İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
LAST DAY AT THE CAMP
KAMPTAKI SON GÜN
1955 178:0.1 JESUS planned to spend this Thursday, his last free day on earth as a divine Son incarnated in the flesh, with his apostles and a few loyal and devoted disciples. Soon after the breakfast hour on this beautiful morning, the Master led them to a secluded spot a short distance above their camp and there taught them many new truths. Although Jesus delivered other discourses to the apostles during the early evening hours of the day, this talk of Thursday forenoon was his farewell address to the combined camp group of apostles and chosen disciples, both Jews and gentiles. The twelve were all present save Judas. Peter and several of the apostles remarked about his absence, and some of them thought Jesus had sent him into the city to attend to some matter, probably to arrange the details of their forthcoming celebration of the Passover. Judas did not return to the camp until midafternoon, a short time before Jesus led the twelve into Jerusalem to partake of the Last Supper.
2021 178:0.1 İSA, beden içinde vücutlaştırılmış bir kutsal evlat olarak yeryüzü üzerindeki son özgür günü olarak, bu Perşembe’yi, havarileriyle ve birkaç sadık ve adanmış takipçi ile geçirmeyi planlamıştı. Bu güzel sabah kahvaltı vaktinden kısa bir süre sonra, Üstün onları kamplarının üzerinde yakın bir uzaklıkta bulunan saklı bir yere götürüp, onlara birçok yeni gerçeklik öğretmişti. Her ne kadar İsa, günün erken akşam saatleri boyunca havarilerine başka konuşmalarda bulunmuş olsa da, Perşembe öğle öncesi yapılan bu konuşma, hem Museviler hem de gentileliler olarak, havarilerden ve seçilmiş takipçilerden meydana gelen bu karışık kamp topluluğuna yapmış olduğu elveda konuşmasıydı. On ikilinin tümü, Yudas dışında, mevcut haldeydi. Petrus ve havarilerin birkaçı onun yokluğuna işaret etmişti; ve, onlardan bazıları, muhtemel bir biçimde yaklaşan Hamursuz kutlamalarının detaylarını düzenlemek amacı içinde, İsa’nın kendisini şehre bir şey için göndermiş olduğunu düşünmüştü. Yudas kampa, İsa’nın on ikiliyi Son Akşam Yemeği’ne katılmak için götürüşünden kısa bir süre öncesi olarak, öğleden sonrasının ortasına kadar geri dönmemişti.
1. DISCOURSE ON SONSHIP AND CITIZENSHIP
1. EVLATLIK VE VATANDAŞLIK ÜZERINE SÖYLEŞI
1955 178:1.1 Jesus talked to about fifty of his trusted followers for almost two hours and answered a score of questions regarding the relation of the kingdom of heaven to the kingdoms of this world, concerning the relation of sonship with God to citizenship in earthly governments. This discourse, together with his answers to questions, may be summarized and restated in modern language as follows:
2021 178:1.1 İsa, neredeyse iki saat boyunca yaklaşık elli kişiden meydana gelen güvendiği takipçisine konuşmada bulunmuş olup, Tanrı ile olan evlatlığın dünyasal hükümetler içindeki vatandaşlık ile olan ilişkisi olarak, cennetin krallığının bu dünyanın krallıkları ile olan ilişkisi hakkında birçok soruyu cevaplamıştı. Bu konuşma, onun sorulara vermiş olduğu cevaplar ile birlikte, çağdaş dil içinde şu şekilde özetlenip, yeniden ifade edilebilir:
1955 178:1.2 The kingdoms of this world, being material, may often find it necessary to employ physical force in the execution of their laws and for the maintenance of order. In the kingdom of heaven true believers will not resort to the employment of physical force. The kingdom of heaven, being a spiritual brotherhood of the spirit-born sons of God, may be promulgated only by the power of the spirit. This distinction of procedure refers to the relations of the kingdom of believers to the kingdoms of secular government and does not nullify the right of social groups of believers to maintain order in their ranks and administer discipline upon unruly and unworthy members.
2021 178:1.2 Maddi halde, bu dünyanın krallıkları, kanunlarının uygulanışında ve düzenin idaresinde fiziksel gücü uygulamayı sıklıkla gerekli görebilir. Cennetin krallığında gerçek inananlar fiziksel kuvvetin uygulanışına başvurmayacaklardı. Tanrı’nın ruhaniyet-doğumu evlatlarıyla olan bir ruhsal kardeşlik halinde, cennetin krallığı, yalnızca ruhaniyetin gücü ile duyurulabilir. Bu farklılık, inananlardan meydana gelen krallık ilişkileri ile din-dışı yönetimlerden olan ilişkiler ile ilgili olup, inananlardan meydana gelen toplumsal grupların konumları içinde düzeni idare etme ve güvenilmez ve değerli olmayan üyeleri üzerinde disiplini uygulama haklarını boşa çıkarmamaktadır.
1955 178:1.3 There is nothing incompatible between sonship in the spiritual kingdom and citizenship in the secular or civil government. It is the believer’s duty to render to Caesar the things which are Caesar’s and to God the things which are God’s. There cannot be any disagreement between these two requirements, the one being material and the other spiritual, unless it should develop that a Caesar presumes to usurp the prerogatives of God and demand that spiritual homage and supreme worship be rendered to him. In such a case you shall worship only God while you seek to enlighten such misguided earthly rulers and in this way lead them also to the recognition of the Father in heaven. You shall not render spiritual worship to earthly rulers; neither should you employ the physical forces of earthly governments, whose rulers may sometime become believers, in the work of furthering the mission of the spiritual kingdom.
2021 178:1.3 Ruhsal krallık içindeki evlatlık ile din-dışı veya diğer bir değişle sivil yönetim içindeki vatandaşlık arasında bağdaşmaz nitelikte bulunur hiçbir şey yoktur. Sezar’a ait olanları Sezar’a, Tanrı’ya ait olanları Tanrı’ya emanet etmek inananın görevidir[1]. Bir Sezar Tanrı’nın ayrıcalıklarını ele geçirmeye ve ruhsal saygınlığın ve en yüce ibadetin kendisine teslim edilmesini talep etmeye cüret edişi dışında, biri maddi diğeri ise ruhsal olan bu iki gereklilik arasında hiçbir uyuşmazlık bulunamaz. Böyle bir durumda sizler yalnızca Tanrı’ya ibadet edecekken, bu türden yanlış yönlendirilmiş dünyasal yöneticileri aydınlatmaya ve bu şekilde onları da cennet içindeki Baba’nın tanınışına yönlendirmeyi amaçlayacaksınız. Sizler, dünyasal yöneticilere ruhsal ibadeti teslim etmeyeceksiniz; ne de sizler, sahip oldukları yöneticiler zaman zaman inananlar haline geldiğinde, yeryüzüsel hükümetlerin fiziksel kuvvetlerini ruhsal krallığın görevine ait çalışmalarını derinleştirmek için kullanacaksınız.
