İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
Makale 163. Mecdel’de Yetmişlinin Görevlendirilişi |
Dizin
Tek versiyon |
Makale 165. Perea Görevi Başlıyor |
AT THE FEAST OF DEDICATION
ADANMA ŞÖLENINDE
1955 164:0.1 AS THE camp at Pella was being established, Jesus, taking with him Nathaniel and Thomas, secretly went up to Jerusalem to attend the feast of the dedication. Not until they passed over the Jordan at the Bethany ford, did the two apostles become aware that their Master was going on to Jerusalem. When they perceived that he really intended to be present at the feast of dedication, they remonstrated with him most earnestly, and using every sort of argument, they sought to dissuade him. But their efforts were of no avail; Jesus was determined to visit Jerusalem. To all their entreaties and to all their warnings emphasizing the folly and danger of placing himself in the hands of the Sanhedrin, he would reply only, “I would give these teachers in Israel another opportunity to see the light, before my hour comes.”
2021 164:0.1 PELLA’daki kamp kurulurken, Nathanyel ve Tomas’ı yanına alan bir biçimde İsa, adanma şölenine katılmak için gizlice Kudüs’e çıkmıştı. Bethani geçidinde Ürdün nehrinden geçene kadar, iki havari Üstünleri’nin Kudüs’e gitmekte olduklarını fark etmemişlerdi. Onlar, İsa’nın gerçekten de adanma şöleninde hazır bulunmayı amaçladığını sezdiklerinde, kendisine ciddi bir biçimde karşı durmuşlardı ve, her türlü ikna türünü kullanarak onu vazgeçirmeye çalışmışlardı. Ancak onların çabaları boşaydı İsa, Kudüs’ü ziyaret etmekte kararlıydı. Kendisini Sanhedrin’in ellerine teslim etmenin mantıksızlığına ve tehlikesine vurguda bulunan tüm ricalarına ve tüm uyarılarına karşı, o yalnızca, “Ben İsrail’de bulunan bu öğretmenlere, vaktim gelmeden önce ışığı görmeleri için bir şans daha vermek istiyorum.”
1955 164:0.2 On they went toward Jerusalem, the two apostles continuing to express their feelings of fear and to voice their doubts about the wisdom of such an apparently presumptuous undertaking. They reached Jericho about half past four and prepared to lodge there for the night.
2021 164:0.2 Kudüs’e olan yolları üzerinde bu iki havari, korkularını ifade etmeye ve bu türden görünürde tamamen cüretkâr olan bir girişimin taşıdığı bilgeliğe dair kuşkularını dile getirmeye devam etmişlerdi. Onlar Eriha’ya dört buçuk sularında ulaşmış olup, gece için burada konaklamaya hazırlanmışlardı.
1. STORY OF THE GOOD SAMARITAN
1. İYI SAMIRI HIKÂYESI
1955 164:1.1 That evening a considerable company gathered about Jesus and the two apostles to ask questions, many of which the apostles answered, while others the Master discussed. In the course of the evening a certain lawyer, seeking to entangle Jesus in a compromising disputation, said: “Teacher, I would like to ask you just what I should do to inherit eternal life?” Jesus answered, “What is written in the law and the prophets; how do you read the Scriptures?” The lawyer, knowing the teachings of both Jesus and the Pharisees, answered: “To love the Lord God with all your heart, soul, mind, and strength, and your neighbor as yourself.” Then said Jesus: “You have answered right; this, if you really do, will lead to life everlasting.”
2021 164:1.1 O akşam, dikkate değer büyüklükte bir kafile sorular sormak için İsa ve iki havari etrafında toplandığında, bu soruların çoğuna havariler cevap vermiş olup, diğerlerinde Üstün söz almıştı. Akşam ilerlerken, bilinen bir avukat, zor duruma düşürecek bir tartışmaya kendisini iterek İsa’yı tuzağa düşürmeyi amaçlayan bir biçimde, şunu söylemişti: “Üstün ben sana, ebedi yaşamı almak için tam olarak neyi yapmam gerektiğini sormak istiyorum[1].” İsa, “kanun ve peygamberlerde ne yazıyor; Yazıtları nasıl okuyorsun?” biçiminde cevap vermişti[2]. Avukat, hem İsa’nın hem de Ferisiler’in öğretilerini bilen bir biçimde: “Koruyucu Tanrı’yı tüm kalbinle, ruhunla, aklın ve gücünle derinden sevmek, ve komşunu kendin gibi görmek.” Bunun sonrasında İsa: “Sen doğru cevabı verdin; bu, eğer onu gerçekten yapacak olursan, sonsuza kadar sürecek olan yaşama götürecektir.”
1955 164:1.2 But the lawyer was not wholly sincere in asking this question, and desiring to justify himself while also hoping to embarrass Jesus, he ventured to ask still another question. Drawing a little closer to the Master, he said, “But, Teacher, I should like you to tell me just who is my neighbor?” The lawyer asked this question hoping to entrap Jesus into making some statement that would contravene the Jewish law which defined one’s neighbor as “the children of one’s people.” The Jews looked upon all others as “gentile dogs.” This lawyer was somewhat familiar with Jesus’ teachings and therefore well knew that the Master thought differently; thus he hoped to lead him into saying something which could be construed as an attack upon the sacred law.
2021 164:1.2 Ancak, avukat bu soruyu sormada tamamiyle içten değildi; ve, kendisini kanıtlama arzusu taşıyan ve aynı zamanda İsa’yı utandırmayı umut bir biçimde, o, başka bir soruyu sorma girişiminde bulundu. Üstün’e biraz daha yaklaşır bir halde, o, “Ama, Öğretmen, ben sana, benim komşumun tam da kim olduğunu bana söylemeni istiyorum” dedi[3]. Avukat bu soruyu, bir kişinin sahip olduğu komşusunu “kişinin ait olduğu ırkın çocukları” olarak tanımlayan Musevi yasasına karşı gelecek bir ifadeye doğru İsa’yı tuzağa düşürmeyi arzulayan bir biçimde sormuştu. Museviler diğer her bir insanı “gentile köpekleri” olarak görmekteydi[4]. Bu avukat bir ölçüde Üstün’ün öğretilerine aşina olup, bu nedenle Üstün’ün farklı bir biçimde öğretide bulunduğunu oldukça iyi bilmekteydi; böylece o, kutsal yasaya bir saldırı olarak yorumlanacak olan bir şeyi söylemeye İsa’yı yöneltmeyi umut etmişti.
1955 164:1.3 But Jesus discerned the lawyer’s motive, and instead of falling into the trap, he proceeded to tell his hearers a story, a story which would be fully appreciated by any Jericho audience. Said Jesus: “A certain man was going down from Jerusalem to Jericho, and he fell into the hands of cruel brigands, who robbed him, stripped him and beat him, and departing, left him half dead. Very soon, by chance, a certain priest was going down that way, and when he came upon the wounded man, seeing his sorry plight, he passed by on the other side of the road. And in like manner a Levite also, when he came along and saw the man, passed by on the other side. Now, about this time, a certain Samaritan, as he journeyed down to Jericho, came across this wounded man; and when he saw how he had been robbed and beaten, he was moved with compassion, and going over to him, he bound up his wounds, pouring on oil and wine, and setting the man upon his own beast, brought him here to the inn and took care of him. And on the morrow he took out some money and, giving it to the host, said: ‘Take good care of my friend, and if the expense is more, when I come back again, I will repay you.’ Now let me ask you: Which of these three turned out to be the neighbor of him who fell among the robbers?” And when the lawyer perceived that he had fallen into his own snare, he answered, “He who showed mercy on him.” And Jesus said, “Go and do likewise.”
