İngilizce Urantia Kitabı, 2006'dan beri dünya çapında Kamu Malıdır.
Çeviriler: © 2021 Urantia Society of Greater New York
FIRST PREACHING TOUR OF GALILEE
CELILE’DEKI İLK DUYURU TURNESI
1955 146:0.1 THE first public preaching tour of Galilee began on Sunday, January 18, A.D. 28, and continued for about two months, ending with the return to Capernaum on March 17. On this tour Jesus and the twelve apostles, assisted by the former apostles of John, preached the gospel and baptized believers in Rimmon, Jotapata, Ramah, Zebulun, Iron, Gischala, Chorazin, Madon, Cana, Nain, and Endor. In these cities they tarried and taught, while in many other smaller towns they proclaimed the gospel of the kingdom as they passed through.
2021 146:0.1 CELİLE’DEKİ ilk kamu duyuru turnesi M.S. 28 yılında, Ocak’ın 18’inde, Pazar günü başlamış olup, Mart’ın 17’sinde Kapernaum’a olan geri dönüşle sonlanan bir biçimde, yaklaşık olarak iki ay boyunca devam etmişti. Bu turnede, Yahya’nın eski havarilerinin yardımı ile beraber, İsa ve on iki havari; Rimon, Yotapata, Ramah, Zebulun, İron, Gişhala, Çorazin, Madon, Kana, Nain, ve Endor’da müjdeyi duyurmuş ve inananları vaftiz etmişti. Bu şehirlerde onlar vakitlerini geçirmiş ve öğretide bulunmuşlarken, içlerinden geçmiş oldukları diğer birçok küçük kasabada da krallığın müjdesini duyurmuşlardı.
1955 146:0.2 This was the first time Jesus permitted his associates to preach without restraint. On this tour he cautioned them on only three occasions; he admonished them to remain away from Nazareth and to be discreet when passing through Capernaum and Tiberias. It was a source of great satisfaction to the apostles at last to feel they were at liberty to preach and teach without restriction, and they threw themselves into the work of preaching the gospel, ministering to the sick, and baptizing believers, with great earnestness and joy.
2021 146:0.2 Bu, İsa’nın birlikteliklerine herhangi bir sınırlama olmadan duyuruya izin verdiği ilk seferdi. Bu turnede de İsa onları yalnızca üç durum üzerinde uyarmıştı o kendilerini, Nasıra’dan uzak durmak ve Kapernaum ve Tiberya’dan geçerlerken dikkatli olmak konusunda uyarmıştı. Havariler için, en azından sınırsız bir biçimde duyurmada ve öğretide bulunmada özgür olduklarını hissetmek büyük bir memnuniyet kaynağıydı ve, onlar, müjdenin duyurulması, hastalara yardım edilmesi ve inananların vaftizi görevine büyük içtenlikle ve neşeyle atılmışlardı.
1. PREACHING AT RIMMON
1. RIMON’DAKI DUYURU
1955 146:1.1 The small city of Rimmon had once been dedicated to the worship of a Babylonian god of the air, Ramman. Many of the earlier Babylonian and later Zoroastrian teachings were still embraced in the beliefs of the Rimmonites; therefore did Jesus and the twenty-four devote much of their time to the task of making plain the difference between these older beliefs and the new gospel of the kingdom. Peter here preached one of the great sermons of his early career on “Aaron and the Golden Calf.”
2021 146:1.1 Rimon küçük şehri bir zamanlar, bir Babil hava tanrısı olan Raman’ın ibadetine adanmıştı. Birçok erken Babil ve sonraki Zerdüşt öğretileri hala, Rimon sakinlerinin inançlarını oluşturmaktaydı bu nedenle İsa ve yirmi dörtlü vakitlerinin büyük bir kısmını, bu eski inanışlar ile krallığın yeni müjdesi arasındaki farkı açık bir biçimde ortaya koymanın görevine adamışlardı. Petrus burada “Harun ve Altın Buzağı” isimli öncül kariyerinin muhteşem vaazlarından bir tanesini vermişti[1].
1955 146:1.2 Although many of the citizens of Rimmon became believers in Jesus’ teachings, they made great trouble for their brethren in later years. It is difficult to convert nature worshipers to the full fellowship of the adoration of a spiritual ideal during the short space of a single lifetime.
2021 146:1.2 Her ne kadar Rimon vatandaşlarının büyük bir kısmı İsa’nın öğretilerinin inananları haline gelmişse de, onlar kardeşleri için daha sonraki yıllarda büyük zorluklar çıkarmışlardı. Doğa inananlarını tek bir insan yaşamının kısa süreci içinde ruhsal bir ideale olan hayranlığın bütüncül birlikteliğine dönüştürmek zor bir şeydir.
1955 146:1.3 Many of the better of the Babylonian and Persian ideas of light and darkness, good and evil, time and eternity, were later incorporated in the doctrines of so-called Christianity, and their inclusion rendered the Christian teachings more immediately acceptable to the peoples of the Near East. In like manner, the inclusion of many of Plato’s theories of the ideal spirit or invisible patterns of all things visible and material, as later adapted by Philo to the Hebrew theology, made Paul’s Christian teachings more easy of acceptance by the western Greeks.
2021 146:1.3 Aydınlık karanlık, iyi kötü, zaman ve ebediyet olarak Babil ve Fars’ın daha iyi olan ideallerinin çoğu daha sonra, tarafınızdan adlandırıldığı biçimiyle Hıristiyanlık’ın savlarına katılmıştı ve, onların bu eklenişi Hıristiyanlığı Yakın Doğu’nun insanları için daha hâlihazırda kabul edilebilir nitelikte kıldı. Benzer bir şekilde, sonrasında Philon tarafından İbrani din-kuramına uyarlanmış olan, ideal ruhaniyete ve görünür ve maddi her şeyin görünür olmayan yöntemlere dair Plato’nun kuramlarından çoğunun katılımı Pavlus’un Hıristiyan öğretisinin batı Yunanlılar tarafından daha kolay bir biçimde kabul edilişini sağlamıştı.
1955 146:1.4 It was at Rimmon that Todan first heard the gospel of the kingdom, and he later carried this message into Mesopotamia and far beyond. He was among the first to preach the good news to those who dwelt beyond the Euphrates.
2021 146:1.4 Todan’ın ilk kez krallığın müjdesini duyması Rimon’da gerçekleşmiş olup, daha sonra kendisi bu iletiyi Mezopotamya’ya ve onun çok ötesine taşımıştı. O, Fırat’ın ötesinde ikamet etmiş olanlara haberleri duyurmuş ilk kişilerin arasında gelmişti.
2. AT JOTAPATA
2. YOTAPATA
1955 146:2.1 While the common people of Jotapata heard Jesus and his apostles gladly and many accepted the gospel of the kingdom, it was the discourse of Jesus to the twenty-four on the second evening of their sojourn in this small town that distinguishes the Jotapata mission. Nathaniel was confused in his mind about the Master’s teachings concerning prayer, thanksgiving, and worship, and in response to his question Jesus spoke at great length in further explanation of his teaching. Summarized in modern phraseology, this discourse may be presented as emphasizing the following points:
2021 146:2.1 Her ne kadar Yotapata’nın genel ahalisi İsa ve havarilerini mutlulukla duymuş ve onların birçoğu krallığın müjdesini kabul etmişken, Yotapata görevini diğerlerinden ayrı bir yere koyan şey, onların bu küçük kasabadaki konukluklarının ikinci gününde İsa’nın yirmi dörtlüye gerçekleştirmiş olduğu konuşmaydı. Nathanyel’in aklı, Üstün’ün duaya, şükretmeye ve ibadete dair öğretileri ile karışmış haldeydi; ve, onun sorusuna karşılık olarak İsa, öğretisinin ilave bir biçimde açıklanması için uzun bir konuşmada bulunmuştu. Çağdaş kavramsallaşmalar içinde özetlenmiş bir halde bu söyleşi, şu noktaların altını çizen bir şekilde sunulabilir:
1955 146:2.2 1. The conscious and persistent regard for iniquity in the heart of man gradually destroys the prayer connection of the human soul with the spirit circuits of communication between man and his Maker. Naturally God hears the petition of his child, but when the human heart deliberately and persistently harbors the concepts of iniquity, there gradually ensues the loss of personal communion between the earth child and his heavenly Father.
2021 146:2.2 1. İnsan kalbi içinde haksızlığı bilinçli ve kararlı bir biçimde tercih etmek kademeli bir şekilde, insan ve onun Yapıcısı arasında var olan iletişimin ruhaniyet devrelerine insan ruhunun bağlanışını ortadan kaldırmaktadır[2]. Tabii ki Tanrı evladının arzusunu duymaktadır; ancak, insan kalbi bilinçli ve kararlı bir biçimde haksızlığın kavramsallaşmalarına sığındığında, orada kademeli olarak, yeryüzü evladı ve onun cennetsel Babası arasında bulunan kişisel birlikteliğin kaybı gerçekleşmektedir.
1955 146:2.3 2. That prayer which is inconsistent with the known and established laws of God is an abomination to the Paradise Deities. If man will not listen to the Gods as they speak to their creation in the laws of spirit, mind, and matter, the very act of such deliberate and conscious disdain by the creature turns the ears of spirit personalities away from hearing the personal petitions of such lawless and disobedient mortals. Jesus quoted to his apostles from the Prophet Zechariah: “But they refused to hearken and pulled away the shoulder and stopped their ears that they should not hear. Yes, they made their hearts adamant like a stone, lest they should hear my law and the words which I sent by my spirit through the prophets; therefore did the results of their evil thinking come as a great wrath upon their guilty heads. And so it came to pass that they cried for mercy, but there was no ear open to hear.” And then Jesus quoted the proverb of the wise man who said: “He who turns away his ear from hearing the divine law, even his prayer shall be an abomination.”
