İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
AT CAESAREA-PHILIPPI
KAYSERA-FILIPPI’DE
1955 157:0.1 BEFORE Jesus took the twelve for a short sojourn in the vicinity of Caesarea-Philippi, he arranged through the messengers of David to go over to Capernaum on Sunday, August 7, for the purpose of meeting his family. By prearrangement this visit was to occur at the Zebedee boatshop. David Zebedee had arranged with Jude, Jesus’ brother, for the presence of the entire Nazareth family—Mary and all of Jesus’ brothers and sisters—and Jesus went with Andrew and Peter to keep this appointment. It was certainly the intention of Mary and the children to keep this engagement, but it so happened that a group of the Pharisees, knowing that Jesus was on the opposite side of the lake in Philip’s domains, decided to call upon Mary to learn what they could of his whereabouts. The arrival of these Jerusalem emissaries greatly perturbed Mary, and noting the tension and nervousness of the entire family, they concluded that Jesus must have been expected to pay them a visit. Accordingly they installed themselves in Mary’s home and, after summoning reinforcements, waited patiently for Jesus’ arrival. And this, of course, effectively prevented any of the family from attempting to keep their appointment with Jesus. Several times during the day both Jude and Ruth endeavored to elude the vigilance of the Pharisees in their efforts to send word to Jesus, but it was of no avail.
2021 157:0.1 Kaysera-Filippi’nin yakınlarına kısa bir konukluk için on ikiliyi götürmesinden önce, İsa Davud’un ileticilerini ailesi ile buluşmaları amacıyla, 7 Ağustos’da, Pazar günü Kapernaum’a gitmelerini düzenlemişti. Önceden düzenlemeyle bu ziyaret Zübeyde’nin tekne atölyesinde gerçekleşecekti. Davud Zübeyde öncesinden, İsa’nın kardeşi olan Yude ile birlikte, tüm Nasıra ailesinin hâlihazır bir biçimde bulunmasını — Meryem ve İsa’nın tüm erkek ve kız kardeşleri olarak — planlamıştı ve, İsa Andreas ve Petrus ile birlikte bu buluşmaya katılmak için ayrılmıştı. Meryem ve çocukların bu buluşmaya katılmak istemesi kesin bir biçimde mevzu bahisti; ancak, öyle yaşandı ki Ferisiler’in bir topluluğu, İsa’nın Filip’in nüfuz alanında kalan gölün karşı kısmında olduğunu bilen bir biçimde, onun nerede olduğunu bir umut öğrenebilmek amacıyla Meryem’i çağırmaya karar vermişlerdi. Bu Kudüs elçilerinin varışı Meryem’i fazlasıyla rahatsız etmişti; ve, bütün ailenin sahip olduğu gerilimi ve endişeyi dikkate alan bir biçimde elçiler İsa’nın aileye bir ziyarette bulunabileceği sonucuna vardılar. Bunun uyarınca, onlar kendilerini Meryem’in evinde konuşlandırmış olup, kolluk kuvvetlerini çağırdıktan sonra, İsa’nın varışını sabırla beklediler. Ve, bu tabii ki, ailenin herhangi bir üyesinin İsa ile buluşma sözünü gerçekleştirmesini etkin bir biçimde engellemişti. Gün boyunca birkaç kez Yude ve Ruth, Ferisiler’in gözetiminden kurtulup İsa’ya haber göndermeye çabalamıştı, ancak, onun çabaları sonuçsuz kalmıştı.
1955 157:0.2 Early in the afternoon David’s messengers brought Jesus word that the Pharisees were encamped on the doorstep of his mother’s house, and therefore he made no attempt to visit his family. And so again, through no fault of either, Jesus and his earth family failed to make contact.
2021 157:0.2 Öğleden sonrasının erken saatlerinde Davud’un ileticileri İsa’ya, Ferisiler’in annesinin evinin kapı ucunda konuşlandığı haberini göndermişti; ve, bu nedenle İsa, aile ile buluşmak için hiçbir girişimde bulunmamıştı. Ve, böylece tekrar, kimsenin kabahati olmadan, İsa ve ailesi iletişimde bulunmada başarısız oldu.
1. THE TEMPLE-TAX COLLECTOR
1. MABET VERGI TOPLAYICISI
1955 157:1.1 As Jesus, with Andrew and Peter, tarried by the lake near the boatshop, a temple-tax collector came upon them and, recognizing Jesus, called Peter to one side and said: “Does not your Master pay the temple tax?” Peter was inclined to show indignation at the suggestion that Jesus should be expected to contribute to the maintenance of the religious activities of his sworn enemies, but, noting a peculiar expression on the face of the tax collector, he rightly surmised that it was the purpose to entrap them in the act of refusing to pay the customary half shekel for the support of the temple services at Jerusalem. Accordingly, Peter replied: “Why of course the Master pays the temple tax. You wait by the gate, and I will presently return with the tax.”
2021 157:1.1 İsa, Andreas ve Petrus ile birlikte, tekne atölyesinin yakınındaki göl etrafında vakit geçirirlerken, bir mabet vergi toplayıcı kendilerine gelip, İsa’yı tanıyan bir biçimde, Petrus’u kenara çekip şöyle konuşmuştu: “Üstününüz mabet vergisi vermiyor mu?” Petrus, ant içmiş düşmanlarının dini etkinliklerini sürdürmeye İsa’nın katkıda bulunmasının beklenecek oluşunun işaret edilişi karşısında kızgınlık gösterme eğilimindeydi; ancak, vergi toplayıcısının yüzde tuhaf bir ifadeyi fark eder halde, doğru bir biçimde, Kudüs’de tapınak hizmetlerini desteklemek için olağan yarım şekeli ödemeyi reddetme eylemiyle kendilerini tuzağa düşürmenin ana gaye olduğu sonucuna varmıştı[1]. Bunun uyarınca, Petrus şu cevabı vermişti: “Üstün neden tapınak vergisi vermesin ki! Kapıda bekle, ben sana birazdan vergi ile geri döneceğim.”
1955 157:1.2 Now Peter had spoken hastily. Judas carried their funds, and he was across the lake. Neither he, his brother, nor Jesus had brought along any money. And knowing that the Pharisees were looking for them, they could not well go to Bethsaida to obtain money. When Peter told Jesus about the collector and that he had promised him the money, Jesus said: “If you have promised, then should you pay. But wherewith will you redeem your promise? Will you again become a fisherman that you may honor your word? Nevertheless, Peter, it is well in the circumstances that we pay the tax. Let us give these men no occasion for offense at our attitude. We will wait here while you go with the boat and cast for the fish, and when you have sold them at yonder market, pay the collector for all three of us.”
2021 157:1.2 Bu anda Petrus acele ile konuşmuştu. Yudas onların kaynaklarını taşımaktaydı, ve kendisi gölün öteki kısmındaydı. Ne o, ne de abisi, ne de İsa yanlarında para getirmişti. Ve, Ferisilerin kendilerini aramakta olduklarını bilir halde onlar, Bethsayda’ya kadar para getirmek için gidemezlerdi. Petrus İsa’ya vergi toplayıcısından ve ona para getiremeye söz verişinden bahsettiğinde, İsa şunu söyledi: “Eğer sen söz verdiysen, bu parayı vermelisin. Ancak, sözünü nasıl yerine getireceksin? Sözünü tutmak için tekrar bir balıkçı mı olacaksın? Yine de, Petrus, bizlerin bu parayı ödemesi mevcut koşullar içinde en iyisidir. Bu insanlara tutumuzdan alınmaları için bir bahane vermeyelim[2]. Bizler, sen tekneyle gidip balık tutuna kadar burada bekleyeceğiz; ve, onları şuradaki pazarda sattığın zaman, toplayıcıya üçümüzün tutarı kadar ödeyeceğiz.”
1955 157:1.3 All of this had been overheard by the secret messenger of David who stood near by, and who then signaled to an associate, fishing near the shore, to come in quickly. When Peter made ready to go out in the boat for a catch, this messenger and his fisherman friend presented him with several large baskets of fish and assisted him in carrying them to the fish merchant near by, who purchased the catch, paying sufficient, with what was added by the messenger of David, to meet the temple tax for the three. The collector accepted the tax, forgoing the penalty for tardy payment because they had been for some time absent from Galilee.