2021 164:1.3 Ancak, İsa, avukatın amacını sezmiş olup, tuzağa düşmek yerine, dinleyicilerine, her bir Eriha topluluğu tarafından bütünüyle takdirle karşılanacak olan bir hikâye biçiminde, bir hikâye anlatmaya başladı. İsa şunu söyledi: “Bir seferinde, tanınmış bir kişi Kudüs’ten Eriha’ya gitmekte olup, yolu üzerinde acımasız haydutların eline düşmüştü; bu haydutlar, onun sahibi olduğu her şeyi gasp etmiş, onu soymuş, dövmüş ve yarı ölü bir biçimde öylece bırakıp gitmişlerdi. Kısa bir süre sonra, şans eseri, bir din-adamı o yoldan geçmekteydi; ve, bu din-adamı yaralı kişiye yaklaştığında, onun talihsiz halini görür bir halde, yolun diğer tarafına geçmişti. Ve, benzer bir biçimde bir Levi de, gelip adamı gördüğünde, yolun diğer tarafına gelmişti. Bu aşamada, yaklaşık olarak bu zaman zarfında, Eriha’ya inen yolu üzerinde, bir Samiri bu yaralı kişiyle karşılaşmış olup, bu kişinin nasıl gasp edilmiş ve dövülmüş olduğunu gördüğünde, içi acıma duygusuyla dolmuştu; kendisine giderek yağ ve şarapla yaralarını sarmış, onu hayvanının üzerine atıp onu konakladığı yere getirmiş ve ona burada bakmıştı. Ve, ertesi sabah para çıkarıp konak sahibine veren bir biçimde, ona şunu söylemişti: ‘Arkadaşıma iyi bak, ve eğer masraflar verdiğimden daha fazla tutarsa, tekrar geldiğimde sana üzerini vereceğim.’ Şimdi sizlere şunu sormama izin verin: Üçü arasında kim soyguncuların arasına düşünenin komşusu çıkmıştır?” Ve, avukat kendi tuzağına düştüğünü sezerek, şunu cevabı vermişti: “Kendisine merhamet gösteren.” Ve, İsa: “Git ve sen de aynısını yap[5].”
1955 164:1.4 The lawyer answered, “He who showed mercy,” that he might refrain from even speaking that odious word, Samaritan. The lawyer was forced to give the very answer to the question, “Who is my neighbor?” which Jesus wished given, and which, if Jesus had so stated, would have directly involved him in the charge of heresy. Jesus not only confounded the dishonest lawyer, but he told his hearers a story which was at the same time a beautiful admonition to all his followers and a stunning rebuke to all Jews regarding their attitude toward the Samaritans. And this story has continued to promote brotherly love among all who have subsequently believed the gospel of Jesus.
2021 164:1.4 Avukat, “Kendisine merhamet gösteren” cevabını verdiğinde, Samiri olarak fazlasıyla tiksindirici kelimeyi söylemekten bile kaçınmaya çalışmıştı. Avukat; İsa’nın aslında zorlanmış olduğu ve cevap verdiği takdirde dine karşıtlık işleyeceği, “Benim komşum kim” sorusuna cevap vermek zorunda bırakılmıştı. İsa yalnızca dürüst olmayan avukatı şaşkınlık içerisinde bırakmamıştı ancak o, takipçilerinin tümü için güzel bir uyarı, aynı zamanda da Musevilerin tamamının Samirilere karşı takındıkları tutumlarına yönelik etkileyici bir eleştiri nitelikte bulunan bir hikâye anlatmıştı. Ve, bu hikâye, ilerleyen zamanlarda İsa’nın müjdesine inanmış olan herkes arasında kardeşsel sevgiyi yaymaya devam etmişti.
2. AT JERUSALEM
2. KUDÜS’TE
1955 164:2.1 Jesus had attended the feast of tabernacles that he might proclaim the gospel to the pilgrims from all parts of the empire; he now went up to the feast of the dedication for just one purpose: to give the Sanhedrin and the Jewish leaders another chance to see the light. The principal event of these few days in Jerusalem occurred on Friday night at the home of Nicodemus. Here were gathered together some twenty-five Jewish leaders who believed Jesus’ teaching. Among this group were fourteen men who were then, or had recently been, members of the Sanhedrin. This meeting was attended by Eber, Matadormus, and Joseph of Arimathea.
2021 164:2.1 İsa öncesinde, krallığın her bir tarafından gelmekte olan kutsal yolculara müjdeyi duyurabilmek için mişkan şölenlerine katılmıştı o bu aşamada, adanma şölenine yalnızca tek bir amaç için çıkmıştı: Sanhedrin üyelerinin ve Musevi önderlerinin ışığı görmesi için bir diğer imkânı sunmak. Kudüs’te bu birkaç günün en başta gelen olayı, Nikodemus’un evinde Cuma gecesi gerçekleşmişti[6]. Burada, İsa’nın öğretisine inanmakta olan yetmiş beş Musevi önderinden meydana gelen bir kalabalık toplanmıştı. Bu topluluk arasında, bu zamanlar üye konumunda bulunan veya daha önce üyelikte bulunmuş, on dört Sanhedrin üyesi hazırdı. Bu topluluğa, Arimathealı Eber, Matadormus ve Yusuf katılmaktaydı.
1955 164:2.2 On this occasion Jesus’ hearers were all learned men, and both they and his two apostles were amazed at the breadth and depth of the remarks which the Master made to this distinguished group. Not since the times when he had taught in Alexandria, Rome, and in the islands of the Mediterranean, had he exhibited such learning and shown such a grasp of the affairs of men, both secular and religious.
2021 164:2.2 Bu oturumda İsa’nın dinleyicilerinin tümü eğitimli kişilerdi; ve, hem bu kişiler hem de iki havari, Üstün’ün bu seçkin topluluğa bulunduğu yorumların kapsamı ve derinliği karşısında hayretler içerisine düşmüşlerdi. İskenderiye, Roma ve Akdeniz adalarında öğretimde bulunduğu zamanlardan beri o öncesinde bu düzeyde bir eğitimi ve, hem din-dışı ve dini olarak, insan olaylarına dair bu türden bir yetkinliği göstermemişti.
1955 164:2.3 When this little meeting broke up, all went away mystified by the Master’s personality, charmed by his gracious manner, and in love with the man. They had sought to advise Jesus concerning his desire to win the remaining members of the Sanhedrin. The Master listened attentively, but silently, to all their proposals. He well knew none of their plans would work. He surmised that the majority of the Jewish leaders never would accept the gospel of the kingdom; nevertheless, he gave them all this one more chance to choose. But when he went forth that night, with Nathaniel and Thomas, to lodge on the Mount of Olives, he had not yet decided upon the method he would pursue in bringing his work once more to the notice of the Sanhedrin.
2021 164:2.3 Bu küçük topluluk dağıldığında onların tümü, onun şükran dolu tutumu karşısında büyülenmiş bir halde, Üstün’ün kişiliğinden ve onun insanlara duymuş olduğu derin sevgiden fazlaca etkilenmiş olarak ayrılmışlardı. Onlar öncesinde, Sanhedrin’in geride kalan üyelerini kazanma arzusuna dair İsa’ya tavsiyede bulunmayı amaçlamışlardı. Üstün, onların tüm önerilerini dikkatli bir biçimde, ancak sessizce dinledi. O, onların planlarının hiçbirinin gerçekleşmeyeceğini oldukça iyi bir biçimde bilmekteydi. İsa, Musevi önderlerinin büyük bir kısmının krallığın müjdesini hiçbir zaman kabul etmeyeceği tahminini yürütmüştü; yine de, o, kendilerinin tümüne seçimde bulunulması için bu bir şansı daha vermişti. Ancak, İsa o gece, Nathanyel ve Tomas ile birlikte, Zeytindağı’nda konaklamak için yola çıktığında, çalışmasını Sanhedrin heyetinin ilgisine bir kez daha nasıl getireceğinin yöntemi üzerinde henüz karara varmış halde değildi.