2021 146:2.3 2. Tanrı’nın bilinen ve istikrar içindeki kanunları ile bağdaşmayan dua, Cennet İlahiyatları için oldukça itici nitelikte bir şeydir. Eğer insan, yaratanlarına ruhaniyetin kanunları içinde konuşurken Tanrıları dinlemezlerse, yaratılmış tarafından gerçekleştirilen tam da bu türden kasti ve bilinç dâhilindeki önemsiz görüş eylemi ruhaniyet kişiliklerinin kulaklarını bu gibi kanunsuz ve itaatkâr olmayan fanilerin kişisel taleplerini duymaktan çevirecektir. İsa havarilerine, Tanrı-elçisi Zekeriya’dan şu alıntıda bulunmuştu: ‘Ancak onlar can kulağıyla dinlemeyi reddetmiş, omuzlarını dönmüş ve duymamak için kulaklarını kapamıştır. Evet, onlar kalplerini bir taş kadar kararlı kılmıştır, benim kanunumu ve ruhaniyetim vasıtasıyla peygamberler boyunca göndermiş olduğum sözleri duymamak için; bu nedenle, onların kötü düşüncelerinin sonuçları, suçlu başlarına büyük bir gazap getirdi. Ve, öyle bir zaman geldi ki, onlar benim merhametin için haykırdı, ancak onu duyacak hiçbir hazır kulak kalmamıştı[3].” Ve, bunun sonrasında İsa şunu söylemiş olan bilge bir adamın güzel sözüne atıfta bulunmuştu: “Kutsal yasayı duymadan her kim kulağını çevirirse, onun duası bile oldukça itici bir şey olacaktır[4].”
1955 146:2.4 3. By opening the human end of the channel of the God-man communication, mortals make immediately available the ever-flowing stream of divine ministry to the creatures of the worlds. When man hears God’s spirit speak within the human heart, inherent in such an experience is the fact that God simultaneously hears that man’s prayer. Even the forgiveness of sin operates in this same unerring fashion. The Father in heaven has forgiven you even before you have thought to ask him, but such forgiveness is not available in your personal religious experience until such a time as you forgive your fellow men. God’s forgiveness in fact is not conditioned upon your forgiving your fellows, but in experience it is exactly so conditioned. And this fact of the synchrony of divine and human forgiveness was thus recognized and linked together in the prayer which Jesus taught the apostles.
2021 146:2.4 3. Tanrı-insan iletişim kanalının insan ucunun açılmasıyla, faniler anında dünyaların yaratılmışlarına, kutsal hizmetin sürekli akmakta olan nehrini kullanılabilir kılarlar. İnsan, insan kalbi içinde Tanrı’nın ruhaniyetinin konuşmasını duyduğunda, bu türden bir deneyim içinde içkin olarak, Tanrı’nın eş zamanlı bir biçimde insanın duasını duyuşunun gerçekliği bulunmaktadır. Günahın bağışlanması bile bu aynı, hiç değişmez biçimde gerçekleşir[5]. Cennet içindeki Baba, ona sormayı düşünmenizden önce bile sizleri atfetmiş halde bulunur; ancak, bu türden bağışlama, akran insanlarını bağışladığınız türden bir zamana kadar kişisel nitelikteki dini deneyiminizde tarafınıza sunulmuş bir konumda bulunmamaktadır. Tanrı’nın bağışlaması gerçeklik olarak, akranlarınızı bağışlamanıza bağlı olan bir şey değildir; ancak, deneyim olarak, o tam da bu şekilde koşullu haldedir. Ve, kutsal ve insan bağışlamasının bu eş uyumluluğu gerçeği, İsa’nın havarilerine öğretmiş olduğu dua içinde bu şekilde tanınmış ve ilişkilendirilmiş konumda bulunmuştur.
1955 146:2.5 4. There is a basic law of justice in the universe which mercy is powerless to circumvent. The unselfish glories of Paradise are not possible of reception by a thoroughly selfish creature of the realms of time and space. Even the infinite love of God cannot force the salvation of eternal survival upon any mortal creature who does not choose to survive. Mercy has great latitude of bestowal, but, after all, there are mandates of justice which even love combined with mercy cannot effectively abrogate. Again Jesus quoted from the Hebrew scriptures: “I have called and you refused to hear; I stretched out my hand, but no man regarded. You have set at naught all my counsel, and you have rejected my reproof, and because of this rebellious attitude it becomes inevitable that you shall call upon me and fail to receive an answer. Having rejected the way of life, you may seek me diligently in your times of suffering, but you will not find me.”
2021 146:2.5 4. Kâinat içinde, bağışlamanın bir şekilde etrafından dolanmada güçsüz olduğu temel bir adalet yasası bulunmaktadır. Cennetin bencil olmayan ihtişamlarının, zaman ve mekânın âlemlerine ait tamamiyle bencil olan bir yaratılış tarafından alınması mümkün değildir. Tanrı’nın sınırsız olan derin sevgisi bile, varlığı ebedi bir biçimde sürdürebilmeye ait kurtuluşu var kalabilmeyi tercih etmeyen herhangi bir fani yaratılmış üzerine zorla dayatamaz. Bağışlama, bahşedilmenin çok büyük üst derecelere sahiptir; ancak, son kertede, orada, bağışlama ile bir araya gelmiş derin sevginin bile etkin bir biçimde yürürlükten kaldıramayacağı adalete ait yükümlülükler bulunmaktadır. Tekrar İsa İbrani yazıtlarından bir alıntıda bulunmuştu: “Ben seni çağırdım ve sen duymayı reddettin; ben elimi uzattım ama kimse onu düşünmedi. Siz tavsiyemi tamamiyle görmezden geldiniz ve benim uyarımı elinin tersiyle ittiniz; ve, bu isyankâr tutum nedeniyle sizlerin beni çağırması ve bir cevap alamayışı kaçınılmaz hale gelmektedir. Yaşamın yolunu reddetmiş olarak sizler, ızdırap dönemlerinizde beni kararlı bir biçimde arayabilirsiniz; ancak, sizler beni bulamayacaksınız[6].”
1955 146:2.6 5. They who would receive mercy must show mercy; judge not that you be not judged. With the spirit with which you judge others you also shall be judged. Mercy does not wholly abrogate universe fairness. In the end it will prove true: “Whoso stops his ears to the cry of the poor, he also shall some day cry for help, and no one will hear him.” The sincerity of any prayer is the assurance of its being heard; the spiritual wisdom and universe consistency of any petition is the determiner of the time, manner, and degree of the answer. A wise father does not literally answer the foolish prayers of his ignorant and inexperienced children, albeit the children may derive much pleasure and real soul satisfaction from the making of such absurd petitions.
2021 146:2.6 5. Bağışlamayı alacak olanlar bağışlama göstermek zorundadırlar; yargılanmak istemiyorsan yargılama[7]. Sen, diğerlerini yargıladığın ruhaniyetin tam da kendisiyle ileride yargılanacaksın. Bağışlama evren hakkaniyetini bütünüyle yürürlükten kaldırmamaktadır. Sonunda şu doğru çıkacaktır: “Her kim kulaklarını fakirin çığlığına kapatırsa, o aynı zamanda bir gün yardım için çığlıkta bulunacak; ve, onu hiç kimse duymayacak[8].” Herhangi bir duanın içtenliği, onun duyulma kesinliğinde yatmaktadır; herhangi bir talebin ruhsal bilgeliği ve evrensel tutarlılığı, onun cevabının zamanını, biçimini ve düzeyini belirlemektedir. Bilge bir baba, her ne kadar çocuklar saçma taleplerde bulunmaktan fazlasıyla keyif ve gerçek ruh tatminini elde edecek olsalar da, bilgisiz ve deneyimsiz çocuklarının budalaca isteklerine kelimenin tam anlamıyla cevapta bulunmamaktadır.
1955 146:2.7 6. When you have become wholly dedicated to the doing of the will of the Father in heaven, the answer to all your petitions will be forthcoming because your prayers will be in full accordance with the Father’s will, and the Father’s will is ever manifest throughout his vast universe. What the true son desires and the infinite Father wills IS. Such a prayer cannot remain unanswered, and no other sort of petition can possibly be fully answered.
2021 146:2.7 6. Cennet içindeki Yaratıcı’nın iradesini gerçekleştirmeye tamamiyle adamış olduğunuz zaman, tüm arzularınıza cevap yola çıkmış olacaktır çünkü böyle bir anda sizlerin duaları tamamiyle Yaratıcı’nın iradesi ile uyum içinde olacak ve Yaratıcı’nın iradesi onun uçsuz bucaksız kâinatı boyunca sürekli bir şekilde dışa vurulmuş nitelikte bulunacaktır[9]. Gerçek evladın arzuladığı ve sınırsız Yaratıcı’nın irade ettiği şey VAR KILINIR. Bu türden dua cevaplanmamış halde kalmaz, ve talebin başka herhangi bir türüne hiçbir şekilde bütünüyle karşılık verilemez.
1955 146:2.8 7. The cry of the righteous is the faith act of the child of God which opens the door of the Father’s storehouse of goodness, truth, and mercy, and these good gifts have long been in waiting for the son’s approach and personal appropriation. Prayer does not change the divine attitude toward man, but it does change man’s attitude toward the changeless Father. The motive of the prayer gives it right of way to the divine ear, not the social, economic, or outward religious status of the one who prays.