2021 157:1.3 Bunların hepsi yakında bulunmakta olan Davud’un gizli ileticisi tarafından kulak misafiri olarak duyuldu; ve, bu kişi, yakındaki kıyıda balık tutmakta olan bir birlikteliğine çabucak gelmesi için işarette bulundu. Petrus balık yakalamak için teknede açılmaya hazırlanırken, bu iletici ve onun balıkçı arkadaşı kendisine birkaç büyük balık sepetini sunmuş olup, ona, yakında bulunan balık tüccarına bu balıkları taşımada yardım etti; bu balık tüccarı tutulmuş balıkları satın almış, yeterli miktara ücreti ödemişti, ve, Davud’un ileticisi tarafından eklenen parayla üç kişi için tapınak vergisi karşılanabilmişti. Toplayıcı, Celile’den belirli bir süre uzak kaldıkları için gecikmiş ücret cezasını almayan bir biçimde, vergiyi kabul etti.”
1955 157:1.4 It is not strange that you have a record of Peter’s catching a fish with a shekel in its mouth. In those days there were current many stories about finding treasures in the mouths of fishes; such tales of near miracles were commonplace. So, as Peter left them to go toward the boat, Jesus remarked, half-humorously: “Strange that the sons of the king must pay tribute; usually it is the stranger who is taxed for the upkeep of the court, but it behooves us to afford no stumbling block for the authorities. Go hence! maybe you will catch the fish with the shekel in its mouth.” Jesus having thus spoken, and Peter so soon appearing with the temple tax, it is not surprising that the episode became later expanded into a miracle as recorded by the writer of Matthew’s Gospel.
2021 157:1.4 Sizlerin, Petrus’un bir balığı ağzında bir şekel ile tuttuğuna dair kayda sahip olmanız tuhaf bir durum değildir. Bu günlerde, balıkların ağzında hazine bulunduğuna dair birçok hikâye mevcut olan bir şeydi; benzer mucizelere dair bu türden hikâyeler yaygındı. Böylece, Petrus tekneye doğru gitmek için onlardan ayrılırken, İsa yarı mizahi bir biçimde şu yorumda bulundu: “kralların çocuklarının vergi vermek zorunda olması ne de gariptir; genellikle hanedanı yerinde tutmak için yabancılardan vergi alınır; ancak, otoritelere engel olmamak bizler için doğru olan bir şeydir. Haydi bakalım, Petrus, açıl denizine! Belki sen ağzında şekel olan balığı yakalayacaksın.” İsa bunları söylemiş, ve Petrus oldukça yakın bir süre içinde mabet vergisi ile ortaya çıkmıştı bu yaşanmışlığın daha sonra Matta’nın Müjdesi’nin yazarı tarafından bir mucize olarak kaydedilen bir şekilde genişletilmiş hale gelmesi şaşırtıcı değildir.
1955 157:1.5 Jesus, with Andrew and Peter, waited by the seashore until nearly sundown. Messengers brought them word that Mary’s house was still under surveillance; therefore, when it grew dark, the three waiting men entered their boat and slowly rowed away toward the eastern shore of the Sea of Galilee.
2021 157:1.5 İsa, Andreas ve Petrus ile birlikte, neredeyse gün batımına kadar deniz kıyısında beklemişti. İleticiler onlara Meryem’in evinin hala gözetim altında bulunduğu haberini getirmişti; bu nedenle, karanlık olunca, bekler haldeki üç adam teknelerine atlayıp, Celile Denizi’nin doğu sahiline doğru yavaşça kürek çektiler.
2. AT BETHSAIDA-JULIAS
2. BETHSAYDA-YULIAS’DA
1955 157:2.1 On Monday, August 8, while Jesus and the twelve apostles were encamped in Magadan Park, near Bethsaida-Julias, more than one hundred believers, the evangelists, the women’s corps, and others interested in the establishment of the kingdom, came over from Capernaum for a conference. And many of the Pharisees, learning that Jesus was here, came also. By this time some of the Sadducees were united with the Pharisees in their effort to entrap Jesus. Before going into the closed conference with the believers, Jesus held a public meeting at which the Pharisees were present, and they heckled the Master and otherwise sought to disturb the assembly. Said the leader of the disturbers: “Teacher, we would like you to give us a sign of your authority to teach, and then, when the same shall come to pass, all men will know that you have been sent by God.” And Jesus answered them: “When it is evening, you say it will be fair weather, for the heaven is red; in the morning it will be foul weather, for the heaven is red and lowering. When you see a cloud rising in the west, you say showers will come; when the wind blows from the south, you say scorching heat will come. How is it that you so well know how to discern the face of the heavens but are so utterly unable to discern the signs of the times? To those who would know the truth, already has a sign been given; but to an evil-minded and hypocritical generation no sign shall be given.”
2021 157:2.1 Pazartesi günü, 8 Ağustos’da, İsa ve on iki havari, Bethsayda-Yulias’ın yakınında bulunan, Magadan Parkı’nda kamp halindelerken, inananlardan, kadın birliğinden, öğreti-yayıcılarından ve krallığın kurulumuna ilgi duyanlardan meydana gelen yüzden fazla kişi bir görüşme için Kapernaum’a uğramıştı. Ve, Ferisilerden çoğu da, İsa’nın burada olduğunu öğrenen bir biçimde, buraya gelmişti. Bu zaman zarfında Saddukilerin bazıları Ferisiler ile İsa’yı kumpasa getirme çabalarında birlik olmuştu. İnananlar ile kapalı görüşmeye gitmeden önce İsa, Ferisiler’in mevcut bulunduğu açık bir buluşma düzenlemişti; ve, onlar Üstün konuşurken yaygara çıkarıp, bunun dışında da toplananları rahatsız etmeyi amaçlamıştı. Rahatsızlık çıkaranların önderi şunu söylemişti: “Öğretmen, biz senden, öğretmeye dair otoriteye sahip bulunuşunun bir simgesini vermeni istiyoruz; ve, bunun gerçekleştiğinde, insanların hepsi senin Tanrı tarafından gönderilmiş olduğunu bilecek[3].” Ve, İsa onlara şu cevabı verdi: “Akşam olduğunda, sizler hava iyi olacak dersiniz, zira gök kırmızıdır; sabah olduğunda, kötü hava olacak dersiniz, zira gök kırmızı ve kapalıdır. Sizler batıda bir bulutun doğmakta olduğunu gördüğünüzde, yağmurlar gelecek dersiniz; güneyden rüzgâr estiğinde, kızgın sıcaklar gelecek dersiniz. Göğün yüzünü anlamayı bu kadar iyi bilirken nasıl olur da bu zamanların simgelerini görmede bu kadar tamamiyle yetkinsizsiniz? Gerçeği bilmek isteyenler için, işaret çoktan verilmiş haldedir; ancak, kötü amaçta olan ve ikiyüzlü nesil için hiçbir işaret verilmeyecektir.”[4][5]
1955 157:2.2 When Jesus had thus spoken, he withdrew and prepared for the evening conference with his followers. At this conference it was decided to undertake a united mission throughout all the cities and villages of the Decapolis as soon as Jesus and the twelve should return from their proposed visit to Caesarea-Philippi. The Master participated in planning for the Decapolis mission and, in dismissing the company, said: “I say to you, beware of the leaven of the Pharisees and the Sadducees. Be not deceived by their show of much learning and by their profound loyalty to the forms of religion. Be only concerned with the spirit of living truth and the power of true religion. It is not the fear of a dead religion that will save you but rather your faith in a living experience in the spiritual realities of the kingdom. Do not allow yourselves to become blinded by prejudice and paralyzed by fear. Neither permit reverence for the traditions so to pervert your understanding that your eyes see not and your ears hear not. It is not the purpose of true religion merely to bring peace but rather to insure progress. And there can be no peace in the heart or progress in the mind unless you fall wholeheartedly in love with truth, the ideals of eternal realities. The issues of life and death are being set before you—the sinful pleasures of time against the righteous realities of eternity. Even now you should begin to find deliverance from the bondage of fear and doubt as you enter upon the living of the new life of faith and hope. And when the feelings of service for your fellow men arise within your soul, do not stifle them; when the emotions of love for your neighbor well up within your heart, give expression to such urges of affection in intelligent ministry to the real needs of your fellows.”