1955 164:2.4 That night Nathaniel and Thomas slept little; they were too much amazed by what they had heard at Nicodemus’s house. They thought much over the final remark of Jesus regarding the offer of the former and present members of the Sanhedrin to go with him before the seventy. The Master said: “No, my brethren, it would be to no purpose. You would multiply the wrath to be visited upon your own heads, but you would not in the least mitigate the hatred which they bear me. Go, each of you, about the Father’s business as the spirit leads you while I once more bring the kingdom to their notice in the manner which my Father may direct.”
2021 164:2.4 O gece Nathanyel ve Tomas oldukça az uyumuştu; onlar, Nikodemus’un evinde duymuş oldukları şeyler karşısında olduğundan fazla hayretler içerisine düşmüşlerdi. Onlar, Sanhedrin’in eski ve bu zamandaki üyelerinin yetmişlinin önüne kendisiyle birlikte çıkması teklifine dair söylemiş olduğu son söz hakkında fazlasıyla düşünmüşlerdi. İsa şunu söylemişti: “Hayır, benim kardeşlerim, böyle bir şey faydasız olacaktır. Sizler kendi başlarınıza gelecek olan gazabı çoğaltacaksınız, onların bana beslemiş olduğu kini biraz bile olsun azaltamayacaksınız. Her biriniz, krallığı onların ilgilerine Babamın emredeceği biçimde bir kez daha getirirken, ruhaniyetin sizleri yönlendireceği Baba’nın görevine gidin.”
3. HEALING THE BLIND BEGGAR
3. GÖZLERI GÖRMEYEN DILENCININ İYILEŞTIRILIŞI
1955 164:3.1 The next morning the three went over to Martha’s home at Bethany for breakfast and then went immediately into Jerusalem. This Sabbath morning, as Jesus and his two apostles drew near the temple, they encountered a well-known beggar, a man who had been born blind, sitting at his usual place. Although these mendicants did not solicit or receive alms on the Sabbath day, they were permitted thus to sit in their usual places. Jesus paused and looked upon the beggar. As he gazed upon this man who had been born blind, the idea came into his mind as to how he would once more bring his mission on earth to the notice of the Sanhedrin and the other Jewish leaders and religious teachers.
2021 164:3.1 Bir sonraki sabah üçlü kahvaltı için Bethani’deki Marta’nın evine gitmiş olup, daha sonra doğrudan bir biçimde Kudüs’ün yolunu tutmuşlardı. Bu Şabat sabahı, İsa ve iki havarisi mabede yaklaşırlarken, her zamanki yerinde oturur halde bulunmakta olan gözleri görmez biçimde doğmuş bir adam olarak, oldukça iyi bilenen bir dilenciyle karşılaştılar[7]. Her ne kadar bu dilenenler Şabat günü taleplerinde bulunmaz ve sadaka almazlarsa da, her zamanki yerlerinde bu şekilde oturmaya izin verilmekteydiler. İsa durup, dilenciye bakmıştı. Gözleri görmez halde doğmuş bu kişi üzerinde bakışlarını gezdirirken, Sanhedrin üyelerinin ve diğer Musevi önderleri ve dini öğretmenlerinin ilgisine yeryüzü üzerindeki görevini bir kez daha nasıl getireceği fikri aklına gelmişti.
1955 164:3.3 The rabbis taught that all such cases of blindness from birth were caused by sin. Not only were children conceived and born in sin, but a child could be born blind as a punishment for some specific sin committed by its father. They even taught that a child itself might sin before it was born into the world. They also taught that such defects could be caused by some sin or other indulgence of the mother while carrying the child.
2021 164:3.3 Hahamlar, görmeyişin tüm bu vakalarına günahın neden olduğunu öğretmekteydiler. Sadece çocuklar günahkâr olarak anne karnına girmiyor veya dünyaya gelmiyor, bir çocuk babasının işlemiş olduğu özel bir günahının bir cezası olarak gözleri görmez halde doğabiliyordu. Onlar, bir çocuğun kendisinin dünyaya gelişinden önce günah işleyebileceğini bile öğretmekteydi. Onlar aynı zamanda, bu türden kusurların, çocuğu taşırken annenin günahı veya bir cazibeye kapılışı nedeniyle sebep olunacağını öğretmişti.
1955 164:3.4 There was, throughout all these regions, a lingering belief in reincarnation. The older Jewish teachers, together with Plato, Philo, and many of the Essenes, tolerated the theory that men may reap in one incarnation what they have sown in a previous existence; thus in one life they were believed to be expiating the sins committed in preceding lives. The Master found it difficult to make men believe that their souls had not had previous existences.
2021 164:3.4 Orada, bu bölgelerin tümü boyunca, yeniden doğuma olan hala varlığını sürdüren bir inanç bulunmaktaydı. Eski Musevi öğretmenleri, Plato, Filon ve Essenilerin çoğuyla beraber, insanların bir önceki mevcudiyet içinde ektikleri bir şeyi bir sonraki dünyaya gelişlerinde biçebilecekleri kuramını hoş görmüşlerdi; böylelikle, bir yaşam içerisinde onlar, önceki yaşamlarda işlenen günahları ödemekte bulunduklarına inanmaktaydılar. Üstün, ruhlarının öncül mevcudiyetlere sahip olmadığına dair insanları inandırmada güçlük çekmişti.
1955 164:3.5 However, inconsistent as it seems, while such blindness was supposed to be the result of sin, the Jews held that it was meritorious in a high degree to give alms to these blind beggars. It was the custom of these blind men constantly to chant to the passers-by, “O tenderhearted, gain merit by assisting the blind.”
2021 164:3.5 Buna rağmen, tutarsız görünebilse de, bu türden görmezlik hali günahın sonucu biçiminde var sayılırken, gözleri görmez bu dilencilere sadakat vermek oldukça yüksek düzeyde bir övgü konumundaydı. Çevreden geçenlere sürekli olarak, “Ey iyi kalpli, gözleri görmeze yardım ederek sevap kazan” biçiminde nakaratı söylemesi bu gözleri görmez kişilerin âdetiydi.
1955 164:3.6 Jesus entered into the discussion of this case with Nathaniel and Thomas, not only because he had already decided to use this blind man as the means of that day bringing his mission once more prominently to the notice of the Jewish leaders, but also because he always encouraged his apostles to seek for the true causes of all phenomena, natural or spiritual. He had often warned them to avoid the common tendency to assign spiritual causes to commonplace physical events.
2021 164:3.6 İsa Nathanyel ve Tomas ile; yalnızca, görevini Musevi önderlerin ilgisine daha güçlü bir biçimde getirmek için o günün araçlarından biri olarak bu gözleri görmez kişiyi kullanmaya hali hazırda karar vermiş olması nedeniyle değil, aynı zamanda havarilerini, doğal veya ruhsal olarak, tüm olguların gerçek nedenlerini aramak için her zaman teşvik etmiş olması nedeniyle bu durumun söyleşine girişmişti. O öncesinde kendilerini sıklıkla, olağan fiziksel olaylara ruhsal nedenleri bağlamanın sıklıkla gerçekleşen eğiliminden kaçınmaları için uyarmaktaydı.
1955 164:3.7 Jesus decided to use this beggar in his plans for that day’s work, but before doing anything for the blind man, Josiah by name, he proceeded to answer Nathaniel’s question. Said the Master: “Neither did this man sin nor his parents that the works of God might be manifest in him. This blindness has come upon him in the natural course of events, but we must now do the works of Him who sent me, while it is still day, for the night will certainly come when it will be impossible to do the work we are about to perform. When I am in the world, I am the light of the world, but in only a little while I will not be with you.”