1955 178:1.4 Sonship in the kingdom, from the standpoint of advancing civilization, should assist you in becoming the ideal citizens of the kingdoms of this world since brotherhood and service are the cornerstones of the gospel of the kingdom. The love call of the spiritual kingdom should prove to be the effective destroyer of the hate urge of the unbelieving and war-minded citizens of the earthly kingdoms. But these material-minded sons in darkness will never know of your spiritual light of truth unless you draw very near them with that unselfish social service which is the natural outgrowth of the bearing of the fruits of the spirit in the life experience of each individual believer.
2021 178:1.4 Krallık içindeki evlatlık, ilerleyen medeniyetin bakış açısından değerlendirildiğinde, bu dünyanın krallıklarının ideal vatandaşları haline gelmenizde sizlere destek olmalıdır, çünkü kardeşlik ve hizmet krallığın müjdesinin köşe taşlarıdır. Ruhsal krallığın derin sevgi çağrısının, dünyasal krallıkların sahip olduğu inanmayan ve savaş-aklındaki vatandaşlarının nefret uyarımının etkili bir yok edicisi olduğu ortaya çıkacaktır. Ancak, karanlık içindeki bu maddi akıldaki evlatlar, sizler, her bir bireysel inananın yaşam deneyiminde ruhaniyete ait meyve hasadının doğal sonuçları halindeki fedakâr toplumsal hizmetle onlara yaklaşmadıkça sahip olduğunuz ruhsal ışığını hiçbir zaman bilemeyeceklerdir.
1955 178:1.5 As mortal and material men, you are indeed citizens of the earthly kingdoms, and you should be good citizens, all the better for having become reborn spirit sons of the heavenly kingdom. As faith-enlightened and spirit-liberated sons of the kingdom of heaven, you face a double responsibility of duty to man and duty to God while you voluntarily assume a third and sacred obligation: service to the brotherhood of God-knowing believers.
2021 178:1.5 Fani ve maddi insanlar olarak, sizler geçekten de, dünyasal krallığın vatandaşlarısınız; ve, sizler iyi vatandaşlar olmalısınız; cennetsel krallığın ruhsal evlatları olarak yeniden doğmuş olmanız daha da iyi olan bir şeydir. Cennetin krallığının inanç tarafından aydınlatılmış ve ruhaniyet tarafından özgürleştirilmiş evlatları olarak sizler, insana ve Tanrı’ya olan çifte bir sorumluluk ile yüzleşmektesinizdir; bunun yanı sıra sizler üçüncü ve kutsal bir ödevi gönüllü bir biçimde üstlenirsiniz: Tanrı-bilen inananların kardeşliğine olan hizmet[2].
1955 178:1.6 You may not worship your temporal rulers, and you should not employ temporal power in the furtherance of the spiritual kingdom; but you should manifest the righteous ministry of loving service to believers and unbelievers alike. In the gospel of the kingdom there resides the mighty Spirit of Truth, and presently I will pour out this same spirit upon all flesh. The fruits of the spirit, your sincere and loving service, are the mighty social lever to uplift the races of darkness, and this Spirit of Truth will become your power-multiplying fulcrum.
2021 178:1.6 Sizler, zamansal yöneticilerinize ibadet etmeyebilirsiniz; ve, sizler, ruhsal krallığın genişletişinde zamansal gücü kullanmamalısınız; ancak, sizler, inananlara ve inanmayanlara eşit düzeyde sevgi dolu hizmetin doğru yardımını sergilemelisiniz. Krallığın müjdesinde kudretli Gerçekliğin Ruhaniyeti ikamet etmekte olup, yakın bir süre içinde ben tam da bu ruhaniyeti tüm bedene aktaracağım. Sizlerin içten ve sevgi dolu hizmetiniz olarak, ruhaniyetin meyveleri, karanlığa ait ırkları kaldırmak için kudretli bir kaldıraç olup, Gerçekliğin Ruhaniyeti sizlerin güç-çoğaltıcı dayanağınız haline gelecektir.
1955 178:1.7 Display wisdom and exhibit sagacity in your dealings with unbelieving civil rulers. By discretion show yourselves to be expert in ironing out minor disagreements and in adjusting trifling misunderstandings. In every possible way—in everything short of your spiritual allegiance to the rulers of the universe—seek to live peaceably with all men. Be you always as wise as serpents but as harmless as doves.
2021 178:1.7 İnanmayan sivil yöneticiler ile olan ilişkilerinizde bilgelik sergileyin ve ussunuzu kullanın. Ayrım gücü ile, küçük anlaşmazlıkları gidermede ve çok az öneme sahip yanlış anlaşmaları düzenlemede uzman olduğunuzu gösterin. Olası her şekilde — evrenin yöneticilerine olan ruhsal bağlılığınızdan feragat etmeyen her biçimde — insanların tümü ile huzur içinde yaşamayı amaçlayın. Her zaman yılanlar kadar bilge olun, ancak güvercinler kadar da zararsız[3].
1955 178:1.8 You should be made all the better citizens of the secular government as a result of becoming enlightened sons of the kingdom; so should the rulers of earthly governments become all the better rulers in civil affairs as a result of believing this gospel of the heavenly kingdom. The attitude of unselfish service of man and intelligent worship of God should make all kingdom believers better world citizens, while the attitude of honest citizenship and sincere devotion to one’s temporal duty should help to make such a citizen the more easily reached by the spirit call to sonship in the heavenly kingdom.