2021 146:2.8 7. Doğruluk çığlığı Yaratıcı’nın iyilik, gerçeklik ve bağışlamasının hangar kapılarını Tanrı’nın çocuğuna açan inanç eylemidir; ve, bu iyi hediyeler hâlihazırda uzunca bir süredir, evladın yakınlaşmasını ve kişisel iyeliğini beklemektedir. Dua, insana olan kutsal tutumu değiştirmemektedir; ancak, o, insanın değişmez Yaratıcı’ya olan tutumunu değiştirmektedir. Dua’nın arkasındaki güdü doğru bir biçimde kutsal kulağa ulaşmasını sağlamaktadır; duayı edenin toplumsal, ekonomik veya dışa doğru olan dini düzeyi değil.
1955 146:2.9 8. Prayer may not be employed to avoid the delays of time or to transcend the handicaps of space. Prayer is not designed as a technique for aggrandizing self or for gaining unfair advantage over one’s fellows. A thoroughly selfish soul cannot pray in the true sense of the word. Said Jesus: “Let your supreme delight be in the character of God, and he shall surely give you the sincere desires of your heart.” “Commit your way to the Lord; trust in him, and he will act.” “For the Lord hears the cry of the needy, and he will regard the prayer of the destitute.”
2021 146:2.9 8. Dua, zamanın gecikmelerinden kaçınmak veya mekânın kısıtlılıklarının ötesine geçmek için kullanılmamalıdır. Dua, benliği büyütmek veya bir insanın akranları karşısında kendi için haksız kazanç elde etmek amacıyla tasarlanmış bir yöntem değildir. Tamamiyle bencil olan bir ruh, kelimenin gerçek anlamıyla dua edemez. Şunu söylemişti İsa: “Sizlerin duyacağınız en yüksek beğeni Tanrı’nın karakterinde olsun ve o size kesin bir biçimde kalbinizin içten arzularınızı verecektir[10].” “Yolunuzu Tanrı’ya adayın; ona güvenin, ve o gerekeni yapacaktır[11].” “Zira Koruyucu ihtiyaç duyanın çığlığını duymakta olup, yoksulun duasını görecektir[12].”
1955 146:2.10 9. “I have come forth from the Father; if, therefore, you are ever in doubt as to what you would ask of the Father, ask in my name, and I will present your petition in accordance with your real needs and desires and in accordance with my Father’s will.” Guard against the great danger of becoming self-centered in your prayers. Avoid praying much for yourself; pray more for the spiritual progress of your brethren. Avoid materialistic praying; pray in the spirit and for the abundance of the gifts of the spirit.
2021 146:2.10 9. “Ben Yaratıcı’dan ayrılarak geldim; bu nedenle, Yaratıcı’dan neyi talep edeceğinize dair bir kez bile olsun bir şüphe içinde bulunacak olursanız, ben, gerçek ihtiyaçlarınız ve arzuların uyarınca ve Babam’ın iradesi doğrultusunda sizlerin taleplerini sunacağım.” Dualarınızda benmerkezci hale gelmenin büyük tehlikesine karşı kendinizi koruyun; daha çok kardeşlerinizin ruhsal ilerleyişi için dua edin. Maddi duadan kaçının; ruhaniyet içinde ve ruhaniyetin hediyelerinin bolluğu için dua edin.[13]
1955 146:2.11 10. When you pray for the sick and afflicted, do not expect that your petitions will take the place of loving and intelligent ministry to the necessities of these afflicted ones. Pray for the welfare of your families, friends, and fellows, but especially pray for those who curse you, and make loving petitions for those who persecute you. “But when to pray, I will not say. Only the spirit that dwells within you may move you to the utterance of those petitions which are expressive of your inner relationship with the Father of spirits.”
2021 146:2.11 10. Hasta ve sıkıntı içindekiler için dua ettiğiniz zaman, taleplerinizin bu sıkıntı içinde bulunanların ihtiyaçlarına olacak sevgi dolu ve ussal hizmetin yerini alacağını beklemeyin. Ailelerinizin, arkadaşlarınızın ve akranlarınızın refahı için dua edin; ancak, özellikle, sizleri lanetlemiş olanlar için dua edin, ve sizleri idam edenler için sevgi dolu isteklerde bulunun[14]. “Ancak, dua edileceği zaman, ben konuşmayacağım. Ancak, sizlerin içinde ikamet etmekte olan ruhaniyet, ruhaniyetlerin Babası ile olan içsel ilişkinizin ifadesi olan bu arzuları dile getirmeye sizleri itebilir[15].”
1955 146:2.12 11. Many resort to prayer only when in trouble. Such a practice is thoughtless and misleading. True, you do well to pray when harassed, but you should also be mindful to speak as a son to your Father even when all goes well with your soul. Let your real petitions always be in secret. Do not let men hear your personal prayers. Prayers of thanksgiving are appropriate for groups of worshipers, but the prayer of the soul is a personal matter. There is but one form of prayer which is appropriate for all God’s children, and that is: “Nevertheless, your will be done.”
2021 146:2.12 11. Birçok kişi, sorun içinde bulunduğu zaman duaya başvurmaktadır. Bu türden bir davranış düşüncesiz ve yanlış yönlendirici niteliktedir. Gerçektir ki, rahatsız edildiğinizde dua ederek iyi bir şey yapmaktasınız; ancak, sizler aynı zamanda, ruhunuzda her şey yolunda giderken bile Babanızla bir evlat olarak konuşmayı göz önünde bulundurmalısınız. Gerçek taleplerinizin her zaman bir sır içinde kalmasına özen gösterin[16]. İnsanların sizlerin kişisel dualarınızı duymasına izin vermeyin. Şükür duaları, ibadet edenlerin toplulukları için yerinde bir şeydir; ancak, ruhun duası kişisel bir husustur. Tanrı’nın tüm çocukları için yerinde olan yalnızca tek bir dua türü vardır, ve o: “Her ne olursa olsun, senin iraden yerine gelecektir.”
1955 146:2.13 12. All believers in this gospel should pray sincerely for the extension of the kingdom of heaven. Of all the prayers of the Hebrew scriptures he commented most approvingly on the petition of the Psalmist: “Create in me a clean heart, O God, and renew a right spirit within me. Purge me from secret sins and keep back your servant from presumptuous transgression.” Jesus commented at great length on the relation of prayer to careless and offending speech, quoting: “Set a watch, O Lord, before my mouth; keep the door of my lips.” “The human tongue,” said Jesus, “is a member which few men can tame, but the spirit within can transform this unruly member into a kindly voice of tolerance and an inspiring minister of mercy.”
2021 146:2.13 12. Bu müjdeye inananların hepsi, cennetin krallığının genişlemesi için içten bir biçimde dua etmelidir. İbrani yazıtları içindeki tüm duaların içinde İsa’nın en olumlayıcı bir biçimde yorumlamış olduğu talep Mezmurcu’nun talebidir: “Ben içinde temiz bir kalp yarat, Ey Tanrım, ve içimde doğru bir ruhaniyeti yenile. Beni gizli günahlarımdan arındır ve senin bu hizmetkârını cüretkâr ihlalden uzak tut[17].” İsa, şuna alıntıda bulunan bir biçimde, dua ile dikkatsiz ve kırıcı bir konuşma arasında bulunan ilişki üzerinde etraflıca bir yorumda bulunmuştu: “Dilimi gözet, Ey Koruyucum; dudaklarımın kapısını tut[18].” “İnsan dili” demişti İsa “çok az kişinin boyunduruğu altına alabileceği bir beden parçasıdır; ancak, insan içindeki ruhaniyet bedenin bu güvenilmez üyesini hoşgörünün iyi niyetli bir sesine ve merhametin ilham verici bir hizmetkârına dönüştürebilir[19].”
1955 146:2.14 13. Jesus taught that the prayer for divine guidance over the pathway of earthly life was next in importance to the petition for a knowledge of the Father’s will. In reality this means a prayer for divine wisdom. Jesus never taught that human knowledge and special skill could be gained by prayer. But he did teach that prayer is a factor in the enlargement of one’s capacity to receive the presence of the divine spirit. When Jesus taught his associates to pray in the spirit and in truth, he explained that he referred to praying sincerely and in accordance with one’s enlightenment, to praying wholeheartedly and intelligently, earnestly and steadfastly.
2021 146:2.14 13. İsa önem bakımından, yeryüzü yaşamının gidişatı için kutsal rehberlik amacıyla edilen duanın Yaratıcı’nın iradesine dair bir şeyi öğrenme talebinden hemen sonra geldiğini öğretmişti. Özünde bu, kutsal bilgelik için bir dua anlamına gelmektedir. İsa hiçbir zaman, dua tarafından insan bilgisinin ve özel yeteneğin kazanılabileceğini öğretmemişti. Ancak, o, duanın, kutsal ruhaniyetin mevcudiyetini almak için bir kişinin yetisini arttırmada bir etken olduğunu öğretmişti. İsa birlikteliklerine ruhaniyet ve gerçeklik içinde dua etmeyi öğrettiğinde, dürüst ve inançlı bir şekilde, tüm samimiyetle ve ussal bir biçimde gerçekleştirilir haldeki içtenlikle ve kişinin aydınlanması uyarınca dua etmeyi kastetmiş olduğunu açıklamıştı[20].
1955 146:2.15 14. Jesus warned his followers against thinking that their prayers would be rendered more efficacious by ornate repetitions, eloquent phraseology, fasting, penance, or sacrifices. But he did exhort his believers to employ prayer as a means of leading up through thanksgiving to true worship. Jesus deplored that so little of the spirit of thanksgiving was to be found in the prayers and worship of his followers. He quoted from the Scriptures on this occasion, saying: “It is a good thing to give thanks to the Lord and to sing praises to the name of the Most High, to acknowledge his loving-kindness every morning and his faithfulness every night, for God has made me glad through his work. In everything I will give thanks according to the will of God.”
