelerce ayaklanma ve fazlasıyla kan bu karardan dolayı akmıştı. Bu ciddi isyanların sonu, tam da sunakta ibadette bulunurken Celilelilerden meydana gelen büyük bir kafilenin kırımını içermişti.
1955 185:1.6 It is significant that, while this vacillating Roman ruler sacrificed Jesus to his fear of the Jews and to safeguard his personal position, he finally was deposed as a result of the needless slaughter of Samaritans in connection with the pretensions of a false Messiah who led troops to Mount Gerizim, where he claimed the temple vessels were buried; and fierce riots broke out when he failed to reveal the hiding place of the sacred vessels, as he had promised. As a result of this episode, the legatus of Syria ordered Pilate to Rome. Tiberius died while Pilate was on the way to Rome, and he was not reappointed as procurator of Judea. He never fully recovered from the regretful condemnation of having consented to the crucifixion of Jesus. Finding no favor in the eyes of the new emperor, he retired to the province of Lausanne, where he subsequently committed suicide.
2021 185:1.6 Her ne kadar bu dirayetsiz Roma yöneticisi İsa’yı Musevilere karşı duymuş olduğu korkuya ve kendi kişisel makamının muhafazasına kurban vermiş olsa da, onun, mabet vazolarının gömülmüş olduğunu söylemiş olan Gerizim Dağına orduları yönlendirmiş bir sahte Mesih’in iddialarıyla ilişkin olarak Samirilerin gereksiz bir kıyımının bir sonucu olarak görevinden alınmış olması dikkate değerdir. Bu yaşanmışlığın bir sonucu olarak, Suriye yönetim birimi Pilatus’u Roma’ya çağırmıştı. Tiberyus, Pilatus’un Roma’ya olan yolu üzerinde ölmüştü; ve, o, Yudea’nın hâkimi olarak yeniden atanmamıştı. O hiçbir zaman, İsa’nın vaftizine rıza göstermenin utandırıcı kınamasından kendisini kurtaramamıştı. Yeni imparatorun gözlerinde hiçbir onayı bulamayan bir biçimde, daha sonra intihara girişmiş olduğu yer olan Lozan vilayetinde emekli olmuştu.
1955 185:1.7 Claudia Procula, Pilate’s wife, had heard much of Jesus through the word of her maid-in-waiting, who was a Phoenician believer in the gospel of the kingdom. After the death of Pilate, Claudia became prominently identified with the spread of the good news.
2021 185:1.7 Pilatus’un eşi, Klaudia Prokula İsa’ya dair birçok şeyi, krallığın müjdesinin bir Fenikeli inananı olan hizmetçisinin sözüyle duymuştu. Pilatus’un ölümünden sonra Klaudia güçlü bir biçimde iyi haberlerinin yayılışı ile ilişkili hale gelmişti.
1955 185:1.8 And all this explains much that transpired on this tragic Friday forenoon. It is easy to understand why the Jews presumed to dictate to Pilate—to get him up at six o’clock to try Jesus—and also why they did not hesitate to threaten to charge him with treason before the emperor if he dared to refuse their demands for Jesus’ death.
2021 185:1.8 Ve, tüm bunların hepsi, bu acı Cuma öğle öncesi gerçekleşmiş olan birçok şeyi açıklamaktadır. Museviler’in neden — kendisinin İsa’yı yargılamak için altıda kalmasını sağlayan bir biçimde — Pilatus’a emir vermiş olmasını ve aynı zamanda İsa’nın ölümü için kendi taleplerine karşı gelmeye cüret etmesinden önce İsa’yı vatana ihanet suçuyla suçlamaktan tereddüt etmemelerinin anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır.
1955 185:1.9 A worthy Roman governor who had not become disadvantageously involved with the rulers of the Jews would never have permitted these bloodthirsty religious fanatics to bring about the death of a man whom he himself had declared to be innocent of their false charges and without fault. Rome made a great blunder, a far-reaching error in earthly affairs, when she sent the second-rate Pilate to govern Palestine. Tiberius had better have sent to the Jews the best provincial administrator in the empire.
2021 185:1.9 Musevilerin yöneticileri ile zarar verici bir biçimde ilişkili hale gelmemiş değerli bir Roma valisi hiçbir zaman; kendisinin, sahte suçlamalarından masum ve hatasız olduğunu duyurmuş olduğu bir kişinin ölümünü yerine getirmek için bu türden kana susamış dini köktencilere izin vermezdi. Roma, Filistin’i yönetmesi için ikinci düzey Pilatus’u gönderdiğinde, yeryüzüsel olaylarda çok büyük sonuçlara neden olmuş bir yanlış olarak, büyük bir hata yapmıştı. Tiberyus, imparatorluk içindeki en iyi vali yöneticisini Musevilere göndermiş olsaydı daha iyi bir şey yapmış olurdu.
2. JESUS APPEARS BEFORE PILATE
2. İSA’NIN PILATUS KARŞISINA ÇIKIŞI
1955 185:2.1 When Jesus and his accusers had gathered in front of Pilate’s judgment hall, the Roman governor came out and, addressing the company assembled, asked, “What accusation do you bring against this fellow?” The Sadducees and councilors who had taken it upon themselves to put Jesus out of the way had determined to go before Pilate and ask for confirmation of the death sentence pronounced upon Jesus, without volunteering any definite charge. Therefore did the spokesman for the Sanhedrist court answer Pilate: “If this man were not an evildoer, we should not have delivered him up to you.”
2021 185:2.1 İsa ve onun suçlayıcıları Pilatus’un yargılama salonunun önünde toplandıklarında, Roma valisi dışarı çıkıp, toplanmış haldeki kafileye hitaben, şunu sormuştu: “Bu akrana hangi suçlamayı getiriyorsunuz?” İsa’yı önlerinden kaldırmayı kendilerine görev edinmiş olan Saddukiler ve heyet üyeleri öncesinde, Pilatus’un önüne çıkmakta ve ondan herhangi bir kesin suçlama olmadan İsa’nın üzerindeki ölüm cezasını onaylamasını istemede kararlıydı[2]. Bu nedenle Sanhedrin mahkemesinin sözcüsü Pilatus’a şu cevapta bulunmuştu: “Eğer bu kişi bir kötülük işleyen olmasaydı, biz onu sana kadar getirmezdik.”
1955 185:2.2 When Pilate observed that they were reluctant to state their charges against Jesus, although he knew they had been all night engaged in deliberations regarding his guilt, he answered them: “Since you have not agreed on any definite charges, why do you not take this man and pass judgment on him in accordance with your own laws?”
2021 185:2.2 Pilatus, her ne kadar onlar bütün bir gece boyunca onun suçuna dair karar vermeye girişmişlerse de, onların İsa’ya karşı getirmekte oldukları suçlamayı ifade etmelerinde gönülsüz olduklarını gözlemlediğinde, şu cevabı verdi: “Herhangi bir kesin suçlama üzerinde anlaşamadıysanız, neden bu adamı buraya getirip, benim onu sizin kendi kanunlarınız uyarınca yargılamamı istiyorsunuz?”[3]
1955 185:2.3 Then spoke the clerk of the Sanhedrin court to Pilate: “It is not lawful for us to put any man to death, and this disturber of our nation is worthy to die for the things which he has said and done. Therefore have we come before you for confirmation of this decree.”
2021 185:2.3 Bunun ardından, Sanhedrin mahkemesinin kâtibi Pilatus’a: “Herhangi bir kişiyi ölüme göndermemiz bizlerin kanununa uymamaktadır; ve, milletimize rahatsızlık veren bu kişi, söylemiş ve yapmış olduğu şeyler için ölmeyi hak etmektedir. Bu nedenle bizler, bu kararın onaylanması için sizin önünüze çıktık[4].
1955 185:2.4 To come before the Roman governor with this attempt at evasion discloses both the ill-will and the ill-humor of the Sanhedrists toward Jesus as well as their lack of respect for the fairness, honor, and dignity of Pilate. What effrontery for these subject citizens to appear before their provincial governor asking for a decree of execution against a man before affording him a fair trial and without even preferring definite criminal charges against him!