2021 178:1.8 Sizler, krallığın aydınlanmış evlatları haline gelmenin bir sonucu olarak, din-dışı yönetimin çok daha iyi vatandaşları haline geleceksiniz; bu nedenle, dünyasal yönetimlerin yöneticileri, cennetsel hükümetin bu müjdesine inanmanın bir sonucu olarak, sivil meselelerde daha iyi yöneticiler haline gelecektir. İnsana olan fedakâr hizmetin ve Tanrı’ya olan ussal ibadetin tümü, tüm krallık inananlarını daha iyi dünya vatandaşları haline getirmelidir; bu gerçekleşirken, bir kişinin sahip olduğu zamansal ödeve gösterdiği dürüst vatandaşlığın ve içten bağlılığın tutumu, böyle vatandaşı cennetsel krallık içinde evlatlığa olan ruhsal çağrı tarafından daha kolay ulaşılır hale getirmektedir.
1955 178:1.9 So long as the rulers of earthly governments seek to exercise the authority of religious dictators, you who believe this gospel can expect only trouble, persecution, and even death. But the very light which you bear to the world, and even the very manner in which you will suffer and die for this gospel of the kingdom, will, in themselves, eventually enlighten the whole world and result in the gradual divorcement of politics and religion. The persistent preaching of this gospel of the kingdom will some day bring to all nations a new and unbelievable liberation, intellectual freedom, and religious liberty.
2021 178:1.9 Yeryüzü hükümetlerine ait yöneticiler dini diktatörlerin yönetim yetkisini uygulama amacı gösterdikçe, bu müjdeye inanan sizler yalnızca kargaşayı, haksız yargılanmayı ve hatta ölümü beklemelisiniz. Ancak, bu dünyaya taşımakta olduğunuz tam da o ışık, ve krallığın bu müjdesi için sıkıntı çekme ve ölme biçiminiz, kendi içinde, nihai olarak tüm dünyayı aydınlatacak ve siyaset ve dinin kademeli boşanmasıyla sonuçlanacaktır. Krallığın bu müjdesinin devamlı duyuruluşu bir gün, milletlerin tümüne yeni ve inanılmaz bir kurtuluşu, ussal özgürlüğü ve dini bağımsızlığı getirecektir.
1955 178:1.10 Under the soon-coming persecutions by those who hate this gospel of joy and liberty, you will thrive and the kingdom will prosper. But you will stand in grave danger in subsequent times when most men will speak well of kingdom believers and many in high places nominally accept the gospel of the heavenly kingdom. Learn to be faithful to the kingdom even in times of peace and prosperity. Tempt not the angels of your supervision to lead you in troublous ways as a loving discipline designed to save your ease-drifting souls.
2021 178:1.10 Neşenin ve özgürlüğün bu müjdesinden nefret edenler tarafından yakın bir süre içinde gelecek olan haksız yargılamalar altında sizler serpilecek olup, krallık büyüyecektir. Ancak, sizler, insanların çoğunun krallık inananları hakkında iyi şeylerden bahsettiği ve yüksek makamlarda olan birçok kişinin neredeyse tamamen cennetsel krallığın müjdesini kabul ettiği zamanlar olarak ilerleyen süreçte büyük bir tehlike içinde bulunacaksınız. Huzurun ve refahın dönemlerinde bile krallığa doğru olmayı öğrenin. Kolaycılığı arayarak doğru olandan ayrılan ruhlarınızı kurtarmak için tasarlanmış sevgi dolu bir disiplin olarak yüksek-denetimde bulunan meleklerin, sizlere zorlu yollarda rehberlik etmesine neden olmamaya gayret edin.
1955 178:1.11 Remember that you are commissioned to preach this gospel of the kingdom—the supreme desire to do the Father’s will coupled with the supreme joy of the faith realization of sonship with God—and you must not allow anything to divert your devotion to this one duty. Let all mankind benefit from the overflow of your loving spiritual ministry, enlightening intellectual communion, and uplifting social service; but none of these humanitarian labors, nor all of them, should be permitted to take the place of proclaiming the gospel. These mighty ministrations are the social by-products of the still more mighty and sublime ministrations and transformations wrought in the heart of the kingdom believer by the living Spirit of Truth and by the personal realization that the faith of a spirit-born man confers the assurance of living fellowship with the eternal God.
2021 178:1.11 Sizlere — Baba’nın iradesini yerine getirmenin en üst düzeydeki arzusu ile birlikte Tanrı ile olan evlatlığın inanç gerçekleşiminden doğan en yüksek neşe olarak — krallığın bu müjdesi görevinin verilmiş olduğunu hatırlayın; ve, kendinizi, bu tek göreve olan adanmışlıktan alıkoymaya neden olacak hiçbir şeye izin vermemelisiniz. İnsanlığın tümünün, sevgi dolu ruhsal yardımınızın, aydınlatıcı ussal birlikteliğinizin ve canlandırıcı toplumsal hizmetinizin taşkınlığından faydalanmasına izin verin; ancak, bu insani emeklerin hiçbiri, veya tamamı, müjdenin duyuruluşunun yerini almamalıdır. Bu kudretli yardımlar; yaşayan Gerçekliğin Ruhaniyeti ve ruhaniyetten doğmuş bir kişinin ebedi Tanrı ile olan yaşayan birlikteliğinin teminatını tanımasından doğal kişisel farkındalık ile krallık inananının kalbinde gerçekleşen daha bile kudretli ve ulvi yardımlar ve dönüşümlerin toplumsal yan ürünleridir.
1955 178:1.12 You must not seek to promulgate truth nor to establish righteousness by the power of civil governments or by the enaction of secular laws. You may always labor to persuade men’s minds, but you must never dare to compel them. You must not forget the great law of human fairness which I have taught you in positive form: Whatsoever you would that men should do to you, do even so to them.
2021 178:1.12 Sizler, sivil yönetimlerin gücüyle veya din-dışı yasaların uygulanışı ile gerçekliği duyurmaya veya doğruluğu sağlamaya çalışmamalısınız. Sizler her zaman, insanların akıllarını ikna etmeye emeği verebilirsiniz; ancak, sizler hiçbir zaman onu zorlama cüreti göstermemelisiniz. Sizler, olumlayıcı bütünlüğü içinde sizlere öğretmiş olduğum insani hakkaniyetin muhteşem yasasını hiçbir zaman unutmamalısınız: İnsanların sizlere neyi yapmasını istiyorsanız, karşılık beklemeden bile bunu onlara gerçekleştirin[4].