2021 146:2.15 14. İsa takipçilerini; süslü tekerlemelerde, etkileyici ifadelerde, oruç tutmada, tövbekârlıkta veya feda vermelerde bulunarak dualarının daha etkili kılındığı düşüncesine karşı uyarmıştı[21]. Ancak, güçlü bir biçimde o takipçilerinden, duayı şükür vasıtasıyla gerçek ibadete götüren bir biçimde kullanmalarını istemişti. İsa, takipçilerinin dualarında ve ibadetlerinde şükür tutumunun çok azının bulunmasından büyük üzüntü duymuştu. O bu hususta, şunu söyleyen bir biçimde, Yazıtlar’a alıntıda bulunmuştu: “Koruyucu’ya teşekkür etmek ve En Yüksek’in ismine övgü şarkıları söylemek, her sabah onun sevgi dolu iyiliğini ve her akşam doğruluğunu tanımak iyi bir şeydir; zira Tanrı beni, yaptıkları şeylerle mutlu kılmıştır. Her şey de ben ona, Tanrı’nın iradesi uyarınca teşekkür edeceğim[22].”
1955 146:2.16 15. And then Jesus said: “Be not constantly overanxious about your common needs. Be not apprehensive concerning the problems of your earthly existence, but in all these things by prayer and supplication, with the spirit of sincere thanksgiving, let your needs be spread out before your Father who is in heaven.” Then he quoted from the Scriptures: “I will praise the name of God with a song and will magnify him with thanksgiving. And this will please the Lord better than the sacrifice of an ox or bullock with horns and hoofs.”
2021 146:2.16 15. Ve, bunun sonrasında İsa: “Sıradan ihtiyaçlarınız hususunda sürekli endişe duyar halde olmayın. Yeryüzüsel mevcudiyetinize ait sorunlar ile ilgili evhamlı olmayın; ancak, tüm bu durumlarda ihtiyaçlarınızı, dua ve alçakgönüllü talep vasıtasıyla, içten şükür tutumu ile beraber, cennet içinde olan Babanız önüne serin[23].” Bunun sonrasında kendisi Yazıtlardan şu alıntıyı yapmıştı: “Ben Tanrı’nın ismini bir şarkı ile öveceğim ve onu şükürle yücelteceğim. Ve, bu Koruyucuyu, boynuzları ve toynaklarıyla birlikte bir öküzü veya tosunu kurban vermekten daha çok memnun edecektir[24].”
1955 146:2.17 16. Jesus taught his followers that, when they had made their prayers to the Father, they should remain for a time in silent receptivity to afford the indwelling spirit the better opportunity to speak to the listening soul. The spirit of the Father speaks best to man when the human mind is in an attitude of true worship. We worship God by the aid of the Father’s indwelling spirit and by the illumination of the human mind through the ministry of truth. Worship, taught Jesus, makes one increasingly like the being who is worshiped. Worship is a transforming experience whereby the finite gradually approaches and ultimately attains the presence of the Infinite.
2021 146:2.17 16. İsa takipçilerine; Baba’ya dua ettikleri zaman, ikamet eden ruhaniyetin dinlemekte olan ruhla konuşmasının daha iyi olanağını sunmak için bir süre sessiz algı içinde kalmalarını öğretmişti. Babanın ruhaniyeti insanla en iyi, insan aklı gerçek ibadetin bir tutumu içinde bulunduğu zaman konuşmaktadır. Bizler Tanrı’ya, Yaratıcı’nın ikamet eden ruhaniyetinin yardımıyla ve gerçekliğin hizmeti vasıtasıyla olan insan aklının aydınlanmasıyla ibadet etmekteyiz. İbadet, öğretti İsa, bir kişiyi artan bir biçimde ibadet edilen haline getirmektedir. İbadet, aracılığı ile sınırlı olanın kademeli bir biçimde Sınırsız’ın mevcudiyetine yaklaştığı ve nihai olarak ona eriştiği dönüştürücü bir deneyimdir.
1955 146:2.18 And many other truths did Jesus tell his apostles about man’s communion with God, but not many of them could fully encompass his teaching.
2021 146:2.18 Ve, İsa havarilerine, insanın Tanrı ile olan birlikteliğine dair başka birçok gerçekliği söylemişti; ancak, onların çoğu kendisinin öğretisini bütünüyle anlayamamıştı.
3. THE STOP AT RAMAH
3. RAMAH’DAKI DURAK
1955 146:3.1 At Ramah Jesus had the memorable discussion with the aged Greek philosopher who taught that science and philosophy were sufficient to satisfy the needs of human experience. Jesus listened with patience and sympathy to this Greek teacher, allowing the truth of many things he said but pointing out that, when he was through, he had failed in his discussion of human existence to explain “whence, why, and whither,” and added: “Where you leave off, we begin. Religion is a revelation to man’s soul dealing with spiritual realities which the mind alone could never discover or fully fathom. Intellectual strivings may reveal the facts of life, but the gospel of the kingdom unfolds the truths of being. You have discussed the material shadows of truth; will you now listen while I tell you about the eternal and spiritual realities which cast these transient time shadows of the material facts of mortal existence?” For more than an hour Jesus taught this Greek the saving truths of the gospel of the kingdom. The old philosopher was susceptible to the Master’s mode of approach, and being sincerely honest of heart, he quickly believed this gospel of salvation.
2021 146:3.1 Ramah’da İsa, bilim ve felsefenin insan deneyiminin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli olduğunu öğreten yaşlı bir Yunan filozofu ile dikkate değer bir konuşmada bulunmuştu. İsa, söylemiş olduğu birçok şeyin taşıdığı doğruluğu onaylayan bir biçimde bu Yunan öğretmenini sabırla ve anlayışla dinlemişti; ancak, İsa kendisine, insan mevcudiyetine dair konuşmasının tamamı boyunca onun “nereden, neden ve nereye” sorularını açıklamada başarısız olduğuna işaret etmiş ve şunu eklemişti: “Senin bıraktığın yerde bizler başlamaktayız. Din; insan ruhunun, aklın tek başına hiçbir zaman keşfedemeyeceği veya bütünüyle kavrayamayacağı nitelikteki ruhsal gerçeklikler ile olan ilişkisine ait bir açığa çıkarılıştır. Ussal uğraşlar, yaşama ait gerçekleri açığa çıkarabilir; ancak, krallığın müjdesi, varlığa ait gerçeklikleri bilinir hale getirmektedir. Sen, gerçekliğe ait maddi gölgeler hakkında konuştun; şimdi sen, fani mevcudiyetin maddi gerçeklerine ait bu zamansal nitelikteki geçici gölgeleri yaratan ebedi ve ruhsal gerçekliklerden bahsederken beni dinleyecek misin?” Bir saatten daha fazla bir süre boyunca İsa bu Yunanlıya, krallığın müjdesine ait kurtarıcı gerçeklikleri öğretti. Yaşlı filozof Üstün’ün yaklaşım biçiminden etkilenmiş olup, tamamiyle dürüst bir kalpte olan bir şekilde kurtuluşun bu müjdesine çabucak inanmıştı.
1955 146:3.2 The apostles were a bit disconcerted by the open manner of Jesus’ assent to many of the Greek’s propositions, but Jesus afterward privately said to them: “My children, marvel not that I was tolerant of the Greek’s philosophy. True and genuine inward certainty does not in the least fear outward analysis, nor does truth resent honest criticism. You should never forget that intolerance is the mask covering up the entertainment of secret doubts as to the trueness of one’s belief. No man is at any time disturbed by his neighbor’s attitude when he has perfect confidence in the truth of that which he wholeheartedly believes. Courage is the confidence of thoroughgoing honesty about those things which one professes to believe. Sincere men are unafraid of the critical examination of their true convictions and noble ideals.”
2021 146:3.2 Havariler, Yunanlı’nın varsayımının birçoğuna İsa’nın açık bir biçimde onay verişi karşısında bir az da olsun şaşkınlığa uğramıştı ancak, İsa daha sonrasında kendilerine özel olarak şunları söylemişti: “Çocuklarım, Yunanlı’nın felsefesini hoş görmeme şaşırmayın. İçsel olan gerçek ve içten kendinden eminlik dışa doğru yapılacak olan irdeleyişten hiçbir biçimde korkmaz; ne de gerçeklik, dürüst eleştiriciye kin tutar. Sizler, hoşgörüsüzlüğün; bir kişinin, sahip olduğu inanışın gerçekliğine dair gizli kuşkular besleyişini kapatan maske olduğunu hiçbir zaman unutmamalısınız. Tüm kalbiyle inanmış olduğu gerçekliğe kusursuz güveni duyan hiçbir kişi hiçbir zaman komşusunun tutumdan rahatsız duymaz. Cesaret, bir kişinin inancını ilan ettiği şeylere olan bütüncül dürüstlüğünün taşıdığı kendinden eminliktir. İçten insanlar, gerçek yargıları ve soylu ideallerinin eleştirel bir biçimde irdelenmesinden korkmazlar.”
1955 146:3.3 On the second evening at Ramah, Thomas asked Jesus this question: “Master, how can a new believer in your teaching really know, really be certain, about the truth of this gospel of the kingdom?”
2021 146:3.3 Ramah’daki ikinci akşam, Tomas İsa’ya şu soruyu sormuştu: “Üstünümüz, nasıl olur da senin öğretinin yeni bir inananı, krallığın bu müjdesinin taşımış olduğu gerçekliği gerçekten bilebilir, ondan gerçekten emin olabilir?”