2021 185:2.4 Roma valisinin önüne örtbas etmeye girişen bir biçimde çıkmak, Pilatus’un adaletine, onuruna ve soyluluğuna karşı onların saygısızlığına ek olarak Sanhedrin üyelerinin hem kötü niyetini hem de kötü ruh hallerini göstermektedir. Kendisine karşı adil bir yargılama sunmadan ve kendisine karşı kesin suçlayıcı şeyleri getirmeyi tercih etmeyen bile bir biçimde, bir kişiye karşı idam kararını onaylaması için yerel valileri önüne çıkmaları bu tebaa vatandaşlarının ne kadar da büyük cüretsizliğini göstermektedir!
1955 185:2.5 Pilate knew something of Jesus’ work among the Jews, and he surmised that the charges which might be brought against him had to do with infringements of the Jewish ecclesiastical laws; therefore he sought to refer the case back to their own tribunal. Again, Pilate took delight in making them publicly confess that they were powerless to pronounce and execute the death sentence upon even one of their own race whom they had come to despise with a bitter and envious hatred.
2021 185:2.5 Pilatus, İsa’nın Museviler arasındaki çalışmalarına dair bir takım şeyler bilmekte olup, ona karşı getirilecek suçlamaların Musevilerin din-kurumsal kanunlara karşı gelmekle ilişkili olduğunu tahmin etmişti; bu nedenle, o, bu davayı tekrar onların kendi yüksek mahkemelerine göndermeyi amaçladı. Yine, Pilatus; onların, güçlü ve kıskançlık duyan bir nefret ile alçak göre gelmiş oldukları kendi ırklarına ait bir kişiye bile ölüm cezasını getirme ve bunu uygulamada güçsüz olduklarını kamuya açık bir biçimde itiraf etmelerini sağlamadan büyük keyif almıştı.
1955 185:2.6 It was a few hours previously, shortly before midnight and after he had granted permission to use Roman soldiers in effecting the secret arrest of Jesus, that Pilate had heard further concerning Jesus and his teaching from his wife, Claudia, who was a partial convert to Judaism, and who later on became a full-fledged believer in Jesus’ gospel.
2021 185:2.6 Gece yarısından kısa bir süre önce ve o İsa’nın gizlice tutuklanmasını sağlamak için Roma askerlerinin kullanılmasına izin verdikten sonra olarak, Pilatus’un, İbrani dinine yarı bir biçimde dönmüş olan ve daha sonra İsa’nın müjdesinin bütüncül bir inananı haline gelmiş eşi Klaudia’dan İsa ve onun öğretisine dair ilave şeyleri duyması birkaç saat öncesinde gerçekleşmişti.
1955 185:2.7 Pilate would have liked to postpone this hearing, but he saw the Jewish leaders were determined to proceed with the case. He knew that this was not only the forenoon of preparation for the Passover, but that this day, being Friday, was also the preparation day for the Jewish Sabbath of rest and worship.
2021 185:2.7 Pilatus, bu oturumu ertelemeyi istemekteydi ama o Musevi önderlerinin bu davayı karara bağlamaya kararlı olduklarını görmüştü. O, bunun yalnızca Hamursuz için bir öğle öncesi hazırlık olmadığını bilmekteydi; ancak aynı zamanda, Cuma olarak, bu günün Musevilerin Şabat istirahat günü ve ibadeti için hazırlık günü olduğunu.
1955 185:2.8 Pilate, being keenly sensitive to the disrespectful manner of the approach of these Jews, was not willing to comply with their demands that Jesus be sentenced to death without a trial. When, therefore, he had waited a few moments for them to present their charges against the prisoner, he turned to them and said: “I will not sentence this man to death without a trial; neither will I consent to examine him until you have presented your charges against him in writing.”
2021 185:2.8 Pilatus, bu Musevilerin saygısızca yaklaşımının oldukça farkında olan bir halde, İsa’nın bir yargılama olmadan ölümle cezalandırılma talebine uymaya gönüllü değildi. Bu nedenle, o, tutukluya karşı suçlamalarını sunmaları için birkaç dakika bekledikten sonra, kendilerine dönüp şunu söyledi: “Ben bu kişi bir mahkeme olmadan ölümle cezalandırmayacağım; ne de ben, kendisine olan suçlamaları yazılı halde sunana kadar onu sorgulamaya razı olacağım.”
1955 185:2.9 When the high priest and the others heard Pilate say this, they signaled to the clerk of the court, who then handed to Pilate the written charges against Jesus. And these charges were:
2021 185:2.9 Yüksek din adamı ve diğerleri Pilatus’un bunu söylemiş olduğunu duyduklarında, mahkemenin kâtibine işarette bulunmuş olup, bu kişi İsa’ya karşı getirilmekte olan suçlamaların kaydını Pilatus’a uzatmıştı. Ve, bu suçlamalar şöyleydi:
1955 185:2.10 “We find in the Sanhedrist tribunal that this man is an evildoer and a disturber of our nation in that he is guilty of:
1955 185:2.11 “1. Perverting our nation and stirring up our people to rebellion.
2021 185:2.11 “1. Milletimizi yoldan çıkarıp, isyana karşı insanlarımızı kışkırtmakla.
1955 185:2.12 “2. Forbidding the people to pay tribute to Caesar.
2021 185:2.12 “2. Sezar’a saygı göstermeyi insanlara yasaklamakla.
1955 185:2.13 “3. Calling himself the king of the Jews and teaching the founding of a new kingdom.”
2021 185:2.13 “3. Kendisini Musevilerin kralı olmakla ve yeni bir krallığın kuruluşunu öğretmekle.”
1955 185:2.14 Jesus had not been regularly tried nor legally convicted on any of these charges. He did not even hear these charges when first stated, but Pilate had him brought from the praetorium, where he was in the keeping of the guards, and he insisted that these charges be repeated in Jesus’ hearing.
2021 185:2.14 İsa, düzenli bir biçimde mahkemeye çıkarılmamış olup, bu suçlamaların bir tanesinden bile yasal olarak suçlu bulunmamıştı. O, ilk kez ifade edildiğinde bu suçlamaları duymamıştı bile; ancak, Pilatus, muhafızların tuttukları yer olan, kendisini praetoryumdan getirtmiş olup, bu suçlamaların İsa’nın duyacağı bir biçimde tekrar edilmesinde ısrarcı olmuştu.
1955 185:2.15 When Jesus heard these accusations, he well knew that he had not been heard on these matters before the Jewish court, and so did John Zebedee and his accusers, but he made no reply to their false charges. Even when Pilate bade him answer his accusers, he opened not his mouth. Pilate was so astonished at the unfairness of the whole proceeding and so impressed by Jesus’ silent and masterly bearing that he decided to take the prisoner inside the hall and examine him privately.
2021 185:2.15 İsa bu suçlamaları duyduğunda, o, kendisinin bu hususları Musevi mahkemesinin önünde duymamış olduğunu oldukça iyi bilmekteydi; ve, bunu Yahya Zübeyde ve İsa’nın suçlayıcıları da böyle bilmekteydi; ancak, İsa, onların sahte suçlamalarına karşı hiçbir cevapta bulunmamıştı. Her ne kadar Pilatus suçlayıcılarına cevap vermesini kendisinden istemişse de, o ağzını açmamıştı. Pilatus, tüm bu yaşananların adaletsizliği karşısında oldukça hayretler içine düşmüş ve İsa’nın sessiz ve üstün tahammülü karşısında o kadar etkilenmişti ki, o tutuklunun salonun içine almaya ve kendisini kişisel olarak sorgulamaya karar vermişti.
1955 185:2.16 Pilate was confused in mind, fearful of the Jews in his heart, and mightily stirred in his spirit by the spectacle of Jesus’ standing there in majesty before his bloodthirsty accusers and gazing down on them, not in silent contempt, but with an expression of genuine pity and sorrowful affection.
2021 185:2.16 Pilatus, zihinsel olarak kafa karışıklığı içindeydi, kalbinde Musevilerden korku duymaktaydı, ve ruhaniyeti içinde İsa’nın orada ihtişamıyla sessiz bir hor görüşün değil içten bir acımanın ve kederli bir şefkatin bir ifadesi ile kana susamış suçlayıcıları önünde ve onlara bakışlarını gezdiren bir biçimde duruşu karşısında derinden etkilenmişti.