1955 178:1.13 When a kingdom believer is called upon to serve the civil government, let him render such service as a temporal citizen of such a government, albeit such a believer should display in his civil service all of the ordinary traits of citizenship as these have been enhanced by the spiritual enlightenment of the ennobling association of the mind of mortal man with the indwelling spirit of the eternal God. If the unbeliever can qualify as a superior civil servant, you should seriously question whether the roots of truth in your heart have not died from the lack of the living waters of combined spiritual communion and social service. The consciousness of sonship with God should quicken the entire life service of every man, woman, and child who has become the possessor of such a mighty stimulus to all the inherent powers of a human personality.
2021 178:1.13 Bir krallık inananı sivil yönetime hizmet etmek için çağrıldığında, bu kişinin bu türden bir hizmeti böyle bir hükümetin bir dünyasal vatandaşı olarak gerçekleştirmesine izin verin, her ne kadar bu türden bir inanan sivil hizmeti içinde, ebedi Tanrı’nın ikamet eden ruhaniyeti ile birlikte fani insan aklının soylulaştırıcı birlikteliğinin ruhsal aydınlanması tarafından derinleştirilmiş olan vatandaşlığın tüm olağan niteliklerini gösterecek olsa da. Eğer inanmayan bir kişi daha üst düzeyde bir sivil hizmetkâr olarak yetkinliğe sahip olabiliyorsa, sizler ciddi bir biçimde, kalbiniz içinde bulunan gerçekliğin kölelerinin, ruhsal birlikteliğin ve toplumsal hizmetin bir araya gelmiş yaşayan sularından susuzluk içinde ölmediğini sorgulamalısınız. Tanrı ile olan evlatlığa ait bilinç, bir insan kişiliğine ait tüm içkin güçleri harekete geçiren güçlü bir uyarıma sahip hale gelen her erkeğin, kadının ve çocuğun bütüncül yaşam hizmetini çoğaltmaktadır.
1955 178:1.14 You are not to be passive mystics or colorless ascetics; you should not become dreamers and drifters, supinely trusting in a fictitious Providence to provide even the necessities of life. You are indeed to be gentle in your dealings with erring mortals, patient in your intercourse with ignorant men, and forbearing under provocation; but you are also to be valiant in defense of righteousness, mighty in the promulgation of truth, and aggressive in the preaching of this gospel of the kingdom, even to the ends of the earth.
2021 178:1.14 Sizler, durağan gizemciler veya renksiz nefislerine işkence edenler olmayacaksınız; sizler, yaşamın ihtiyaçlarını bile sağlaması için bir hayali Keder’e rahat bir biçimde güvenir halde, hayalperestler veya kolaycılığa kaçanlar olmayacaksınız. Sizler gerçekten de, hata içindeki faniler ile olan ilişkilerinizde nazik, bilgisiz insanlar ile olan iletişimlerinizde sabırlı ve kışkırtıcı koşullar altında tahammüle sahip olacaksınız; ancak, sizler aynı zamanda, doğruluğun savunulmasında gözü pek, gerçekliğin duyuruluşunda kudretli ve, dünyanın sonuna kadar bile giden bir halde, krallığa ait müjdenin bu duyurusunu gerçekleştirmede kararlı olacaksınız[5].
1955 178:1.15 This gospel of the kingdom is a living truth. I have told you it is like the leaven in the dough, like the grain of mustard seed; and now I declare that it is like the seed of the living being, which, from generation to generation, while it remains the same living seed, unfailingly unfolds itself in new manifestations and grows acceptably in channels of new adaptation to the peculiar needs and conditions of each successive generation. The revelation I have made to you is a living revelation, and I desire that it shall bear appropriate fruits in each individual and in each generation in accordance with the laws of spiritual growth, increase, and adaptative development. From generation to generation this gospel must show increasing vitality and exhibit greater depth of spiritual power. It must not be permitted to become merely a sacred memory, a mere tradition about me and the times in which we now live.
2021 178:1.15 Krallığın bu duyurusu yaşayan bir gerçekliktir. Ben sizlere onun, hamurdaki maya, hardal tohumu zerresi gibi olduğunu söyledim; ve, şimdi, ben, onun yaşayan varlığın tohumu gibi olduğunu duyuruyorum; nesilden nesile, aynı yaşayan tohum halinde kalmaya devam etse de, her seferinde kendisini yeni dışavurumlara içinde açığa çıkaran ve her bir ilerleyen neslin özel ihtiyaçları ve koşullarına olan yeni uyumun kanallarında makul bir biçimde büyüyen bir tohum olarak[6][7]. Benim sizlere gerçekleştirmiş olduğum açığa çıkarılış, bir yaşayan açığa çıkarılıştır; ve, ben, her bir birey ve her bir nesil içinde onun ruhsal büyümenin, çoğalışın ve uyumsal gelişmenin kanunları uyarınca yerinde meyveleri vermesini arzuluyorum. Nesilden nesile bu müjde çoğalan canlılığı ve ruhsal gücün göstermek ve ruhsal gücün daha büyük derinliğini sergilemek zorundadır. Onun sadece, bana ve şimdi şu an yaşamış olduğumuz dönemlere dair kutsal bir hatıra, yalın bir tarihsel anlatı haline gelmesine izin verilmemelidir.
1955 178:1.16 And forget not: We have made no direct attack upon the persons or upon the authority of those who sit in Moses’ seat; we only offered them the new light, which they have so vigorously rejected. We have assailed them only by the denunciation of their spiritual disloyalty to the very truths which they profess to teach and safeguard. We clashed with these established leaders and recognized rulers only when they threw themselves directly in the way of the preaching of the gospel of the kingdom to the sons of men. And even now, it is not we who assail them, but they who seek our destruction. Do not forget that you are commissioned to go forth preaching only the good news. You are not to attack the old ways; you are skillfully to put the leaven of new truth in the midst of the old beliefs. Let the Spirit of Truth do his own work. Let controversy come only when they who despise the truth force it upon you. But when the willful unbeliever attacks you, do not hesitate to stand in vigorous defense of the truth which has saved and sanctified you.
