İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
Makale 191. Havariler ve Diğer Önderlere Görünüşler |
Dizin
Tek versiyon |
Makale 193. Son Görünüşler ve Yükseliş |
APPEARANCES IN GALILEE
CELILE’DEKI GÖRÜNÜŞLER
1955 192:0.1 BY THE time the apostles left Jerusalem for Galilee, the Jewish leaders had quieted down considerably. Since Jesus appeared only to his family of kingdom believers, and since the apostles were in hiding and did no public preaching, the rulers of the Jews concluded that the gospel movement was, after all, effectually crushed. They were, of course, disconcerted by the increasing spread of rumors that Jesus had risen from the dead, but they depended upon the bribed guards effectively to counteract all such reports by their reiteration of the story that a band of his followers had removed the body.
2021 192:0.1 HAVARİLERİN Celile için Kudüs’ü terk ettiği zaman zarfında, Musevi önderleri dikkate değer bir biçimde sakinleşmişti. İsa yalnızca krallık inananlarından meydana gelen ailesine göründüğü için, ve havariler saklanıp, kamuya açık duyuruda bulunmadığı için, Musevi önderleri müjde hareketinin, son kertede, etkili bir biçimde bastırıldığı sonucuna varmışlardı. Onlar, tabii ki, İsa’nın ölümden dirilişine dair söylentilerin artış gösteren bir yayılışından olumsuz bir biçimde etkilenmişlerdi; ancak, onlar, rüşvetle alınmış olan muhafızların, takipçilerinin eliyle bedenin alınmasına dair anlatımın tekrarlanışıyla bu türden raporların tümüne etkin bir biçimde karşı koymasına güveniyorlardı[1].
1955 192:0.2 From this time on, until the apostles were dispersed by the rising tide of persecution, Peter was the generally recognized head of the apostolic corps. Jesus never gave him any such authority, and his fellow apostles never formally elected him to such a position of responsibility; he naturally assumed it and held it by common consent and also because he was their chief preacher. From now on public preaching became the main business of the apostles. After their return from Galilee, Matthias, whom they chose to take the place of Judas, became their treasurer.
2021 192:0.2 Bu zaman zarfından itibaren, idamın artış gösteren dalgasıyla havariler etrafa dağılana kadar, Petrus genel olarak havarisel birliğin başı olarak tanınmıştı. İsa hiçbir zaman ona bu türden bir yönetim yetkisi vermemişti; ve onun akran havarileri hiçbir zaman onu bu türden bir sorumluluk mevkisi için seçmemişlerdi; o kendiliğinden bunu üstlenmiş olu, ortak rıza ile onu tutmuştu; zira o aynı zamanda bu topluluğun ortan duyurucusuydu. Bu andan itibaren kamuya açık duyuru havarilerin başlıca işi haline gelmişti. Celile’den geri dönüşlerinde, Yudas’ın yerine seçmiş oldukları kişi Mathias onların haznedarı olmuştu[2].
1955 192:0.3 During the week they tarried in Jerusalem, Mary the mother of Jesus spent much of the time with the women believers who were stopping at the home of Joseph of Arimathea.
2021 192:0.3 Kudüs’de vakit geçirdikleri hafta boyunca İsa’nın annesi Meryem vaktin büyük bir kısmını, Arimethealı Yusuf’un evinde konaklayan kadın inananlarla birlikte geçirmişti.
1955 192:0.4 Early this Monday morning when the apostles departed for Galilee, John Mark went along. He followed them out of the city, and when they had passed well beyond Bethany, he boldly came up among them, feeling confident they would not send him back.
2021 192:0.4 Havarilerin Celile için ayrılmış oldukları bu erken Pazartesi sabahı Yahya Markus onlarla birlikte gitmişti. O onları şehrin dışına kadar takip etmiş olup, onlar Bethani’nin oldukça ötesine geçtiklerinde, cüretkâr bir biçimde, onların kendisini geri göndermeyecek oluşundan emin hisseden bir biçimde, kendilerine arasına katılmıştı.
1955 192:0.5 The apostles paused several times on the way to Galilee to tell the story of their risen Master and therefore did not arrive at Bethsaida until very late on Wednesday night. It was noontime on Thursday before they were all awake and ready to partake of breakfast.
2021 192:0.5 Havariler, dirilmiş Üstünlerinin hikâyesini anlatmak için Celile’ye olan yolda birkaç kez durmuşlardı, ve bu nedenle onlar Çarşamba gecesi çok geç saatlere kadar Bethsayda’ya varmamışlardı. Onların tümü uyanıp, kahvaltıya oturmaya hazır hale gelmeleri Perşembe günü öğlen saatlerini bulmuştu.
1. APPEARANCE BY THE LAKE
1. GÖL ÇEVRESINDE GÖRÜNÜŞ
1955 192:1.2 After the apostles had spent the afternoon and early evening of Thursday in waiting at the Zebedee home, Simon Peter suggested that they go fishing. When Peter proposed the fishing trip, all of the apostles decided to go along. All night they toiled with the nets but caught no fish. They did not much mind the failure to make a catch, for they had many interesting experiences to talk over, things which had so recently happened to them at Jerusalem. But when daylight came, they decided to return to Bethsaida. As they neared the shore, they saw someone on the beach, near the boat landing, standing by a fire. At first they thought it was John Mark, who had come down to welcome them back with their catch, but as they drew nearer the shore, they saw they were mistaken—the man was too tall for John. It had occurred to none of them that the person on the shore was the Master. They did not altogether understand why Jesus wanted to meet with them amidst the scenes of their earlier associations and out in the open in contact with nature, far away from the shut-in environment of Jerusalem with its tragic associations of fear, betrayal, and death. He had told them that, if they would go into Galilee, he would meet them there, and he was about to fulfill that promise.