2021 157:2.2 İsa böyle konuştuğunda, aralarından çekilip, akranları ile birlikte akşam görüşmesi için hazırlandı. Bu görüşmede, İsa ve on ikili Kaysera-Filippi’ye olan kararlaştırdıkları ziyaretten döner dönmez, Dekapolis’in tüm şehir ve kasabaları boyunca ortak bir görevi gerçekleştirmenin kararı alınmıştı. Üstün, Dekapolis görevi planlamasına katılmıştı ve, kafileyi dağıtan bir biçimde, şunu söylemişti: “Sizlere söylüyorum, Ferisi ve Saddukilerin tuzaklarına dikkat edin[6]. Oldukça eğitimli olduklarını gösterişleri ve dinin türlerine olan çok derin sadakatleri karşısında aldanmayın. Yalnızca, yaşayan gerçekliğin ruhaniyeti ve gerçek dinin gücü ile ilgilenin. Ölü bir dinden duyulan korku sizi kurtarmayacak, krallığın ruhsal gerçekliklerindeki yaşayan bir deneyime duyulan inanç sizleri kurtaracak. Kendinizin, ön yargı tarafından gözlerinizin görmez ve korku tarafından hareket edemez hale gelmenize izin vermeyin. Geleneklere duymuş olduğunuz derin saygının, gözlerinizi görmez ve kulaklarını duymaz hale getiren bir biçimde anlayışınızı saptırmasına izin vermeyin[7]. Yalnızca barışı getirmek değil, aynı zamanda ilerlemeyi teminat altına almak gerçek dinin amacıdır. Ebediyet gerçekliklerinin idealleri olarak, gerçekliğe içtenlikle âşık olmadığınız takdirde, kalpte huzur, akılda ilerleyiş olamaz. Yaşam ve ölüm hususları — zamana ait günahkâr arzular karşısında ebediyetin doğru gerçeklikleri olarak — önünüze belirlenmektedir. Şimdi bile sizler, inanç ve umudun yeni yaşamına adım atmak üzereyken, korku ve kuşkunun esaretinden kurtuluşu bulmaya başlamalısınız. Ve, akran insanlarınız için hizmet duyguları ruhunuz içinde doğduğunda, onlara engel olmayın; komşunuza duyduğunuz derin sevgi hisleri kalbiniz içinde dolup taştığında, akranlarınızın gerçek ihtiyaçlarına olan ussal hizmet içinde bu türden şefkat uyarımları serbest bırakın.”
3. PETER’S CONFESSION
3. PETRUS’UN İTIRAFI
1955 157:3.1 Early Tuesday morning Jesus and the twelve apostles left Magadan Park for Caesarea-Philippi, the capital of the Tetrarch Philip’s domain. Caesarea-Philippi was situated in a region of wondrous beauty. It nestled in a charming valley between scenic hills where the Jordan poured forth from an underground cave. The heights of Mount Hermon were in full view to the north, while from the hills just to the south a magnificent view was had of the upper Jordan and the Sea of Galilee.
2021 157:3.1 Erken Salı sabahı İsa ve on iki havari, Ortak-Kral Filip’in nüfus alanının başkenti olan Kaysera-Filippi için Magadan Parkı’ndan ayrılmışlardı[8]. Kaysera-Filippi, göz kamaştırıcı güzelliğe sahip bir bölgede konumlanmıştı. O, Ürdün nehrinin bir yeraltı mağarasından dışa doğru döküldüğü yer olan çok güzel manzaralara sahip tepeler arasındaki büyüleyici bir vadide bulunmaktaydı. Hermon Dağı’nın dorukları kuzeyde bütünüyle görülmekte iken, hemen güneydeki tepelerden muhteşem bir manzara Ürdün’ün nehrini ve Celile Denizi’nin üst kısımlarını görmekteydi.
1955 157:3.2 Jesus had gone to Mount Hermon in his early experience with the affairs of the kingdom, and now that he was entering upon the final epoch of his work, he desired to return to this mount of trial and triumph, where he hoped the apostles might gain a new vision of their responsibilities and acquire new strength for the trying times just ahead. As they journeyed along the way, about the time of passing south of the Waters of Merom, the apostles fell to talking among themselves about their recent experiences in Phoenicia and elsewhere and to recounting how their message had been received, and how the different peoples regarded their Master.
2021 157:3.2 İsa Hermon Dağı’na öncesinden, krallığın işlerindeki öncül deneyiminde gitmişti; ve, bu aşamada çalışmasının son aşamasına adım atarken, havarilerinin, tam da önlerinde uzanmakta olan zorlayıcı anlar için sorumluluklarına dair yeni bir öngörüye sahip olmalarını ve yeni bir kuvveti elde edebilmelerini ümit etmiş olduğu yer olan, sınavın ve utkunun bu dağına geri dönmeyi arzu etmişti. Bu yolda ilerlerken, yaklaşık olarak Merom Suları’nın güneyinden geçmekte olduğu sırada, havariler kendi aralarında Fenike’de ve diğer yerlerdeki yakın zaman içinde sahip oldukları deneyimleri hakkında konuşmalara dalmış olup, iletilerinin nasıl alınmış olduğuna ve diğer insanların Üstünleri’ni nasıl gördüklerine dair yaşananlara değinmekteydiler.
1955 157:3.4 Jesus had spent long months in training these apostles as to the nature and character of the kingdom of heaven, and he well knew the time had come when he must begin to teach them more about his own nature and his personal relationship to the kingdom. And now, as they were seated under the mulberry trees, the Master made ready to hold one of the most momentous sessions of his long association with the chosen apostles.
2021 157:3.4 İsa, cennetin krallığının doğası ve karakterine dair bu havarilerin eğitiminde uzunca aylar harcamıştı ve, o, kendisinin sahip olduğu doğaya ve krallık ile olan kişisel ilişkisine dair daha da fazla şeyi öğretmeye başlamak zorunda oluşunun vaktinin gelmiş olduğunu çok iyi bilmekteydi. Ve, bu aşamada, onlar dut ağaçlarının altında oturmuş haldelerken, Üstün, seçmiş olduğu havariler ile uzun süren birlikteliğinin en önemli oturumlarından bir tanesini düzenlemeye hazırdı.
1955 157:3.5 More than half the apostles participated in answering Jesus’ question. They told him that he was regarded as a prophet or as an extraordinary man by all who knew him; that even his enemies greatly feared him, accounting for his powers by the indictment that he was in league with the prince of devils. They told him that some in Judea and Samaria who had not met him personally believed he was John the Baptist risen from the dead. Peter explained that he had been, at sundry times and by various persons, compared with Moses, Elijah, Isaiah, and Jeremiah. When Jesus had listened to this report, he drew himself upon his feet, and looking down upon the twelve sitting about him in a semicircle, with startling emphasis he pointed to them with a sweeping gesture of his hand and asked, “But who say you that I am?” There was a moment of tense silence. The twelve never took their eyes off the Master, and then Simon Peter, springing to his feet, exclaimed: “You are the Deliverer, the Son of the living God.” And the eleven sitting apostles arose to their feet with one accord, thereby indicating that Peter had spoken for all of them.
2021 157:3.5 Havarilerin yarıdan fazlası, İsa’nın sorusunun cevaplanışına katılmıştı. Onlar kendisine, kendisini tanıyan herkes tarafından bir tanrı-elçisi veya bir olağanüstü insan olarak görüldüğünü söylemişlerdi; düşmanlarının bile, sahip olduğu güçleri hesaba katarak ecinnilerin prensi ile aynı düzeyde bulunduğunu düşünen bir biçimde, ondan fazlasıyla korku duyduğunu. Onlar İsa’ya, kendisini kişisel olarak görmeyen Yudea ve Samarya’daki bazı kişilerin kendisinin Vaftizci Yahya’nın ölümden dirilmiş hali olduğuna inandıklarını söylemişti. Petrus; İsa’nın, zaman zaman ve çeşitli kişiler tarafından, Musa, İlyas, İşaya ve Yeremya ile karşılaştırılmakta olduğunu açıklamıştı[10]. İsa bu raporu dinlediğinde, ayağa kalkmış olup, çevresinde bir yarı-daire oluşturmuş olan on ikiliye aşağıya doğru bakan bir biçimde, şunu sormuştu: “Peki siz kim olduğumu söylüyorsunuz?” Orada bir anlık gerilim dolu sessizlik yaşanmıştı[11]. On ikili bir an olsun gözlerini Üstün’den ayırmamıştı, ve bunun sonrasında Şimon Petrus, ayağa kalkan bir biçimde, şunu haykırmıştı: “Sen, yaşayan Tanrı’nın Evladı, Kurtarıcısın[12].” Ve, oturmakta olan on bir havari her birlikte aynı anda ayağa kalkıp, böylece Petrus’un hepsi adına konuşmuş olduğunu işaret etmişti.
1955 157:3.6 When Jesus had beckoned them again to be seated, and while still standing before them, he said: “This has been revealed to you by my Father. The hour has come when you should know the truth about me. But for the time being I charge you that you tell this to no man. Let us go hence.”