2021 178:1.16 Ve, unutmayın: Bizler, Musa’nın koltuğunda oturmuş olanların bireylerine veya onların yönetim yetkilerine doğrudan hiçbir saldırıda bulunmadık; bizler yalnızca, onların oldukça hareketli bir biçimde reddetmiş oldukları, yeni ışığı onlara önerdik. Bizler onlara yalnızca, tam da öğrettiklerini ve koruduklarını söylemiş oldukları gerçekliklere olan ruhsal sadakatsizliklerini kınayan bir biçimde karşı geldik. Bizler bu kurulu önderler ve tanınmış yöneticiler ile sadece, onlar kendilerini doğrudan bir biçimde insanların evlatlarına olan krallığın müjdesinin duyurulma biçimine müdahale ettiklerinde mücadele ettik. Ve, şimdi bile, onlara saldıran bizler değiliz; bunu gerçekleştiren bizlerin yok edilişini isteyen onlardır. Sizlerin yalnızca iyi haberleri duyurmak için hareket etmekle görevlendirilmiş olduğunuzu unutmayın. Sizler, eski yollara saldırmayacaksınız; sizler, eski inanışların ortasına yeni gerçekliğin mayasını mahirane bir biçimde yerleştireceksiniz. Gerçekliğin Ruhaniyeti’nin kendi işini yapmasına izin verin. Bırakın anlaşmazlığın yalnızca, gerçekliği küçük görenler bunu sizlere dayatınca gelsin. Ancak, ne yaptığını tamamiyle bilen inanmayan kişi size saldırdığı zaman, sizleri kurtarmış ve arındırmış olan gerçekliğin canlı savunmasına durmaktan çekinmeyin.
1955 178:1.17 Throughout the vicissitudes of life, remember always to love one another. Do not strive with men, even with unbelievers. Show mercy even to those who despitefully abuse you. Show yourselves to be loyal citizens, upright artisans, praiseworthy neighbors, devoted kinsmen, understanding parents, and sincere believers in the brotherhood of the Father’s kingdom. And my spirit shall be upon you, now and even to the end of the world.
2021 178:1.17 Yaşamın iniş-çıkışları boyunca her zaman birbirinizi derinden sevmeyi hatırlayın[8]. İnsanlarla, hatta inanmayanlarla çatışmayın[9]. Sizleri hor gören bir biçimde sizlere kötü davrananlara bile merhamet gösterin[10]. Sadık vatandaşlar, dürüst zanaatkârlar, takdire layık komşular, adanmış akrabalar, anlayışlı ebeveynler ve Baba’nın krallığının kardeşliği içinde içten inananlar olduğunuzu gösterin. Ve, benim ruhaniyetim sizler üzerine olacaktır, şimdi ve dünyanın sonuna kadar bile.
1955 178:1.18 When Jesus had concluded his teaching, it was almost one o’clock, and they immediately went back to the camp, where David and his associates had lunch ready for them.
2021 178:1.18 İsa bu öğretiyi tamamladığında saat neredeyse bir olup, ve onlar derhal, Davud ve onun birlikteliklerinin kendileri için öğen yemeğini hazır hale getirmiş oldukları yer olan, kampa geri döndüler.
2. AFTER THE NOONTIME MEAL
2. ÖĞLE VAKTI YEMEĞINDEN SONRA
1955 178:2.1 Not many of the Master’s hearers were able to take in even a part of his forenoon address. Of all who heard him, the Greeks comprehended most. Even the eleven apostles were bewildered by his allusions to future political kingdoms and to successive generations of kingdom believers. Jesus’ most devoted followers could not reconcile the impending end of his earthly ministry with these references to an extended future of gospel activities. Some of these Jewish believers were beginning to sense that earth’s greatest tragedy was about to take place, but they could not reconcile such an impending disaster with either the Master’s cheerfully indifferent personal attitude or his forenoon discourse, wherein he repeatedly alluded to the future transactions of the heavenly kingdom, extending over vast stretches of time and embracing relations with many and successive temporal kingdoms on earth.
2021 178:2.1 Üstün’ün dinleyicilerinin çoğu, onun öğle öncesi konuşmasının bir kısmına bile katılamamıştı. Kendisini duymuş olanların tümü içinde, Yunanlılar en fazla şeyi anlamış olanlardı. On bir havari bile, kendisinin gelecekteki siyasi krallıklara ve krallık inananlarının ilerleyen nesillerine dair atıfları karşısında kafa karışıklığına düşmüşlerdi. İsa’nın en adanmış takipçileri, müjde etkinliklerinin bu türden geniş bir geleceğine olan atıflar ile onun dünyasal hizmetinin yaklaşan sonunu bir araya getiremiyordu. Bu Musevi inanlardan bazıları, dünyanın en büyük acı olayının gerçekleşecek oluşunu hissetmeye başlamışlardı ancak, onlar, yaklaşan felaket ile Üstün’ün neşe içindeki önemsemez kişisel tutumu veya, içinde onun sıklıkla zamanın geniş dönemleri boyunca uzanan ve birçok ve ilerleyen zamansal krallığı içine alan ilişkiler halinde, cennetsel krallığın gelecekte ilişkilerine imada bulunmuş olduğu, onun öğlen öncesi konuşmasını bağdaştıramıyorlardı.
1955 178:2.2 By noon of this day all the apostles and disciples had learned about the hasty flight of Lazarus from Bethany. They began to sense the grim determination of the Jewish rulers to exterminate Jesus and his teachings.
2021 178:2.2 Bu günün öğle sularında, havarilerin ve takipçilerin tümü, Lazarus’un alelacele Bethani’den gerçekleştirmiş olduğu kaçışı öğrenmişti. Onlar, Musevi yöneticilerinin İsa ve onun öğretilerinin kökünü kazımaya dair korkunç kararlılığını hissetmeye başlamışlardı.
1955 178:2.3 David Zebedee, through the work of his secret agents in Jerusalem, was fully advised concerning the progress of the plan to arrest and kill Jesus. He knew all about the part of Judas in this plot, but he never disclosed this knowledge to the other apostles nor to any of the disciples. Shortly after lunch he did lead Jesus aside and, making bold, asked him whether he knew—but he never got further with his question. The Master, holding up his hand, stopped him, saying: “Yes, David, I know all about it, and I know that you know, but see to it that you tell no man. Only doubt not in your own heart that the will of God will prevail in the end.”