2021 192:1.2 Havariler Perşembe gününün öğleden sonrasını ve erken akşamını Zübeyde’nin evini ziyaret ederek geçirirken Şimon Petrus onların balığa çıkmasını önermişti. Petrus balığa gitmeyi sunduğunda, havarilerin tümü kendisinin beraberinde gelmeye karar verdi. Bütün bir gece onlar ağlarla emek vermişti ancak onlar bir tane balık bile yakalayamadılar[4]. Onlar bir balık tutmadaki başarısızlıklarını fazlaca önemsemediler, zira onlar Kudüs’te kendilerine oldukça yakın bir süre içinde gerçekleşen şeyler üzerine olan bir biçimde, bahsedecekleri birçok deneyime sahipti. Ancak, gün ağardığında, onlar Bethsayda’ya geri dönmeye karar verdiler. Kıyıya yaklaştıklarında, bir ateş kenarında bekler halde kıyıya çıkış yeri yakınında, kumsalda birini gördüler[5]. İlk başta onlar bu kişinin, tuttukları şeylerle kendilerini karşılamak için inmiş olan Yahya Markus olduğunu düşündüler; ancak onlar kıyıya yaklaştıklarında hata içinde olduklarını gördüler — bu kişi Yahya olamayacak kadar uzundu. Kıyıdaki kişinin Üstün olabileceği onların hiçbirinin aklından geçmemişti. Onlar, korku, ihanet ve ölümün acı ilişkilemleri ile dolu Kudüs’teki kapalı çevrelerinden çok uzakta, doğanın ortasında, önceki ilişlilerinin sahnelerinin tam da ortasında kendileriyle buluşma istediğini hiçbir biçimde anlamamışlardı. O öncesinde kendilerine, eğer onlar Celile’ye gidecek olursa, onları burada karşılayacak oluşunu söylemişti, ve o bu anda bu sözü yerine getirmek üzereydi.
1955 192:1.3 As they dropped anchor and prepared to enter the small boat for going ashore, the man on the beach called to them, “Lads, have you caught anything?” And when they answered, “No,” he spoke again. “Cast the net on the right side of the boat, and you will find fish.” While they did not know it was Jesus who had directed them, with one accord they cast in the net as they had been instructed, and immediately it was filled, so much so that they were hardly able to draw it up. Now, John Zebedee was quick of perception, and when he saw the heavy-laden net, he perceived that it was the Master who had spoken to them. When this thought came into his mind, he leaned over and whispered to Peter, “It is the Master.” Peter was ever a man of thoughtless action and impetuous devotion; so when John whispered this in his ear, he quickly arose and cast himself into the water that he might the sooner reach the Master’s side. His brethren came up close behind him, having come ashore in the small boat, hauling the net of fishes after them.
2021 192:1.3 Onlar demir atıp, kıyıya çıkmak için küçük tekneye girmeye hazırlandıklarında, sahildeki adam onlara şöyle seslendi: “Gençler, bir şey yakalayabildiniz mi?” Ve, onlar, “Hayır” şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine o: “Ağı teknenin sağ tarafından atın, orada balık bulacaksınız[6].” Onlar İsa’nın kendilerine yönergede bulunmuş olduğunu bilmeden, tek bir elden ağı söylenen bir biçimde atmışlardı ve, derhal ağ o kadar dolmuştu ki, onlar neredeyse hiçbir bir biçimde onu kaldıracak güce sahip değillerdi. Bu aşamada, Yahya Zübeyde’nin anlayışı kuvvetli olduğu için, ve o çok ağır olan ağı gördüğünde, Üstün’ün kendilerine konuşmuş olduğunu anlamıştı. Bu düşünce aklına geldiğinde, o Petrus’un kulağına eğilmiş ve Petrus’a şunları fısıldamıştı: “O kişi Üstün’ün kendisi.” Petrus her zaman düşüncesiz eylemin ve aceleci adanmışlığın bir kişisiydi; böylece, Yahya bunu kulağına fısıldadığında, o çabucak doğrulup, Üstün’ün yanına daha hızlı ulaşabilmek için suya doğru atladı. Onun kardeşleri, küçük teknede kıyıya gelen bir biçimde, balıkları arkalarından çekere, onu yakından takip etti.
1955 192:1.4 By this time John Mark was up and, seeing the apostles coming ashore with the heavy-laden net, ran down the beach to greet them; and when he saw eleven men instead of ten, he surmised that the unrecognized one was the risen Jesus, and as the astonished ten stood by in silence, the youth rushed up to the Master and, kneeling at his feet, said, “My Lord and my Master.” And then Jesus spoke, not as he had in Jerusalem, when he greeted them with “Peace be upon you,” but in commonplace tones he addressed John Mark: “Well, John, I am glad to see you again and in carefree Galilee, where we can have a good visit. Stay with us, John, and have breakfast.”
2021 192:1.4 Bu zaman zarfında Yahya Markus ayakta olup, havarilerin ağır ağ ile kıyıya geldiklerini görmüş bir halde, onları karşılamak için kıyıya koşmuştu; ve, onlar on kişi yerine on bir kişiyi gördüklerinde, tanınmayan kişinin dirilmiş İsa olduğunu düşündü; ve, şaşkınlık içindeki onlu sessizlik içinde dururken, genç Üstün’e yetişip, ayaklarına kapanır halde, şunu söyledi: “Koruyucum ve Üstünüm.” Ve, bunun ardından İsa, onları, “Huzur üzerinize olsun” biçiminde karşıladığında Kudüs’te konuştuğu gibi değil, alışıldık sesi konuşmuş olup, Yahya Markus’a şöyle seslenmişti: “Ne diyeyim, Yahya, seni tekrar ve iyi bir sohbette bulunabileceğimiz yer olan huzurlu Celile’de gördüğüme sevindim. Bizimle birlikte kal, Yahya, beraber kahvaltı edelim.”
1955 192:1.5 As Jesus talked with the young man, the ten were so astonished and surprised that they neglected to haul the net of fish in upon the beach. Now spoke Jesus: “Bring in your fish and prepare some for breakfast. Already we have the fire and much bread.”
1955 192:1.6 While John Mark had paid homage to the Master, Peter had for a moment been shocked at the sight of the coals of fire glowing there on the beach; the scene reminded him so vividly of the midnight fire of charcoal in the courtyard of Annas, where he had disowned the Master, but he shook himself and, kneeling at the Master’s feet, exclaimed, “My Lord and my Master!”
2021 192:1.6 Yahya Markus Üstün’e saygısını belirtirken, orada sahilde yanan ateşteki kömürlerin sahnesi karşısında bir anlağına şaşkınlık içine düşmüştü; bu sahne ona, çok keskin bir biçimde, Üstün’ü reddetmiş olduğu yer olan Annas’ın bahçesindeki ateş kömürleri ile olan geceyi hatırlatmıştı ancak, o kendisine çeki düzen verip, Üstün’ün ayaklarına kapanan bir biçimde, şunu haykırmıştı: “Benim Koruyucum ve Benim Üstünüm!”
1955 192:1.7 Peter then joined his comrades as they hauled in the net. When they had landed their catch, they counted the fish, and there were 153 large ones. And again was the mistake made of calling this another miraculous catch of fish. There was no miracle connected with this episode. It was merely an exercise of the Master’s preknowledge. He knew the fish were there and accordingly directed the apostles where to cast the net.