3. THE PRIVATE EXAMINATION BY PILATE
3. PILATUS’UN ÖZEL SORGUSU
1955 185:3.1 Pilate took Jesus and John Zebedee into a private chamber, leaving the guards outside in the hall, and requesting the prisoner to sit down, he sat down by his side and asked several questions. Pilate began his talk with Jesus by assuring him that he did not believe the first count against him: that he was a perverter of the nation and an inciter to rebellion. Then he asked, “Did you ever teach that tribute should be refused Caesar?” Jesus, pointing to John, said, “Ask him or any other man who has heard my teaching.” Then Pilate questioned John about this matter of tribute, and John testified concerning his Master’s teaching and explained that Jesus and his apostles paid taxes both to Caesar and to the temple. When Pilate had questioned John, he said, “See that you tell no man that I talked with you.” And John never did reveal this matter.
2021 185:3.1 Pilatus, salonun dışında muhafızları bırakan bir biçimde, İsa ve Yahya Zübeyde’yi özel bir odaya aldı ve, tutuklunun oturmasını rica eden bir biçimde, kendisi İsa’nın yanı başında oturmuş olup, kendisine birkaç soru sordu[6]. Pilatus İsa ile konuşmaya, ilk olarak kendisinin ona getirilmiş olan birinci suçlamaya inanmadığının teminatını verişiyle başladı onun, milletin bir yoldan çıkarışı ve isyanın kışkırtıcısı olmayışına. Bunun ardından o: “Sen hiç Sezar’a saygıda bulunulmamasını reddetmeyi öğrettin mi?” İsa, Yahya’ya işaret eden bir biçimde, şunu söyledi: “Kendisine veya benim öğretimi duymuş olan başka herhangi birine sor[7].” Bunun ardından Pilatus Yahya’yı bu saygı hususunda sorguladı, ve Yahya İsa’nın öğretisine dair şahitlikte bulunup İsa’nın ve havarilerinin hem Sezar’a hem de mabede vergi verişi açıkladı. Pilatus Yahya’yı sorguladığında, o şunu söyledi: “Benim sizler ile konuştuğumu kimseye söylememeye dikkat et etin.” Ve, Yahya hiçbir zaman bu hususu açığa çıkarmamıştı.
1955 185:3.2 Pilate then turned around to question Jesus further, saying: “And now about the third accusation against you, are you the king of the Jews?” Since there was a tone of possibly sincere inquiry in Pilate’s voice, Jesus smiled on the procurator and said: “Pilate, do you ask this for yourself, or do you take this question from these others, my accusers?” Whereupon, in a tone of partial indignation, the governor answered: “Am I a Jew? Your own people and the chief priests delivered you up and asked me to sentence you to death. I question the validity of their charges and am only trying to find out for myself what you have done. Tell me, have you said that you are the king of the Jews, and have you sought to found a new kingdom?”
2021 185:3.2 Pilatus bunun ardından dönüp, şunu söyleyen bir biçimde, İsa’yı ilave bir biçimde sorguladı: “ve, şimdi, sana getirilmiş olan üçüncü suçlama hususunda, sen Musevilerin kralı mısın?” Pilatus’un sesinde muhtemel bir biçimde içten bir sorunun tonu bulunduğu için, İsa hâkime gülümsemiş olup, ona şunu söylemişti: “Pilatus, sen bunu kendin için mi soruyorsun, yoksa bu soruyu suçlayıcılarım olan diğerlerinden mi alıyorsun?” Bunun üzerine, kısmi bir kızgınlık tonu içinde, vali: “Ben bir Musevi miyim? Senin kendi insanların ve baş din-adamları seni buraya getirip, benim sana ölüm cezası vermemi istedi[8][9]. Ben onların suçlamalarının doğruluğunu sorguluyorum ve yalnızca senin gerçekte ne yapmış olduğunu kendi başıma bulmaya çalışıyorum. Söyle bana, sen kendinin Musevilerin kralı olduğunu ve yeni bir krallığı inşa etmeye çalıştığını söyledin mi?”
1955 185:3.3 Then said Jesus to Pilate: “Do you not perceive that my kingdom is not of this world? If my kingdom were of this world, surely would my disciples fight that I should not be delivered into the hands of the Jews. My presence here before you in these bonds is sufficient to show all men that my kingdom is a spiritual dominion, even the brotherhood of men who, through faith and by love, have become the sons of God. And this salvation is for the gentile as well as for the Jew.”
2021 185:3.3 Bunun ardından İsa Pilatus’a: “Benim krallığımın bu dünyaya ait olmadığını görmüyor musun? Eğer benim krallığım bu dünyaya ait olsaydı, kesince takipçilerim Musevilerin ellerine düşmemem için savaşırdı[10]. Bu zincirler içindeki senin önündeki bu mevcudiyetim, insanların tümüne krallığımın bir ruhsal birliktelik, hatta, inanç ve derin sevgi ile, Tanrı’nın evlatları haline gelmiş olan insanların kardeşleri oluşunu göstermek için yeterlidir. Ve, bu kurtuluş, Musevilere ek olarak gentileliler içindir.”
1955 185:3.4 “Then you are a king after all?” said Pilate. And Jesus answered: “Yes, I am such a king, and my kingdom is the family of the faith sons of my Father who is in heaven. For this purpose was I born into this world, even that I should show my Father to all men and bear witness to the truth of God. And even now do I declare to you that every one who loves the truth hears my voice.”
2021 185:3.4 “Öyleyse sonuçta sen bir kralsın?” dedi Pilatus. Ve, İsa: “Evet, ben o türden bir kralım, ve benim krallığım gökteki Babamın inanç evlatlarının oluşturduğu ailedir. Bu amaçla ben bu dünyaya doğdum, hem de, Babamı insanların tümüne göstermek ve Tanrı’nın gerçekliğine şahitlik etmek için[11]. Ve, şimdi bile ben sana, gerçekliği derinden seven herkesin benim sesimi duyduğunu duyuruyorum[12].”
1955 185:3.6 Pilate was not able to fathom Jesus’ words, nor was he able to understand the nature of his spiritual kingdom, but he was now certain that the prisoner had done nothing worthy of death. One look at Jesus, face to face, was enough to convince even Pilate that this gentle and weary, but majestic and upright, man was no wild and dangerous revolutionary who aspired to establish himself on the temporal throne of Israel. Pilate thought he understood something of what Jesus meant when he called himself a king, for he was familiar with the teachings of the Stoics, who declared that “the wise man is king.” Pilate was thoroughly convinced that, instead of being a dangerous seditionmonger, Jesus was nothing more or less than a harmless visionary, an innocent fanatic.
2021 185:3.6 Pilatus, İsa’nın sözlerini kavramaya yetkin değildi; ne de o, onun ruhsal krallığının doğasını anlamaya yetkindi; ancak, o bu aşamada, tutuklunun ölümüne neden olacak bir şeyi yapmamış oluşundan emindi. Yüz yüze bir halde, İsa’ya bir bakış atmak Pilatus için bile, bu narin ve yorgun, aynı zamanda ihtişamlı ve dik kişinin, İsrail’in zamansal tahtında kendisini konumlandırma amacı güden yabani ve tehlikeli bir devrimci olmayışına karar vermekte ikna ediciydi. Pilatus, o kendisini bir kral olarak çağırdığında İsa’nın ne demekte oluşuna dair bir şeyleri anladığını düşünmüştü; zira, o, “bilge kişi kraldır”ı duyurmuş bulunan Stoacıların öğretilerine aşinaydı. Pilatus oldukça bütüncül bir biçimde; İsa’nın, tehlikeli bir ayartıcı yerine masum bir köktenci olarak zararsız bir idealistten fazlası olmayışına kani olmuştu.
1955 185:3.7 After questioning the Master, Pilate went back to the chief priests and the accusers of Jesus and said: “I have examined this man, and I find no fault in him. I do not think he is guilty of the charges you have made against him; I think he ought to be set free.” And when the Jews heard this, they were moved with great anger, so much so that they wildly shouted that Jesus should die; and one of the Sanhedrists boldly stepped up by the side of Pilate, saying: “This man stirs up the people, beginning in Galilee and continuing throughout all Judea. He is a mischief-maker and an evildoer. You will long regret it if you let this wicked man go free.”