2021 157:3.6 İsa onların tekrar oturmasını işaret ettiğinde, ve hala onlar önünde ayakta dururken, şunu söyledi: “Bu sizlere benim Babam tarafından açığa çıkarılmıştır[13]. Sizlerin benim hakkımdaki gerçekliği bilme vakti gelmiştir. Ancak, ben şimdilik sizlerden bunu kimseye söylememenizi istiyorum. Haydi buradan bir gidelim[14].”
1955 157:3.7 And so they resumed their journey to Caesarea-Philippi, arriving late that evening and stopping at the home of Celsus, who was expecting them. The apostles slept little that night; they seemed to sense that a great event in their lives and in the work of the kingdom had transpired.
2021 157:3.7 Ve, böylece onlar, bu akşamın geç saatlerinde varan ve, kendilerini beklemekte olan, Celsus’un evinde duran bir biçimde, Kaysera-Filippi’ye olan seyahatlerine devam ettiler. Havariler o akşam çok az uyku çekmişlerdi; onlar, yaşamlarında ve krallığın emeklerinde büyük bir olayın gerçekleşmiş olduğunu sezmiş görünmektelerdi.
4. THE TALK ABOUT THE KINGDOM
4. KRALLIK HAKKINDA KONUŞMA
1955 157:4.1 Since the occasions of Jesus’ baptism by John and the turning of the water into wine at Cana, the apostles had, at various times, virtually accepted him as the Messiah. For short periods some of them had truly believed that he was the expected Deliverer. But hardly would such hopes spring up in their hearts than the Master would dash them to pieces by some crushing word or disappointing deed. They had long been in a state of turmoil due to conflict between the concepts of the expected Messiah which they held in their minds and the experience of their extraordinary association with this extraordinary man which they held in their hearts.
2021 157:4.1 İsa’nın Yahya tarafından vaftizinde yaşanılmış olanlardan ve Kana’da suyun şaraba dönüştürülüşünden beri, havariler, çeşitli dönemlerde, İsa’yı neredeyse Mesih olarak kabul etmişlerdi. Onlardan bazıları kısa süreçler boynuca, İsa’nın gerçekten kendisinin beklenen Kurtarıcı olduğuna inanmıştı. Ancak, bu türden umutlar onların kalplerinde doğar doğmaz Üstün onları, yıkıcı bir sözle veya hayal kırıklığına uğratıcı bir eylem ile parçalara ayırırdı. Onlar uzunca bir süre boyunca, akıllarında beslemiş oldukları beklenen Mesih’e dair kavramsallaşmalar ile kalplerinde sahip oldukları bu olağanüstü insan ile olan olağanüstü ilişkilemlerinin deneyimi arasındaki çatışmadan dolayı bir kargaşa düzeyi içindelerdi.
1955 157:4.2 It was late forenoon on this Wednesday when the apostles assembled in Celsus’ garden for their noontime meal. During most of the night and since they had arisen that morning, Simon Peter and Simon Zelotes had been earnestly laboring with their brethren to bring them all to the point of the wholehearted acceptance of the Master, not merely as the Messiah, but also as the divine Son of the living God. The two Simons were well-nigh agreed in their estimate of Jesus, and they labored diligently to bring their brethren around to the full acceptance of their views. While Andrew continued as the director-general of the apostolic corps, his brother, Simon Peter, was becoming, increasingly and by common consent, the spokesman for the twelve.
2021 157:4.2 Havariler Celsus’un bahçesinde öğlen yemekleri için toplandıklarında vakit Çarşamba günü öğleye yakın saatlerdi. Gecenin büyük bir kısmı boyunca ve sabah kalktıkları andan itibaren Şimon Petrus ve Şimon Zelotes, kardeşlerinin Üstün’ü, yalnızca Mesih olarak değil aynı zamanda yaşayan Tanrı’nın kutsal Evladı olarak da, içten bir biçimde kabul etme noktasına getirmek kalpten emek sarf etmekteydi. İki Şimon, İsa’ya dair varsayımlarında neredeyse tamamen hem fikirdeydi; ve, onlar kararlı bir biçimde kardeşlerini, sahip oldukları görüşlerin bütüncül kabulüne getirmek için çaba gösterdiler. Andreas havarisel birliğin genel idarecisi olarak görevini sürdürürken, kardeşi olan, Şimon Petrus, artan bir biçimde ortak rıza ile, on ikilinin sözcüsü haline gelmekteydi.
1955 157:4.3 They were all seated in the garden at just about noon when the Master appeared. They wore expressions of dignified solemnity, and all arose to their feet as he approached them. Jesus relieved the tension by that friendly and fraternal smile which was so characteristic of him when his followers took themselves, or some happening related to themselves, too seriously. With a commanding gesture he indicated that they should be seated. Never again did the twelve greet their Master by arising when he came into their presence. They saw that he did not approve of such an outward show of respect.
2021 157:4.3 Onların tümü, Üstün ortaya çıktığında öğle vaktinden hemen önce bahçede oturmuş haldeydi. Onlar, soylu bir ciddiyet tutumuna bürünmüştü; ve, İsa onlara yaklaştığında onların tümü ayağa kalkmıştı. İsa; takipçileri kendilerini, veya başlarına gelen şeyleri, haddinden fazla ciddiye aldıklarında, kendisi için oldukça karakteristik olan, dostane ve kardeşsel bir gülümseme ile gerginliği dağıttı. Emir verici bir işaret ile onların oturmasını istedi. Bir daha on ikili Üstünlerini, karşılarına geldiklerinde ayağa kalkarak karşılamamıştı. Onlar, Üstün’ün bu türden dışa dönük bir saygı gösterimini onaylamadığını görmüşlerdi.
1955 157:4.4 After they had partaken of their meal and were engaged in discussing plans for the forthcoming tour of the Decapolis, Jesus suddenly looked up into their faces and said: “Now that a full day has passed since you assented to Simon Peter’s declaration regarding the identity of the Son of Man, I would ask if you still hold to your decision?” On hearing this, the twelve stood upon their feet, and Simon Peter, stepping a few paces forward toward Jesus, said: “Yes, Master, we do. We believe that you are the Son of the living God.” And Peter sat down with his brethren.
2021 157:4.4 Yemeklerini yedikten ve yaklaşmakta olan Dekapolis turnesine dair tasarımları konuşmaya katıldıktan sonra, İsa aniden yüzlerine doğru bakışlarını kaldırıp şunu söyledi: “Şu anda, İnsan Evladı’nın kimliğine dair Şimon Petrus’un duyurusuna razı oluşunuzun üstünden bir tam gün geçti; hala bu görüşü besliyor olup olmadığınızı sizlere sormak istiyorum.” Bunu duyduklarında on ikili ayağa kalktı, ve Şimon Petrus, İsa’ya doğru bir kaç adım atarak, şunu söyledi: “Evet, Üstünümüz, bizler bunu onaylıyoruz. Bizler senin yaşayan Tanrı’nın evladı olduğuna inanıyoruz.” Ve, Petrus kardeşleri ile beraber oturmaya geçti.
1955 157:4.5 Jesus, still standing, then said to the twelve: “You are my chosen ambassadors, but I know that, in the circumstances, you could not entertain this belief as a result of mere human knowledge. This is a revelation of the spirit of my Father to your inmost souls. And when, therefore, you make this confession by the insight of the spirit of my Father which dwells within you, I am led to declare that upon this foundation will I build the brotherhood of the kingdom of heaven. Upon this rock of spiritual reality will I build the living temple of spiritual fellowship in the eternal realities of my Father’s kingdom. All the forces of evil and the hosts of sin shall not prevail against this human fraternity of the divine spirit. And while my Father’s spirit shall ever be the divine guide and mentor of all who enter the bonds of this spirit fellowship, to you and your successors I now deliver the keys of the outward kingdom—the authority over things temporal—the social and economic features of this association of men and women as fellows of the kingdom.” And again he charged them, for the time being, that they should tell no man that he was the Son of God.