2021 192:1.7 Petrus bunun ardından ağı çekerlerken yoldaşlarına katılmıştı. Onlar yüklerini indirdiklerinde balıkları saymış olup, 153’ten fazla büyük balığı yakaladıklarını saymışlardı. Ve, tekrar, bu olayı diğer bir mucizevî balık yakalama olayı şeklinde adlandırmışlardı. Bu yaşanmışlıkla ilişkili hiçbir mucize yoktu[8]. O yalnızca, Üstün’ün öncül bilgisinin bir uygulanışıydı. O balıkların orada olduğunu bilmekte olup, bunun uyarınca havarilerine ağı nereye atmaları gerektiğini söylemişti.
1955 192:1.8 Jesus spoke to them, saying: “Come now, all of you, to breakfast. Even the twins should sit down while I visit with you; John Mark will dress the fish.” John Mark brought seven good-sized fish, which the Master put on the fire, and when they were cooked, the lad served them to the ten. Then Jesus broke the bread and handed it to John, who in turn served it to the hungry apostles. When they had all been served, Jesus bade John Mark sit down while he himself served the fish and the bread to the lad. And as they ate, Jesus visited with them and recounted their many experiences in Galilee and by this very lake.
2021 192:1.8 İsa onlara, şunu söyleyen bir biçimde, hitap etmişti: “Şimdi, hepiniz, kahvaltıya gelin. Sizlerle sohbet ederken ikizler bile buraya oturmalı Yahya Markus balıkları hazırlayacak.” Yahya Markus, Üstün’ün ateşe koymuş olduğu, iyi büyüklükte yedi balığı getirmişti; ve, onlar piştiğinde, ufaklık onları onluya sundu. Bunun ardından İsa ekmeği bölüp, aç havarilere bunun üzerine sunan Yahya’ya verdi[9]. Onların tümüne bunlar sunulduğunda, İsa Yahya Markus’tan, kendisi ufaklığa balık ve ekmek sunarken oturmasını istedi. Ve, onlar yemeklerini yerken, İsa onlarla sohbet etti ve Celile ve tam da bu göl çevresindeki birçok deneyimlerlerini tekrar anlattı.
1955 192:1.9 This was the third time Jesus had manifested himself to the apostles as a group. When Jesus first addressed them, asking if they had any fish, they did not suspect who he was because it was a common experience for these fishermen on the Sea of Galilee, when they came ashore, to be thus accosted by the fish merchants of Tarichea, who were usually on hand to buy the fresh catches for the drying establishments.
2021 192:1.9 Bu, İsa’nın havarilere bir topluluk olarak kendisini göstermiş olduğu üçüncü seferdi[10]. İsa, onların balık yakalayıp yakalamadığını soran bir biçimde, kendilerine ilk kez hitap ettiğinde, onlar bu kişinin kim olduğundan şüphelenmemişlerdi, zira bu Celile Denizi üzerindeki bu balıkçılar için ortak bir deneyimdi; kıyıya çıktıklarında, kurutma ticaretleri için taze yakalanmış balıkları genellikle tam da orada satın almak için bulunan Teriça’nın balık tüccarları tarafından bu şekilde karşılanırlardı.
1955 192:1.10 Jesus visited with the ten apostles and John Mark for more than an hour, and then he walked up and down the beach, talking with them two and two—but not the same couples he had at first sent out together to teach. All eleven of the apostles had come down from Jerusalem together, but Simon Zelotes grew more and more despondent as they drew near Galilee, so that, when they reached Bethsaida, he forsook his brethren and returned to his home.
2021 192:1.10 İsa on havari ve Yahya Markus ile bir saatten daha fazla bir süre boyunca sohbet etti; ve, o bunun ardından, onlarla ikişerli topluluklar halinde, sahilden yukarı aşağı yürüdü — ancak bu ikili çiftler ilk başta beraber göndermiş olduğu aynı çiftler değildi. Havarilerin on biri de Kudüs’ten beraber inmişlerdi; ancak, Şimon Zelotes onlar Celile’ye yaklaşırlarken gittikçe o kadar ümitsiz hale gelmişti ki, Bethsayda’ya ulaştıklarında kardeşlerini terk etmiş olup, evine geri dönmüştü.
1955 192:1.11 Before taking leave of them this morning, Jesus directed that two of the apostles should volunteer to go to Simon Zelotes and bring him back that very day. And Peter and Andrew did so.
2021 192:1.11 Bu sabah onlardan ayrılmadan önce, İsa havarilerin ikisinin Şimon Zelotes’e gitmek için gönüllü olmasını ve onu tam da bu gün geri getirmesini söyledi. Ve, Petrus ve Andreas bunu böyle gerçekleştirdi.
2. VISITING WITH THE APOSTLES TWO AND TWO
2. İKIŞERLI SOHBETLER
1955 192:2.1 When they had finished breakfast, and while the others sat by the fire, Jesus beckoned to Peter and to John that they should come with him for a stroll on the beach. As they walked along, Jesus said to John, “John, do you love me?” And when John answered, “Yes, Master, with all my heart,” the Master said: “Then, John, give up your intolerance and learn to love men as I have loved you. Devote your life to proving that love is the greatest thing in the world. It is the love of God that impels men to seek salvation. Love is the ancestor of all spiritual goodness, the essence of the true and the beautiful.”
2021 192:2.1 Onlar kahvaltılarını bitirdiklerinde, ve diğerleri ateş çevresinde otururlarken, İsa Petrus ve Yahya’ya sahilde bir yürüyüş için beraberinde gelmelerine işaret etmişti. Ve onlar beraber yürürken, İsa Yahya’ya şunu söylemişti: “Yahya, beni seviyor musun?” Ve, Yahya, “Evet, Üstün, tüm kalbimle”, biçiminde cevap verdi. İsa: “O halde, Yahya, hoşgörüsüzlüğünden kurtul ve insanları benim sizleri derinden sevdiğim gibi sevmeyi öğren. Yaşamını derin sevginin dünyada en büyük şey olduğunu ispat etmeye ada. Tanrı’nın derin sevgisi insanı kurtuluş aramaya itmektedir. Derin sevgi, tüm ruhsal iyiliğin atasıdır, gerçekliğin ve güzelliğin özüdür.”