2021 185:3.7 Üstün’ü sorguladıktan sonra, Pilatus baş din-adamlarına ve İsa’nın suçlayıcılarına geri dönüp, şunu söylemişti: “Ben bu adamı sorguladım, ve kendisine bir kusur bulmadım[14]. Ben, onun sizlerin ona getirmiş olduğunuz suçlamalardan suçlu olduğunu düşünmüyorum; ben onun serbest bırakılmasını düşünüyorum.” Ve, Museviler bunu duyduğunda, büyük bir kızgınlığa kapılmışlardı öyle ki, onlar kendilerinden geçen bir biçimde İsa’nın ölmesi gerektiğini haykırmıştı ve, Sanhedrincilerden bir tanesi cüretkâr bir biçimde şunu söyleyerek Pilatus’un yanına varmıştı: “Bu adam, Celile’den başlayan ve tüm Yudea boyunca devam eden bir biçimde, insanları ayaklandırıyor[15]. O bir muzur ve kötülük işleyicisi. Eğer bu ahlaksız kişinin serbest bırakılmasına izin verirsen, uzunca bir süre boyunca pişmanlık duyacaksın.”
1955 185:3.8 Pilate was hard pressed to know what to do with Jesus; therefore, when he heard them say that he began his work in Galilee, he thought to avoid the responsibility of deciding the case, at least to gain time for thought, by sending Jesus to appear before Herod, who was then in the city attending the Passover. Pilate also thought that this gesture would help to antidote some of the bitter feeling which had existed for some time between himself and Herod, due to numerous misunderstandings over matters of jurisdiction.
2021 185:3.8 Pilatus, İsa ile ne yapması gerektiğini bilmiyordu; bu nedenle, Pilatus, onların İsa’nın çalışmasına Celile’de başlamış olduğunu duyduğunda, davaya karar vermenin sorumluluğundan kaçmayı düşündü; en azından, Hamursuza katılan bir biçimde bu zaman zarfında şehirde bulunan Hirodes’in önüne çıkması için İsa’yı göndererek düşünmek için zaman elde etmeyi amaçlamıştı[16]. Pilatus aynı zamanda, bu jestin, karar yetkisi hususlarına dair sayısız yanlış anlamadan doğmuş olan kendisi ve Hirodes arasında belirli bir süre boyunca bulunmuş sert hislerin bazılarını gidereceğini düşünmüştü[17].
4. JESUS BEFORE HEROD
4. HIRODES’IN KARŞISINDA İSA
1955 185:4.1 When Herod Antipas stopped in Jerusalem, he dwelt in the old Maccabean palace of Herod the Great, and it was to this home of the former king that Jesus was now taken by the temple guards, and he was followed by his accusers and an increasing multitude. Herod had long heard of Jesus, and he was very curious about him. When the Son of Man stood before him, on this Friday morning, the wicked Idumean never for one moment recalled the lad of former years who had appeared before him in Sepphoris pleading for a just decision regarding the money due his father, who had been accidentally killed while at work on one of the public buildings. As far as Herod knew, he had never seen Jesus, although he had worried a great deal about him when his work had been centered in Galilee. Now that he was in custody of Pilate and the Judeans, Herod was desirous of seeing him, feeling secure against any trouble from him in the future. Herod had heard much about the miracles wrought by Jesus, and he really hoped to see him do some wonder.
2021 185:4.1 Hirodes Antipa Kudüs’te durduğunda, Büyük Hirodes’in eski Makabi sarayında konaklamaktaydı ve, bu, İsa’nın bu aşamada mabet muhafızları tarafından götürüldüğü yer olan eski kralın eviydi; ve, İsa, suçlayıcıları ve sayısı artan bir kalabalık tarafından takip edilmekteydi. Hirodes uzunca bir süre boyunca İsa’yı duymuştu; ve, Hirodes İsa’ya dair birçok şeyi merak etmekteydi. İnsan Evladı, bu Cuma sabahı, onun karşısına çıktığında, ahlaktan yoksun Udimi bir an olsun bile bu kişinin, kamu binalarının bir tanesinde çalışırken kaza eseri ölmüş olan babasının alacağı paraya dair adil bir kararı talep eden bir biçimde Seforis’te kendisi önüne çıkmış olan eskilerin ufaklığı olduğunu hatırlamadı. Hirodes’in bildiği kadarıyla, o hiçbir zaman İsa’yı görmemişti, her ne kadar o bu kişinin çalışmaları Celile’de odaklandığında kendisine dair büyük bir endişe duymuş olsa da. Bu aşamada o Pilatus’un ve Yudealıların gözaltında bulunduğu için, Hirodes, kendisini gelecekte ondan gelecek herhangi bir sıkıntıdan güvende hisseden bir biçimde, onu görmeye can atmaktaydı. Hirodes öncesinde, İsa’nın gerçekleştirmiş olduğu mucizelere dair birçok şey duymuştu; ve, o gerçekten de, kendisini bir harikada bulunurken görmeyi umut etmişti[19].
1955 185:4.2 When they brought Jesus before Herod, the tetrarch was startled by his stately appearance and the calm composure of his countenance. For some fifteen minutes Herod asked Jesus questions, but the Master would not answer. Herod taunted and dared him to perform a miracle, but Jesus would not reply to his many inquiries or respond to his taunts.
2021 185:4.2 Onlar İsa’yı Hirodes’in önüne getirdiklerinde, alt yönetici onun devletsel görünüşü ve yüzündeki sakin eminlik karşısında şaşkınlığa uğramıştı. En beş dakikalık bir süre boyunca Hirodes İsa’ya sorular sordu ancak Üstün cevap vermeyecekti[20]. Hirodes kendisiyle alay edip, onu bir mucizeyi gerçekleştirmeye zorladı ancak, İsa, onun birçok sorusuna veya alayına cevap vermeyecekti.
1955 185:4.3 Then Herod turned to the chief priests and the Sadducees and, giving ear to their accusations, heard all and more than Pilate had listened to regarding the alleged evil doings of the Son of Man. Finally, being convinced that Jesus would neither talk nor perform a wonder for him, Herod, after making fun of him for a time, arrayed him in an old purple royal robe and sent him back to Pilate. Herod knew he had no jurisdiction over Jesus in Judea. Though he was glad to believe that he was finally to be rid of Jesus in Galilee, he was thankful that it was Pilate who had the responsibility of putting him to death. Herod never had fully recovered from the fear that cursed him as a result of killing John the Baptist. Herod had at certain times even feared that Jesus was John risen from the dead. Now he was relieved of that fear since he observed that Jesus was a very different sort of person from the outspoken and fiery prophet who dared to expose and denounce his private life.
2021 185:4.3 Bunun ardından Hirodes baş din-adamlarına ve Saddukilere döndü; ve, onların suçlamalarına kulak veren bir biçimde, İnsan Evladı’nın suçlanmış olduğu kötülük eylemlerine dair Pilatus’un duymuş olduğu her şeyi ve fazlasını dinlemişti. Nihai olarak, İsa’nın konuşmayacağından ne de kendisi için bir harika gerçekleştirmeyeceğinden emin olan bir halde, Hirodes, bir süreliğine onunla alay ettikten sonra kendisini eski bir kralsal pelerine sarıp, onu Pilatus’a geri gönderdi[21]. Hirodes, kendisinin Yudea içinde İsa’ya dair herhangi bir karar yetkisine sahip olmadığını biliyordu. Her ne kadar o, nihai olarak Celile’de İsa’dan kurtulacak olacağına inanmadan mutluluk duymuş olsa da, onu ölüme gönderme sorumluluğunun Pilatus’a düşmüş olmasından minnettardı. Hirodes kendisini hiçbir zaman bütünüyle, Vaftizci Yahya’yı öldürmenin bir sonucu olarak kendisinin lanetlenmiş oluşu korkusundan kurtaramamıştı. Hirodes belirli dönemlerde, İsa’nın Yahya’nın ölümden dirilmiş hali oluşundan bile korku duymuştu. Bu aşamada o bu korkudan kurtulmuştu çünkü o İsa’nın özel yaşamını herkesin önüne sermeye ve onu kınamaya cüret etmiş olan sözünü sakınmayan ve korku verici din-adamından çok başka bir kişi olduğunu gözlemlemişti.