2021 178:2.3 Davud Zübeyde, Kudüs’teki gizli hafiyelerinin faaliyetleriyle, İsa’yı tutuklamaya ve öldürmeye dair planın ilerleyişinden bütünüyle haberdar edilmişti. O, bu kumpas içinde Yudas’ın bir rol oynayışına dair her şeyi biliyordu; ancak, o bu bilgiyi hiçbir zaman, diğer havarilere veya takipçilerin herhangi birine açık etmemişti. Öğlen yemeğinden kısa bir süre sonra o İsa’yı kenara çekip, cüretli bir biçimde onun bilip bilmediğini sormuştu — ancak o hiçbir zaman sorusunu tamamlayamamıştı. Üstün, elini kaldırır bir halde, şunu söyleyerek, kendisini durdurdu: “Evet, Davud, bunların hepsini biliyorum, ve ben senin bildiğini de biliyorum; ancak, bunu kimseye söylememeye dikkat et. Sadece, kalbinde, Tanrı’nın iradesinin sonunda üstün geleceğinden kuşkun olmasın.”
1955 178:2.4 This conversation with David was interrupted by the arrival of a messenger from Philadelphia bringing word that Abner had heard of the plot to kill Jesus and asking if he should depart for Jerusalem. This runner hastened off for Philadelphia with this word for Abner: “Go on with your work. If I depart from you in the flesh, it is only that I may return in the spirit. I will not forsake you. I will be with you to the end.”
2021 178:2.4 Davud ile olan bu konuşma, Abner’in İsa’yı öldürme planını duymuş olduğu ve onun Kudüs için ayrılmayı soruşu haberini Philadelphia’dan getiren bir ulağın varışı ile kesilmişti. Bu koşucu derhal, Abner için şu haber ile Philadelphia’nın yolunu tutmuştu: “Çalışmana devam et. Eğer ben aranızdan beden içinde ayrılacak olursam, bu yalnızca sizlere ruhaniyet içinde geri dönebileceğim anlamına gelmektedir. Ben sizleri yalnız bırakmayacağım. Sizlerle sonuna kadar birlikte olacağım.”
1955 178:2.5 About this time Philip came to the Master and asked: “Master, seeing that the time of the Passover draws near, where would you have us prepare to eat it?” And when Jesus heard Philip’s question, he answered: “Go and bring Peter and John, and I will give you directions concerning the supper we will eat together this night. As for the Passover, that you will have to consider after we have first done this.”
2021 178:2.5 Yaklaşık olarak bu zaman zarfında Filip Üstün’e gelip, şunu sordu: “Üstün, Hamursuz vaktinin yaklaştığını görür bir halde, yemek için onu nerede hazırlamamızı istiyorsun?” Ve, İsa Filip’in sorusunu duyduğunda, şu cevabı vermişti: “Git ve Petrus ve Yahya’yı getir; ben sizlere bu gece beraber yiyeceğimiz akşam yemeği ile ilgili yönergeleri vereceğim[11]. Hamursuz hususunda ise sen, bizler ilk önce bunu gerçekleştirdikten sonra ne yapılması gerektiğini düşüneceksin.
1955 178:2.6 When Judas heard the Master speaking with Philip about these matters, he drew closer that he might overhear their conversation. But David Zebedee, who was standing near, stepped up and engaged Judas in conversation while Philip, Peter, and John went to one side to talk with the Master.
2021 178:2.6 Yudas Üstün’ün Filip ile bu hususlar hakkında konuştuğunu duyduğunda, onların konuşmasını uzaktan duyabilmek amacıyla yakınlaşmıştı. Ancak, yakında durur halde, Davud Zübeyde harekete geçip, Filip, Petrus ve Yahya Üstün ile konuşmak için kenara çekilirlerken, Yudas ile konuşma başlatmıştı.
1955 178:2.7 Said Jesus to the three: “Go immediately into Jerusalem, and as you enter the gate, you will meet a man bearing a water pitcher. He will speak to you, and then shall you follow him. When he leads you to a certain house, go in after him and ask of the good man of that house, ‘Where is the guest chamber wherein the Master is to eat supper with his apostles?’ And when you have thus inquired, this householder will show you a large upper room all furnished and ready for us.”
2021 178:2.7 İsa üçlüye şunu söylemişti: “Derhal Kudüs’e gidin, ve kapıdan girerken sizler, bir su testisini taşıyan bir kişiyle karşılaşacaksınız. O sizlerle konuşacak, ve bunun ardından sizler onu takip edeceksiniz. O sizleri belirli bir eve götürdüğünde, onunla birlikte içeri girin ve bu evin iyi sahibine, ‘Üstün’ün havariler ile akşam yemeği misafir odası nerede?’ diye sorun[12]. Ve, sizler bu şekilde soru sorduğunuzda, bu ev sahibi sizlere tamamiyle döşeli ve bizler için hazır haldeki büyük bir yukarı odayı gösterecek.”
1955 178:2.9 And all of this came to pass as the result of an understanding arrived at between the Master and John Mark during the afternoon of the preceding day when they were alone in the hills. Jesus wanted to be sure he would have this one last meal undisturbed with his apostles, and believing if Judas knew beforehand of their place of meeting he might arrange with his enemies to take him, he made this secret arrangement with John Mark. In this way Judas did not learn of their place of meeting until later on when he arrived there in company with Jesus and the other apostles.
2021 178:2.9 Ve, tüm bunların hepsi, tepelerde yalnız oldukları bir önceki günün öğleden sonrası boyunca Üstün ve Yahya Markus arasında gerçekleşen bir anlaşmanın sonucu olarak yaşanmıştı. İsa, havariler ile olan bu son yemeği rahatsız edilmemesinden emin olmak istemişti; ve, Yudas’ın buluşma yerlerinin mekânın önceden bilebilmesi olasılığı üzerine, o Yahya Markus ile gizli bir düzenlemede bulunmuştu. Bu biçimde Yudas, İsa ve diğer havarilerin eşliğinde oraya ulaşana kadar onların buluşma yerlerini öğrenememişti.
1955 178:2.10 David Zebedee had much business to transact with Judas so that he was easily prevented from following Peter, John, and Philip, as he so much desired to do. When Judas gave David a certain sum of money for provisions, David said to him: “Judas, might it not be well, under the circumstances, to provide me with a little money in advance of my actual needs?” And after Judas had reflected for a moment, he answered: “Yes, David, I think it would be wise. In fact, in view of the disturbed conditions in Jerusalem, I think it would be best for me to turn over all the money to you. They plot against the Master, and in case anything should happen to me, you would not be hampered.”