2021 164:3.7 İsa, bu günün çalışması için planlarında bu dilenciyi kullanmaya karar vermişti; ancak, Yoşiyahu ismindeki, gözleri görmez kişi için herhangi bir şeyi yapmadan önce, ilk olarak Nathanyel’in sorusuna cevap verdi. Üstün şunu söyledi: “Ne bu adam ne de onun ebeveynleri, Tanrı’nın yaptıkları şeylerin kendi üzerinde görünebileceği biçimde bir günah işledi[9]. Bu görmezlik hali kendisine, doğal olayların bir sonucu olarak gelmiştir; ancak, bizler şimdi, beni göndermiş olan O’nun görevlerini yerine getirmek zorundayız; vakit hala gündüz vaktidir, zira bizlerin yakın zaman içerisinde yerine getirecek olacağı görevi gerçekleştirmenin imkânsız bulunacağı gece kesin bir biçimde gelecektir. Ben bu dünyada iken, ben dünyanın ışığıyım; ancak, çok kısa bir süre içerisinde ben sizlerle birlikte olamayacağım.”
1955 164:3.8 When Jesus had spoken, he said to Nathaniel and Thomas: “Let us create the sight of this blind man on this Sabbath day that the scribes and Pharisees may have the full occasion which they seek for accusing the Son of Man.” Then, stooping over, he spat on the ground and mixed the clay with the spittle, and speaking of all this so that the blind man could hear, he went up to Josiah and put the clay over his sightless eyes, saying: “Go, my son, wash away this clay in the pool of Siloam, and immediately you shall receive your sight.” And when Josiah had so washed in the pool of Siloam, he returned to his friends and family, seeing.
2021 164:3.8 İsa bunları söylediğinde, Nathanyel ve Tomas’a: “Haydi bu gözleri görmez kişiyi bu Şabat günü görür kılalım da, kâtipler ve Ferisiler İnsan Evladı’nı suçlamak için aramış olduğu kanıta tümüyle sahip olabilsinler.” Bunun ardından, eğilir bir halde İsa, yere hafifçe vurup, kili tükürüğü ile karıştırmıştı tüm bunların hepsini gözleri görmez kişinin duyabileceği bir biçimde konuşmuş olarak, Yoşiyahu’a gitmiş, şunu söyleyerek, görmez gözlerine kili sürmüştü: ‘Davran, benim evladım, Şiloam havuzunda bu kili yıka, doğrudan bir biçimde görüşüne kavuşacaksın[10].” Ve, Yoşiyahu Şiloam havuzunda bu şekilde yıkadığı zaman, arkadaşları ve ailesine gören bir halde geri dönmüştü.
1955 164:3.9 Having always been a beggar, he knew nothing else; so, when the first excitement of the creation of his sight had passed, he returned to his usual place of alms-seeking. His friends, neighbors, and all who had known him aforetime, when they observed that he could see, all said, “Is this not Josiah the blind beggar?” Some said it was he, while others said, “No, it is one like him, but this man can see.” But when they asked the man himself, he answered, “I am he.”
2021 164:3.9 Her zaman bir dilenci halinde bulunmuş olarak, o başka bir şey bilmemekteydi; böylece, görüşünün sağlanmasının yaratmış olduğu ilk heyecan geçtiğinde, sadaka topladığı her zamanki yerine geri dönmüştü. Onun arkadaşları, komşuları ve kendisini önceden tanımakta olan herkes, onun görebildiğini gözlemlediklerinde, tek bir ağızdan şunu söylemişlerdi, “Bu gözleri görmez Yoşiyahu değil mi?” Bazıları onun aynı kişi olduğunu söyledi, diğerleri ise “Hayır, ona benzeyen biri, bu kişi görebiliyor” demişti. Ancak, onlar kendisine bu soruyu sorduklarında, o, “ben oyum” demişti[11].
1955 164:3.10 When they began to inquire of him how he was able to see, he answered them: “A man called Jesus came by this way, and when talking about me with his friends, he made clay with spittle, anointed my eyes, and directed that I should go and wash in the pool of Siloam. I did what this man told me, and immediately I received my sight. And that is only a few hours ago. I do not yet know the meaning of much that I see.” And when the people who began to gather about him asked where they could find the strange man who had healed him, Josiah could answer only that he did not know.
2021 164:3.10 Onlar kendisinin nasıl olur da gözleri görür hale geldiğini sormaya başladıklarında, kendilerine: “Şu yoldan gelmiş olan İsa isminde biri; arkadaşlarına benden bahsettiğinde, tükürüğü ile kil yaptı, gözlerimi kutsadı ve Şiloam havuzuna gidip yıkamamı emretti; ve, ben doğrudan bir biçimde görüşüme kavuştum. Ve, bu yalnızca bir kaç saat önce yaşandı. Ben henüz, görmekte olduğum şeylerin çoğunun taşıdığı anlamı bilmiyorum.” Ve, insanlar kendisi etrafında toplanıp onu iyileştirmiş olan bu yabancı kişiyi nasıl bulacaklarını sormaya başladıkları zaman, Yoşiyahu hiçbir fikre sahip olmadığı cevabını vermişti[12].
1955 164:3.11 This is one of the strangest of all the Master’s miracles. This man did not ask for healing. He did not know that the Jesus who had directed him to wash at Siloam, and who had promised him vision, was the prophet of Galilee who had preached in Jerusalem during the feast of tabernacles. This man had little faith that he would receive his sight, but the people of that day had great faith in the efficacy of the spittle of a great or holy man; and from Jesus’ conversation with Nathaniel and Thomas, Josiah had concluded that his would-be benefactor was a great man, a learned teacher or a holy prophet; accordingly he did as Jesus directed him.
2021 164:3.11 Bu, Üstün’ün mucizelerinin tümü içinde en tuhaf olanıydı. Bu kişi iyileştirilme arzusunda bulunmamıştı. O, Şiloam’da yıkanması için emir vermiş ve görüşüne kavuşacağı sözünde bulunmuş kişinin mişkan şölenleri boyunca Kudüs’de duyuruda bulunmuş olan Celileli tanrı-elçisi olduğunu bilmemekteydi. Bu kişi, görüşüne kavuşacağına dair çok az inanca sahipti; ancak, bu günün insanları, büyük veya kutsal bir kişinin tükürüğünün etkinliğine büyük bir inanç beslemekteydi; ve, İsa’nın Nathanyel ve Tomas ile olan konuşmasından Yoşiyahu, kendisine yardım edecek olan kişinin, eğitimli bir öğretmen veya kutsal bir peygamber halinde, büyük bir kişi olduğu sonucuna varmış haldeydi; bunun uyarınca o, İsa’nın kendisine emretmiş olduğu şeyi yapmıştı.
1955 164:3.12 Jesus made use of the clay and the spittle and directed him to wash in the symbolic pool of Siloam for three reasons:
2021 164:3.12 İsa şu üç nedenden dolayı, kil ve tükürüğü kullanmış ve kendisinden Şiloam’ım simgesel havuzunda yıkanmasını istemişti:
1955 164:3.13 1. This was not a miracle response to the individual’s faith. This was a wonder which Jesus chose to perform for a purpose of his own, but which he so arranged that this man might derive lasting benefit therefrom.
2021 164:3.13 1. Bu, bireyin inancı için mucizevî bir karşılık değildi. Bu, İsa’nın kendi amacını yerine getirmek için gerçekleştirmeyi seçmiş bulunduğu bir mucizeydi; ancak, o bu olayı, bu kişinin bahse konu eylemden daha uzunca bir süre yarar görebilmesi biçiminde düzenlemişti.
1955 164:3.14 2. As the blind man had not asked for healing, and since the faith he had was slight, these material acts were suggested for the purpose of encouraging him. He did believe in the superstition of the efficacy of spittle, and he knew the pool of Siloam was a semisacred place. But he would hardly have gone there had it not been necessary to wash away the clay of his anointing. There was just enough ceremony about the transaction to induce him to act.