5. JESUS RETURNS TO PILATE
5. İSA PILATUS’A GERI DÖNÜYOR
1955 185:5.1 When the guards had brought Jesus back to Pilate, he went out on the front steps of the praetorium, where his judgment seat had been placed, and calling together the chief priests and Sanhedrists, said to them: “You brought this man before me with charges that he perverts the people, forbids the payment of taxes, and claims to be king of the Jews. I have examined him and fail to find him guilty of these charges. In fact, I find no fault in him. Then I sent him to Herod, and the tetrarch must have reached the same conclusion since he has sent him back to us. Certainly, nothing worthy of death has been done by this man. If you still think he needs to be disciplined, I am willing to chastise him before I release him.”
2021 185:5.1 Muhafızlar İsa’yı tekrar Pilatus’a getirdiklerinde, o, karar koltuğunun konumlandırılmış olduğu praetoryumun ön basamaklarına çıkmıştı ve, baş din-adamlarını ve Sanhedrin üyelerini bir araya toplayan bir biçimde, kendilerine: “Siz bu kişiyi benim karşıma, onun insanları yoldan çıkardığı, vergilerin ödenmesini yasakladığı ve kendisinin Musevilerin kralı olduğunu duyurduğu suçlamalarıyla getirdiniz. Ben onu sorguladım, ve ben kendisini bu suçlamalardan suçlu halde bulamadım. Gerçekte, ben onda hiçbir kusur bulamadım[22]. Bunun ardından ben onu Hirodes’e gönderdim, ve alt kral aynı karara varmış olmalı ki o bu kişiyi bizlere geri gönderdi. Kesin bir biçimde, bu kişi tarafından ölümü hak ettirecek hiçbir şey yapılmamıştır. Eğer siz hala bu kişinin cezalandırılması gerektiğini düşünüyorsanız, ben serbest bırakmadan önce onu uyarmaya gönüllüyüm.”
1955 185:5.2 Just as the Jews were about to engage in shouting their protests against the release of Jesus, a vast crowd came marching up to the praetorium for the purpose of asking Pilate for the release of a prisoner in honor of the Passover feast. For some time it had been the custom of the Roman governors to allow the populace to choose some imprisoned or condemned man for pardon at the time of the Passover. And now that this crowd had come before him to ask for the release of a prisoner, and since Jesus had so recently been in great favor with the multitudes, it occurred to Pilate that he might possibly extricate himself from his predicament by proposing to this group that, since Jesus was now a prisoner before his judgment seat, he release to them this man of Galilee as the token of Passover good will.
2021 185:5.2 Museviler tam da İsa’nın serbest bırakılışına dair bağıran karşı koyuşlarına girişirlerken, praetoryuma Hamursuz şöleninin onuruna bir tutuklunun serbest bırakılmasını istemek amacıyla çok büyük bir kalabalık gelmişti[23]. Bir süre öncesinden başlayarak, Roma valilerinin, halkın Hamursuz zamanında affetmek için tutuklu veya kınanmış birini seçmesine izin vermesi adet haline gelmişti. Ve, şimdi bu kalabalık kendisinin önüne, bir tutuklunun serbest bırakılmasını istemek için gelmişti; ve, İsa oldukça yakın bir süre içinde kalabalıklar tarafından büyük bir olumlulukla görüldüğü için, bu kalabalığa İsa’yı sunarak kendi kararından bu şekilde muhtemel bir biçimde kurtulmasını düşünmüştü; ve, İsa bu aşamada kendi karar koltuğu önünde bir tutuklu olduğu için, Hamursuz iyi niyetinin nişanı olarak onlara Celileli bu adamı serbest bırakacaktı[24].
1955 185:5.3 As the crowd surged up on the steps of the building, Pilate heard them calling out the name of one Barabbas. Barabbas was a noted political agitator and murderous robber, the son of a priest, who had recently been apprehended in the act of robbery and murder on the Jericho road. This man was under sentence to die as soon as the Passover festivities were over.
2021 185:5.3 Kalabalık binanın basamaklarına doğru çoğalırken, Pilatus onların Barabbas isimli birinin ismini söylediklerini duydu[25]. Barabbas, bir din-adamının oğlu olarak, siyasi bir kışkırtıcı ve katil bir soyguncuydu; bu kişi yakın bir süre öncesinde Eriha yolunda soygunda bulunurken ve bu soygunda katil olurken yakalanmıştı[26]. Bu kişi, Hamursuz şölenleri tamamlanır tamamlanmaz ölüm cezasına çarptırılacaktı.
1955 185:5.4 Pilate stood up and explained to the crowd that Jesus had been brought to him by the chief priests, who sought to have him put to death on certain charges, and that he did not think the man was worthy of death. Said Pilate: “Which, therefore, would you prefer that I release to you, this Barabbas, the murderer, or this Jesus of Galilee?” And when Pilate had thus spoken, the chief priests and the Sanhedrin councilors all shouted at the top of their voices, “Barabbas, Barabbas!” And when the people saw that the chief priests were minded to have Jesus put to death, they quickly joined in the clamor for his life while they loudly shouted for the release of Barabbas.
2021 185:5.4 Pilatus ayağa kalktı ve kalabalığa, İsa’nın kendisine, belirli suçlamalar içinde onun ölümünü amaçlamakta olan baş din-adamları tarafından getirilmiş olduğunu ve onun bu kişinin ölüme layık olduğunu düşünmediğini söyledi. Pilatus şöyle söyledi: “O halde, benim sizlere, katil olan bu Barabbas’ı mı vermemi tercih edersiniz yoksa Celileli bu İsa’yı mı?” Ve, Pilatus bu şekilde konuştuğunda, baş din-adamlarının ve Sanhedrin heyet üyelerinin tümü avazları çıktığı kadar “Barabbas, Barabbas!” şeklinde bağırmıştı[27][28]. Ve, insanlar baş din-adamlarının İsa’yı ölüme göndermeye kararlı olduklarını gördüklerinde, onlar hızlıca onun yaşamı için haykırışa katılmış olup, gürültülü bir biçimde Barabbas’ın serbest bırakılması için bağırmışlardı.
1955 185:5.5 A few days before this the multitude had stood in awe of Jesus, but the mob did not look up to one who, having claimed to be the Son of God, now found himself in the custody of the chief priests and the rulers and on trial before Pilate for his life. Jesus could be a hero in the eyes of the populace when he was driving the money-changers and the traders out of the temple, but not when he was a nonresisting prisoner in the hands of his enemies and on trial for his life.
2021 185:5.5 Birkaç gün öncesinde bu kalabalık İsa’ya hayranlık içinde durmaktaydı ancak, bu güruh, Tanrı Evladı olduğu duyurulmuş haldeki birinin kendisini bu aşamada baş din-adamlarının ve yöneticilerin tutukluluğu ve yaşamı için Pilatus’un önündeki mahkemede bulan kişiye bakışlarını yöneltmeyecekti. İsa, para takasçılarını ve tüccarları mabetten dışarı çıkardığı zaman kalabalığın gözünde bir kahraman olabilirdi; ancak, düşmanlarının ellerinde karşılık vermez bir tutuklu halinde ve yaşamı için mahkeme önünde bulunduğu zaman bu konumda değildi.
1955 185:5.6 Pilate was angered at the sight of the chief priests clamoring for the pardon of a notorious murderer while they shouted for the blood of Jesus. He saw their malice and hatred and perceived their prejudice and envy. Therefore he said to them: “How could you choose the life of a murderer in preference to this man’s whose worst crime is that he figuratively calls himself the king of the Jews?” But this was not a wise statement for Pilate to make. The Jews were a proud people, now subject to the Roman political yoke but hoping for the coming of a Messiah who would deliver them from gentile bondage with a great show of power and glory. They resented, more than Pilate could know, the intimation that this meek-mannered teacher of strange doctrines, now under arrest and charged with crimes worthy of death, should be referred to as “the king of the Jews.” They looked upon such a remark as an insult to everything which they held sacred and honorable in their national existence, and therefore did they all let loose their mighty shouts for Barabbas’s release and Jesus’ death.