2021 178:2.10 Davud Zübeyde’nin Yudas ile gerçekleştirecek çok fazla işi olduğu için, Yudas çok fazla arzulamış olmasına rağmen, onun Petrus, Yahya e Filip’i takip etmesi kolayca engellenmişti. Yudas Davud’a tedarik edilecek şeyler için belirli bir miktarı verdiğinde, Davud ona: “Yudas, şu belli koşullarda yeterli olmayabilir, mevcut ihtiyaçlarımın öncesinde birazcık daha fazla parayı tedarik edebilir misin?” Ve, Yudas kısa bir süre düşündükten sonra, cevap verdi: “Evet, Davud, bence de bilgece olacaktır. Hatta, düşünüyorum da, Kudüs’teki rahatsız koşullar göze alınacak olursa, paranın tamamını sana devretmem benim için en iyisi olacaktır. Onlar Üstün’e karşı kumpas kuruyorlar, ve bana bir şey olursa, sana zarar gelmemelidir.”
1955 178:2.11 And so David received all the apostolic cash funds and receipts for all money on deposit. Not until the evening of the next day did the apostles learn of this transaction.
2021 178:2.11 Ve, böylece Davud, tüm havarisel nakit kaynakları ve yatırılmış tüm paranın faturalarını almıştı. Ertesi günün akşamına kadar havariler bu ilişkiyi öğrenmemişti.
1955 178:2.12 It was about half past four o’clock when the three apostles returned and informed Jesus that everything was in readiness for the supper. The Master immediately prepared to lead his twelve apostles over the trail to the Bethany road and on into Jerusalem. And this was the last journey he ever made with all twelve of them.
2021 178:2.12 Üç havari geri dönüp İsa’yı akşam yemeği için her şeyin hazır oluşu için bilgilendirdiğinde, saat dört buçuk sularıydı. Üstün doğrudan, on iki havarisini Bethani yoluna ve oradan da Kudüs’e giden patikaya götürmek için hazırlandı. Ve, bu, on ikinin tümü ile gerçekleştirmiş olduğu en son yolculuktu.
3. ON THE WAY TO THE SUPPER
3. AKŞAM YEMEĞI YOLUNDA
1955 178:3.1 Seeking again to avoid the crowds passing through the Kidron valley back and forth between Gethsemane Park and Jerusalem, Jesus and the twelve walked over the western brow of Mount Olivet to meet the road leading from Bethany down to the city. As they drew near the place where Jesus had tarried the previous evening to discourse on the destruction of Jerusalem, they unconsciously paused while they stood and looked down in silence upon the city. As they were a little early, and since Jesus did not wish to pass through the city until after sunset, he said to his associates:
2021 178:3.1 Kidron vadisi boyunca Gethsemane Parkı ve Kudüs arasında gelip giden kalabalıklardan kaçınmayı tekrar amaçlayan bir halde, İsa ve on ikili, Bethani’den gelip şehre inen yola varmak için Zeytin Dağı’nın batı boyunu üzerinde yürümüştü. Onlar, İsa’nın Kudüs’ün yıkımı üzerine olan konuşmayı gerçekleştirmek için bir önceki beklediği yere yaklaşınca, bilinçsiz bir biçimde durmak ve şehre bakışlarını indirmek için seyahatlerine ara vermişlerdi. Onlar biraz erken buraya vardıkları için, ve İsa şehirden gün ağarana kadar geçmeyi arzulamadığı için, birlikteliklerine şunu söylemişti:
1955 178:3.2 “Sit down and rest yourselves while I talk with you about what must shortly come to pass. All these years have I lived with you as brethren, and I have taught you the truth concerning the kingdom of heaven and have revealed to you the mysteries thereof. And my Father has indeed done many wonderful works in connection with my mission on earth. You have been witnesses of all this and partakers in the experience of being laborers together with God. And you will bear me witness that I have for some time warned you that I must presently return to the work the Father has given me to do; I have plainly told you that I must leave you in the world to carry on the work of the kingdom. It was for this purpose that I set you apart, in the hills of Capernaum. The experience you have had with me, you must now make ready to share with others. As the Father sent me into this world, so am I about to send you forth to represent me and finish the work I have begun.
2021 178:3.2 “Sizi yakın bir süre içinde neyin gerçekleşmek zorunda olduğunu söylerken oturun ve kendinizi dinlendirin. Tüm bu yıllar boyunca ben sizlerle kardeşlerim olarak yaşadım; ve, ben sizlere, cennetin krallığına dair gerçekliği öğretmiş olup, onun gizemlerini açığa çıkardım. Ve, benim Babam gerçekten de, yeryüzü üzerindeki görevim ile ilişkili olarak birçok harika şeyi gerçekleştirmiş haldedir. Sizler tüm bunun şahitleri, Tanrı ile beraber emekçi olma deneyiminin katılımcılarısınız[14]. Ve, sizler, Baba’nın bana vermiş olduğu göreve yakın bir süre içinde geri dönmek zorunda oluşuma dair sizleri belli bir süredir uyarmış olduğum şeye benimle birlikte şahitlik edeceksiniz; ben yalın bir biçimde sizlere, krallığın görevine devam etmek için dünyada sizlerden ayrılmak zorunda olduğumu söyledim[15]. Bu amaçla ben sizleri, Kapernaum’un tepelerinde serbest bıraktım. Sizlerin benimle sahip olduğunuz deneyimi, şimdi başkaları ile birlikte paylaşmaya hazır hale gelmelisiniz. Baba’nın beni bu dünyaya gönderdiği gibi, ben sizleri beni temsil etmek ve başlamış olduğum işi tamamlamanız için göndermek üzereyim[16].
1955 178:3.3 “You look down on yonder city in sorrow, for you have heard my words telling of the end of Jerusalem. I have forewarned you lest you should perish in her destruction and so delay the proclamation of the gospel of the kingdom. Likewise do I warn you to take heed lest you needlessly expose yourselves to peril when they come to take the Son of Man. I must go, but you are to remain to witness to this gospel when I have gone, even as I directed that Lazarus flee from the wrath of man that he might live to make known the glory of God. If it is the Father’s will that I depart, nothing you may do can frustrate the divine plan. Take heed to yourselves lest they kill you also. Let your souls be valiant in defense of the gospel by spirit power but be not misled into any foolish attempt to defend the Son of Man. I need no defense by the hand of man; the armies of heaven are even now near at hand; but I am determined to do the will of my Father in heaven, and therefore must we submit to that which is so soon to come upon us.