2021 164:3.14 2. Gözleri görmeyen kişi iyileşme talebinde bulunmadığı ve görmeye dair inancı çok az olduğu için, bu maddi eylemler kendisini teşvik etmek için sunulmuştu. O kesin bir biçimde tükürüğün etkinliği hurafesine inanmaktaydı ve, o, Şiloam havuzunun yarı-kursal bir mekân olduğunu bilmekteydi. Ancak, bu kişi oraya, kutsanmış olduğu kilin yıkanması gerekli olmasaydı nereyse hiçbir bir biçimde gitmeyecekti. Bu, kendisini hareket ettirmek için tam kararında uygulanmış bir törensellikti.
1955 164:3.15 3. But Jesus had a third reason for resorting to these material means in connection with this unique transaction: This was a miracle wrought purely in obedience to his own choosing, and thereby he desired to teach his followers of that day and all subsequent ages to refrain from despising or neglecting material means in the healing of the sick. He wanted to teach them that they must cease to regard miracles as the only method of curing human diseases.
2021 164:3.15 3. Ancak, İsa, bu benzersiz etkileşim ile ilgili olarak bu maddi araçlara başvurmada üçüncü bir nedene sahipti: Bu, tamamiyle kendi öz tercihine uyması sonucunda gerçekleşmiş bulunan bir mucizeydi; ve, bunun aracılığıyla o, bu zaman zarfında kendisini takip etmekte olan ve ilerleyen çağlardaki kişilere, hastanın iyileştirilmesinde maddi araçları küçük görmekten veya onları önemsiz düşünmekten kaçınmayı öğretmemeyi arzuluyordu. O bu kişilere, insan hastalıklarını iyileştirmede mucizeleri tek yöntem olarak görmeyi bırakmak zorunda olduklarını öğretmek istemişti.
1955 164:3.16 Jesus gave this man his sight by miraculous working, on this Sabbath morning and in Jerusalem near the temple, for the prime purpose of making this act an open challenge to the Sanhedrin and all the Jewish teachers and religious leaders. This was his way of proclaiming an open break with the Pharisees. He was always positive in everything he did. And it was for the purpose of bringing these matters before the Sanhedrin that Jesus brought his two apostles to this man early in the afternoon of this Sabbath day and deliberately provoked those discussions which compelled the Pharisees to take notice of the miracle.
2021 164:3.16 İsa bu kişiye; bu eylemi, Sanhedrin üyeleri ve tüm Musevi öğretmenleri ve dini önderleri için açık bir meydan okuma haline getirmenin ana amacı için, bu Şabat sabahı Kudüs’te tapınak yakınında mucizevî yöntem ile görüşünü vermişti[13]. Bu, Ferisiler ile açık bir biçimde ayrılışını duyurma biçimiydi. O her zaman yaptığı her şeyde olumlayıcı olmuştu. Ve, bu hususları Sanhedrin heyeti önüne getirmek amacıyla İsa, iki havarisini bu Şabat gününün öğleden sonrasının erken vakitleri bu adama getirmiş olup, Ferisilerin bu mucizeyi fark etmelerine zorlayacak konuşmalara kasti bir biçimde neden olmuştu.
4. JOSIAH BEFORE THE SANHEDRIN
4. SANHEDRIN KARŞISINDA YOŞIYAHU
1955 164:4.1 By midafternoon the healing of Josiah had raised such a discussion around the temple that the leaders of the Sanhedrin decided to convene the council in its usual temple meeting place. And they did this in violation of a standing rule which forbade the meeting of the Sanhedrin on the Sabbath day. Jesus knew that Sabbath breaking would be one of the chief charges to be brought against him when the final test came, and he desired to be brought before the Sanhedrin for adjudication of the charge of having healed a blind man on the Sabbath day, when the very session of the high Jewish court sitting in judgment on him for this act of mercy would be deliberating on these matters on the Sabbath day and in direct violation of their own self-imposed laws.
2021 164:4.1 Yoşiyahu’nun iyileştirilişinin öğleden sonrası mabet çevresinde öyle bir tartışma çıkmıştı ki, Sanhedrin önderleri heyeti onun olağan buluşma mekânında toplamaya karar vermişti. Ve, onlar bunu, Şabat günü Sanhedrin buluşmasını yasaklayan ortak karara karşı gelen bir biçimde gerçekleştirmişlerdi. İsa, nihai sınav geldiğinde, Şabat yasağına bu uymayışın kendisine karşı getirilecek olan başlıca suçlamalardan bir tanesi olacağını bilmekteydi; ve, o, bu merhamet eylemi için kendisini yargılamaya oturmuş olan yüksek Musevi mahkemesinin tam da bu oturumu bu hususları Şabat gününde ve kendi almış olduklara karara doğrudan karşıtlık içinde görürken, Şabat günü gözleri görmeyen bir adamı iyileştirme suçuyla yargılanmak için Sanhedrin heyeti karşısına çıkarılmayı arzulamıştı.
1955 164:4.2 But they did not call Jesus before them; they feared to. Instead, they sent forthwith for Josiah. After some preliminary questioning, the spokesman for the Sanhedrin (about fifty members being present) directed Josiah to tell them what had happened to him. Since his healing that morning Josiah had learned from Thomas, Nathaniel, and others that the Pharisees were angry about his healing on the Sabbath, and that they were likely to make trouble for all concerned; but Josiah did not yet perceive that Jesus was he who was called the Deliverer. So, when the Pharisees questioned him, he said: “This man came along, put clay upon my eyes, told me to go wash in Siloam, and I do now see.”
2021 164:4.2 Ancak onlar İsa’yı karşılarına çağırmamışlardı onlar bundan korku duymuşlardı. Bunun yerine, onlar, derhal Yoşiyahu’yu çağırdılar. Birkaç giriş sorgusundan sonra, Sanhedrin’in (yaklaşık olarak elli üyenin hazır bulunduğu haliyle) sözcüsü Yoşiyahu’a kendisine ne olduğunu anlatmasını emretti. İyileşmesinin gerçekleşmiş olduğu o sabahtan beri Yoşiyahu, Tomas, Nathanyel ve diğerlerinden Ferisilerin Şabat günü gerçekleşen iyileşiminden kızgın olduklarını ve onların muhtemel bir biçimde ilgili herkes için sorun çıkaracağını öğrenmiş haldeydi; ancak, Yoşiyahu, İsa’nın Kurtarıcı olarak adlandırılmakta olan kişi olduğunu henüz anlamamıştı. Bu nedenle, Ferisiler kendisini sorguladıklarında, o şunu söylemişti: “Bu adam bana yaklaştı, kili gözlerime sürdü, Şiloam’da yıkan dedi ve ben şimdi görüyorum.”[14]
1955 164:4.3 One of the older Pharisees, after making a lengthy speech, said: “This man cannot be from God because you can see that he does not observe the Sabbath. He violates the law, first, in making the clay, then, in sending this beggar to wash in Siloam on the Sabbath day. Such a man cannot be a teacher sent from God.”
2021 164:4.3 Eski Ferisiler’den bir tanesi, uzunca bir konuşmada bulunduktan sonra: “Bu kişi Tanrı’dan gelmiş olamaz, çünkü görüyorsunuz Şabat gününe uymuyor. O, ilk başta kil yaparak, daha sonra ise bu dilenciyi Şabat günü Şiloam’da yıkanmaya göndererek, kanuna karşı geliyor. Bu türden bir adam Tanrı’dan gönderilmiş bir öğretmen olamaz[15].”
1955 164:4.4 Then one of the younger men who secretly believed in Jesus, said: “If this man is not sent by God, how can he do these things? We know that one who is a common sinner cannot perform such miracles. We all know this beggar and that he was born blind; now he sees. Will you still say that this prophet does all these wonders by the power of the prince of devils?” And for every Pharisee who dared to accuse and denounce Jesus one would arise to ask entangling and embarrassing questions, so that a serious division arose among them. The presiding officer saw whither they were drifting, and in order to allay the discussion, he prepared further to question the man himself. Turning to Josiah, he said: “What do you have to say about this man, this Jesus, whom you claim opened your eyes?” And Josiah answered, “I think he is a prophet.”