2021 185:5.6 Pilatus, İsa’nın kanı için bağırırken meşhur bir ahlaksız katili affetmek için baş din-adamlarının haykırışını görmek karşısında sinirlenmişlerdi. O bu kişilerin kötü niyetini ve nefretini görmüş olup, onların barındırmış olduğu önyargıyı ve kıskançlığı anlamıştı. Bu nedenle Pilatus onlara: “Bir katilin yaşamını, en kötü suçu kendisini mecazi olarak Musevilerin kralı olarak adlandırmak olan bu adamın üstünde nasıl seçersiniz?” Ancak, bu, Pilatus için yapılması gereken bilge bir ifade olmamıştı. Museviler gururlu bir topluluktu; onlar bu aşamada Roma’nın siyasi boyunduruğu altındaydı, ancak aynı zamanda kendilerini gentile tutsaklığı altından büyük bir güç ve ihtişam gösterisi ile kurtaracak olan bir Mesih’in gelişini umut etmektelerdi. Onlar, bu aşamada tutukluluk altında bulunan ve ölümü gerektirecek suçlamalar ile suçlanmış haldeki tuhaf inanç-savlarının bu alçak gönüllü tutumlara sahip öğretmeninden “Musevilerin kralı” olarak bahsetme imasında bile bulunmaya, Pilatus’un tahmin edemeyeceğinden çok, tepki göstermişlerdi. Onlar bu türden bir yorumu, ulusal mevcudiyetleri içinde kutsal ve onurlu olarak gördükleri her şeye bir aşağılamak olarak görmüşlerdi; ve, bu nedenle onların tümü, çığırından çıkan bir biçimde Barabbas’ın salı verişini ve İsa’nın ölümünü daha da güçlü haykırmışlardı[29].
1955 185:5.7 Pilate knew Jesus was innocent of the charges brought against him, and had he been a just and courageous judge, he would have acquitted him and turned him loose. But he was afraid to defy these angry Jews, and while he hesitated to do his duty, a messenger came up and presented him with a sealed message from his wife, Claudia.
2021 185:5.7 Pilatus, İsa’nın kendisine getirilmiş olan suçlamalardan masum olduğunu bilmekteydi; ve, o adil ve cesur bir hâkim olsaydı, kendisini aklar ve onu çözerdi. Ancak, o, bu sinirli Musevilere karşı gelmekten korkmaktaydı ve, o, görevini yapmaya tereddüt ederken, bir ulak kendisine gelip, eşi Kaludia’dan gelen mühürlü bir iletiyi sunmuştu[30].
1955 185:5.8 Pilate indicated to those assembled before him that he wished to read the communication which he had just received before he proceeded further with the matter before him. When Pilate opened this letter from his wife, he read: “I pray you have nothing to do with this innocent and just man whom they call Jesus. I have suffered many things in a dream this night because of him.” This note from Claudia not only greatly upset Pilate and thereby delayed the adjudication of this matter, but it unfortunately also provided considerable time in which the Jewish rulers freely circulated among the crowd and urged the people to call for the release of Barabbas and to clamor for the crucifixion of Jesus.
2021 185:5.8 Pilatus bu karşısında toplanmış olan kalabalığa, önündeki husus üzerinde ilave bir eylemde bulunmadan önce tam da almış olduğu bu iletişim metnini okumak istediğine işaret etti. Pilatus eşinden gelen bu mektubu açtığında, o şunu okumuştu: “Senden rica ediyorum, onların İsa olarak çağırdığı bu masum ve adil kişi ile hiçbir ilişkin olmasın. Ben bu gece onun nedeniyle rüyamda birçok sıkıntı çektim[31].” Klaudia’dan gelen bu not yalnızca Pilatus’u fazlasıyla üzmemiş ve bu hususun karara varılmasını geciktirmemişti; o aynı zamanda, talihsiz bir biçimde, süresince Musevi yöneticilerin sınırsız bir biçimde kalabalık içinde dolaştığı ve Barabbas’ın salınması ve İsa’nın çarmıha gerilmesi için haykırmalarını istediği dikkate değer bir süreyi vermişti[32].
1955 185:5.9 Finally, Pilate addressed himself once more to the solution of the problem which confronted him, by asking the mixed assembly of Jewish rulers and the pardon-seeking crowd, “What shall I do with him who is called the king of the Jews?” And they all shouted with one accord, “Crucify him! Crucify him!” The unanimity of this demand from the mixed multitude startled and alarmed Pilate, the unjust and fear-ridden judge.
2021 185:5.9 Sonunda, Pilatus kendisini, Musevi yöneticileri ve af dileyen kalabalıktan meydana gelmiş karma topluluğu şu soruyu yönelten bir biçimde; önünde bulunan sorunun çözümüne itti: “Ben Musevilerin kralı olarak adlandırılan bu kişi ile ne yapmalıyım?” Ve, onların tümü tek bir ağızdan “Onu çarmığa ger! Onu çarmığa ger!” diye haykırdı[33]. Karma kalabalıktan gelen bu tek ortak talep, adil olmayan ve korku altındaki hâkim olarak, Pilatus’u şaşırtmış ve onu endişeye düşürmüştü.
1955 185:5.10 Then once more Pilate said: “Why would you crucify this man? What evil has he done? Who will come forward to testify against him?” But when they heard Pilate speak in defense of Jesus, they only cried out all the more, “Crucify him! Crucify him!”
2021 185:5.10 Bir kez daha Pilatus: “Siz bu kişiyi çarmığa mı germek istiyorsunuz? O hangi kötülüğü işledi? Kim ona karşı tanıklık etmek için öne çıkacak?” Ancak, onlar Pilatus’un İsa’yı savunan bir biçimde konuştuğunu duyduklarında, onlar yalnızda daha da fazla, “Onu çarmığa ger! Onu çarmığa ger!” biçiminde haykırdı.[34]
1955 185:5.11 Then again Pilate appealed to them regarding the release of the Passover prisoner, saying: “Once more I ask you, which of these prisoners shall I release to you at this, your Passover time?” And again the crowd shouted, “Give us Barabbas!”
2021 185:5.11 Bunun ardından, Pilatus onlara, şunu söyleyen bir biçimde, Hamursuz tutuklusunun salınması için kararlarını değiştirme talebinde bulundu: “Bir kez daha size soruyorum, bu Hamursuz döneminizde bu tutuklulardan hangisini serbest bırakayım?” Ve, tekrar kalabalık, “Bizlere Barabbas’ı ver!” diye haykırdı.
1955 185:5.12 Then said Pilate: “If I release the murderer, Barabbas, what shall I do with Jesus?” And once more the multitude shouted in unison, “Crucify him! Crucify him!”
2021 185:5.12 Bunun ardından Pilatus: “Eğer ben katili serbest bırakırsam, İsa ile ne yapacağım?” Ve, bir kez daha kalabalık hep bir ağızdan, “Onu çarmığa ger! Onu çarmığa ger!” biçiminde haykırdı.
1955 185:5.13 Pilate was terrorized by the insistent clamor of the mob, acting under the direct leadership of the chief priests and the councilors of the Sanhedrin; nevertheless, he decided upon at least one more attempt to appease the crowd and save Jesus.
2021 185:5.13 Pilatus, baş din-adamlarının ve doğrudan önderleri ve Sanhedrin üyeleri altında hareket etmekte bulunan, kabalığın ısrarcı haykırışı karşısında dehşete kapılmıştı ancak buna rağmen o, kalabalığı yatıştırmak ve İsa’yı kurtarmak için en az bir girişimde daha bulunmaya karar vermişti.
6. PILATE’S LAST APPEAL
6. PILATUS’UN SON ÇAĞRISI
1955 185:6.1 In all that is transpiring early this Friday morning before Pilate, only the enemies of Jesus are participating. His many friends either do not yet know of his night arrest and early morning trial or are in hiding lest they also be apprehended and adjudged worthy of death because they believe Jesus’ teachings. In the multitude which now clamors for the Master’s death are to be found only his sworn enemies and the easily led and unthinking populace.