2021 157:4.5 İsa, hala ayakta duran bir biçimde, on ikiliye şunu söylemişti: “Sizler benim seçilmiş elçilerimsiniz, ancak ben biliyorum ki, mevcut koşullarda siz bu inanışı salt insan bilgisinin bir sonucu olarak akıllarınızda düşünememektesiniz. Bu, benim Babam’ın ruhaniyetinin sizlerin ruhlarınızın en derinine gerçekleştirmiş olduğu bir açığa çıkarılıştır. Ve, bu nedenle, içinizde ikamet etmekte olan Babam’ın ruhaniyetinin kavrayışı vasıtasıyla bu itirafı yaptığınızda, ben bu temel üzerine cennetin krallığının kardeşliğini inşa edeceğimi duyurma emri altındayım. Ruhsal gerçekliğin bu kayası üzerine, Babamın krallığına ait ebedi gerçeklikler içinde ruhsal birlikteliğin yaşayan mabedini inşa edeceğim. Kötülüğün tüm güçleri ve günahın birlikleri, kutsal ruhaniyete ait bu insan birlikteliğine karşı üstün gelemeyecektir. Ve, Babamın ruhaniyeti sonsuza kadar bu ruhsal birlikteliğin bir parçası olan herkes için kutsal rehber ve danışman olacakken, sizler ve sizlerden sonra gelecek olanlar için ben şimdi, krallığın üyeleri olarak erkekler ve kadınların bu ilişkilemine ait toplumsal ve ekonomik nitelikler halinde — zamansal olan şeyler üzerinde yönetim yetkisi olarak, dışsal krallığın anahtarlarını veriyorum[15].” Ve, tekrar o havarilerinden, o an için, kendisinin Tanrı’nın Evladı olduğunu kimseye söylememelerini istedi.
1955 157:4.6 Jesus was beginning to have faith in the loyalty and integrity of his apostles. The Master conceived that a faith which could stand what his chosen representatives had recently passed through would undoubtedly endure the fiery trials which were just ahead and emerge from the apparent wreckage of all their hopes into the new light of a new dispensation and thereby be able to go forth to enlighten a world sitting in darkness. On this day the Master began to believe in the faith of his apostles, save one.
2021 157:4.6 İsa, havarilerinin sadakatine ve dürüstlüğüne inanç duymaya başlamaktaydı. Üstün; seçmiş olduğu temsilcilerin yakın zaman içinde deneyimlemek zorunda kaldığı koşullara dayanmış olan bir inancın tam da önlerinde uzanan çetin sınavlardan kuşkusuz bir biçimde sağ çıkacağını ve tüm umutlarının tamamen yok olmuş görünüşünden yeni bir yazgı döneminin yeni bir ışığına doğacağını, böylece karanlıkta bulunmakta olan bir dünyayı aydınlatmak için harekete geçeceğini düşünmüştü. Bu gün Üstün, biri hariç, havarilerinin inancına inanmaya başlamıştı.
1955 157:4.7 And ever since that day this same Jesus has been building that living temple upon that same eternal foundation of his divine sonship, and those who thereby become self-conscious sons of God are the human stones which constitute this living temple of sonship erecting to the glory and honor of the wisdom and love of the eternal Father of spirits.
2021 157:4.7 Ve, bugünden beri bu aynı İsa, kutsal evlatlığının tam da bu ebedi temeli üzerine yaşayan mabedi inşa etmekteydi; ve, bunun vasıtasıyla Tanrı’nın kendini bilen evlatları, ruhaniyetlerin ebedi Babası’nın bilgeliği ve derin sevgisinin ihtişamı ve onurlandırılışı için dikilmiş evlatlığın bu yaşayan mabedini oluşturan insan taşlarıdır.
1955 157:4.8 And when Jesus had thus spoken, he directed the twelve to go apart by themselves in the hills to seek wisdom, strength, and spiritual guidance until the time of the evening meal. And they did as the Master admonished them.
2021 157:4.8 Ve, İsa böyle konuştuğunda havarilerinden, akşam yemeği vaktine kadar bilgeliği, kuvveti ve ruhsal önderliği aramaları için tepelerde kendi yollarına ayrılmalarının emrini vermişti.
5. THE NEW CONCEPT
5. YENI KAVRAMSALLAŞMA
1955 157:5.1 The new and vital feature of Peter’s confession was the clear-cut recognition that Jesus was the Son of God, of his unquestioned divinity. Ever since his baptism and the wedding at Cana these apostles had variously regarded him as the Messiah, but it was not a part of the Jewish concept of the national deliverer that he should be divine. The Jews had not taught that the Messiah would spring from divinity; he was to be the “anointed one,” but hardly had they contemplated him as being “the Son of God.” In the second confession more emphasis was placed upon the combined nature, the supernal fact that he was the Son of Man and the Son of God, and it was upon this great truth of the union of the human nature with the divine nature that Jesus declared he would build the kingdom of heaven.
2021 157:5.1 Petrus’un itirafının yeni ve hayati niteliği, İsa’nın, onun sorgulanamaz bütünlükteki kutsallığına ait haldeki, Tanrı’nın Evladı oluşuna dair oldukça kesin olan tanınıştır[16][17]. Vaftizinden ve Kana’daki düğünden beri, bu havariler kendisini çeşitlilik gösteren bir biçimde Mesih olarak görmüştü; onun kutsal olması, milli kurtarıcıya dair Musevi kavramsallaşmasının bir parçası değildi. Museviler öncesinde, Mesih’in kutsallıktan doğacağını öğretmemişti; o, “atanmış biri” olacaktı, ancak onlar bu kişiyi neredeyse hiçbir biçimde “Tanrı’nın Evladı” olarak düşünmüşlerdi. İkinci itirafta vurgu daha çok, İsa’nın İnsan Evladı ve Tanrı Evladı oluşunun cennetsel gerçekliği olarak, bileşik doğası üzerine yapılmıştı ve, insan doğasının kutsal doğa ile gerçekleştirmiş olduğu bu büyük gerçeklik üzerine İsa cennetin krallığını inşa edeceğini duyurmuştu.
1955 157:5.2 Jesus had sought to live his life on earth and complete his bestowal mission as the Son of Man. His followers were disposed to regard him as the expected Messiah. Knowing that he could never fulfill their Messianic expectations, he endeavored to effect such a modification of their concept of the Messiah as would enable him partially to meet their expectations. But he now recognized that such a plan could hardly be carried through successfully. He therefore elected boldly to disclose the third plan—openly to announce his divinity, acknowledge the truthfulness of Peter’s confession, and directly proclaim to the twelve that he was a Son of God.
2021 157:5.2 İsa öncesinde, İnsan Evladı olarak yeryüzü üzerinde hayatını yaşamayı ve bahşedilme görevini tamamlamayı amaçlamıştı. Onun takipçileri kendisini, beklenen Mesih olarak görme eğilimindeydi. Onların Mesihsel beklentilerini hiçbir zaman yerine getiremeyeceğini bilen bir biçimde, o, kendisini kısmen de olsa beklentilerini karşılamaya yetkin hala getirecek onların sahip olduğu Mesih kavramsallaşması üzerinde bir değişikliği gerçekleştirmeye çabalamıştı. Ancak, bu aşamada o, bu türden bir tasarımın neredeyse hiçbir bir biçimde başarılı olarak yerine getirilemeyeceğinin farkına varmıştı O bu nedenle, üçüncü planını cesurca açığa çıkarmayı tercih etmişti — açıkça bir biçimde kutsallığını duyurmak, Petrus’un itirafının gerçekliğini tanımak ve doğrudan on ikiliye kendisinin bir Tanrı Evladı olduğunu bildirmek.
1955 157:5.3 For three years Jesus had been proclaiming that he was the “Son of Man,” while for these same three years the apostles had been increasingly insistent that he was the expected Jewish Messiah. He now disclosed that he was the Son of God, and upon the concept of the combined nature of the Son of Man and the Son of God, he determined to build the kingdom of heaven. He had decided to refrain from further efforts to convince them that he was not the Messiah. He now proposed boldly to reveal to them what he is, and then to ignore their determination to persist in regarding him as the Messiah.
2021 157:5.3 Üç yıl boyunca İsa kendisinin “İnsan Evladı” olduğunu duyurmaktaydı, bir yandan da bu aynı üç yıl boyunca havariler artan bir biçimde kendisinin beklenen Musevi Mesihi oluşunda ısrarcı olmuştu. O artık, kendisinin Tanrı Evladı olduğunu açığa çıkarmıştı ve, İnsan Evladı ve Tanrı Evladı’nın bileşik doğası kavramsallaşması üzerine, cennetin krallığını inşa etmede kararlıydı. O öncesinde, kendisinin Mesih olmayışına dair onları ikna etmenin ilave çabalarından uzak durmaya karar vermişti. O artık, kendisinin ne olduğunu cesur bir biçimde açığa çıkarmayı ve bunun sonrasında kendisini Mesih olarak görmedeki kararlılıklarını görmezden gelmeyi amaçlamaktaydı.