2021 164:4.4 Bunun sonrasında, İsa’ya gizlice inanmış olan daha genç kişilerden bir tanesi şunu söyledi: “Eğer bu kişi Tanrı tarafından gönderilmemişse, nasıl böyle şeyleri yapabilmekte? Hepimiz, bu türden mucizeleri sıradan günahkâr bir kişinin gerçekleştiremeyeceğini biliyoruz. Hepimiz bu kişinin dilenci olduğunu ve onun gözleri görmez halde doğduğunu biliyoruz; şimdi o görmektedir. Sizler hala bu tanrı-elçisinin tüm bu mucizeleri ecinnilerin prensinin gücü ile yerine getirdiğini mi söyleyeceksiniz?” Ve, İsa’yı suçlamaya ve onu kınamaya cüret etmiş olan her bir Ferisi için biri onları tuzağa düşüren ve utandıran bir soruyu sormak için ayağa kalktı öyle ki, aralarında büyük bir fikir ayrılığı yaşandı[16]. Başkanlık eden görevli tartışmanın nereye doğru kaymakta olduğunu görmüş olup, onları azaltmak için karşılarında olan kişiyi kendi başına sorgulamaya hazırlandı. Yoşiyahu’ya dönen bir halde, o şunu söyledi: “Gözlerini açtığını söylediğin İsa ismindeki bu adam hakkında ne söyleyebilirsin?” Ve, Yoşiyahu, “Bence o bir tanrı-elçisi” cevabını verdi[17].
1955 164:4.5 The leaders were greatly troubled and, knowing not what else to do, decided to send for Josiah’s parents to learn whether he had actually been born blind. They were loath to believe that the beggar had been healed.
1955 164:4.6 It was well known about Jerusalem, not only that Jesus was denied entrance into all synagogues, but that all who believed in his teaching were likewise cast out of the synagogue, excommunicated from the congregation of Israel; and this meant denial of all rights and privileges of every sort throughout all Jewry except the right to buy the necessaries of life.
2021 164:4.6 Yalnızca İsa’nın her bir sinagoga olan girişinin yasaklanmış oluşu değil, aynı zamanda onun öğretisine inanan herkesin benzer bir biçimde İsrail cemiyetinden atılmış bir halde bulunduğu Kudüs’te oldukça iyi bilinmekteydi; ve, bu, yaşam ihtiyaçlarının tedarik edilmesi hakkı dışında, tüm Musevi halkının sahip olduğu her türlü hak ve ayrıcalıktan mahrum bırakıldıkları anlamına gelmekteydi.
1955 164:4.7 When, therefore, Josiah’s parents, poor and fear-burdened souls, appeared before the august Sanhedrin, they were afraid to speak freely. Said the spokesman of the court: “Is this your son? and do we understand aright that he was born blind? If this is true, how is it that he can now see?” And then Josiah’s father, seconded by his mother, answered: “We know that this is our son, and that he was born blind, but how it is that he has come to see, or who it was that opened his eyes, we know not. Ask him; he is of age; let him speak for himself.”
2021 164:4.7 Bu nedenle, fakir ve korku içindeki ruhlar olan, Yoşiyahu’nun ebeveynleri ihtişamlı Sanhedrin heyeti önüne çıktıklarında olduğu gibi konuşmaktan korku duymaktaydı. Mahkeme sözcüsü şunu söyledi: “Bu senin evladın mı? Ve, biz onun gözleri görmez halde doğmuş olduğunu doğru mu anlıyoruz? Eğer bu doğru ise, nasıl olurda o şimdi görüyor?” Ve, bunun sonrasında, annesinin hemen yanı başında durur halde, Yoşiyahu’nun babası cevap verdi: “Biz onun bizim evladımız olduğunu ve onun gözleri görmez halde doğduğunu biliyoruz; ancak, onun nasıl oldu da gözleri görür hale geldiğine veya onun gözlerini kimin açtığına dair hiçbir bilgimiz yok. Kendisine sorun; o erişkin yaşta; onun kendisi hakkında konuşmasına izin verin[19].”
1955 164:4.8 They now called Josiah up before them a second time. They were not getting along well with their scheme of holding a formal trial, and some were beginning to feel strange about doing this on the Sabbath; accordingly, when they recalled Josiah, they attempted to ensnare him by a different mode of attack. The officer of the court spoke to the former blind man, saying: “Why do you not give God the glory for this? why do you not tell us the whole truth about what happened? We all know that this man is a sinner. Why do you refuse to discern the truth? You know that both you and this man stand convicted of Sabbath breaking. Will you not atone for your sin by acknowledging God as your healer, if you still claim that your eyes have this day been opened?”
2021 164:4.8 Onlar bu aşamada Yoşiyahu’yu karşılarına ikinci sefer çağırdılar. Onlar, resmi bir mahkemeyi gerçekleştirişlerine dair bu tutumları karşısında huzursuzlardı ve, bazıları, bunu Şabat günü gerçekleştirmeye dair tuhaf duyguları hissetmeye başlamıştı bunun uyarınca, onlar Yoşiyahu’yu tekrar çağırdıklarında, kendisini farklı türden bir saldırı ile tuzağa düşürmeye girişmişlerdi. Mahkeme görevlisi, şunu söyleyen bir biçimde, eskiden gözleri görmez olan kişiye: “Bu ihtişamı neden Tanrı’ya vermiyorsun? Neden bizlere, gerçekleşmiş olana dair bütüncül gerçekliği söylemiyorsun? Hepimiz bu kişinin bir günahkâr olduğunu biliyoruz. Gerçekliği anlamayı neden reddediyorsun? Sen, hem kendinin hem de bu adamın Şabat’a karşı gelmeden suçlu halde burada karşımızda durmakta olduğunu biliyorsun. Eğer hala gözlerinin tam da bu gün açılmış olduğunu söylüyorsan sen, gerçek iyileştiricinin Tanrı olduğunu kabul ederek günahlarından arınmayacak mısın?”[20]
1955 164:4.9 But Josiah was neither dumb nor lacking in humor; so he replied to the officer of the court: “Whether this man is a sinner, I know not; but one thing I do know—that, whereas I was blind, now I see.” And since they could not entrap Josiah, they sought further to question him, asking: “Just how did he open your eyes? what did he actually do to you? what did he say to you? did he ask you to believe in him?”
2021 164:4.9 Ancak, Yoşiyahu ne akılsız ne de mizahtan yoksun biriydi; bu nedenle o mahkeme görevlisine şu cevabı verdi: “Bu adam bir günahkâr mı bilmem; ancak, bir şeyi biliyorum — o da, benim gözlerim görmüyordu, şimdi görüyorum.” Ve, onlar Yoşiyahu’yu tuzağa düşüremedikleri için, şunu soran bir biçimde, sorgularına devam etmeyi amaçladılar: “O gözlerini tam olarak nasıl açtı? Tam olarak sana ne yaptı? Sana ne söyledi? O senden kendisine inanmanı istedi mi?”[21]
1955 164:4.10 Josiah replied, somewhat impatiently: “I have told you exactly how it all happened, and if you did not believe my testimony, why would you hear it again? Would you by any chance also become his disciples?” When Josiah had thus spoken, the Sanhedrin broke up in confusion, almost violence, for the leaders rushed upon Josiah, angrily exclaiming: “You may talk about being this man’s disciple, but we are disciples of Moses, and we are the teachers of the laws of God. We know that God spoke through Moses, but as for this man Jesus, we know not whence he is.”