2021 178:3.3 “Sizler oradaki şehre keder içinde bakışlarınızı indirmektesiniz; zira, sizler, Kudüs’ün sonuna dair benim sözlerimi duydunuz[17]. Ben sizleri, bu şehrin yıkımında yok olmayasınız ve krallığın müjdesinin duyuruluşunda gecikmeye neden olamayasınız diye öncesinden uyardım[18]. Benzer bir biçimde ben sizleri, İnsan Evladı’nı almak için geldiklerinde, kendinizi gereksiz bir biçimde tehlikeye atmamanız için sözlerime kulak vermekle uyarıyorum. Ben gitmek zorundayım; ancak, sizler, tıpkı Tanrı’nın ihtişamının bilinebilmesi için yaşaması amacıyla Lazarus’un insanın gazabından kaçmasını emrettiğim gibi, gittiğim zaman bu müjdeye şahitlik eden bir biçimde burada bulunmaya devam edeceksiniz. Eğer ayrılmam Baba’nın iradesi ise, yapabileceğiniz hiçbir şey kutsal planı rahatsız edemeyecektir. Onların sizleri de öldürmemesi için sözlerime kulak verin. Ruhlarınızın, ruhaniyet gücü ile müjdenin korunuşunda gözü pek olmasını sağlayın; ancak, İnsan Evladı’nı korumak için herhangi bir budalaca girişimde bulunmanın yanlış yönlendirilişine düşmeyin. Ben, insan eliyle gelecek hiçbir savunmaya ihtiyaç duymamaktayım; cennetin orduları şu an bile elimin yakınındadır; ancak, ben, cennet içindeki Babamın iradesini gerçekleştirmeye kararlıyım; ve, bu nedenle, bizler, oldukça yakın bir süre içinde bizlere gelecek olan şeylere kendimizi teslim etmek zorundayız[19].
1955 178:3.4 “When you see this city destroyed, forget not that you have entered already upon the eternal life of endless service in the ever-advancing kingdom of heaven, even of the heaven of heavens. You should know that in my Father’s universe and in mine are many abodes, and that there awaits the children of light the revelation of cities whose builder is God and worlds whose habit of life is righteousness and joy in the truth. I have brought the kingdom of heaven to you here on earth, but I declare that all of you who by faith enter therein and remain therein by the living service of truth, shall surely ascend to the worlds on high and sit with me in the spirit kingdom of our Father. But first must you gird yourselves and complete the work which you have begun with me. You must first pass through much tribulation and endure many sorrows—and these trials are even now upon us—and when you have finished your work on earth, you shall come to my joy, even as I have finished my Father’s work on earth and am about to return to his embrace.”
2021 178:3.4 “Bu şehrin yıkıldığını gördüğünüzde, kendinizin hâlihazırda, cennetin sürekli yükselen krallığında, hatta cennetlerin cennetinde bile, sonsuz hizmetin ebedi yaşamına girmiş olduğunuzu unutmayın. Sizler Babamın evreninde ve benimkinde birçok âlemin olduğunu, ve orada ışığın çocuklarını, inşaatçısı Tanrı olan şehirlerin ve yaşam alışkanlığı gerçeklik içindeki doğruluk ve neşe olan dünyaların açığa çıkarılışı beklemektedir[20][21][22]. Ben cennetin krallığını burada yeryüzü üzerinde sizlere getirmiş bulunmaktayım; ancak, ben sizlere, inançla oraya girecek ve gerçekliğin yaşayan hizmeti vasıtasıyla orada bulunmaya devam edecek sizlerin tümünün kesin bir biçimde yukarıdaki dünyalara yükseleceğini ve benimle birlikte Babamızın ruhaniyet krallığında oturacağını duyurmaktayım[23]. Ancak, ilk önce sizler kendinizi korumalı ve benimle birlikte başlamış olduğunuz işi tamamlamalısınız. Sizler ilk önce fazlasıyla sıkıntı sürecinden geçmek ve birçok kederden muzdarip olmak durumundasınız — ve, bu sınavlar şimdi bizler üzerinedir; ve, yeryüzü üzerindeki işinizi tamamladığınızda, benim neşeme katılacaksınız; tıpkı benim yeryüzü üzerinde Babamın işini tamamlayıp, onun kollarına geri dönmek üzere oluşum gibi[24][25][26].”
1955 178:3.5 When the Master had spoken, he arose, and they all followed him down Olivet and into the city. None of the apostles, save three, knew where they were going as they made their way along the narrow streets in the approaching darkness. The crowds jostled them, but no one recognized them nor knew that the Son of God was passing by on his way to the last mortal rendezvous with his chosen ambassadors of the kingdom. And neither did the apostles know that one of their own number had already entered into a conspiracy to betray the Master into the hands of his enemies.
2021 178:3.5 Üstün konuştuğunda, ayağa kalktı ve onların hepsi kendisini Zeytin Dağı’ndan aşağı doğru takip etti. Üçü dışında, havarilerin hiçbiri, yaklaşan karanlıkta dar sokaklar boyunca ilerlerken nereye gitmekte olduklarını bilmiyorlardı. Kalabalıklar kendilerine çarpmaktaydı ancak, hiç kimse onları ne tanıdı ne de İnsan Evladı’nın krallığa ait kendisinin seçmiş olduğu elçiler ile son fani randevusu üzerinde aralarından geçmekte olduğunu bilmişti. Ve, ne de, havariler kendilerine ait birinin hâlihazırda Üstün’ü düşmanlarının eline atan bir biçimde ihanet kumpasına girmiş olduğunu bilmekteydi.
1955 178:3.6 John Mark had followed them all the way into the city, and after they had entered the gate, he hurried on by another street so that he was waiting to welcome them to his father’s home when they arrived.
2021 178:3.6 Yahya Markus onları tam da şehre kadar takip etmiş haldeydi; ve, onlar kapıdan girdiklerinde, onlar ulaştıklarında babasının evinde kendilerini karşılamak için bekler halde bulunmak amacıyla bir başka sokağa doğru koşmaya başladı.