1955 146:3.4 And Jesus said to Thomas: “Your assurance that you have entered into the kingdom family of the Father, and that you will eternally survive with the children of the kingdom, is wholly a matter of personal experience—faith in the word of truth. Spiritual assurance is the equivalent of your personal religious experience in the eternal realities of divine truth and is otherwise equal to your intelligent understanding of truth realities plus your spiritual faith and minus your honest doubts.
2021 146:3.4 Ve, İsa Tomas’a şunu söylemişti: “Sizlerin, Baba’nın krallık ailesine girişinize ve krallık çocukları ile birlikte ebedi olarak kurtuluşa erişeceğinize dair duymuş olduğunuz güvence tamamiyle bir kişisel deneyim meselesidir — kelimenin gerçek anlamıyla, inançtır. Ruhsal güvence; kutsal gerçekliğin ebedi mevcudiyetleri içindeki kişisel nitelikteki dini deneyiminize denk olup, bir başka açıdan, ruhsal inancınıza ek ve dürüst kuşkularınızdan eksik olarak gerçekliğe dair ussal anlayışınıza eşittir.
1955 146:3.5 “The Son is naturally endowed with the life of the Father. Having been endowed with the living spirit of the Father, you are therefore sons of God. You survive your life in the material world of the flesh because you are identified with the Father’s living spirit, the gift of eternal life. Many, indeed, had this life before I came forth from the Father, and many more have received this spirit because they believed my word; but I declare that, when I return to the Father, he will send his spirit into the hearts of all men.
2021 146:3.5 “Evlat doğal olan bir içkinlikte Baba’nın yaşamı ile bahşedilmiş konumdadır. Baba’nın yaşayan ruhaniyetine bahşedilmiş bir biçimde sizler böylelikle Tanrı’nın evlatlarısınızdır. Sizler, bedene ait maddi yaşam içindeki yaşamınızdan kurtuluşa ermektesiniz çünkü ebedi yaşamın hediyesi olan Yaratıcı’nın yaşayan ruhaniyeti ile özdeşleşmişsinizdir. Birçokları, gerçekten de, Yaratıcı’dan ayrılarak buraya gelmemden önce bu yaşama sahip oldu; ve, onlardan çok daha fazlası, benim sözüme inandıkları için bu ruhaniyeti aldı ancak, ben şunu duyuruyorum ki, Yaratıcı’ya geri döndüğümde o ruhaniyetini tüm insanların kalplerine gönderecek[25].
1955 146:3.6 “While you cannot observe the divine spirit at work in your minds, there is a practical method of discovering the degree to which you have yielded the control of your soul powers to the teaching and guidance of this indwelling spirit of the heavenly Father, and that is the degree of your love for your fellow men. This spirit of the Father partakes of the love of the Father, and as it dominates man, it unfailingly leads in the directions of divine worship and loving regard for one’s fellows. At first you believe that you are sons of God because my teaching has made you more conscious of the inner leadings of our Father’s indwelling presence; but presently the Spirit of Truth shall be poured out upon all flesh, and it will live among men and teach all men, even as I now live among you and speak to you the words of truth. And this Spirit of Truth, speaking for the spiritual endowments of your souls, will help you to know that you are the sons of God. It will unfailingly bear witness with the Father’s indwelling presence, your spirit, then dwelling in all men as it now dwells in some, telling you that you are in reality the sons of God.
2021 146:3.6 “Her ne kadar sizler, akıllarınız içinde faaliyet göstermekte olan bu kutsal ruhaniyeti gözleyemez olsanız da, orada, sahip olduğunuz ruhsal güçlerin denetimini cennetsel Yaratıcı’ya ait bu ikamet eden ruhaniyetin öğretisine ve rehberliğine ne derece bıraktığınızı keşfedebileceğiniz kullanışlı bir yöntem bulunmaktadır; bu, akran insanlarınızı derinden sevebilme derecenizdir. Yaratıcı’nın ruhaniyeti Yaratıcı’nın derin sevgisinden almaktadır; ve, o insan üzerinde egemen olurken, her seferinde insanı, kutsal ibadetin doğrultularına ve kişinin akranlarını sevgi dolu bir biçimde görüşüne yönlendirmektedir. İlk başta sizler, benim öğretim sizleri Babamız’ın ikamet eden mevcudiyetinin içsel yönlendirmelerine karşı daha bilinçli kılmasından dolayı Tanrı’nın evlatları olduğunuza inandınız; ancak, yakın bir zaman içinde Gerçekliğin Ruhaniyeti bedene yağdırılacak, ve o, tıpkı benim şimdi sizler aranızda yaşamam ve sizlere gerçekliğin sözlerini söylemem gibi, insanlar arasında yaşayacak ve onların tümüne öğretimde bulunacaktır. Ve, bu Gerçekliğin Ruhaniyeti, ruhlarınızın ruhsal bahşedilmişlikleri için konuşan bir biçimde, sizlerin Tanrı’nın evlatları olduğunuzu bilmenize yardım edecektir. O mutlak bir biçimde; şu an içerisinde bazılarında ikamet ederken gelecek olan zaman zarfında insanların tümünde ikamet edecek, ruhaniyetiniz halindeki, Yaratıcı’nın ikamet eden mevcudiyetinin sizlere kendinizin gerçekte Tanrı’nın evlatları olduğunuzu söyleyişine şahitlik edecektir[26].
1955 146:3.7 “Every earth child who follows the leading of this spirit shall eventually know the will of God, and he who surrenders to the will of my Father shall abide forever. The way from the earth life to the eternal estate has not been made plain to you, but there is a way, there always has been, and I have come to make that way new and living. He who enters the kingdom has eternal life already—he shall never perish. But much of this you will the better understand when I shall have returned to the Father and you are able to view your present experiences in retrospect.”
2021 146:3.7 “Bu ruhaniyetin yönlendirişini takip eden her yeryüzü evladı, nihai bir biçimde Tanrı’nın iradesini bilir hale gelecek; ve, kendisini Babamın iradesine teslim etmiş olan kişi sonsuza kadar var kalacak. Yeryüzü yaşamından ebedi yerleşkeye olan yol, sizler için açık bir biçimde ortaya konulmamıştır; ancak, orada bir yol vardır, her zaman olmuştur, ve ben bu yolu yeni ve yaşayan hale getirmek için gelmiş bulunmaktayım. Krallığa girmiş olan kişi hâlihazırda ebedi yaşama sahiptir — o kişi hiçbir zaman yok olmayacaktır. Ancak, bunun çoğunu siz, ben Yaratıcı’ya döndüğüm zaman ve siz geri dönüp bu mevcut deneyimlerinizi yeniden değerlendirebildikten sonra daha iyi anlayacaksınız[27].
1955 146:3.8 And all who heard these blessed words were greatly cheered. The Jewish teachings had been confused and uncertain regarding the survival of the righteous, and it was refreshing and inspiring for Jesus’ followers to hear these very definite and positive words of assurance about the eternal survival of all true believers.
2021 146:3.8 Ve, bu bahşedilmiş sözleri duymuş olan herkes fazlasıyla neşelenmişti. Musevi öğretileri, doğru olanın kurtuluşuna dair kafası karışık ve belirsiz haldeydi; ve, tüm gerçek inananların ebedi kurtuluşu hakkında güvencenin bu oldukça belirgin ve olumlu sözlerini duymak İsa’nın takipçileri için canlandırıcı ve ilham verici olmuştu.
1955 146:3.9 The apostles continued to preach and baptize believers, while they kept up the practice of visiting from house to house, comforting the downcast and ministering to the sick and afflicted. The apostolic organization was expanded in that each of Jesus’ apostles now had one of John’s as an associate; Abner was the associate of Andrew; and this plan prevailed until they went down to Jerusalem for the next Passover.
2021 146:3.9 Havariler inananlara duyuruda bulunmaya ve onları vaftiz etmeye devam ederken, üzgün olanlara teselli olan ve hasta ve rahatsızlık içindekilere yardımda bulunan bir biçimde evden eve gitme uygulamalarını sürdürdüler. Havarisel örgüt bu aşamada, İsa’nın her bir havarisinin Yahya’nınkilerden gelen birini yardımcı olarak alması bakımından genişlemişti; Abner, Andreas’ın yardımcısı olmuştu; ve, bu tasarım, bir sonraki Hamursuz için Kudüs’e inişlerine kadar varlığını sürdürmeye devam etmişti.
1955 146:3.10 The special instruction given by Jesus during their stay at Zebulun had chiefly to do with further discussions of the mutual obligations of the kingdom and embraced teaching designed to make clear the differences between personal religious experience and the amities of social religious obligations. This was one of the few times the Master ever discussed the social aspects of religion. Throughout his entire earth life Jesus gave his followers very little instruction regarding the socialization of religion.
2021 146:3.10 Zebulun’daki konuklukları boyunca İsa tarafından verilmiş özel eğitim; başlıca krallığın karşılıklı sorumluluklarına dair ilave konuşmalar ile ilgili olmuş, ve, kişisel nitelikteki dini deneyim ile toplumsal nitelikteki dini yükümlülük birlikteliği arasındaki farkları açıklığa getirmek için tasarlanmış öğretimi içine almıştı. Bu, Üstün’ün dinin toplumsal yönlerine dair ender gerçekleştirmiş olduğu birkaç konuşmadan bir tanesiydi. Yeryüzü yaşamının tamamı boyunca Üstün takipçilerine, dinin toplumlaşımı ile ilgili çok az yönergede bulunmuştu.
1955 146:3.11 In Zebulun the people were of a mixed race, hardly Jew or gentile, and few of them really believed in Jesus, notwithstanding they had heard of the healing of the sick at Capernaum.