6. THE NEXT AFTERNOON
6. ERTESI ÖĞLEDEN SONRASI
1955 157:6.1 Jesus and the apostles remained another day at the home of Celsus, waiting for messengers to arrive from David Zebedee with funds. Following the collapse of the popularity of Jesus with the masses there occurred a great falling off in revenue. When they reached Caesarea-Philippi, the treasury was empty. Matthew was loath to leave Jesus and his brethren at such a time, and he had no ready funds of his own to hand over to Judas as he had so many times done in the past. However, David Zebedee had foreseen this probable diminution of revenue and had accordingly instructed his messengers that, as they made their way through Judea, Samaria, and Galilee, they should act as collectors of money to be forwarded to the exiled apostles and their Master. And so, by evening of this day, these messengers arrived from Bethsaida bringing funds sufficient to sustain the apostles until their return to embark upon the Decapolis tour. Matthew expected to have money from the sale of his last piece of property in Capernaum by that time, having arranged that these funds should be anonymously turned over to Judas.
2021 157:6.1 İsa ve havariler, Davud Zübeyde’den maddi kaynaklar ile gelecek olan ileticileri bekler halde Celsus’un evinde bir gün daha kalmaya devam ettiler. İsa’nın kalabalıklar arasında olan ününün birden ortadan kaybolmasından sonra, onların almış oldukları miktarlarda büyük bir düşüş ortaya çıkmıştı. Onlar Kaysera-Filippi’ye vardıklarında, hazine bomboştu. Matta, İsa ve kardeşlerini bu türden bir zaman zarfında böyle bırakmaktan hiç hoşlanmamaktaydı ve, o, geçmişte birçok sefer yapmış olduğu gibi Yudas’a aktaracağı kendisine ait bir hazır kaynağa sahip değildi. Buna rağmen, Davud Zübeyde, gelirlerdeki bu olası azalmayı önceden görmüştü; ve, bunun uyarınca ileticilerine, Yudea, Samarya ve Celile’den geçerlerken, sürgündeki havariler ve onların Üstünlerine gönderilmek üzere bağışsal para toplayıcılar olarak hareket etmelerini istemişti. Ve, böylece, bu günün akşamı bu ileticiler, Dekapolis turneleri için yola çıkmak amacıyla hareketlerine geri dönemlerine kadar havarileri idare edecek yeterli kaynakları getiren bir biçimde Bethsayda’dan ulaştılar. Matta bu zaman zarfında Kapernaum’daki gayrimenkulünün son kalan kısmının satışından belirli bir miktar para beklemekteydi; ve, o çoktan, bu kaynakların isimsiz bir biçimde Yudas’a aktarılmasını ayarlamıştı.
1955 157:6.2 Neither Peter nor the other apostles had a very adequate conception of Jesus’ divinity. They little realized that this was the beginning of a new epoch in their Master’s career on earth, the time when the teacher-healer was becoming the newly conceived Messiah—the Son of God. From this time on a new note appeared in the Master’s message. Henceforth his one ideal of living was the revelation of the Father, while his one idea in teaching was to present to his universe the personification of that supreme wisdom which can only be comprehended by living it. He came that we all might have life and have it more abundantly.
2021 157:6.2 Ne Petrus ne de diğer havariler, İsa’nın kutsallığına dair oldukça yeterli bir düşünceye sahipti. Onlar, öğretmen-iyileştiricinin — Tanrı’nın Evladı olarak — yeni bir biçimde düşünülmekte olan Mesih haline geliş dönemi olarak, yeryüzü üzerindeki Üstün’ün sürecinde yeni bir çağın başlamakta olduğunun çok az farkına vardılar. Bu andan itibaren, Üstün’ün iletisinde yeni bir ilave ortaya çıkmıştı. Bundan böyle onun yaşamdaki bir ideali Yaratıcı’yı açığa çıkarmak iken, öğretisindeki bir düşüncesi, yalnızca onu yaşamak ile kavranılabilecek olan en üst düzeydeki bilgeliğin kişileşmiş hali olarak sahip olduğu evreni sunmaktı. O, hepimizin yaşama sahip olabilme imkânının bulunduğunu ve bundan çok daha fazlasını elimizde bulundurabileceğimizi bildirmek için gelmişti[18].
1955 157:6.3 Jesus now entered upon the fourth and last stage of his human life in the flesh. The first stage was that of his childhood, the years when he was only dimly conscious of his origin, nature, and destiny as a human being. The second stage was the increasingly self-conscious years of youth and advancing manhood, during which he came more clearly to comprehend his divine nature and human mission. This second stage ended with the experiences and revelations associated with his baptism. The third stage of the Master’s earth experience extended from the baptism through the years of his ministry as teacher and healer and up to this momentous hour of Peter’s confession at Caesarea-Philippi. This third period of his earth life embraced the times when his apostles and his immediate followers knew him as the Son of Man and regarded him as the Messiah. The fourth and last period of his earth career began here at Caesarea-Philippi and extended on to the crucifixion. This stage of his ministry was characterized by his acknowledgment of divinity and embraced the labors of his last year in the flesh. During the fourth period, while the majority of his followers still regarded him as the Messiah, he became known to the apostles as the Son of God. Peter’s confession marked the beginning of the new period of the more complete realization of the truth of his supreme ministry as a bestowal Son on Urantia and for an entire universe, and the recognition of that fact, at least hazily, by his chosen ambassadors.
2021 157:6.3 İsa bu aşamada, beden içindeki insan yaşamının dördüncü ve son aşamasına girmişti. İlk aşama, bir insan varlığı olarak kendi kökenine, doğasına ve nihai sonuna dair sadece hayal meyal bir bilince sahip olduğu yıllar olarak çocukluğuydu. İkinci aşama, kutsal doğası ve insan görevini daha açık bir biçimde kavramaya başladığı süreç olarak, gençliğe ve ilerleyen ergenliğe ait artan bir biçimde bilinçli hale gelmiş bulunduğu yıllardı. Üstün’ün yeryüzü deneyiminin üçüncü aşaması, vaftizinden başlayıp, öğretmen ve iyileştirici olarak hizmet yılları boyunca Petrus’un Kaysera-Filippi’deki o çok önemli anına kadar uzanmaktaydı. Yeryüzü yaşamının bu üçüncü dönemi, havarilerinin ve doğrudan takipçilerinin kendisini İnsan Evladı olarak bildiği ve Mesih olarak gördüğü zamanları içine almaktaydı. Yeryüzü sürecinin dördüncü ve son dönemi burada Kaysera-Filippi’de başlamış olup, çarmıha gerilişine kadar uzanmıştı. Hizmetinin bu aşaması, kutsallığının farkındalığı tarafından başlıca nitelenmiş olup, beden içindeki son yılının emeklerinden oluşmuştu. Dördüncü dönem boyunca, takipçilerinin büyük bir çoğunluğu hala kendisini Mesih olarak görürken, havariler tarafından Tanrı Evladı olarak bilinir hale gelmişti. Petrus’un itirafı, ve bu gerçekliğin, en azından çok kesin olmasa bile, İsa’nın seçilmiş elçileri tarafından tanınışı, Urantia üzerinde ve bir evrenin tamamı için bir bahşedilme evladı olarak yüce hizmetinin gerçekliğinin daha bütüncül farkındalığının yeni bir döneminin başlamakta oluşunu simgelemişti.
1955 157:6.4 Thus did Jesus exemplify in his life what he taught in his religion: the growth of the spiritual nature by the technique of living progress. He did not place emphasis, as did his later followers, upon the incessant struggle between the soul and the body. He rather taught that the spirit was easy victor over both and effective in the profitable reconciliation of much of this intellectual and instinctual warfare.
2021 157:6.4 Böylece İsa, dininde öğretmiş olduğu şeyi kendi yaşamı içinde örneklendirmişti: bu, ruhsal doğanın büyümesinin yaşayan ilerleme yönetimiyle gerçekleştirilişiydi. O, daha sonraki takipçilerinin gerçekleştirmiş olduğu gibi, ruh ve beden arasındaki sonu gelmez mücadele üzerinde vurguda bulunmamıştı. O bunun yerine; ruhaniyetin, hem ruhun hem de bedenin üzerinde kolay bir galip olduğunu ve bu ussal ve içgüdüsel olan savaşın büyük bir kısmının yararlı bir biçimde sonlandırılmasında etkili olduğunu öğretmişti.
1955 157:6.5 A new significance attaches to all of Jesus’ teachings from this point on. Before Caesarea-Philippi he presented the gospel of the kingdom as its master teacher. After Caesarea-Philippi he appeared not merely as a teacher but as the divine representative of the eternal Father, who is the center and circumference of this spiritual kingdom, and it was required that he do all this as a human being, the Son of Man.