1955 192:2.2 Jesus then turned toward Peter and asked, “Peter, do you love me?” Peter answered, “Lord, you know I love you with all my soul.” Then said Jesus: “If you love me, Peter, feed my lambs. Do not neglect to minister to the weak, the poor, and the young. Preach the gospel without fear or favor; remember always that God is no respecter of persons. Serve your fellow men even as I have served you; forgive your fellow mortals even as I have forgiven you. Let experience teach you the value of meditation and the power of intelligent reflection.”
2021 192:2.2 İsa bunun ardından Petrus’a dönüp, şunu sordu: “Petrus, beni derinden seviyor musun?” Petrus: “Koruyucu, biliyorsun, ben seni tüm ruhumla seviyorum.” Bunun ardından İsa: “Eğer beni derinden seviyorsan, Petrus, kuzularımı besle[11]. Zayıfa, fakire ve gence yardım etmeyi ihmal etme. Korku ve gözetim olmadan müjdeyi duyur; Tanrı’nın hiç kimseyi gözetmediğini her zaman hatırla[12]. Tıpkı benim sizlere hizmet etmiş olduğum gibi akran insanlara hizmet et; tıpkı benim sizleri bağışladığım gibi akran fanilerini bağışla. Deneyimin sana meditasyonun değerini ve ussal irdeleyişin gücünü öğretmesine izin ver.”
1955 192:2.3 After they had walked along a little farther, the Master turned to Peter and asked, “Peter, do you really love me?” And then said Simon, “Yes, Lord, you know that I love you.” And again said Jesus: “Then take good care of my sheep. Be a good and a true shepherd to the flock. Betray not their confidence in you. Be not taken by surprise at the enemy’s hand. Be on guard at all times—watch and pray.”
2021 192:2.3 Onlar biraz daha beraber yürüdükten sonra, Üstün Petrus’a dönüp, şunu sordu: “Petrus, beni gerçekten derinden seviyor musun?” Ve, bunun ardından Şimon: “Evet, Koruyucu, benim seni derinden sevmekte olduğumu biliyorsun.” Ve, tekrar İsa şunu söyledi: “O halde sürüme iyi bak[13]. Sürünün iyi ve doğru bir çobanı ol. Onların sana olan güvenine ihanet etme. Düşmanın elinin yaptıkları karşısında şaşkınlığa düşme. Her zaman hazırlıkta ol — gözlerini açık tut ve dua et.”
1955 192:2.4 When they had gone a few steps farther, Jesus turned to Peter and, for the third time, asked, “Peter, do you truly love me?” And then Peter, being slightly grieved at the Master’s seeming distrust of him, said with considerable feeling, “Lord, you know all things, and therefore do you know that I really and truly love you.” Then said Jesus: “Feed my sheep. Do not forsake the flock. Be an example and an inspiration to all your fellow shepherds. Love the flock as I have loved you and devote yourself to their welfare even as I have devoted my life to your welfare. And follow after me even to the end.”
2021 192:2.4 Onlar bir kaç daha adım attıktan sonra, İsa Petrus’a döndü ve üçüncü kez, “Petrus, gerçekten beni seviyor musun?” diye sordu. Ve, bunun ardından Petrus, Üstün’ün görünürde kendisine güvenmeyişinden biraz olsun üzülen bir biçimde, güçlü hislerle şunu söyledi: “Koruyucu, sen her şeyi biliyorsun, ve bu nedenle benim gerçekten ve gerçek bir biçimde seni derinden sevdiğimi biliyorsun[14].” Bunun ardından İsa: “Benim sürümü besle. Sürümü terk etme. Tüm akran çobanların için bir örnek ve ilham kaynağı ol. Benim seni derinden sevmiş olduğum gibi sürünü derinden sev, tıpkı benim sizlerin refahına yaşamımı adamış olduğum gibi onların refahına kendini ada[15]. Ve, beni en sonuna kadar takip et.”
1955 192:2.5 Peter took this last statement literally—that he should continue to follow after him—and turning to Jesus, he pointed to John, asking, “If I follow on after you, what shall this man do?” And then, perceiving that Peter had misunderstood his words, Jesus said: “Peter, be not concerned about what your brethren shall do. If I will that John should tarry after you are gone, even until I come back, what is that to you? Only make sure that you follow me.”
2021 192:2.5 Petrus bu son ifadeyi gerçek anlamıyla düşündü — onun İsa’yı takip etmeye devam edişini — ve İsa’ya dönen bir biçimde, Yahya’yı göstererek şunu sordu: “Eğer ben seni takip edecek olursam, bu insanlar ne yapacak?” Ve, bunun ardından, Petrus’un kendi sözlerini yanlış anladığını algılayan bir biçimde, İsa şunu söyledi: “Petrus kardeşlerinin ne yapacağını düşünme. Eğer Yahya sen gittikten sonra burada vakit geçirmeye devam etmesine irade gösterirsem, hatta ben gelene kadar bile, bunun seninle ne ilgisi var? Yalnızca senin beni takip etmenden emin ol[16].”
1955 192:2.6 This remark spread among the brethren and was received as a statement by Jesus to the effect that John would not die before the Master returned, as many thought and hoped, to establish the kingdom in power and glory. It was this interpretation of what Jesus said that had much to do with getting Simon Zelotes back into service, and keeping him at work.
2021 192:2.6 Bu ifade kardeşler arasında yayılmış olup, Üstün geri dönene kadar Yahya’nın ölmeyeceğine yorumlanan bir ifade olarak algılandı birçokları Üstün’ün geri krallığı güç ve ihtişam içinde kuracağını düşünüp, umut etmişti. Şimon Zelotes’i hizmete geri getiren ve onu çalışmaya tutan şey İsa’nın söylemiş olduğu şeylerin bu yorumu olmuştu[17].
1955 192:2.7 When they returned to the others, Jesus went for a walk and talk with Andrew and James. When they had gone a short distance, Jesus said to Andrew, “Andrew, do you trust me?” And when the former chief of the apostles heard Jesus ask such a question, he stood still and answered, “Yes, Master, of a certainty I trust you, and you know that I do.” Then said Jesus: “Andrew, if you trust me, trust your brethren more—even Peter. I once trusted you with the leadership of your brethren. Now must you trust others as I leave you to go to the Father. When your brethren begin to scatter abroad because of bitter persecutions, be a considerate and wise counselor to James my brother in the flesh when they put heavy burdens upon him which he is not qualified by experience to bear. And then go on trusting, for I will not fail you. When you are through on earth, you shall come to me.”