2021 146:3.11 Zebulun’da insanlar, ağırlıklı olarak ne Musevi ne de Musevi-olmayan sayılabilecek bir halde, karma bir ırktaydı ve, her ne kadar Kapernaum’daki hastaların iyileşmesini duymuş olsalar da, onların birkaçı gerçekten İsa’ya inanmıştı.
4. THE GOSPEL AT IRON
4. İRON’DAKI MÜJDE
1955 146:4.1 At Iron, as in many of even the smaller cities of Galilee and Judea, there was a synagogue, and during the earlier times of Jesus’ ministry it was his custom to speak in these synagogues on the Sabbath day. Sometimes he would speak at the morning service, and Peter or one of the other apostles would preach at the afternoon hour. Jesus and the apostles would also often teach and preach at the weekday evening assemblies at the synagogue. Although the religious leaders at Jerusalem became increasingly antagonistic toward Jesus, they exercised no direct control over the synagogues outside of that city. It was not until later in Jesus’ public ministry that they were able to create such a widespread sentiment against him as to bring about the almost universal closing of the synagogues to his teaching. At this time all the synagogues of Galilee and Judea were open to him.
2021 146:4.1 İron’da, Celile ve Yehuda’nın küçük şehirlerinin birçoğunda olduğu gibi, bir sinagog bulunmakta olup, İsa’nın hizmetinin öncül dönemlerinde Şabat günü bu sinagoglarda konuşmak onun âdeti haline gelmişti. Zaman zaman o sabah ayininde konuşur, ve öğleden sonra saatinde Petrus veya diğer havarilerden bir tanesi vaazda bulunurdu. İsa ve havariler aynı zamanda sıklıkla, sinagogda gerçekleştirilen hafta içi akşam topluluklarına öğretide ve duyuruda bulunmaktaydı. Her ne kadar Kudüs’deki dini önderler İsa’ya karşı artan bir biçimde düşmancıl hale gelmişse de, onlar, bu şehrin dışındaki sinagoglarda hiçbir doğrudan denetime sahip değillerdi. İsa’nın kamu hizmetinin sonraki dönemine kadar onlar, öğretisini neredeyse her bir sinagoga kapatır biçimde kendisine karşı bu türden yaygın bir duyuş oluşturmaya yetkin hale gelmemişlerdi. Bu zaman zarfında Celile ve Yehuda’nın tüm sinagogları kendisine açıktı[28].
1955 146:4.2 Iron was the site of extensive mineral mines for those days, and since Jesus had never shared the life of the miner, he spent most of his time, while sojourning at Iron, in the mines. While the apostles visited the homes and preached in the public places, Jesus worked in the mines with these underground laborers. The fame of Jesus as a healer had spread even to this remote village, and many sick and afflicted sought help at his hands, and many were greatly benefited by his healing ministry. But in none of these cases did the Master perform a so-called miracle of healing save in that of the leper.
2021 146:4.2 İron, bu dönemler için oldukça geniş bir mineral madenler yerleşkesiydi; ve, İsa, bir madencinin yaşamını daha öncesinde hiç paylaşmamış olduğu için, İron’da ikamet ederken vaktinin büyük bir kısmını madenlerde geçirmişti. Havariler evleri ziyaret ederken ve kamu mekânlarında duyurularda bulunurken, İsa, bu yeraltı emekçileri ile birlikte madenlerde çalışmıştı. Bir iyileştirici olarak İsa’nın ünü, bu uzak kasabaya bile ulaşmış haldeydi; ve, birçok hasta ve sıkıntı içindeki kişi ellerinden yardım dilemiş olup, birçokları onun iyileştirici yardımlarından fayda görmüştü. Ancak, bu vakaların hiçbirinde İsa, cüzamlı olanınki dışında, tarafınızdan adlandırıldığı şekliyle bir iyileştirme mucizesini gerçekleştirmemişti.
1955 146:4.3 Late on the afternoon of the third day at Iron, as Jesus was returning from the mines, he chanced to pass through a narrow side street on his way to his lodging place. As he drew near the squalid hovel of a certain leprous man, the afflicted one, having heard of his fame as a healer, made bold to accost him as he passed his door, saying as he knelt before him: “Lord, if only you would, you could make me clean. I have heard the message of your teachers, and I would enter the kingdom if I could be made clean.” And the leper spoke in this way because among the Jews lepers were forbidden even to attend the synagogue or otherwise engage in public worship. This man really believed that he could not be received into the coming kingdom unless he could find a cure for his leprosy. And when Jesus saw him in his affliction and heard his words of clinging faith, his human heart was touched, and the divine mind was moved with compassion. As Jesus looked upon him, the man fell upon his face and worshiped. Then the Master stretched forth his hand and, touching him, said: “I will—be clean.” And immediately he was healed; the leprosy no longer afflicted him.
2021 146:4.3 İron’daki üçüncü günün geç öğleden sonrası vakti, madenlerden geri dönerken İsa tesadüfen, kaldığı yere olan yolu üzerinde küçük bir yan sokaktan geçmişti. İsa bir cüzamlı kişinin oldukça kirli barakasına yaklaşırken, bu sıkıntı içindeki kişi, bir iyileştirici olarak İsa’nın ününü duymuş bir biçimde, kendisi kapısının önünden geçerken yolunu kesme cüreti göstermişti; onun önünde eğilerek İsa’ya şunu söyledi: “Koruyucumuz, eğer bir istersen, beni temiz hale getirsin. Ben, sana ait öğretmenlerin iletisini duydum, ve ben, eğer temiz kılınırsam krallığa girebileceğim.” Ve, cüzamlı bu şekilde konuşmuştu çünkü Museviler arasında cüzamlı olanların sinagoga girmesi bile veya diğer hallerde de kamu ibadetine katılması yasaklanmıştı. Bu kişi gerçekten de, cüzamı için bir çare bulamadıkça gelmekte olan krallığa alınamayacağına inanmaktaydı. Ve, onu sıkıntısı içinde gördüğünde ve güçlü inancının sözlerini işittiğinde İsa’nın insan kalbi etkilenmiş ve kutsal akıl merhametle harekete geçmişti. İsa ona doğru gözlerini indirirken, adamın yüzü düştü ve ibadet etmeye başladı. Bunun sonrasında Üstün, elini sunup, kendisine dokunan bir biçimde, şunu söyledi: “İstiyorum — temiz ol.” Ve, anında bu kişi iyileşmişti; cüzam artık kendisine rahatsızlık vermemekteydi[29].
1955 146:4.4 When Jesus had lifted the man upon his feet, he charged him: “See that you tell no man about your healing but rather go quietly about your business, showing yourself to the priest and offering those sacrifices commanded by Moses in testimony of your cleansing.” But this man did not do as Jesus had instructed him. Instead, he began to publish abroad throughout the town that Jesus had cured his leprosy, and since he was known to all the village, the people could plainly see that he had been cleansed of his disease. He did not go to the priests as Jesus had admonished him. As a result of his spreading abroad the news that Jesus had healed him, the Master was so thronged by the sick that he was forced to rise early the next day and leave the village. Although Jesus did not again enter the town, he remained two days in the outskirts near the mines, continuing to instruct the believing miners further regarding the gospel of the kingdom.
2021 146:4.4 İsa bu kişi dizlerinden kaldırdığında, onu şöyle uyarmıştı: “Hiç kimseye iyileşmenden bahsetme; bunun yerine, din-adamına kendini gösteren ve temizlenmene kanıt için Musa tarafından emredilmiş olan fedaları sunan bir biçimde, sessizce görevini yap[30].” Ancak, bu kişi İsa’nın yönerdiği biçimde davranmamıştı. Bunun yerine, İsa’nın kendi cüzamını iyileştirdiğini tüm kasabaya yaymaya başlamıştı ve, o tüm köy tarafından bilenen biri olduğu için, insanlar açık bir biçimde onun hastalığından temizlenmiş olduğunu görebilmekteydi[31]. O, İsa’nın kendisine sorumluluklarını hatırlatmış olduğu gibi din-adamlarına gitmemişti. İsa’nın kendisini iyileştirmesine dair haberleri etrafa yaymasının bir sonucu olarak Üstün hastalarla o kadar çevrelenmişti ki, ertesi gün erken kalkıp köyü terk etmek zorunda kalmıştı. Her ne kadar İsa bir daha kasabaya girmemiş olsa da, krallığın müjdesine dair inanan madencileri eğitmeye devam eden bir biçimde madenlerin yakındaki kasabanın uç bölgelerinde iki gün daha kalmaya devam etmişti[32].
1955 146:4.5 This cleansing of the leper was the first so-called miracle which Jesus had intentionally and deliberately performed up to this time. And this was a case of real leprosy.
2021 146:4.5 Cüzamlının bu temizlenişi, İsa’nın bilinçli ve kasıtlı bir biçimde bu zaman zarfına kadar gerçekleştirmiş olduğu, tarafınızdan adlandırıldığı biçimiyle ilk mucizeydi. Ve, bu, gerçek bir cüzam vakasıydı.
1955 146:4.6 From Iron they went to Gischala, spending two days proclaiming the gospel, and then departed for Chorazin, where they spent almost a week preaching the good news; but they were unable to win many believers for the kingdom in Chorazin. In no place where Jesus had taught had he met with such a general rejection of his message. The sojourn at Chorazin was very depressing to most of the apostles, and Andrew and Abner had much difficulty in upholding the courage of their associates. And so, passing quietly through Capernaum, they went on to the village of Madon, where they fared little better. There prevailed in the minds of most of the apostles the idea that their failure to meet with success in these towns so recently visited was due to Jesus’ insistence that they refrain, in their teaching and preaching, from referring to him as a healer. How they wished he would cleanse another leper or in some other manner so manifest his power as to attract the attention of the people! But the Master was unmoved by their earnest urging.