2021 157:6.5 Yeni bir önem, bu aşamadan itibaren İsa’nın öğretilerinin tümüne eklenmekteydi. Kaysera-Filippi’den önce o, krallığın müjdesini onun üstün öğretmeni olarak sunmuştu. Kaysera-Filippi’den sonra o yalnızca bir öğretmen olarak değil aynı zamanda, bu krallığın merkezi ve çevresi olan ebedi Baba’nın kutsal temsilcisi olarak görünmekteydi; ve, onun bunların hepsini, İnsan Evladı olarak bir insan varlığı bütünlünde gerçekleştirmiş oluşunun bilinmesi şart koşulmaktaydı.
1955 157:6.6 Jesus had sincerely endeavored to lead his followers into the spiritual kingdom as a teacher, then as a teacher-healer, but they would not have it so. He well knew that his earth mission could not possibly fulfill the Messianic expectations of the Jewish people; the olden prophets had portrayed a Messiah which he could never be. He sought to establish the Father’s kingdom as the Son of Man, but his followers would not go forward in the adventure. Jesus, seeing this, then elected to meet his believers part way and in so doing prepared openly to assume the role of the bestowal Son of God.
2021 157:6.6 İsa içten bir biçimde, takipçilerini ruhsal krallığa önce bir öğretmen, daha sonra bir öğretmen-iyileştirici olarak yönlendirmeye çabalamıştı ancak, onun takipçileri bunu anlamamaktaydı. O oldukça iyi bir biçimde, yeryüzü görevinin Musevi insanlarının Mesihsel beklentilerini olası bir biçimde karşılamayacak oluşunu bilmekteydi; eskinin peygamberleri, onun hiçbir zaman olamayacağı bir Mesih’i tasvir etmişlerdi. O Baba’nın krallığını bir İnsan Evladı olarak kurmayı amaçlamıştı ancak, onun takipçileri bu serüvende kendisine katılmayacaktı. İsa, bunun görür halde, bunun sonrasında, inananlarının taleplerini kısmi olarak karşılamayı ve bunu gerçekleştirirken de açık bir biçimde Tanrı’nın bahşedilme Evladı görevini üstlenmeyi tercih etmişti.
1955 157:6.7 Accordingly, the apostles heard much that was new as Jesus talked to them this day in the garden. And some of these pronouncements sounded strange even to them. Among other startling announcements they listened to such as the following:
2021 157:6.7 Bu nedenle, havariler için, İsa’nın onlara bahçede bugün söylemiş oldukları şeyler yeniydi. Ve, bu duyurulardan bazıları bile onlara garip gelmişti. Diğer şaşırtıcı duyurular arasında onlar şu gibi şeyleri dinlemişlerdi:
1955 157:6.8 “From this time on, if any man would have fellowship with us, let him assume the obligations of sonship and follow me. And when I am no more with you, think not that the world will treat you better than it did your Master. If you love me, prepare to prove this affection by your willingness to make the supreme sacrifice.”
2021 157:6.8 “Bu zaman zarfından itibaren, insanlardan biri bizler ile birlikteliğe katılırlarsa, bu kişinin evlatlığın sorumluluklarını üstlenmesini ve beni takip etmesini isteyin[19]. Ve, ben artık sizler birlikte olmadığımda, bu dünyanın sizlere Üstününüzden daha iyi davranacağını düşünmeyin. Eğer sizler beni derinden seviyorsanız, bu şefkati olabilecek en yüksek fedakârlıkta bulunma isteğinizi göstererek ispat edin.”
1955 157:6.9 “And mark well my words: I have not come to call the righteous, but sinners. The Son of Man came not to be ministered to, but to minister and to bestow his life as the gift for all. I declare to you that I have come to seek and to save those who are lost.”
2021 157:6.9 “Ve, şu söylerimi iyi duyun: ben doğru olanları değil, günahkârları çağırmak için geldim[20]. İnsan Evladı kendisine hizmet edilsin diye gelmedi, hizmet etmek için ve yaşamını herkes için bir hediye olarak bahşetmek amacıyla geldi[21]. Sizlere duyuruyorum ki, ben kaybolmuş olanları aramak ve onları kurtarmak için gelmiş bulunuyorum[22].”
1955 157:6.10 “No man in this world now sees the Father except the Son who came forth from the Father. But if the Son be lifted up, he will draw all men to himself, and whosoever believes this truth of the combined nature of the Son shall be endowed with life that is more than age-abiding.”
2021 157:6.10 “Bu dünya içinde hiçbir kişi mevcut an içerisinde, Baba’dan gelmiş olan Evlat dışında Baba’yı görmemektedir[23]. Ancak, eğer Evlat göğe yükseltilecek olursa, o bütün insanları kendisine çekecektir; ve, her kim Evlat’ın bileşik doğasının taşıdığı bu gerçekliğe inanıyorsa, bir yaşamdan daha fazla sürecek olan hayat ile bahşedilecektir[24][25].”
1955 157:6.11 “We may not yet proclaim openly that the Son of Man is the Son of God, but it has been revealed to you; wherefore do I speak boldly to you concerning these mysteries. Though I stand before you in this physical presence, I came forth from God the Father. Before Abraham was, I am. I did come forth from the Father into this world as you have known me, and I declare to you that I must presently leave this world and return to the work of my Father.”
2021 157:6.11 “Bizler henüz açık bir biçimde İnsan Evladı’nın Tanrı Evladı olduğunu duyuramayız; ancak, bu sizlere açığa çıkarılmış haldedir; bu nedenle ben sizlere apaçık bir biçimde bu gizemler hakkında konuşmaktayım. Her ne kadar sizler önünde bu fiziksel mevcudiyet içinde bulunsam da, ben Baba Olan Tanrı’dan gelmekteyim. İbrahim yokken ben vardım[26]. Ben Baba’dan bu dünyaya sizlerin beni bildiğiniz halde geldim; ve, sizlere duyuruyorum ki, ben yakın bir zaman içinde bu dünyadan ayrılmak ve Babam’ın görevine geri dönmek zorundayım[27].”
1955 157:6.12 “And now can your faith comprehend the truth of these declarations in the face of my warning you that the Son of Man will not meet the expectations of your fathers as they conceived the Messiah? My kingdom is not of this world. Can you believe the truth about me in the face of the fact that, though the foxes have holes and the birds of heaven have nests, I have not where to lay my head?”
2021 157:6.12 “Ve, şimdi sizlerin inancı, İnsan Evladı’nın Mesih olarak düşündükleri haldeki atalarınızın beklentilerini karşılayamayacak oluşuna dair uyarım karşısında bu duyuruların gerçeğini kavrayabilecek mi? Benim krallığım bu dünyaya ait değildir[28]. Bana dair bu gerçekliğe, her ne kadar tilkiler kendilerine ait çukurlara ve göğün kuşları aynı şekilde yuvalara sahip olsa da, benim başımı sokacağım bir yerim olmayışı gerçeği karşısında inanabilecek misiniz?”[29]
1955 157:6.13 “Nevertheless, I tell you that the Father and I are one. He who has seen me has seen the Father. My Father is working with me in all these things, and he will never leave me alone in my mission, even as I will never forsake you when you presently go forth to proclaim this gospel throughout the world.
2021 157:6.13 “Yine de, ben sizlere Baba ve benim bir olduğumu söylüyorum[30]. Beni görmüş olan kişi Baba’yı görmüştür[31]. Babam tüm bunların hepsinde benimle beraber emek vermektedir; ve, o hiçbir zaman beni görevimde yalnız bırakmayacaktır, tıpkı benim sizleri, yakın bir zaman içinde dünya boyunca bu müjdeyi duyurmaya çıkarken yalnız bırakmayacağım gibi[32][33].
1955 157:6.14 “And now have I brought you apart with me and by yourselves for a little while that you may comprehend the glory, and grasp the grandeur, of the life to which I have called you: the faith-adventure of the establishment of my Father’s kingdom in the hearts of mankind, the building of my fellowship of living association with the souls of all who believe this gospel.”
2021 157:6.14 “Ve, şimdi ben sizleri kendimden ayırıp, sizleri şu çağırmış olduğum yaşamın ihtişamını kavramak ve onun görkemini anlamak için bir süreliğine sizler ile baş başa bırakıyorum: bu müjdeye inanan ruhların tümü ile yaşayan ilişkilemden oluşan benim birlikteliğimin inşası olarak, insanlığın kalplerinde Babamın krallığını kurmanın inanç serüvenine.”