2021 192:2.7 Onlar diğerlerine geri döndüğünde, İsa Andreas ve Yakub ile yürüyüp onlarla konuşmuştu. Onlar kısa bir mesafe kat ettiklerinde, İsa Andreas’a, “Andreas, bana güveniyor musun?” şeklinde soru sordu. Ve, havarilerin eski başı İsa’nın bu türden bir soru soruşunu duyduğunda, durup, şu cevabı verdi: “Evet, Üstün, esin bir biçimde sana güveniyorum, ve sen bunun böyle olduğunu biliyorsun.” Bunun ardından da: “Andreas, eğer bana güveniyorsan — kardeşlerine daha fazla güven — hatta Petrus’a bile. Bir zamanlar ben sana kardeşlerinin önderliği görevini emanet ettim. Şimdi sen ben seni Baba’ya gitmek için bırakırken diğerlerine güvenmek zorundasın. Acı idamlar nedeniyle kardeşlerin etrafa dağılmaya başladığında, benim kardeşim olan Yakub’un düşünceli ve bilge tavsiyecisi ol; taşımak için deneyime sahip olmadığı için yetkin olmayan ona ağır yükler yüklediklerinde. Ve, bunun ardından güvenmeye devam et, zira ben seni hayal kırıklığına uğratmayacağım. Sen yeryüzündeki görevini tamamladığında, bana geleceksin.”
1955 192:2.8 Then Jesus turned to James, asking, “James, do you trust me?” And of course James replied, “Yes, Master, I trust you with all my heart.” Then said Jesus: “James, if you trust me more, you will be less impatient with your brethren. If you will trust me, it will help you to be kind to the brotherhood of believers. Learn to weigh the consequences of your sayings and your doings. Remember that the reaping is in accordance with the sowing. Pray for tranquillity of spirit and cultivate patience. These graces, with living faith, shall sustain you when the hour comes to drink the cup of sacrifice. But never be dismayed; when you are through on earth, you shall also come to be with me.”
2021 192:2.8 Bunun ardından İsa şunu soran bir biçimde Yakub’a döndü: “Yakub, bana güveniyor musun?” Ve, tabii ki Yakub: “evet, Üstün, sana bütün kalbimle güveniyorum.” Bunun ardından İsa: “Yakub, eğer bana daha fazla güvenirsen, kardeşlerine daha az sabırsız olacaksın. Eğer bana güvenirsen, inananların kardeşliğine iyi olman kolaylaşacak. Söylediklerinin ve yaptıklarının sonuçları üzerinde düşünmeyi öğren. Ne ekersen onu biçeceğini hatırla[18]. Ruhaniyetin dinginliği için dua et ve sabrı kazan. Yaşayan inanç ile birlikte bu şükranlar, feda kadehinin içilme vakti gelene kadar seni besleyecek[19]. Ancak hiçbir zaman ümitsizliğe kapılma; dünyadaki görevini tamamladığında, sen de benimle birlikte olmak için geleceksin.”
1955 192:2.9 Jesus next talked with Thomas and Nathaniel. Said he to Thomas, “Thomas, do you serve me?” Thomas replied, “Yes, Lord, I serve you now and always.” Then said Jesus: “If you would serve me, serve my brethren in the flesh even as I have served you. And be not weary in this well-doing but persevere as one who has been ordained by God for this service of love. When you have finished your service with me on earth, you shall serve with me in glory. Thomas, you must cease doubting; you must grow in faith and the knowledge of truth. Believe in God like a child but cease to act so childishly. Have courage; be strong in faith and mighty in the kingdom of God.”
2021 192:2.9 İsa bunun ardından Tomas ve Nathanyel ile konuştu. Tomas’a o: “Tomas, bana hizmet ediyor musun?” Tomas: “Evet, Koruyucu, ben sana şimdi hizmet ediyorum ve her zaman hizmet edeceğim.” Bunun ardından İsa: “Eğer sen bana hizmet edecek olursan, tıpkı benim sizlere hizmet ettiğim gibi benden içindeki kardeşlerime hizmet et. Bu iyilikte yorgun düşme, Tanrı tarafından bu türden derin sevgi hizmeti için görevlendirilmiş olan biri olarak kendini koru. Yeryüzü üzerinde benimle birlikte olan hizmetini tamamladığında, ihtişam içinde bana hizmet edeceksin. Tomas, kuşku duymaya son vermek zorundasın; gerçekliğin inancı ve bilgisi içinde büyümelisin. Bir çocuk gibi Tanrı’ya inan, ancak bu kadar çocuksu bir biçimde hareket etmeye son ver. Cesur ol; inancında güçtü Tanrı’nın krallığında kudretli ol.”
1955 192:2.10 Then said the Master to Nathaniel, “Nathaniel, do you serve me?” And the apostle answered, “Yes, Master, and with an undivided affection.” Then said Jesus: “If, therefore, you serve me with a whole heart, make sure that you are devoted to the welfare of my brethren on earth with tireless affection. Admix friendship with your counsel and add love to your philosophy. Serve your fellow men even as I have served you. Be faithful to men as I have watched over you. Be less critical; expect less of some men and thereby lessen the extent of your disappointment. And when the work down here is over, you shall serve with me on high.”
2021 192:2.10 Bunun ardından Üstün Nathanyel’e: “Nathanyel, bana hizmet veriyor musun?” Ve havari: “Evet, Üstün, kusuruz bir şefkat ile.” Bunun ardından İsa: “Eğer, öyleyse, bana bütün bir kalple hizmet et, sonu gelmez şefkat ile yeryüzü üzerindeki kardeşlerimin refahına adanmış olduğundan emin ol. Tavsiyene arkadaşlığı harmanla ve felsefene sevgiyi ekle. Tıpkı benim sana hizmet vermiş olduğum gibi akran insanlarına hizmet ver. Benim sizleri gözlediğim gibi insanlara sadık kal. Daha az eleştirel ol; bazı insanlardan daha az şey bekle böylece hayal kırıklığının kapsamanı azalt. Bu aşağıdaki görev tamamladığında, sen benimle birlikte yukarıda hizmet vereceksin.”
1955 192:2.11 After this the Master talked with Matthew and Philip. To Philip he said, “Philip, do you obey me?” Philip answered, “Yes, Lord, I will obey you even with my life.” Then said Jesus: “If you would obey me, go then into the lands of the gentiles and proclaim this gospel. The prophets have told you that to obey is better than to sacrifice. By faith have you become a God-knowing kingdom son. There is but one law to obey—that is the command to go forth proclaiming the gospel of the kingdom. Cease to fear men; be unafraid to preach the good news of eternal life to your fellows who languish in darkness and hunger for the light of truth. No more, Philip, shall you busy yourself with money and goods. You now are free to preach the glad tidings just as are your brethren. And I will go before you and be with you even to the end.”