2021 185:6.1 Pilatus’un önünde bu Cuma sabahı yaşananların tümü içinde, yalnızca İsa’nın düşmanları katılır haldeydi. Onun birçok arkadaşı ya bu gece tutuklamasını ve erken sabah mahkemesini henüz bilmiyordu ya da İsa’nın öğretilerine inanmalarından dolayı gözaltına alınıp, ölüme layık olarak yargılamamak için saklanır haldelerdi. Bu aşamada Üstün’ün ölümü için haykırmakta olan kabalalıkta yalnızca onun yeminli düşmanları ve kolayca kandırılan ve düşünmez insanların bulunmaktaydı.
1955 185:6.2 Pilate would make one last appeal to their pity. Being afraid to defy the clamor of this misled mob who cried for the blood of Jesus, he ordered the Jewish guards and the Roman soldiers to take Jesus and scourge him. This was in itself an unjust and illegal procedure since the Roman law provided that only those condemned to die by crucifixion should be thus subjected to scourging. The guards took Jesus into the open courtyard of the praetorium for this ordeal. Though his enemies did not witness this scourging, Pilate did, and before they had finished this wicked abuse, he directed the scourgers to desist and indicated that Jesus should be brought to him. Before the scourgers laid their knotted whips upon Jesus as he was bound to the whipping post, they again put upon him the purple robe, and plaiting a crown of thorns, they placed it upon his brow. And when they had put a reed in his hand as a mock scepter, they knelt before him and mocked him, saying, “Hail, king of the Jews!” And they spit upon him and struck him in the face with their hands. And one of them, before they returned him to Pilate, took the reed from his hand and struck him upon the head.
2021 185:6.2 Pilatus, onların acıması için son bir çağrıda bulunacaktı. İsa’nın kanı için bağırmakta olan bu yanlış yönlendirilmekteki kalabalığın haykırışına karşı gelmekten korkan bir biçimde, o, Musevi muhafızlarına ve Romalı askerlere İsa’yı almalarını ve onu kırbaçlamalarını emretmişti[35]. Bu kendi içinde adil olmayan ve yasalara karşı bir işleyişti çünkü Roma hukuku çarmıha gerilme ölümüne kınanmış olan kişilerin bu şekilde önceden kırbaçlanmasına izin vermekteydi. Muhafızlar İsa’yı, bu iş için praetoryumun açık bahçesine götürmüşlerdi. Her ne kadar onun düşmanları bu kırbaçlamaya şahit olmasa da, Pilatus buna şahit olmuştu; ve, onlar bu ahlaksız istismarı bitirmeden önce, o kırbaççıların durmasını emretmiş olup, İsa’nın kendisine getirilmesine işaret etmişti. Kırbaççılar düğümlere sahip olan kırbaçlarını İsa’ya değdirmeden önce, İsa kırbaçlanma yerinde bağlı haldeyken, onlar kendisini tekrar mor kaftana sarmış olup, örgülü çalılardan olan tacı başına geçirmişlerdi. Ve, onlar eline alaycı bir kral asası olarak bir sazlığı verdiklerinde, önlerinde eğilmiş ve, şunu söyleyen bir biçimde, kendisiyle dalga geçmişlerdi: “Yaşa, Musevilerin kralı!” Ve, onlar üzerine tükürmüş olup, yüzüne elleriyle vurmuşlardı. Ve, onlardan bir tanesi, kendisini Pilatus’a geri götürmeden önce elinden sazı almış ve onunla başına vurmuştu[36].
1955 185:6.3 Then Pilate led forth this bleeding and lacerated prisoner and, presenting him before the mixed multitude, said: “Behold the man! Again I declare to you that I find no crime in him, and having scourged him, I would release him.”
1955 185:6.4 There stood Jesus of Nazareth, clothed in an old purple royal robe with a crown of thorns piercing his kindly brow. His face was bloodstained and his form bowed down with suffering and grief. But nothing can appeal to the unfeeling hearts of those who are victims of intense emotional hatred and slaves to religious prejudice. This sight sent a mighty shudder through the realms of a vast universe, but it did not touch the hearts of those who had set their minds to effect the destruction of Jesus.
2021 185:6.4 Orada Nasıralı İsa, eski bir kraliyet kaftanına sarılı halde narin balında dikenlerden olan bir taçla durmaktaydı. Onun yüzü kan içinde olup, onun başı acı ve kederden eğik haldeydi. Ancak, yoğun duygusal nefretin kurbanlarının ve dini önyargının kölelerinin sahip olduğu hissiz kalplere hiçbir şey çağrıda bulunamaz. Görünen bu durum, uçsuz bucaksız bir evrenin âlemleri boyunca kudretli bir ürpertiye neden oldu; ancak, o, İsa’nın yok edilişini gerçekleştirmek için akıllarında karar vermiş olanların kalplerine dokunmamıştı.
1955 185:6.6 And now did Pilate comprehend that it was futile to appeal to their supposed feelings of pity. He stepped forward and said: “I perceive that you are determined this man shall die, but what has he done to deserve death? Who will declare his crime?”
2021 185:6.6 Ve, bu aşamada, Pilatus, onların sözde acıma hislerine çağrıda bulunmanın nafile olduğunu kavramıştı. O öne adımını atıp, şunu söyledi: “Anlıyorum ki sizler bu adamın ölmesinde kararlısınız; ancak, o ölüme layık olmak için ne yaptı? Kim onun suçunu duyuracak?”
1955 185:6.7 Then the high priest himself stepped forward and, going up to Pilate, angrily declared: “We have a sacred law, and by that law this man ought to die because he made himself out to be the Son of God.” When Pilate heard this, he was all the more afraid, not only of the Jews, but recalling his wife’s note and the Greek mythology of the gods coming down on earth, he now trembled at the thought of Jesus possibly being a divine personage. He waved to the crowd to hold its peace while he took Jesus by the arm and again led him inside the building that he might further examine him. Pilate was now confused by fear, bewildered by superstition, and harassed by the stubborn attitude of the mob.
2021 185:6.7 Bunun ardından yüksek din-adamının kendisi bir adım öne atıp, Pilatus’a giden bir biçimde, şunu kızgınlıkla duyurdu: “Bizler bir kutsal kanuna sahibiz, ve bu kanun uyarınca bu kişi ölmek zorunda çünkü kendisinin Tanrı Evladı olduğunu söylüyor[39].” Pilatus bunu duyduğunda, o daha da fazla korkmaya başladı yalnızca Musevilerinkini değil, aynı zamanda eşinin notunu ve yeryüzüne tanrıların gelişini söyleyen Yunan mitolojisini hatırlayan bir biçimde, bu aşamada İsa’nın muhtemel bir biçimde kutsal kişiliğe ait olduğu düşüncesi karşısında titremeye başlamıştı. O, daha fazla kendisini sorgulayabilmesi için kolundan tutup kendisini tekrar içeri götürürken, kalabalığa sessiz olması için el işaretinde bulundu. Pilatus bu aşamada korku tarafından kafa karışıklığı içinde olup, hurafeler tarafından ne yapacağını bilmez hale düşmüş ve kalabalığın inatçı tutumu karşısında tacize uğramıştı.
7. PILATE’S LAST INTERVIEW
7. PILATUS’UN SON SORGUSU
1955 185:7.1 As Pilate, trembling with fearful emotion, sat down by the side of Jesus, he inquired: “Where do you come from? Really, who are you? What is this they say, that you are the Son of God?”
1955 185:7.2 But Jesus could hardly answer such questions when asked by a man-fearing, weak, and vacillating judge who was so unjust as to subject him to flogging even when he had declared him innocent of all crime, and before he had been duly sentenced to die. Jesus looked Pilate straight in the face, but he did not answer him. Then said Pilate: “Do you refuse to speak to me? Do you not realize that I still have power to release you or to crucify you?” Then said Jesus: “You could have no power over me except it were permitted from above. You could exercise no authority over the Son of Man unless the Father in heaven allowed it. But you are not so guilty since you are ignorant of the gospel. He who betrayed me and he who delivered me to you, they have the greater sin.”