1955 157:6.15 The apostles listened to these bold and startling statements in silence; they were stunned. And they dispersed in small groups to discuss and ponder the Master’s words. They had confessed that he was the Son of God, but they could not grasp the full meaning of what they had been led to do.
2021 157:6.15 Havariler bu cüretkâr ve şaşırtıcı ifadeleri sessizlik içerisinde dinledi; onlar şaşkınlıktan öylece kalakalmışlardı. Ve, onlar, Üstün’ün sözlerini tartışmak ve onlar üzerinde konuşmak için küçük topluluklar halinde dağılmışlardı. Onlar öncesinde, onun Tanrı’nın Evladı olduğunu itiraf etmişlerdi, ancak bu itiraflarının kendilerini hangi bütüncül anlama götürdüğünü kavrayamamışlardı.
7. ANDREW’S CONFERENCE
7. ANDREAS’IN KONUŞMASI
1955 157:7.1 That evening Andrew took it upon himself to hold a personal and searching conference with each of his brethren, and he had profitable and heartening talks with all of his associates except Judas Iscariot. Andrew had never enjoyed such intimate personal association with Judas as with the other apostles and therefore had not thought it of serious account that Judas never had freely and confidentially related himself to the head of the apostolic corps. But Andrew was now so worried by Judas’s attitude that, later on that night, after all the apostles were fast asleep, he sought out Jesus and presented his cause for anxiety to the Master. Said Jesus: “It is not amiss, Andrew, that you have come to me with this matter, but there is nothing more that we can do; only go on placing the utmost confidence in this apostle. And say nothing to his brethren concerning this talk with me.”
2021 157:7.1 O akşam Andreas, kardeşlerinin her biriyle kişisel ve irdeleyici bir görüşme düzenlemeyi kendisine görev biçti; ve, o, Yudas İskaryot dışında birlikteliklerinin tümüyle yararlı ve cesaretlendirici görüşmelerde bulundu. Andreas hiçbir zaman memnuniyet verici bir biçimde Yudas ile, diğer havariler ile gerçekleştirmiş olduğu türden kişisel ilişkilemi deneyimlememişti; ve, bu nedenle önceden beridir, Yudas’ın hâlihazırda hiçbir zaman özgür ve kendinden emin bir biçimde havarisel birliğin başı ile ilişkide bulunmamış olması nedeniyle onun hakkında çok az şey düşünmüştü. Ancak, Andreas bu aşamada, Yudas’un tutumu karşısında o kadar çok endişelenmişti ki, daha sonra o gece, havarilerin tümü uykularının derinlerinde iken, İsa’yı aramış ve endişe sebebini Üstün’e sunmuştu. İsa şunu söylemişti: “Bu hususta bana gelmiş olman şaşırtıcı bir şey değildir, Andreas; ancak, bizlerin bu konuda yapacak bir şeyi yok; yalnızca, bu havariye olabildiği kadar güveni beslemeye devam et. Ve, benimle gerçekleştirmiş olduğun konuşma hakkında kardeşlerine hiçbir şey bahsetme.”
1955 157:7.2 And that was all Andrew could elicit from Jesus. Always had there been some strangeness between this Judean and his Galilean brethren. Judas had been shocked by the death of John the Baptist, severely hurt by the Master’s rebukes on several occasions, disappointed when Jesus refused to be made king, humiliated when he fled from the Pharisees, chagrined when he refused to accept the challenge of the Pharisees for a sign, bewildered by the refusal of his Master to resort to manifestations of power, and now, more recently, depressed and sometimes dejected by an empty treasury. And Judas missed the stimulus of the multitudes.
2021 157:7.2 Ve, bu, Andreas’ın İsa’dan ağzından alabileceği şeylerin tümüydü. Öncesinde orada her zaman bu Yehudalı ile Celile kardeşleri arasında belirli bir düzeyde tuhaflık bulunmaktaydı. Yudas; Vaftizci Yahya’nın ölümünden büyük şaşkınlık duymuş, Üstün’ün birkaç seferki uyarısından ciddi biçimde alınmış, İsa kral yapılmayı reddedince hayal kırıklığına uğramış, İsa Ferisilerden kaçtığında onuru kırılmış, Ferisilerle mücadele etmeyi reddedişinin bir işaret olarak alınmasından utanç duymuş, Üstününün gücün dışavurumlarını reddedişi karşısında şaşkına dönmüş ve bu aşamada, oldukça yakın bir süre içinde gerçekleşmiş bir biçimde, boş bir hazine karşısında üzüntüye düşmüş ve zaman zaman ise umutsuzluğa kapılmıştı. Ve, Yudas kalabalıkların vermiş olduğu olumlu uyarımı özlemişti.
1955 157:7.3 Each of the other apostles was, in some and varying measure, likewise affected by these selfsame trials and tribulations, but they loved Jesus. At least they must have loved the Master more than did Judas, for they went through with him to the bitter end.
2021 157:7.3 Diğer havarilerin her biri, bir ölçüde ve değişen düzeylerde, tam da bu sınavlardan ve zorluklardan benzer bir biçimde etkilenmişti; ancak, onlar İsa’yı derinden sevmekteydi. En azından onlar Üstün’ü Yudas’dan daha fazla sevmiş olmalılar, zira onlar İsa ile sonuna kadar beraber yürüdüler.
1955 157:7.4 Being from Judea, Judas took personal offense at Jesus’ recent warning to the apostles to “beware the leaven of the Pharisees”; he was disposed to regard this statement as a veiled reference to himself. But the great mistake of Judas was: Time and again, when Jesus would send his apostles off by themselves to pray, Judas, instead of engaging in sincere communion with the spiritual forces of the universe, indulged in thoughts of human fear while he persisted in the entertainment of subtle doubts about the mission of Jesus as well as giving in to his unfortunate tendency to harbor feelings of revenge.
2021 157:7.4 Yehudalı olarak Yudas, İsa’nın “Ferisiler’in tuzaklarına dikkat edin” biçimindeki yakın zamanda gerçekleştirmiş olduğu uyarıdan kişisel olarak alınmıştı o bu ifadeyi, kendisine yapılmış üstü örtülü bir atıf oluşunu değerlendirme eğilimine sahipti[34]. Ancak, Yudas’ın büyük hatası şuydu: Sürekli bir biçimde, İsa havarilerini tek başına dua etmeye gönderdikleri zaman, Yudas, evrenin ruhsal kuvvetleri ile içten birlikteliğe katılma yerine, insan korkusunun ürünü olan düşüncelere kendini bırakmış olup, bir yandan da, intikam hislerine olan talihsiz eğilimine düşmeye ek olarak İsa’nın görevine dair ilk bakışta belirli olmayan, küçük ancak etkili kuşkuları aklından geçirmede kararlılık göstermişti.
1955 157:7.5 And now Jesus would take his apostles along with him to Mount Hermon, where he had appointed to inaugurate his fourth phase of earth ministry as the Son of God. Some of them were present at his baptism in the Jordan and had witnessed the beginning of his career as the Son of Man, and he desired that some of them should also be present to hear his authority for the assumption of the new and public role of a Son of God. Accordingly, on the morning of Friday, August 12, Jesus said to the twelve: “Lay in provisions and prepare yourselves for a journey to yonder mountain, where the spirit bids me go to be endowed for the finish of my work on earth. And I would take my brethren along that they may also be strengthened for the trying times of going with me through this experience.”
2021 157:7.5 Ve, bu aşamada İsa havarileri, Tanrı Evladı olarak yeryüzü hizmetinin dördüncü fazını başlatmaya karar vermiş olduğu Hermon Dağı’na beraberinde götürmek istemekteydi. Onlardan bazıları Kudüs’de bu vaftizde hazır bulunmuş olup, İnsan Evladı olarak onun sürecinin başlangıcına şahitlik etmişlerdi; ve, o, havarilerden bazılarının, bir Tanrı Evladı olarak yeni ve kamu görevini üstlenişi için onun karar yetkisini duymada da mevcut bulunmalarını arzulamıştı. Bunun uyarınca, 12 Ağustos’da, Cuma sabahı İsa on ikiliye: “Ruhaniyetin benden, yeryüzü üzerindeki görevimi bitirmek için bahşedileceğim yer olan şuradaki dağa hareket için detayları belirleyin ve kendinizi hazırlayın. Ve, ben, bu deneyim boyunca benimle birlikte yürümenin zorlayıcı zamanlarından geçip onların da güçlenebilmeleri için kardeşlerimi beraberimde almak istiyorum.”