2021 164:4.10 Yoşiyahu, bir ölçüde sabırsız bir biçimde, şu cevabı verdi: “Ben sizlere tamı tamına neyin yaşandığını söyledim, ve eğer benim şahitliğime inanmıyorsanız, neden tekrar duymak istiyorsunuz? Sizler de mi yoksa onun takipçileri olmak istiyorsunuz?” Yoşiyahu bunları söylediğinde Sanhedrin’de, neredeyse şiddete varan, karışıklık patlak verdi; zira, önderler, kızgınca şunu haykıran bir biçimde, Yoşiyahu’ya yetişti: “Sen bu kişinin takipçisi olarak konuşabilirsin, ancak bizler Musa’nın takipçileriyiz; ve, bizler, Tanrı’nın kanunlarının öğretmenleriyiz. Bizler Tanrı’nın Musa aracılığı ile konuşmuş olduğunu biliyoruz; bu İsa ismindeki kişi içinse, onun nereden konuştuğunu bilmiyoruz[22].”
1955 164:4.11 Then Josiah, standing upon a stool, shouted abroad to all who could hear, saying: “Hearken, you who claim to be the teachers of all Israel, while I declare to you that herein is a great marvel since you confess that you know not whence this man is, and yet you know of a certainty, from the testimony which you have heard, that he opened my eyes. We all know that God does not perform such works for the ungodly; that God would do such a thing only at the request of a true worshiper—for one who is holy and righteous. You know that not since the beginning of the world have you ever heard of the opening of the eyes of one who was born blind. Look, then, all of you, upon me and realize what has been done this day in Jerusalem! I tell you, if this man were not from God, he could not do this.” And as the Sanhedrists departed in anger and confusion, they shouted to him: “You were altogether born in sin, and do you now presume to teach us? Maybe you were not really born blind, and even if your eyes were opened on the Sabbath day, this was done by the power of the prince of devils.” And they went at once to the synagogue to cast out Josiah.
2021 164:4.11 Bunun ardından, Yoşiyahu, bir taburenin üzerine çıkmış halde, şunu söyleyerek, herkesin duyabileceği biçimde etrafa haykırdı: “Kulak verin, İsrail’in tamamının öğretmenleri olarak kendinizi duyuran sizler: ben sizlere burada büyük bir mucizenin yaşanmış olduğunu duyururken, siz bu kişinin nereden geldiğini bilmediğinizi itiraf ediyorsunuz; ancak, yine de sizler kesin bir biçimde, benden duymuş olduğunuz şahitlikten, onun gözlerimi açmış olduğunu biliyorsunuz. Hepimiz, Tanrı’nın bu türden şeyleri kendisine layık olmayanlar için gerçekleştirmemekte olduğunu biliyoruz; Tanrı bu türden bir şeyi yalnızca gerçek bir ibadetçinin ricası üzerine gerçekleştireceğini — kutsal ve doğru olan biri için. Sizler, dünya tarihinde gözleri görmez olarak doğmuş birinin gözlerinin açıldığının bir kez bile duyulmamış olduğunu bilmektesiniz. Öyleyse, hepiniz, bana bakın Kudüs’te bugün neyin yaşanmış olduğunun farkına varın! Ben sizlere söylüyorum, eğer bu kişi Tanrı’dan gönderilmemiş olsaydı, bunu gerçekleştiremezdi[23].” Ve, Sanhedrin üyeleri kızgınlık ve kafa karışıklığı içinde ayrılırlarken, onlar kendisine: “En başta sen günah içinde doğmuş birisin, şimdi bizlere öğretide bulunmaya nasıl cüret ediyorsun? Belki de sen gerçekten gözleri görmez halde doğmadın; ve, kaldı ki şayet senin gözlerin Şabat günü açıldıysa, bu ecinnilerin prensinin gücü tarafından gerçekleştirilmiş olmalıdır.” Ve, onlar derhal sinagoga Yoşiyahu’yu dinden çıkarmak için yöneldiler[24].
1955 164:4.12 Josiah entered this trial with meager ideas about Jesus and the nature of his healing. Most of the daring testimony which he so cleverly and courageously bore before this supreme tribunal of all Israel developed in his mind as the trial proceeded along such unfair and unjust lines.
2021 164:4.12 Yoşiyahu bu mahkemeye, İsa’ya ve onun iyileştirmesinin doğasına dair yetersiz düşünceler ile girmişti. İsrail’in tamamını kapsayan bu en yüksek mahkeme karşısında onun oldukça zeki ve cesur bir biçimde savunmuş olduğu cüretkâr şahitliğin çoğu, onun aklında, bu türden hakkani olmayan ve adaletsiz bir biçimde mahkeme ilerlerken gelişmişti.
5. TEACHING IN SOLOMON’S PORCH
5. SOLOMON’UN VERANDASINDAKI ÖĞRETI
1955 164:5.1 All of the time this Sabbath-breaking session of the Sanhedrin was in progress in one of the temple chambers, Jesus was walking about near at hand, teaching the people in Solomon’s Porch, hoping that he would be summoned before the Sanhedrin where he could tell them the good news of the liberty and joy of divine sonship in the kingdom of God. But they were afraid to send for him. They were always disconcerted by these sudden and public appearances of Jesus in Jerusalem. The very occasion they had so ardently sought, Jesus now gave them, but they feared to bring him before the Sanhedrin even as a witness, and even more they feared to arrest him.
2021 164:5.1 Sanhedrin’in bu Şabat’a karşı geliş oturumunun tamamı mabet odalarının bir tanesinde gerçekleşirken, İsa; Tanrı’nın krallığı içindeki kutsal evlatlığın taşıdığı özgürlüğe ve neşeye dair güzel haberleri söyleyebileceği yer olan Sanhedrin karşısına çıkarılmayı umut eden bir biçimde Solomon’un Verandasında insanlara öğretimde bulunur bir halde yakında dolaşmaktaydı. Ancak, onlar kendisini çağırmaktan korkuyorlardı. Onlar her zaman, İsa’nın Kudüs’teki bu ani ve kamuya açık görünüşleri karşısında ne yapacaklarını bilemez konuma düşmekteydiler. Onların oldukça içten arzuladıkları tam da bu imkânı İsa bu aşamada onlara vermişti; ancak, onlar İsa’yı Sanhedrin heyetinin karşısına bir şahit olarak bile çıkarmaktan korkmuşlardı, hatta onların bu korkusu kendisini tutuklamalarınkinden daha fazlaydı.
1955 164:5.2 This was midwinter in Jerusalem, and the people sought the partial shelter of Solomon’s Porch; and as Jesus lingered, the crowds asked him many questions, and he taught them for more than two hours. Some of the Jewish teachers sought to entrap him by publicly asking him: “How long will you hold us in suspense? If you are the Messiah, why do you not plainly tell us?” Said Jesus: “I have told you about myself and my Father many times, but you will not believe me. Can you not see that the works I do in my Father’s name bear witness for me? But many of you believe not because you belong not to my fold. The teacher of truth attracts only those who hunger for the truth and who thirst for righteousness. My sheep hear my voice and I know them and they follow me. And to all who follow my teaching I give eternal life; they shall never perish, and no one shall snatch them out of my hand. My Father, who has given me these children, is greater than all, so that no one is able to pluck them out of my Father’s hand. The Father and I are one.” Some of the unbelieving Jews rushed over to where they were still building the temple to pick up stones to cast at Jesus, but the believers restrained them.