2021 185:7.2 Ancak, İsa; kendisi onu her türlü suçtan masum olarak duyurduğunda ve onun aslına uygun bir biçimde ölme cezasına çarptırılmadan önce bile kendisini kırbaç cezasına maruz bırakacak kadar hakkaniyetsiz olan, insandan korkar, zayıf ve dirayetsiz bir yargıç tarafından sorulduğunda bu soruları neredeyse hiçbir biçimde cevaplayamazdı. İsa Pilatus’un yüzüne doğrudan baktı, ancak o kendisine cevap vermedi[41]. Bunun ardından Pilatus: “Benimle konuşmayı ret mi ediyorsun? Benim hala seni serbest bırakma veya seni çarmığa germe gücüme sahip olduğumu anlamıyor musun?” Bunun ardından İsa: “Sen benim üzerimde, yukarıdan izin verildiğinden başka bir güce sahip olamazdın. Gökteki Baba izin vermedikçe İnsan Evladı’nın üzerinde hiçbir yönetim gücünü uygulayamazdın. Ancak sen o kadar da suçlu değilsin çünkü müjdeden habersizsin. Bana ihanet eden ve beni sana teslim eden kişiler, daha büyük günaha sahiptir[42].”
1955 185:7.3 This last talk with Jesus thoroughly frightened Pilate. This moral coward and judicial weakling now labored under the double weight of the superstitious fear of Jesus and mortal dread of the Jewish leaders.
2021 185:7.3 İsa ile olan bu son konuşma Pilatus’u bütünüyle korkuya düşürdü. Bu ahlaki korkak ve yargısal zafiyet insanı bu aşamada, İsa’dan duymuş olduğu hurafesel korkuya ek olarak Musevi önderlerinden duymuş olduğu fani endişenin çifte ağırlığı altında emek vermekteydi.
1955 185:7.4 Again Pilate appeared before the crowd, saying: “I am certain this man is only a religious offender. You should take him and judge him by your law. Why should you expect that I would consent to his death because he has clashed with your traditions?”
2021 185:7.4 Tekrar Pilatus, şunu söyleyen bir biçimde, kalabalığın karşısında görünmüştü: “Ben adamın yalnızca bir dini suçlu olduğundan eminim. Sen onu alın, ve kendisini kendi kanunuzla yargılayın. Geleneklerinize karşı geldi diye benim onun ölümüne razı göstereceğimi nasıl beklersiniz?”
1955 185:7.5 Pilate was just about ready to release Jesus when Caiaphas, the high priest, approached the cowardly Roman judge and, shaking an avenging finger in Pilate’s face, said with angry words which the entire multitude could hear: “If you release this man, you are not Caesar’s friend, and I will see that the emperor knows all.” This public threat was too much for Pilate. Fear for his personal fortunes now eclipsed all other considerations, and the cowardly governor ordered Jesus brought out before the judgment seat. As the Master stood there before them, he pointed to him and tauntingly said, “Behold your king.” And the Jews answered, “Away with him. Crucify him!” And then Pilate said, with much irony and sarcasm, “Shall I crucify your king?” And the Jews answered, “Yes, crucify him! We have no king but Caesar.” And then did Pilate realize that there was no hope of saving Jesus since he was unwilling to defy the Jews.
2021 185:7.5 Pilatus tam da İsa’yı sarmaya hazırdı ki, yüksek din-adamı Kaiaphas korkak Roma hâkimine yaklaşıp, intikamsal parmağını Pilatus’un yüzüne sallar halde kalabalığın tamamının duyabileceği kızgın kelimelerle: “Eğer sen bu adamı serbest bırakırsan, sen Sezar’ın arkadaşı değilsin; ve, ben imparatorun bunların hepsini bilmesini sağlayacağım.” Bu kamuya açık tehdit Pilatus için çok fazlaydı. Kendi kişisel kazançlarından duymuş olduğu korku bu aşamada tüm diğer düşünceleri sarmalamıştı ve, korkak vali İsa’nın yargı koltuğu önüne getirilmesini istedi. Üstün orada onların önünde otururken, o kendisine işaret edip, alaycı bir şekilde şunu söyledi: “Kralınıza bakın.” Ve, Museviler cevap verdi: “Ondan kurtul. Onu çarmığa ger!” Ve, bunun ardından Pilatus, fazlasıyla ironik ve iğneleyici bir biçimde, “Kralınızı çarmığa mı gereyim?” dedi[43]. Ve, Museviler, “Evet, onu çarmığa ger! Bizim Sezar’dan başka kralımız yok” biçiminde cevap verdi. Ve, bunun ardından, Pilatus, Musevilere karşı germeye gönülsüz olduğu için İsa’yı kurtarmada bir umudun olmadığının farkına varmıştı.
8. PILATE’S TRAGIC SURRENDER
8. PILATUS’UN ACI TESLIMI
1955 185:8.1 Here stood the Son of God incarnate as the Son of Man. He was arrested without indictment; accused without evidence; adjudged without witnesses; punished without a verdict; and now was soon to be condemned to die by an unjust judge who confessed that he could find no fault in him. If Pilate had thought to appeal to their patriotism by referring to Jesus as the “king of the Jews,” he utterly failed. The Jews were not expecting any such a king. The declaration of the chief priests and the Sadducees, “We have no king but Caesar,” was a shock even to the unthinking populace, but it was too late now to save Jesus even had the mob dared to espouse the Master’s cause.
2021 185:8.1 Orada, İnsan Evladı olarak vücutlaştırılmış Tanrı Evladı durmaktaydı. O iddianame olmadan tutuklanmıştı kanıt olmadan suçlanmış tanıklar olmadan yargılanmış karar olmadan cezalandırılmıştı ve, bu aşamada, o yakın bir süre içinde, kendisinde hiçbir kusur bulamamış olduğunu itiraf eden adil olmayan bir hâkim tarafından ölmeye çarptırılacaktı. Eğer Pilatus İsa’ya “Musevilerin kralı” olarak atıfta bulunarak onların vatanperverliklerine çağrıda bulunmayı düşündüyse, bunda tamamen başarısız olmuştu. Museviler bu türden hiçbir kralı beklememekteydiler. Baş din-adamları ve Saddukilerin “Sezar’dan başka kralımız yok” ifadesi, düşünmeyen kalabalık için bile büyük bir şaşkınlık kaynağıydı ancak, bu aşamada, kalabalık Üstün’ün gayesini gün ışığına çıkarmaya cüret ettiğinde bile İsa’yı kurtarmak artık çok geç olmuştu.
1955 185:8.2 Pilate was afraid of a tumult or a riot. He dared not risk having such a disturbance during Passover time in Jerusalem. He had recently received a reprimand from Caesar, and he would not risk another. The mob cheered when he ordered the release of Barabbas. Then he ordered a basin and some water, and there before the multitude he washed his hands, saying: “I am innocent of the blood of this man. You are determined that he shall die, but I have found no guilt in him. See you to it. The soldiers will lead him forth.” And then the mob cheered and replied, “His blood be on us and on our children.”
2021 185:8.2 Pilatus bir kargaşa ve ayaklanıştan korkmaktaydı. O, Kudüs’te Hamursuz dönemi boyunca bu türden bir rahatsızlığa sahip olma tehlikesini alma cesareti gösteremedi. O yakın bir süre içinde Sezar’dan bir uyarı olmuş olup, bir diğerini alma tehlikesine girmeyecekti. Kalabalık, kendisi Barabbas’ın serbest bırakılmasını emrettiğinde neşelendi[44]. Bunun ardından, o bir leğen ve biraz suyu emretti; ve, kalabalığın önünde, şunu söyleyerek ellerini yıkadı: “Ben bu adamın dökülecek olan kanından masumum[45]. Sizler onun ölmek zorunda oluşundan kararlısınız, ancak ben onda bir suç bulmadım[46]. Bunu görün. Askerler kendisini götürecek.” Ve, bunun ardından kalabalık neşelenip, şöyle cevap verdi: “Onun kanı bizlerin ve çocuklarımızın üzerine olsun.”