2021 146:4.6 İron’dan onlar, müjdenin duyurulması için iki gün harcayan bir biçimde Gişhala’ya gitmişlerdi; ve, bunun sonrasında, iyi haberleri duyurmak için neredeyse bir hafta geçirmiş oldukları Çorazin için ayrılmışlardı ancak, onlar, Çorazin’de krallık için birçok inananı kazanamaya yetkin olamamışlardı. Daha öncesinde öğretide bulmuş olduğu başka hiçbir yerde İsa, iletisinin bu denli genel bir reddi ile karşılaşmamıştı. Çorazin'deki konukluk havarilerin çoğu için oldukça umut kırıcı olup, Andreas ve Abner birlikteliklerinin cesaretini korumada fazlasıyla zorluk çekmişlerdi. Ve, böylece, Kapernaum boyunca sessizce geçen bir biçimde onlar, daha şanslı oldukları yer olan Madon köyüne devam etmişlerdi. Havarilerin çoğunun akıllarında; bu çok yakın zamanda ziyaret etmiş oldukları kasabalarda başarılı olamamalarının nedeninin, kendilerinin dualarında ve öğretilerinde İsa’dan bir iyileştirici olarak bahsetmekten kaçınmalarına dair onun ısrarı olduğu düşüncesi hâkim olmuştu. Onlar ne kadar da derinden, kendisinin başka bir cüzamlıyı iyileştirmesini veya bir başka şekilde insanların ilgisini çekecek bir biçimde gücünü dışa vurmasını arzu etmişlerdi! Ancak, Üstün, onların içten ricalarına kayıtsızdı.
5. BACK IN CANA
5. KANA’YA GERI DÖNÜŞ
1955 146:5.1 The apostolic party was greatly cheered when Jesus announced, “Tomorrow we go to Cana.” They knew they would have a sympathetic hearing at Cana, for Jesus was well known there. They were doing well with their work of bringing people into the kingdom when, on the third day, there arrived in Cana a certain prominent citizen of Capernaum, Titus, who was a partial believer, and whose son was critically ill. He heard that Jesus was at Cana; so he hastened over to see him. The believers at Capernaum thought Jesus could heal any sickness.
2021 146:5.1 Havarisel kafile, İsa “Yarın Kana’ya gidiyoruz” şeklinde duyuruda bulunmasıyla fazlasıyla neşelenmişti[33]. Onlar Kana’da olumlu bir dinlenişe sahip olduklarını biliyorlardı, zira İsa burada oldukça iyi bir biçimde tanınmaktaydı. Onlar; bir yarı inanan ve oğlu oldukça ciddi bir biçimde hasta olan Titus ismindeki bir önde gelen Kapernaum vatandaşının Kana’ya varmış olduğu üçüncü günlerine kadar, insanları krallığa getirme görevlerinde oldukça iyi bir iş çıkarmaktaydılar[34]. Titus İsa’nın Kana’da olduğunu duymuştu; böylece, kendisini görmeye yetişmişti. Kapernaum’daki inananlar İsa’nın her türlü hastalığı iyileştirebileceğini düşünmekteydi.
1955 146:5.2 When this nobleman had located Jesus in Cana, he besought him to hurry over to Capernaum and heal his afflicted son. While the apostles stood by in breathless expectancy, Jesus, looking at the father of the sick boy, said: “How long shall I bear with you? The power of God is in your midst, but except you see signs and behold wonders, you refuse to believe.” But the nobleman pleaded with Jesus, saying: “My Lord, I do believe, but come ere my child perishes, for when I left him he was even then at the point of death.” And when Jesus had bowed his head a moment in silent meditation, he suddenly spoke, “Return to your home; your son will live.” Titus believed the word of Jesus and hastened back to Capernaum. And as he was returning, his servants came out to meet him, saying, “Rejoice, for your son is improved—he lives.” Then Titus inquired of them at what hour the boy began to mend, and when the servants answered “yesterday about the seventh hour the fever left him,” the father recalled that it was about that hour when Jesus had said, “Your son will live.” And Titus henceforth believed with a whole heart, and all his family also believed. This son became a mighty minister of the kingdom and later yielded up his life with those who suffered in Rome. Though the entire household of Titus, their friends, and even the apostles regarded this episode as a miracle, it was not. At least this was not a miracle of curing physical disease. It was merely a case of preknowledge concerning the course of natural law, just such knowledge as Jesus frequently resorted to subsequent to his baptism.
2021 146:5.2 Bu soylu kişi Kana’da İsa’yı bulduğunda, güçlü bir biçimde kendisinden Kapernaum’a yetişmesini ve sıkıntı içindeki oğlunu iyileştirmesini rica etmişti. Havariler nefeslerini tutmuş bekler halde dururlarken, İsa, hasta oğlanın babasına bakan bir biçimde, şunu söylemişti: “Sizlere daha ne kadar tahammül etmeliyim? Tanrı’nın gücü aranızda ama işaretleri ve harikaları görmeden inanmayı reddetmektesiniz.” Ancak, soylu kişi, şunu söyleyen bir biçimde, İsa’ya yalvardı: “Koruyucum, ben gerçekten de inanıyorum; ancak, oğlum yok olmadan önce gel, zira ben onu bıraktığımda bile kendisi ölümün eşiğindeydi.” Ve, İsa başını sessizce düşünmek için bir anlığına eğdiğinde, aniden şöyle söyledi: “Evine geri dön; oğlun yaşayacak.” Titus İsa’nın sözüne inanmış olup, Kapernaum’a geri yetişti. Ve, o geri dönüş yolundayken, hizmetlileri, şunu söyleyen bir biçimde, kendisini karşılamak için yola düşmüştü: “Sevin, oğlun düzeldi — o yaşıyor.” Bunun sonrasında Titus onlara hangi saat oğlanın düzelmeye başlamış olduğunu sordu; ve, hizmetliler “dün saat yedi gibi ateşi kendisini terk etti” şeklinde cevap verince, baba bunun yaklaşık olarak İsa’nın “Evladın yaşayacak” dediği vakit olduğunu hatırladı. Ve, Titus bu andan itibaren tüm kalbiyle inanmış olup, onun tüm ailesi de inandı. Bu evlat krallığın kudretli bir hizmetkârı haline gelmiş olup, daha sonra, Roma’da acı çekmiş olanlarla birlikte yaşamını teslim etmişti. Her ne kadar Titus’un tüm hanesi, onların arkadaşları ve hatta havariler bu yaşanmışlığı bir mucize olarak görmüşse de, bu bir mucize değildi. En azından bu, fiziksel hastalığı iyileştirmenin bir mucizesi değildi[35]. O yalnızca, vaftizinin sonrasında İsa’nın sıklıkla başvurmuş olduğu tam da bu türden bilgi gibi, doğal yasanın gidişatına dair öncül-bilginin bir durumuydu[36].
1955 146:5.3 Again was Jesus compelled to hasten away from Cana because of the undue attention attracted by the second episode of this sort to attend his ministry in this village. The townspeople remembered the water and the wine, and now that he was supposed to have healed the nobleman’s son at so great a distance, they came to him, not only bringing the sick and afflicted but also sending messengers requesting that he heal sufferers at a distance. And when Jesus saw that the whole countryside was aroused, he said, “Let us go to Nain.”
2021 146:5.3 Tekrar, İsa, bu köydeki hizmetiyle birlikte açığa çıkmış bu türden ikinci yaşanmışlığa olan yersiz ilgi nedeniyle Kana’dan bir an önce ayrılmak zorunda kalmıştı. Kasaba insanları su ve şarabı hatırlamıştı ve, şimdi onun, bir soylu adamın çocuğunu o kadar uzaktan iyileştirmiş olduğu varsayıldığı için kendisine, yalnızca hasta ve sıkıntı içindekiler değil aynı zamanda acı çekenlerin uzaktan iyileşmeyi talep eden ulakları gelmişti. Ve, İsa, tüm şehir çevresinin ayaklandığını görünce, “Haydi Nain’e gidelim” dedi.
6. NAIN AND THE WIDOW’S SON
6. NAIN VE DUL’UN OĞLU
1955 146:6.1 These people believed in signs; they were a wonder-seeking generation. By this time the people of central and southern Galilee had become miracle minded regarding Jesus and his personal ministry. Scores, hundreds, of honest persons suffering from purely nervous disorders and afflicted with emotional disturbances came into Jesus’ presence and then returned home to their friends announcing that Jesus had healed them. And such cases of mental healing these ignorant and simple-minded people regarded as physical healing, miraculous cures.
2021 146:6.1 Bu insanlar işaretlere inanmıştı onlar, harikalar arayan bir nesildi. Bu zaman zarfında, merkezi ve güney Celile insanları, İsa ve onun kişisel hizmetine dair mucize arayan zihin içine girmişlerdi. Tamamiyle sinirsel bozukluklardan ve duygusal kökenli rahatsızlıklardan ızdırap çeken dürüst düzinelerce, yüzlerce kişi İsa’nın huzuruna gelmiş ve bunun sonrasında evlerine, İsa’nın kendisini iyileştirmiş olduğunu arkadaşlarına duyuran bir biçimde geri dönmüşlerdi. Ve, bu bilgisiz ve basit-akıldaki insanlar zihinsel iyileşmenin bu vakalarını, mucizevî çareler biçiminde, fiziksel iyileşme olarak görmüşlerdi.