2021 192:2.11 Bunun ardından Üstün Matta ve Filip ile konuştu. Filip’e: “Filip, bana itaat ediyor musun?” Filip, “Evet, Koruyucu, ben sana tüm yaşamımla bile itaat edeceğim.” Bunun ardından İsa: “Eğer sen bana itaat edecek olursan, gentilelilerin topraklarına git ve bu müjdeyi duyur[20]. Tanrı-elçileri sana itaat etmenin feda vermekten daha iyi olduğunu öğretmiştir[21]. İnançla sen Tanrı-bilen bir krallık evladı haline geldin. İtaat edilecek tek bir kanun bulunmaktadır — krallığın müjdesini duyurmak için yola çıkma emri. İnsanlardan korku duymaya bir son ver; karanlıkta vakitlerini boşa geçiren ve gerçekliğin ışığı için açlık çeken akranların için ebedi yaşamın iyi haberlerini duyurmaktan korkma. Artık, Filip, kendi para ve şeyler ile meşgul kılma. Şimdi sen, tıpkı kardeşlerinin olduğu gibi mutlu haberleri duyurmak için özgürsün. Ve, ben senin önünden gidecek olup, sonsuza kadar seninle birlikte olacağım.
1955 192:2.12 And then, speaking to Matthew, the Master asked, “Matthew, do you have it in your heart to obey me?” Matthew answered, “Yes, Lord, I am fully dedicated to doing your will.” Then said the Master: “Matthew, if you would obey me, go forth to teach all peoples this gospel of the kingdom. No longer will you serve your brethren the material things of life; henceforth you are also to proclaim the good news of spiritual salvation. From now on have an eye single only to obeying your commission to preach this gospel of the Father’s kingdom. As I have done the Father’s will on earth, so shall you fulfill the divine commission. Remember, both Jew and gentile are your brethren. Fear no man when you proclaim the saving truths of the gospel of the kingdom of heaven. And where I go, you shall presently come.”
2021 192:2.12 Ve, bunun ardından, Matta’ya konuşan bir biçimde İsa: “Matta, bana itaat etmeni sağlayacak şeye kalbinde sahip misin?” Matta cevap verdi: “Evet, Koruyucu, ben iradeni gerçekleştirmene bütünüyle adanmış haldeyim.” Bunun ardından, Üstün: “Matta, sen eğer bana itaat edecek olursan, insanların tümüne krallığın bu müjdesini öğretmek için yola çık. Artık sen kardeşlerine yaşamın maddi şeyleri için hizmet vermeyeceksin; bundan böyle sen aynı zamanda ruhsal kurtuluşun iyi haberlerini duyuracaksın. Bu andan itibaren bir gözün tamamiyle Baba’nın krallığının bu müjdesini duyurma görevine itaat etmen üzerine olsun. Benim yeryüzü üzerinde Baba’nın iradesini yerine getirmem gibi, sen kutsal görevi yerine getireceksin. Hatırla, hem Museviler hem de gentileliler senin kardeşlerindir. Cennetin krallığına ait müjdenin kurtarıcı gerçekliklerini duyurduğunda hiçbir insandan korkma. Ve, gidecek olduğum yere sen yakın bir süre içinde geleceksin.”
1955 192:2.13 Then he walked and talked with the Alpheus twins, James and Judas, and speaking to both of them, he asked, “James and Judas, do you believe in me?” And when they both answered, “Yes, Master, we do believe,” he said: “I will soon leave you. You see that I have already left you in the flesh. I tarry only a short time in this form before I go to my Father. You believe in me—you are my apostles, and you always will be. Go on believing and remembering your association with me, when I am gone, and after you have, perchance, returned to the work you used to do before you came to live with me. Never allow a change in your outward work to influence your allegiance. Have faith in God to the end of your days on earth. Never forget that, when you are a faith son of God, all upright work of the realm is sacred. Nothing which a son of God does can be common. Do your work, therefore, from this time on, as for God. And when you are through on this world, I have other and better worlds where you shall likewise work for me. And in all of this work, on this world and on other worlds, I will work with you, and my spirit shall dwell within you.”
2021 192:2.13 Bunun ardından İsa, Yakup ve Yudas olan Alpheus ikizleriyle yürüyüp, konuştu; ve, onların ikisine de seslenen bir biçimde şunu sordu: “Yakup ve Yudas, bana inanıyor musunuz?” Ve, onların ikisi de, “Evet, Üstün, inanıyoruz”, dediğinde, o: “Ben sizlerden yakın bir süre içinde ayrılacağım. Sizler benim sizleri beden içinde hâlihazırda bırakmış olduğumu görmektesiniz. Babama gitmeden önce ben bu halde yalnızca kısa bir süre kalmaya devam edeceğim. Sizler bana inanıyorsunuz — sizler benim havarilerimsiniz, ve sizler her zaman böyle olmaya devam edeceksiniz. Ben gittiğimde, ve sizler, eğer olursa — ki ne güzel olur, benimle birlikte yaşamak için gelmenizden önce alışık olduğunuz işe geri döndükten sonra, inanmaya devam edin ve benimle birlikte olan birlikteliğinizi hatırlayın. Dışa dönük işinizdeki bir değişikliğin ben ile olan birlikteliğiniz üzerinde bir etkide bulunmasına izin vermeyin. Yeryüzü üzerindeki günlerinizin sonuna kadar Tanrı’ya inanç duyun. Hiçbir zaman unutmayın, sizler Tanrı’nın bir inanç evladı olduğunuzda âlemin her türlü dürüst işi kutsaldır. Tanrı’nın bir evladının yaptığı hiçbir şey sıradan olamaz. Bu andan itibaren, bu nedenle, çalışmanızı Tanrı için yapın. Ve, sizler bu dünyadaki görevinizi tamamladığınızda, ben, içinde sizlerin benzer bir biçimde benim için çalışacağınız diğer ve daha iyi dünyalara sahibim. Ve, bu dünyada ve diğer dünyalardaki, tüm bu emekleriniz içinde ben sizinle beraber emek harcayacağım, ve benim ruhaniyetim sizler içinde ikamet edecek.”
1955 192:2.14 It was almost ten o’clock when Jesus returned from his visit with the Alpheus twins, and as he left the apostles, he said: “Farewell, until I meet you all on the mount of your ordination tomorrow at noontime.” When he had thus spoken, he vanished from their sight.