2021 164:5.2 Bu dönem Kudüs’te ara kış mevsimi olup, insanlar Solomon’un Veranda’sında kısmi barınağı arzulamaktaydılar; ve, İsa burada vaktini geçirirken, kalabalıklar kendisine birçok soru sormuş olup, o kendilerine iki saatten daha fazla öğretide bulunmuştu. Bazı Musevi öğretmenleri herkese açık bir biçimde kendisine şunu sorarak onu tuzağa düşürmeyi amaçlamıştı: “Bizleri daha ne kadar böyle kararsızlık içinde bekleteceksin? Eğer sen Mesih isen, neden bizlere açık bir biçimde söylemiyorsun?” İsa: “Ben sizlere kendim ve benim babam hakkında birçok defa bahsettim, ancak sizler bana inanmayacaksınız? Babamın adına yapmış olduğum şeylerin bana şahitlik ettiğini görmüyor musunuz? Ancak, birçoğunuz bana, benim ahırıma ait olmadığınız için inanmıyorsunuz[25]. Gerçekliğin öğretmeni yalnızca, gerçeklik için açlık duyanı ve doğruluğa susayanı çeker. Benim koyunum benim sesimi duyar, ben onları bilirim ve onlar beni takip eder. Ve, benim öğretimi takip eden herkese ben ebedi yaşamı veririm; onlar hiçbir zaman yok olmayacak, ve kimse onlardan herhangi birini benim elim elimden kaçıramayacak[26]. Benim Babam, bu çocukları bana vermiş olan kişi, herkesten daha büyüktür; böyle olduğu için, hiçbir kimse onları Babamın elleri arasından çekip almaya yetkin değildir. Baba ve Ben birim.” İnanmayan Musevilerden bazıları, çalışanların hala mabedi inşa etmekte olduğu yere İsa’ya atmak için taş toplamaya koşuştu; ancak, inananlar bu kişileri durdurdu[27].
1955 164:5.3 Jesus continued his teaching: “Many loving works have I shown you from the Father, so that now would I inquire for which one of these good works do you think to stone me?” And then answered one of the Pharisees: “For no good work would we stone you but for blasphemy, inasmuch as you, being a man, dare to make yourself equal with God.” And Jesus answered: “You charge the Son of Man with blasphemy because you refused to believe me when I declared to you that I was sent by God. If I do not the works of God, believe me not, but if I do the works of God, even though you believe not in me, I should think you would believe the works. But that you may be certain of what I proclaim, let me again assert that the Father is in me and I in the Father, and that, as the Father dwells in me, so will I dwell in every one who believes this gospel.” And when the people heard these words, many of them rushed out to lay hands upon the stones to cast at him, but he passed out through the temple precincts; and meeting Nathaniel and Thomas, who had been in attendance upon the session of the Sanhedrin, he waited with them near the temple until Josiah came from the council chamber.
2021 164:5.3 İsa öğretisini şöyle sürdürmüştü: “Ben sizlere Baba’dan birçok sevgi dolu emek göstermiş bulunmaktayım; şimdi sizlere soruyorum, bu iyi emeklerden hangi biri sizlerin bana taş atmasını gerektiriyor?” Ve, bunun ardından Ferisilerden bir tanesi cevap verdi: “Bizler seni iyi emeklerinin hiçbiri için taşlamak istemiyoruz, Tanrı’ya saygısızlık ettiğin için taşlamak istiyoruz; tam da bir insan olarak sen kendini Tanrı ile eş kılıyorsun[28][29].” Ve, İsa: “Sizler İnsan Evladı’nı, benim Tanrı tarafından gönderilmiş olduğumu duyurduğumda bana inanmayı reddettiğiniz için Tanrı’ya saygısızlıkta bulunmaktan suçluyorsunuz. Eğer ben Tanrı’nın görevlerini yerine getirmiyorsam bana inanmayın; ancak, eğer Tanrı’nın görevlerini yerine getiriyorsam, her ne kadar bana inanmıyor olsanız da, ben sizlerin benim emeklerine inanmakta olduğunuzu düşünmeliyim. Ancak, benim sizlere duyurmuş olduğum şeyden emin olabilmeniz için, Baba’nın benim içinde olduğunun ve benim de Baba’nın içinde bulunduğunun, ve, Baba’nın benim içinde ikamet ettiği bir biçimde, benim bu müjdeye inanan her bir kişi içerisinde ikamet edeceğimin altını çizmeme izin verin.” Ve, insanlar bu sözleri duyduklarında onlardan çoğu, hiç vakit kaybetmeden, kendisine atmak için taşlara ellerini uzatmaya davrandılar; ancak, o, mabet etrafı boyunca ortamı terk etmişti; ve, öncesinde Sanhedrin oturumuna katılmış bulunan, Nathanyel ve Tomas ile buluşmuş bir halde İsa, Yoşiyahu heyet odasından gelene kadar mabet yakınında onlarla birlikte beklemişti.
1955 164:5.4 Jesus and the two apostles did not go in search of Josiah at his home until they heard he had been cast out of the synagogue. When they came to his house, Thomas called him out in the yard, and Jesus, speaking to him, said: “Josiah, do you believe in the Son of God?” And Josiah answered, “Tell me who he is that I may believe in him.” And Jesus said: “You have both seen and heard him, and it is he who now speaks to you.” And Josiah said, “Lord, I believe,” and falling down, he worshiped.
2021 164:5.4 İsa ve iki havari, onun sinagogdan atılmış olduğunu duyana kadar evinde Yoşiyahu’yu aramaya gitmemişlerdi. Onlar Yoşiyahu’nun evine geldiklerinde, Tomas bahçeden kendisini çağırdı ve, İsa, şunu söyleyen bir biçimde, onunla konuştu: “Yoşiyahu, Tanrı’nın Evladı’na inanıyor musun?” Ve, Yoşiyahu “Kendine inanabilmem için bana ondan bahset” şeklinde cevabını verdi. Ve, İsa. “Sen onu he gördün hem de duydun; ve, o, şu anda seninle konuşan kişidir[30].” Ve, Yoşiyahu, “Koruyucu, ben inanıyorum” dedi ve dizlerine çökerek ona ibadet etti.
1955 164:5.5 When Josiah learned that he had been cast out of the synagogue, he was at first greatly downcast, but he was much encouraged when Jesus directed that he should immediately prepare to go with them to the camp at Pella. This simple-minded man of Jerusalem had indeed been cast out of a Jewish synagogue, but behold the Creator of a universe leading him forth to become associated with the spiritual nobility of that day and generation.
2021 164:5.5 Yoşiyahu, kendisinin sinagogdan atılmış olduğunu öğrendiğinde ilk başta fazlasıyla üzüntülüydü; ancak, o, İsa’nın kendisine derhal Pella’daki kampa beraberlerinde gelmeye hazırlanmasını emrettiğinde fazlasıyla cesaretlenmişti. Kudüs’ün bu olağan akla sahip kişisi, gerçekten de, bir Musevi sinagogundan atılmıştı ancak, gelin görün ki, bir evren Yaratanı onu, bu zaman ve neslinin ruhsal soyluluğu ile kendisini ilişkili hale getirmeye götürmekteydi.
1955 164:5.6 And now Jesus left Jerusalem, not again to return until near the time when he prepared to leave this world. With the two apostles and Josiah the Master went back to Pella. And Josiah proved to be one of the recipients of the Master’s miraculous ministry who turned out fruitfully, for he became a lifelong preacher of the gospel of the kingdom.
2021 164:5.6 Ve, bu aşamada İsa, bu dünyadan ayrılmaya hazırlandığı zaman zarfı yaklaşana kadar bir daha tekrar geri dönmeyecek bir biçimde, Kudüs’ten ayrılmıştı. İki havari ve Yoşiyahu ile birlikte Üstün Pella’ya geri döndü[31]. Ve, Yoşiyahu, Üstün’ün mucizevî hizmetini alıp da onun karşılığını veren biri çıkmıştı zira, o, krallığın müjdesinin yaşam-boyu süren bir duyurucusu haline gelmişti.
Makale 163. Mecdel’de Yetmişlinin Görevlendirilişi |
Dizin
Tek versiyon |
Makale 165. Perea Görevi Başlıyor |