1955 146:6.2 When Jesus sought to leave Cana and go to Nain, a great multitude of believers and many curious people followed after him. They were bent on beholding miracles and wonders, and they were not to be disappointed. As Jesus and his apostles drew near the gate of the city, they met a funeral procession on its way to the near-by cemetery, carrying the only son of a widowed mother of Nain. This woman was much respected, and half of the village followed the bearers of the bier of this supposedly dead boy. When the funeral procession had come up to Jesus and his followers, the widow and her friends recognized the Master and besought him to bring the son back to life. Their miracle expectancy was aroused to such a high pitch they thought Jesus could cure any human disease, and why could not such a healer even raise the dead? Jesus, while being thus importuned, stepped forward and, raising the covering of the bier, examined the boy. Discovering that the young man was not really dead, he perceived the tragedy which his presence could avert; so, turning to the mother, he said: “Weep not. Your son is not dead; he sleeps. He will be restored to you.” And then, taking the young man by the hand, he said, “Awake and arise.” And the youth who was supposed to be dead presently sat up and began to speak, and Jesus sent them back to their homes.
2021 146:6.2 İsa Kana’dan Nain’e gitmeyi amaçladığında, inananlardan ve birçok meraklı insandan oluşan büyük bir kalabalık kendisini takip etmişti. Onlar mucizeleri ve harikaları görmeye kararlılardı, ve onlar hayal kırıklığına uğramayacaklardı. İsa ve onun havarileri şehrin kapılarına yaklaştığında, Nainli bir dul annenin tek oğlunu taşıyan bir biçimde, yakındaki mezarlığa olan yolu üzerindeki bir cenaze alayı ile karşılaşmıştı[37]. Bu kadın fazlasıyla saygı duyulan birisi olup, köyün yarısı bu ölü olduğu varsayılan oğlanın tabutunu takip etmekteydi. Cenaze alayı İsa ve onun takipçilerine kadar geldiğinde, dul ve onun arkadaşları Üstün’ü tanımış ve güçlü bir biçimde ondan oğlanı yaşama geri döndürmesini rica etmişlerdi. Mucize beklentileri o kadar yüksek bir noktaya varmıştı ki onlar, İsa eğer her insan hastalığını iyileştirebiliyorsa bu türden bir iyileştiricinin bir ölüyü de diriltebilecek olduğunu düşünmüşlerdi. İsa, rahatsız edici bir biçimde böyle aralıksız ricada bulunulan bir biçimde, ileri adımını attı ve, tabutun kapağını kaldırarak, oğlanı incelemeye başladı. Genç adamın gerçekten ölmediğini keşfeden bir biçimde o, mevcudiyetinin bir trajedinin yaşanmasını önleyebileceğini gördü; böylece, anneye dönerek, şunu söyledi; “Ağlama. Oğlun ölü değil; o uyuyor. O sana tekrar kavuşturulacak.” Ve, bunun sonrasında, genç adamı elinden tutarak şunu söyledi: “Uyan ve ayağa kalk.” Ve, ölü olduğu varsayılan genç kısa bir süre oturdu ve konuşmaya başladı ve, İsa onları evlerine geri gönderdi.
1955 146:6.3 Jesus endeavored to calm the multitude and vainly tried to explain that the lad was not really dead, that he had not brought him back from the grave, but it was useless. The multitude which followed him, and the whole village of Nain, were aroused to the highest pitch of emotional frenzy. Fear seized many, panic others, while still others fell to praying and wailing over their sins. And it was not until long after nightfall that the clamoring multitude could be dispersed. And, of course, notwithstanding Jesus’ statement that the boy was not dead, everyone insisted that a miracle had been wrought, even the dead raised. Although Jesus told them the boy was merely in a deep sleep, they explained that that was the manner of his speaking and called attention to the fact that he always in great modesty tried to hide his miracles.
2021 146:6.3 İsa, kalabalığı sakinleştirmeye ve nafile bir biçimde ufaklığın gerçekten ölü olmadığını, onu mezardan geri getirmediğini açıklamaya çabaladı ancak, bu boşa bir uğraştı. Kendisini takip etmiş olan kalabalık ve tüm Nain köyü, duygusal kendinden geçiş halinin zirve noktasına çıkmıştı[38]. Birçoğunu korku almıştı, başka bir topluluk ise panik içindeydi, daha da başkaları da dua etmek için kapaklanmış günahları için çığırmaya başlamışlardı. Ve, yaygara içindeki kalabalığın dağıtılabilmesi karanlığın çöküşünden uzunca bir süre sonrasına kadar gerçekleşebilmişti. Ve, tabii ki, oğlanın ölü olmadığına dair İsa’nın ifadesine rağmen, herkes bir mucizenin gerçekleştiğinde, hatta ölünün diriltildiğinde ısrar etmişti. Her ne kadar İsa onlara, oğlanın yalnızca derin bir uykuda bulunduğunu söylemiş olsa da, onlar bunun İsa’nın konuşma tarzı olduğunu açıklamış ve onun, her zaman mucizelerini gizlemeye çalışan büyük alçakgönüllülük içinde bulunuşu gerçekliğine dikkat çekmişlerdi.
1955 146:6.4 So the word went abroad throughout Galilee and into Judea that Jesus had raised the widow’s son from the dead, and many who heard this report believed it. Never was Jesus able to make even all his apostles fully understand that the widow’s son was not really dead when he bade him awake and arise. But he did impress them sufficiently to keep it out of all subsequent records except that of Luke, who recorded it as the episode had been related to him. And again was Jesus so besieged as a physician that he departed early the next day for Endor.
2021 146:6.4 Böylece, İsa’nın dulun oğlunu ölüden diriltmiş olduğuna dair söz Celile boyunca yayıldı ve Yehuda’ya gitti; ve, bu anlatılanı duymuş olan birçok kişi ona inandı. Hiçbir zaman İsa, kendisinden uyanmasını ve ayağa kalkmasını istediğinde dulun oğlunun gerçekte ölü olmayışını havarilerin hepsinin bile bütünüyle anlamasını sağlayamamıştı. Ancak, İsa onlara; kendisine anlatılmış bir biçimde bu yaşanılmışlığı kaydetmiş olan Luka’nınki dışında, ilerideki kayıtların tümünde dışarıda tutulacak derecede bu hususun altını yeterli bir biçimde çizebilmişti[39]. Ve, yine, İsa bir doktor olarak o kadar kuşatma altına alınmıştı ki, ertesi gün Endor için erken saatlerde buradan ayrılmıştı.
7. AT ENDOR
7. ENDOR’DA
1955 146:7.1 At Endor Jesus escaped for a few days from the clamoring multitudes in quest of physical healing. During their sojourn at this place the Master recounted for the instruction of the apostles the story of King Saul and the witch of Endor. Jesus plainly told his apostles that the stray and rebellious midwayers who had oftentimes impersonated the supposed spirits of the dead would soon be brought under control so that they could no more do these strange things. He told his followers that, after he returned to the Father, and after they had poured out their spirit upon all flesh, no more could such semispirit beings—so-called unclean spirits—possess the feeble- and evil-minded among mortals.
2021 146:7.1 Endor’da İsa birkaç günlüğüne, fiziksel iyileşmenin arayışı içinde gürültü kopartan kalabalıklardan kaçabilmişti. Bu yerdeki konuklukları boyunca Üstün öğretim amaçlı olarak Kral Şaul ve Endorlu büyücünün hikâyesini havarilerine anlatmıştı[40]. Üstün açık bir biçimde havarilerine; öncesinde birçok kez ölünün varsayılmakta olan ruhaniyetlerinin kılığına girmiş bulunan yoldan çıkmış ve isyankâr yarı-ölümlülerin, artık bu tuhaf şeyleri yapamayacak derecede denetim altına alınacağını söylemişti. O takipçilerine; Baba’ya geri dönmesinden sonra, ve bu zamana kadar gerçekleşmiş olacak ruhaniyetlerini bedenlerin tümüne yağdırışlarından sonra, artık — tarafınızdan temiz olmayan ruhaniyetler biçimde adlandırılan — bu türden yarı-ruhaniyet varlıklarının faniler arasında zayıf ve kötü niyetteki akılları hâkimiyet altına alamayacağını söylemişti.
1955 146:7.2 Jesus further explained to his apostles that the spirits of departed human beings do not come back to the world of their origin to communicate with their living fellows. Only after the passing of a dispensational age would it be possible for the advancing spirit of mortal man to return to earth and then only in exceptional cases and as a part of the spiritual administration of the planet.
2021 146:7.2 İsa ilave bir biçimde havarilerine; ayrılmış olan insan varlıklarına ait ruhaniyetlerin, yaşayan akranları ile iletişim kurmak için doğmuş oldukları dünyalara geri dönmediklerini açıklamıştı. Yalnızca bir yazgı sonu çağının geçmesinden sonra fani insana ait ilerleyen ruhaniyetin yeryüzüne geri dönebilmesinin mümkün olduğunu ve böyle bir durumun bile yalnızca istisnai durumlarda ve gezegenin sahip olduğu ruhsal idarenin bir parçası olarak gerçekleştiğini.
1955 146:7.3 When they had rested two days, Jesus said to his apostles: “On the morrow let us return to Capernaum to tarry and teach while the countryside quiets down. At home they will have by this time partly recovered from this sort of excitement.”
2021 146:7.3 Onlar iki gün dinlendikten sonra, İsa havarilerine şunu söyledi: “Ertesi sabah haydi, bu arada şehir çevresi sakinleşirken vakit geçirmek ve öğretimde bulunmak için Kapernaum’a geri dönelim. Bu zaman zarfında evdeki insanlar bu türden heyecandan eski hallerine kısmen de olsa dönmüşlerdir.”