2021 192:2.14 Ve, neredeyse saat on da İsa Alpheus ikizleriyle olan ziyaretinden geri dönmüştü, ve o havarilerden ayrılırken, şunu söyledi: “Elveda, yarın öğle vakti görevlendirileceğiniz dağda hepinizle buluşana kadar.” Ve, o bu şekilde konuştuktan sonra, görüşlerinden kayboldu.
3. ON THE MOUNT OF ORDINATION
3. GÖREVLENDIRILME DAĞI ÜZERINDE
1955 192:3.1 At noon on Saturday, April 22, the eleven apostles assembled by appointment on the hill near Capernaum, and Jesus appeared among them. This meeting occurred on the very mount where the Master had set them apart as his apostles and as ambassadors of the Father’s kingdom on earth. And this was the Master’s fourteenth morontia manifestation.
2021 192:3.1 Nisan’ın 22’si, Cumartesi günü öğle vakti, on bir havari Kapernaum yakınındaki tepede belirlenmiş olarak bir araya geldi, ve İsa onlar arasında ortaya çıktı[22]. Bu buluşma, Üstün’ün kendilerini havarileri ve yeryüzü üzerindeki Baba’nın krallığının elçileri olarak ayırmış olduğu tam da aynı dağda gerçekleşmişti. Ve, bu, Üstün’ün on dördüncü morontia dışavurumuydu.
1955 192:3.2 At this time the eleven apostles knelt in a circle about the Master and heard him repeat the charges and saw him re-enact the ordination scene even as when they were first set apart for the special work of the kingdom. And all of this was to them as a memory of their former consecration to the Father’s service, except the Master’s prayer. When the Master—the morontia Jesus—now prayed, it was in tones of majesty and with words of power such as the apostles had never before heard. Their Master now spoke with the rulers of the universes as one who, in his own universe, had had all power and authority committed to his hand. And these eleven men never forgot this experience of the morontia rededication to the former pledges of ambassadorship. The Master spent just one hour on this mount with his ambassadors, and when he had taken an affectionate farewell of them, he vanished from their sight.
2021 192:3.2 Bu zaman zarfında on bir havari Üstün çevresinde bir daire içinde diz çökmüş olup, tıpkı krallığın özel görevi için ilk olarak ayrılmış oldukları zaman gibi onun kendilerine ait görevleri tekrar ettiğini duymuş ve onun görevlendirme sahnesini yeniden sahneleyişine tanık olmuşlardı. Ve, tüm bunların hepsi, Üstün’ün duası dışında, Baba’ya olan hizmete önceki adanmışlıklarının aynı yaşanmışlığıydı. Üstün — morontia İsa — bu aşamada dua ettiğinde, onun ifadeleri havarilerin daha öncesinde hiçbir zaman duymamış olduğu türden ihtişam tonları ve güçlü kelimelerle gerçekleşmişti. Onların Üstünleri bu aşamada, kendi evreni içinde, ellerine her türlü güç ve yetkinin verilmiş olduğu biri olarak evrenlerin yöneticileri gibi konuşmuştu[23]. Ve, bu on bir kişi hiçbir zaman, elçiliklerine dair eski sözlerinin bu morontia yeniden adanışını unutmamışlardı. Üstün bu dağ üzerinde elçileriyle yalnızca bir saat geçirmişti; ve, o kendilerine şefkatli bir elvedada bulunduktan sonra, görünüşlerinden kaybolmuştu.
1955 192:3.3 And no one saw Jesus for a full week. The apostles really had no idea what to do, not knowing whether the Master had gone to the Father. In this state of uncertainty they tarried at Bethsaida. They were afraid to go fishing lest he come to visit them and they miss seeing him. During this entire week Jesus was occupied with the morontia creatures on earth and with the affairs of the morontia transition which he was experiencing on this world.
2021 192:3.3 Ve, hiç kimse İsa’yı bir bütün hafta boyunca görmedi. Havariler gerçekten de, Üstün’ün Baba’ya gitmiş olup olmadığını bilmez bir halde, ne yapacaklarına dair hiçbir fikre sahip değillerdi. Bu belirsizlik durumunda onlar Bethsayda’da vakit geçirdiler. Onlar, eğer İsa kendilerini ziyaret eder de onları göremezlerse diye, balık tutmaya gitmekten endişe duymaktaydı. Bu bütün hafta boyunca İsa yeryüzü üzerindeki morontia yaratılmışları, ve bu dünya üzerinde deneyimlemiş olduğu morontia geçişi olaylarıyla meşguldü.
4. THE LAKESIDE GATHERING
4. GÖL ÇEVRESINDEKI TOPLANMA
1955 192:4.1 Word of the appearances of Jesus was spreading throughout Galilee, and every day increasing numbers of believers arrived at the Zebedee home to inquire about the Master’s resurrection and to find out the truth about these reputed appearances. Peter, early in the week, sent out word that a public meeting would be held by the seaside the next Sabbath at three o’clock in the afternoon.
2021 192:4.1 İsa’nın görünüşlerine dair haberler Celile boyunca yayılmakta olup, her gün inananların artan sayıları Üstün’ün yeniden dirilişi hakkında soru sormak ve bu meşhur görünüşler hakkında gerçekliği öğrenmek için Zübeyde’nin evine varmaktaydı. Petrus, haftanın başlarında, bir sonraki Şabat öğleden sonra saat üçte deniz kenarında bir kamu buluşmasının gerçekleştirileceğine dair haber gönderdi.
1955 192:4.2 Accordingly, on Saturday, April 29, at three o’clock, more than five hundred believers from the environs of Capernaum assembled at Bethsaida to hear Peter preach his first public sermon since the resurrection. The apostle was at his best, and after he had finished his appealing discourse, few of his hearers doubted that the Master had risen from the dead.
2021 192:4.2 Bunun uyarınca, Nisan’ın 29’u, Cumartesi günü, saat üçte, yeniden dirilişten beri Petrus’un ilk kamu vaazını duymak için Kapernaum çevresinden gelen beş yüzden fazla inanan Bethsayda’da bir araya geldi[24]. Havari zirve noktasındaydı, ve alımlı söyleşisini bitirdikten sonra, onu dinleyenlerden çok azı Üstün’ün ölüden dirilmiş olduğundan kuşku duymuştu.
1955 192:4.3 Peter ended his sermon, saying: “We affirm that Jesus of Nazareth is not dead; we declare that he has risen from the tomb; we proclaim that we have seen him and talked with him.” Just as he finished making this declaration of faith, there by his side, in full view of all these people, the Master appeared in morontia form and, speaking to them in familiar accents, said, “Peace be upon you, and my peace I leave with you.” When he had thus appeared and had so spoken to them, he vanished from their sight. This was the fifteenth morontia manifestation of the risen Jesus.
2021 192:4.3 Petrus vaazını, şunu söyleyen bir biçimde, bitirmişti: “Nasıralı İsa’nın ölmemiş olduğuna şahidiz; onun kabirden dirildiğini duyuruyoruz; bizler onu görüp, onlarla konuştuğumuzu duyuruyoruz.” Petrus tam da bu inancın duyurusunu gerçekleştirirken, orada, yanı başında, tüm bu insanların gördüğü halde, Üstün morontia halinde ortaya çıkmıştı ve, o, kendilerine benzer tonlarda hitap eden bir biçimde, şunu söyledi: “Huzur üzerinize olsun, ve huzurumu sizlere bırakıyorum[25].” O bu şekilde ortaya çıkıp, onlara böyle konuştuğunda, görünüşlerinden kayboldu. Bu, dirilmiş İsa’nın on beşinci morontia dışavurumuydu.
1955 192:4.4 Because of certain things said to the eleven while they were in conference with the Master on the mount of ordination, the apostles received the impression that their Master would presently make a public appearance before a group of the Galilean believers, and that, after he had done so, they were to return to Jerusalem. Accordingly, early the next day, Sunday, April 30, the eleven left Bethsaida for Jerusalem. They did considerable teaching and preaching on the way down the Jordan, so that they did not arrive at the home of the Marks in Jerusalem until late on Wednesday, May 3.
2021 192:4.4 Görevlendirme dağında Üstün ile konuşmalarında on birliye belirli şeyler söylenmiş olduğu için, havariler Üstünleri’nin Celile inananlarından meydana gelen bir topluluk önünde yakın bir süre içinde bir kamu görünüşünde bulunacağına dair bir kanıya sahip olmuşlardı ve, İsa bunu gerçekleştirdikten sonra, onlar Kudüs’e geri döneceklerdi. Bunun uyarınca, Nisan’ın 30’u, Pazar olarak ertesi gün erken saatlerde on birli Kudüs için Bethsayda’dan ayrıldı. Onlar, Mayıs’ın 3’ü, Çarşamba günü geç saatlere kadar Kudüs’teki Markusların evine kadar ancak varan bir biçimde, Ürdün vadisinden inerken dikkate değer düzeyde öğreti ve duyuruda bulunmuşlardı.
1955 192:4.5 This was a sad home-coming for John Mark. Just a few hours before he reached home, his father, Elijah Mark, suddenly died from a hemorrhage in the brain. Although the thought of the certainty of the resurrection of the dead did much to comfort the apostles in their grief, at the same time they truly mourned the loss of their good friend, who had been their stanch supporter even in the times of great trouble and disappointment. John Mark did all he could to comfort his mother and, speaking for her, invited the apostles to continue to make their home at her house. And the eleven made this upper chamber their headquarters until after the day of Pentecost.
2021 192:4.5 Bu, Yahya Markus için üzüntülü bir eve gelişti. Eve ulaşmadan yalnızca birkaç saat önce, babası İlyas Markus, aniden beyin kanaması geçirerek ölmüştü. Her ne kadar ölüden dirilişin kesinliği kederlerinde havarileri teselli etmişse de, onlar gerçekten de, büyük sıkıntıları ve hayal kırıklıkları dönemlerinde kendilerinin güçlü bir destekleyici olmuş iyi arkadaşlarının kaybı karşısında bir yas tuttular. Yahya annesini teselli etmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı ve, onun adına konuşarak, annesinin evinde havarilerin yerlerini yapmaya devam etmeye davet etti. Ve, on birli, Hamsin Yortusu gününe kadar bu üst odayı yönetim merkezleri yapmışlardı.
1955 192:4.6 The apostles had purposely entered Jerusalem after nightfall that they might not be seen by the Jewish authorities. Neither did they publicly appear in connection with the funeral of Elijah Mark. All the next day they remained in quiet seclusion in this eventful upper chamber.
2021 192:4.6 Havariler bilinçli bir biçimde, Musevi makamları tarafından görülmemek için karanlık çöktükten sonra Kudüs’e girmişti. Ne de onla İlyas Markus’un cenazesi ile ilişkili bir biçimde kamu önünde görünmüştü. Bir sonraki günün tamamı boyunca onlar bu büyük öneme sahip üst odada sessiz tecritleri içinde kalmaya devam ettiler.
1955 192:4.7 On Thursday night the apostles had a wonderful meeting in this upper chamber and all pledged themselves to go forth in the public preaching of the new gospel of the risen Lord except Thomas, Simon Zelotes, and the Alpheus twins. Already had begun the first steps of changing the gospel of the kingdom—sonship with God and brotherhood with man—into the proclamation of the resurrection of Jesus. Nathaniel opposed this shift in the burden of their public message, but he could not withstand Peter’s eloquence, neither could he overcome the enthusiasm of the disciples, especially the women believers.
2021 192:4.7 Perşembe gecesi, havariler bu üst odada muhteşem bir buluşma gerçekleştirmiş olup, Tomas, Şimon Zelotes ve Alpheus ikizleri dışında, tümü, dirilmiş Koruyucu’nun yeni müjdesini kamuya açık bir biçimde duyurmak için yola çıkma sözünü kendilerine vermişti. Hâlihazırda — Tanrı ile evlatlık ve insanlar ile kardeşlik olarak — krallığın müjdesini İsa’nın yeniden dirilişinin duyurusuna değiştirmenin ilk aşamaları başlamıştı. Nathanyel kamu iletilerinin özündeki bu değişmeye karşı gelmişti ancak o Petrus’un ince ifadesine karşı koyamamıştı ne de, o, özellikle kadın inananlar olarak takipçilerin coşkusunun üzerinden gelememişti.
1955 192:4.8 And so, under the vigorous leadership of Peter and ere the Master ascended to the Father, his well-meaning representatives began that subtle process of gradually and certainly changing the religion of Jesus into a new and modified form of religion about Jesus.
2021 192:4.8 Ve, böylece, Petrus’un canlı önderliği altında ve Üstün Baba’ya yükselmeden önce, onun iyi niyetli temsilcileri İsa’ya ait dini İsa’ya dair yeni ve dönüşüme uğramış bir bütünlüğe kademeli ve kesin bir biçimde değiştirmenin ancak ince detaylar ile görülebilecek sürecine başlamıştı.
Makale 191. Havariler ve Diğer Önderlere Görünüşler |
Dizin
Tek versiyon |
Makale 193. Son Görünüşler ve Yükseliş |